21 Kasım 2016 Pazartesi

B. GÜNEY ULUTAŞ



        Tam adı Belma Güney Ulutaş. İlk ve ortaöğrenimini Salihli’de tamamladı. Şehir Tiyatroları’nda drama sanatıyla tanıştı. 2004 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları/Tiyatro-Dramatik Yazarlık Ana Sanat Dalı’ndan “Tezer Özlü’nün yaşamı, sanatı ve bir oyun; ‘Erken Ölmüş Romantiklerin Gölgesinde’” başlıklı teziyle mezun oldu. Birçok dizi filmde ve Kanıt adlı polisiye dramada senaryo yazarı olarak çalıştı. İstanbul'da yaşıyor.
Senaryoları:
Yemin – 2007
Bahar Dalları - 2008
Yapıtları:
       Romanları: 
& Kopuklar (2016, Can Yayınları, İst., 368 s.)
      


Şiirlerinden Seçmeler:

AGAHTA CHRİSTİE ROOM

Part 1.

                             Özgü’ye ve tüm yeniden doğacaklara...

Yaşadıkça göreceğim daha
Benden önce akan zamanın gözyaşlarını da
ve biliyorum benden sonra da yaşayacak bu oda
yeniden doğacağım elbet
Lethe ırmağında kalan ne varsa
günahlarımla süzüleceğim
yeni vücuduma

Köpek ölüleri gibi kapıma bıraktığın
zaman artıklarından;
Katran karası gibi bir ruh
gözyaşı gibi parlak bir gelecekle
tamamlanacak...
zaman artığınım artık
arttıkça eksilen şaşkınlıklarında
değdikçe değmemiş göze
bakmadıkça bakar olduğum yüze
soruyorum hiç sormadığım sevgilime;
sen hiç bir kuğu oldun mu ölmeden önce?

Böylelikle bir düş daha eskir
soyunulmamış otel odalarında
dokunulamamış rahlelerde
bir düş daha eskir böylelikle
otel odalarının mahremliğinde
hiç buluşmadığım sevgilime soruyorum;
hiç bir kuğuyu öptün mü sen boynundaki hareden?

Günahlar soyuttur Agahta odalarında ağlar
Kadın korkaktır, ergende cahil bir telaş
düşer yine bir gözyaşı Christie’nin yanağına
Ve bilinir ki hep
günahlar gözlerle başlar.

Parıltı olsun diye kanla yazılan
Yeminlerime
mum damıttım gözlerinden
geç kalmış ne varsa
ve benden önce yaşayanlardansa
ve yaşatılmaktansa günahlarımla
gitmeyi kendime pusula bildim

Şimdi korkunç zamanın kemikleri sızlarken
şimdi yaz baykuşları cebime doluşurken
şimdi yalnızca gökyüzü altında
ve mahrem yerlerinde otel odalarının
günahlarımı temize çekiyorum
ruhların bile kovulduğu o yerde
boynumda soyut ilmek seni bir kez daha
kurşuna dizer gibi kalbime gömüyorum


Akatalpa, Sayı: 128, Ağustos 2010

Hiç yorum yok: