6 Kasım 2016 Pazar

GÜLTEKİN TEZCAN



(22 Ocak 1986, Silifke / İçel - )


       Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü mezunu. 2008-2013 yılları arasında Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde öğretmenlik yaptı. 2013 yılından bu yana ise Mersin’in Erdemli ilçesinde öğretmenliğe devam ediyor. Mersin’in Silifke ilçesinde yaşıyor; evli ve iki çocuk babası.
       Yasakmeyve dergisinde (Sayı: 82, Eylül-Ekim 2016) Nilay Özer tarafından hazırlanan “Vaat Edilmiş Sayfalar” adlı köşede “Tozlaşma”  ve “ Düşlem” adlı  şiirleri yayımlandı. Şiirleri, Akatalpa, Eliz Edebiyat, Koza Düşünce, Lacivert, Şehir, Şiiri Özlüyorum, Uçarı, Yasakmeyve vb. gibi dergilerde yayımlandı. Uçarı Dergisi'nde yayın kurulu üyesi. Edebiyat ve sinema ilgi alanları.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Darağacı Yeşili (2018, Şiiri Özlüyorum Kitaplığı, 56 s.)
Şiirlerinden Seçmeler:

KÜF

Kimselerin varışına değmedim

yaz yok; kış ve güz bitti
ömür artık: yıkık bir
taşra tesellisi

yine bu akşam
sesimde o soğuk
uçurum endişesi
gün ezikliği

duraksızca
avucuma üflenip,
yüzüme yamanan
harflerin intiharı

tanrının da inandığı
o şey ve ben, toprak
ve her mezar aslında
kendi imanının çürüğü

duyabilecek misin beni?
uzak ülkelere selam duran
rütbesiz bir boşluğum artık
kopuş, kırık bir omzun döktüğü
yağmur apoletleri

“Darağacı Yeşili” adlı kitabından

TOZLAŞMA

Yaradılışın tepsisinde sunulan ziftti
Yaşam dediğin,
Gövde maratonunda neftileşen ter
Nefessiz ağaçlara kabuk
Issızlığı kavuran zaman çeşmelerinde
Ömrümün kasnağını döndüren uykuları boğdunuz

Yaşadım demek içindi halbuki
Güneşin havladığı her gün
Korku kitaplarına figüran zerresi
Kadranımı akrebin kiniyle boyadım

Oyuğundan yalan akıtan tılsım
Eteklerime döküldü
Taştan kelimelerin magmasıydı
Dilimde tüten ejder
Unut tacirliğinde, geçmişini satan acılarla büyüdüm

Saçlarıma düşün şimdi sırayla
Topal patikalarda renkleri sürün
Ne tarafıma dönersem siyah bulacak beni
Öncesine dönmeli, anamın karnındaki tohum

Yasakmeyve, Sayı: 82, Eylül-Ekim 2016
“Darağacı Yeşili” adlı kitabından

UZAKLAR VE ÇÖL

gözlerimi kesen bir acı bu
avurdunda biriken kan
ölümün ıslak lekesi

söz, yağan kurşunlara
kınama şemsiyesi

zamandan yel kovan
akrebin ıssızlığı

kökü ısırılmış korkular
bul karanlığıma düşeni!

sis ve barut!
tenimi gölgeleyen dipsiz koku
çağın tanrısal şizofreni

saçlarımda katılaşan ölüm:
gözlerime inen yaşama kisvesi

sabır, mumdan duvar
ağrıyan yerlerime gömün beni

“Darağacı Yeşili” adlı kitabından

YANITSIZ

I.
bir enkazı güzelleyen
karnı deşilmiş söz yumaklarıyla
örüldü memleket gömleği

giyindim:

yağmur kıymığı bu gülüşler

anlamı kayarken evvelimde göklerin
rüzgarı keselemem midir şiir?

–ey yalan! topla saçlarını
dağıldıkça isimsiz yanlarıma bulaşıyorsun

II.
Ölümü peydahlayan diller
kanlı avlulara tükürdü
yarının ekmeğini

aç kaldım:

bardağımda şeytan tırnağı çizikler

sırça günahlardan kesilip döküldüğüm
kan denizlerim midir şiir?

III.
gecenin rahmini dölleyen
puslu ağızlardan sağıldı
göğün bu karanlığı

yok oldum:

yollarımda kurşun yanığı bitişler

–sen yalan! topla günahlarını
dağıldıkça kimsesiz ağıtlarıma bulaşıyorsun

dün artığı sonralarda asılmış
erken ölmelerim midir şiir?

yokla mezarlarını!

“Darağacı Yeşili” adlı kitabından

Hiç yorum yok: