(13 Mayıs 1971 - )
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Bölümü
İngilizce Öğretmenliği’nden mezun oldu. Antalya’da yaşıyor.
İlk şiiri “İnci Küpeli Huzurum”
Bireylikler dergisinde yayımlandı. Şiirleri
Akatalpa, Bireylikler, Dize,
Eliz Edebiyat, Heves, Mor Taka, Şiiri Özlüyorum, Taflan vb. gibi dergilerde
yayımlandı.
Ödülleri: “Düş Lekesi” adlı
dosyasıyla 2006 yılında Safranbolu’da 7. si düzenlenen Uluslararası Altın
Safran Belgesel Film Festivali kapsamında düzenlenen şiir ödülünde mansiyon aldı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Yeraltında Gülme Krizi (2016, Artshop
Yayıncılık, İst., 64 s.)
Şiirlerinden
Seçmeler:
HEYKELLER
ÖPÜLMELİ
kilitli su narların kızardığı uzak ülke
üflenmedi ülkene henüz zaman tenhalarda
birkaç sokak
gezinip dolaşsın bırak süslenip saçılsın
bir heykeldi ben onunla öpüştüm
bir ırmak geçtiydi üzerimizden içi kırık
bir heves
hepsi bu
şeytan çarpsın uçsuz boynumda kıpırdanan
neydi
neydi o büyük düş o büyük gergedan
kuşlardan çok önceydi çok hastaydım
karnım daha da büyüdü ve dalgınlığım
harflerin biçimsizliğiydi belki de ağzımı
acıtan
git kendini yedi dağın kulağına fısılda
aç üstünü karanlığın gecenin derin ağzını
da
yelkovan kuşları geçecek aklından bırak
geçsin kıpırdanma
uzağından ince bir yağmur ol birik kendine
eşyalara dokunma
eski bir hastalık bu bende dilimde susup
duran ihtiras
suya vuran ay sus ay sus ihtiras
hastaydım ben kuşlardan çok önceydi
hastaydım ben masum ve itaatkâr
karnım daha da büyüdü ve dalgınlığım
taşların biçimsizliğiydi belki de kollarımı
acıtan
kabuğun kaygısı burada yer
-in rahmine in/en derin sızı
(hiçbir sızı masum değildir ve itaatkâr)
TERANE
Orada
kar mahkûmu sabırla seyrederken dünü
gözünde arpacık kâhindi zaman
katledin !
kim görmüş şafağım sökük eteğim dışa
dönükmüş
içimde bu saatte kimse yokken
en tenha yerimde bir fesleğen
tuttuğu nefes bu topraktan değil
zaman kasten saklanmış konuşmuyor
işte orada en kısa yerinde ömrün
boyum uzun ve yüzümün solgunluğu
soyunup kendini bin ahla taşlamış
arınıyor gözlerinde asya ürperdik
uğultular uğultular
bu pislik bu kan bu idrar
batı taraflarımdan atlılar iniyor atlılar
kaç fersah geçecek yelkovan bakirliğin
agorasından
ve akrep ağzında karlı şubatlar
altıeylülçarşamba dünün ağrısı akşamdı
ayyaş yerlerimde malum bir terane
her yeni aşkta aşınır aynı yüz
bakar mı bu göz kendi suretine
oysa ay dağlarında bir esire
yakut taşın gizeminde bir şey duymamış gibi
ince bir gülümseme ve alçak sesle
aşkı andırıyor
üç adımda çöküyor insan en kısa yerinde
ömrün
orada vakit hayli geçmiş
geçmiş kendinden
konuşmuyor
Akatalpa,
Sayı: 121, Ocak 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder