16 Kasım 2016 Çarşamba

DUYGU ERGUN



(20 Ocak 1989, İstanbul - )


       2008 yılında Alman Lisesi'ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Piyano-Solfej Yarı Zamanlı İlk Devre mezunu oldu. İtalya Bologna Üniversitesi'nde bir dönem Erasmus programı eğitimi aldıktan sonra İstanbul Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’ne devam etti. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü birincilikle bitirdi. İstanbul Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğrenimine devam etti. Michigan Üniversitesi’nde Karşılaştırmalı Edebiyat okuyor.
       2004 - 2005 yılları arasında Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde tiyatro eğitimi de aldı. İtalyanca, Almanca ve İngilizce’den edebi çeviriler yapmaktadır.
       Yazmaya ilkokul dördüncü sınıftayken başladı. Şiirleri 14 yaşındayken dergilerde yayınlanmaya başladı. Şiirleri ve yazıları, Akatalpa, Çevirmenin Notu, Hayal, Hürriyet Gösteri, Kahvemolası, Karşın, Lacivert, Monograf, Monokl, Mühür, Sonra Edebiyat, Varlık, Yasakmeyve, Yazılıkaya gibi edebiyat dergilerinde yayımlandı.
Ödülleri: 2005 yılında Alman Lisesi Kültür Sanat ödüllerinde "Düzyazı" dalında edebiyat ödülünü kazandı. Uluslararası Alman Liseleri tarafından Atina’da düzenlenen "Jugend Musiziert" adlı müzik yarışmasında piyano dalında üçüncülük ödülü aldı. 2006 yılında "Ein Gespräch zwischen Virginia und Virginia" (Virginia ile Virginia arasında bir konuşma) adlı hikayesi, Alman Lisesi tarafından düzenlenen "Ich und Meine Klassiker" adlı edebiyat yarışmasında ikincilik ödülü aldı. 2006 Sait Faik Öykü Yarışması’nda “Antikacı Kadın” adlı öyküsü 136 eser arasından seçilen 28 öykünün arasında yer alarak seçki niteliğindeki kitapta yayınlanmıştır. 2007 Sait Faik Öykü Yarışması’nda “Kelepçe” adlı öyküsü 255 eser arasından seçilen 31 öykünün arasında yer alarak seçki niteliğindeki kitapta yayınlanmıştır. 2007 Terakki Vakfı 7. İstanbul Liselerarası Şiir Yarışması’nda “Cecylia” adlı şiiri, Birincilik Ödülü’ne değer görüldü. “Uzak Savaş” adlı kitabı, 2009 Memet Fuat Genç Şiir Ödülü’nde “Övgüye Değer” bulundu. “Kuş Evi” adlı kitabı 2010 Beyoğlu Şiir Festivali Sevda Ergin Şiir Ödülü’nü ve 2001 Karşıyaka Belediyesi Homeros Ödülleri kapsamında 2011 Arif Damar Şiir Ödülü Jüri Özel Ödülü’nü aldı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Uzak Savaş (2008, Hayal Yayınları, Ank., 91 s.)
& Kuş Evi (2010, Hayal Yayınları, İst., 90 s.)
&  
Öykü Kitapları:
&   
       Oyunları: 
& Barbara'nın Doğumu (2008, Mitos Boyut Yayınları, İst., 72 s.)
      Deneme, İnceleme, Eleştiri Kitapları:
&  
       Anı Kitapları:
&    
       Çocuk Kitapları:
&  
       Çevirileri:
&  
       Yayına Hazırladığı Kitaplar:
&  
       Katkıda Bulunduğu Kitaplar:
&  
       Hakkında Yazılan Kitaplar:
&  
Kaynaklar:
A   
Hakkında Yazılan Yazılar:
1  
Hakkında Yazılan Yazılardan Alıntılar:
/   
Yazarla Yapılan Söyleşiler:
J   
Şiir Hakkındaki Düşünceleri:
ü   
Şiirlerinden Seçmeler:

AGORA

Öylesine yeşil ve sürgündü gölgeme düşen sabah
öyle ki tutamayacağınız kadar genişti o gün her şey
Aslında ben ‘bir muğlaklık süregelirdi’yi dinliyordum
aynı vakitte viranesi çıkmış bir evin
tırabzanlarından sarkıyordum
Halbuki asılsız parçalanmak bu mevsimde
yerini bilmeksizin sancımaktı bir nevi
öyle ki zihnimizde birden her şey
on bire çeyrek kalaydı
geçmişim eğiliyordu kuzeye yatmaksızın
bir kış uykusuna
geçmişim –
beşerli yürüyen insanlar ardından
çakıl taşları yutuyordu
sonra birden sıcak bir agora yüreğimde
sonra agoralar aslında hep bir ilkyaz tutsaklığıdır

güzel olurdu pazartesi sabahlarında sessiz kalabilmek
o zaman yüzlerimiz algılanış türlerinden ibaret olurdu
şartlarımız ve şartlanmışlığımız
haziran dönümlerinde söylediğimiz şarkılar
otuzlarında Kafkasya
ve ölüm döşeğinde Latin Amerika
ve Latincede ‘gitmek’ fiilinin yedi zamanlı çekimi
güneş çekimi bataklık çekimi film çekimi
ve Hıristiyanlık
ve geniş yürekli kadınlar ve amip yaşantıları
kimlik kartları ve sokak lambaları
aydınlık geceler ve yeni yılınız kutlu olsun ve gölleşmiş bir okyanus –

aslında ben hala ‘bir muğlaklık süregelirdi’yi dinliyordum
içimde dinen taht ve güneşliklerin
yüzyıllık aylarını parçalıyordum
beşerli yürüyen bir antilop sürüsüyle tanışıyordum durmadan
halbuki ne denli güzel olabilirdi pazartesi sabahlarımız
ve ilkokulda bizi iştahla tokatlayan hocalarımız
devletsiz evlilikler de yapabilirlerdi
geçmişim eğiliyordu kuzeye yatmaksızın
bir kış uykusuna
geçmişim –
beşerli yürüyen antilop sürülerinden
araziler satın alıyordu
haritalar da en nihayetinde cennet ve cehennem ve sınırlarıydı bedenlerimizin
ve yaşanan tüm ülkelerde haritalar
tavan aralarına saklanmak kadar meşruydular
neden sonra bir meşru sabah bulantısı midemde
sonra agoralar aslında hep bir ilkyaz tutsaklığıdır

 28.04.2010


Akatalpa, Sayı: 126, Haziran 2010

Hiç yorum yok: