20 Kasım 2016 Pazar

ÇAĞDAŞ ÇETİNKAYA


(6 Ağustos 1985, İzmir - )


      Amerikan Koleji, Urla Anadolu Teknik Lisesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dramatik Yazarlık Ana Sanat Dalı mezunu.
      2001-2008 yılları arasında reklam, program, oyun ve şarkı yazarlığı yaptı. Oyunları özel topluluklar ve belediye tiyatroları tarafından oynandı. İki yıl Tanju Okan Festivaline katıldı. Tanju Okan ve Gönül Yazar’la çalıştı. TRT radyosunda metin yazarlığı yaptı. Çeşitli festivallerde tiyatro üzerine söyleşiler yaptı, şiirleri okundu. Old Westbury College’de Progressive Scenario Divine Gene Pool Work Shop programına katıldı. Milenyum kuşağı olarak bilinen Rob Zombie, John Carpenter, Yossi Sasson, Jaume Belaguero, Mark Young, Robert Kurtzman vb. otuza yakın yazarın senaryoları üzerine hipotetik çalışmalar yaptı. Düzenli yazıları 2004 yılında Sınırda Dergisi'nde yayınlanmaya başladı. Maya Advertisement Agency'ta reklam yazarı olarak çalıştı, Ara-lık Yayınları'nda redaktörlük, “Çalakalem Mor Söz” dergisinde editörlük yaptı. İzmir'de yaşıyor.
       Tiyatro Çalışmaları:
       Karşıyaka Belediye Tiyatrosu (Oyuncu) 1996-1997,
       Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Deneme Topluluğu (Yazar, Dramaturg) 2006-2008
       2. Türkiye Tiyatro Buluşması (Yazar) 2008
       Yenikapı Tiyatrosu 2008
       Şiirleri ve yazıları Akatalpa, altZine, Berfin Bahar, BH Sanat, Bireylikler, Borges Defteri, Çalakalem Mor Söz, Deliler Teknesi, Kadıköy Underground Poetix, Kan-Dil, Kaos GL, Kara Mecmua, Kırkaltı Karakalem, Kül Öykü, Mavi Ada, Mavi Melek, Mevsimsiz, Muaf, Öykü Teknesi, Patika, Sınırda, Siyahkahve, Sokak Yazarları, Varlık, Yasakmeyve, Yazı Kültürü, Yüxexes Karakalem vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Ödülleri: 2003 yılında Türkiye Felsefe Olimpiyatlarında Ege ikincisi, Türkiye on ikincisi oldu. TFK başkanı İonna Kuçuradi’den Onur Belgesi aldı.
Yapıtları:
       Katkıda Bulunduğu Kitaplar:
&  Kara Şiir Antolojisi (Hazırlayanlar: Altay Öktem, Halil Gökhan)   

Şiirlerinden Seçmeler:

ANLAŞMALI HALÜSİNASYON

Mizah, aklın hatalarını gizleyen son sığınaktır.
Thomas De Quincey-Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Cinayet

1.

gün: ne güzel bir gün bugün
tekno toplumsallığın olasılıklarını ben
coşkuyla karşılıyorum bu güzel bugünde

yeni teknokratik ilerlemeci akılcı
idealizme doğru yol alıyorum

vizyon alanımdaki ilerleme
artmasını sağlıyor rasyonalite gücümün de

cisimden ayrılmış aşkın vizyon mantığının
sürekli işlenmesi önümde
kartezyen mantığın ölçüsüdür bu:
hakim olan teleolojik bakış açısının tersine
düşüncemin farklı imaj biçimlerinin çağdaşlığı
ve eşzamanlılığı çerçevesinde belirlenmesi
görüyorum bunu bugün bu güzel günde

vizyon ile bilinçdışı süreçler arasındaki
ilişkiye dikkatle bakıyorum bugün
Pontalis diyor ki: bilinçdışı ve görsel olan arasındaki
geçişmedir osmosis! tekno kültürdür
dünya çapında cemaatler yaratma tasarımı
cyborglar siber organizmalar…

tecrübe zevk ve fantazya boyutlarımız genişlerken bugün
aklın ürünleriyle dünyayı yeniden kurma
gerçeklik kavramımızın yön değiştirmesiyle
geçiyor realizasyon aşamasına siber devrim:
yeni bin yılda uygarlığı yeniden düşünelim
yaşasın alternatif cisimsiz doğa gerçekliği!

Zygmunt Bauman diyor ki: modernite ilk ve
öncelikli olarak sınır boyu uygarlığıdır
ah o can alıcı nokta aşkın yer
hiçbir yerdeki başka bir yer düşüncesi

ve şu andaki verili gerçeklik ne de saçmadır o:
modern zamanda hayal güçlerimizin ihtiyaçlarını
karşılamalıyız artık
siber uzaya sanal yaşama açılmalıyız
ne güzel ne güzeldir onlar: siber gerçeklik teknolojileri
insanlığın ifadesinde farklı ufuklar yaratırlar:
olumlu motivasyonlarla asıl güncel var oluşlarla
özdeşleşmemizin zamanı geldi!

2.

toplumsal süreç içinde topumsal çevremizdeki
şiddet ve zehirli havayı nüfuz ettiğimiz
dışsal dünyadan kurtuluyoruz bugün
teknolojiye ve tekno kültüre yükselen ruhumuzla
mutluluğa ulaşıyoruz

yeni vizyon teknolojileri sürekli geliştirilip
mükemmelleştiriliyor
seyirci ve gösteri arasında boşluk kalmıyor
ne güzel

bu aşkın perspektifle dünya kendi bütünlüğü
içinde yeniden gözden geçiriliyor
ne de güzel

dünyayı giderek daha çok donanımlı vizyon
araçlarıyla görüyoruz dünyanın pis gerçekliğiyle
temas kurmaktan uzaklaşıp hedonizme ulaşıyoruz
ne güzel!

3.

bugün görsel benzetim tekniklerinin sağladığı
olanaklarla insan gerçek dünyanın hoş olmayan
zenginliklerinden temizlenmiş alternatif bir ortama geçebiliyor
ne de güzel

özel iktidarımızın ötesindeki dünyanın
karmaşık ve kararsız potansiyelinden kurtuluyoruz:
yaşasın siber alan dünyası!

siber dünya bir ütopya değil üstelik gerçek
siber alanda anlamın şeffaflığı
kavram ve görünüm arasındaki mutlak örtüşme
gerçek bir boyut o gerçek dünyayı teşkil ediyor
bu haliyle

asli ve cismani varlıktan kurtulmak üzere yarattığımız
seyirlik dünyanın efendileriyiz artık
ne güzel

ilkel dünyamızın kaotik ve katastrofik ortamını
burada aşıyoruz cisimsizleştirilmiş özneler dünyasında
hayal bile edilemeyecek yeni zevk alma boyutları keşfediyoruz
seyirlik kültürün hafifliğinde cisimleşmiş varlığın yükü
ve karşılaştırmalar ortamı kaldırılıyor
ne de güzel!

4.

otomatik ve sibernetik vizyonun
gelişimini doğuran toplumsal ve kültürel
güçlerin üzerinde önemle durmalıyız bugün:
yeni imaj teknolojileri yüce batı kültürünün
belirli değerleriyle biçimlenerek oluşuyor
rasyonalist mantıkla biçimleniyor
fantazya ve arzularla ilgili güçlü ifadelerimiz
oluşuyorlar bir bir bu gün
ne güzel

bilgisayar mantığı her şeyimizi ele geçiriyor bugün
bilgisayar aklın mutlak iktidarının simgesi haline
geliyor ne de güzel
Youngblood’a göre: bilgisayar taklit edebilen
bunun için de tüm diğer araçları kapsayan ve onlara
dönüşebilen son araç ötesidir mimetik cyborgların birincisidir…

aslında simgesel söylem de tarihin
en önemli gelişmesidir
tüm dünya çalışmaları bu evrensel
makinenin hizmetindeki çalışmalar olarak görülebilir:
yani evrensel makine
yaşasın en üst noktasına ulaşmış bilimsel rasyonalite!

nihayet akıl dünyevi sınırları yıkmak ve her şeyi
mümkün hale getirmek için çalışıyor bugün
ne güzel

elektronik imajlar kentsel alanla olan ilişkimizi
daha güzel bir hale getiriyorlar
Hobbes’cu anlamda mükemmelik yaratıyorlar
ne de güzel
tekno bilimle ölçülüp işlenen nesneler dünyası
kitle iletişim araçlarının fantazmagoryası
ne güzel onlar ne güzel şeyler yaratıyorlar
gerçeklik kaybını kaplıyorlar
anlaşmalı halüsinasyonla dünyayı
bu gün: ne güzel ne de güzel!

Ritz Charlton banliyösü, ağustos 2008

CELLADIN LANETİ

Clup Oregon’ da summer blood party 08

tutulmamış sözler ülkesinde
digital importaed tecno festivali:
hadi er doğan terk et bizi yeniden sol gelsin
iktidara lazım artık bir iyi kullanan sol elini

insanlar sömürülüyor dövülüyor ikiye bölünüyor
insanlar öldürülüyor fetiş malzemesine dönüşüyor
dünya dönüyor kimileri parmak yiyor satırlanıyor
dinmiyor celladın laneti

celladın laneti insanlar zihinlerinde
celladın laneti insanların ellerinde bellerinde
bellediklerinde
kırbaç mınçıka kılıç satır balta
biledik en gizli yerlerini
öç istiyoruz *** yoluna giden ölüler için yarabbi
daha fazla votka istiyoruz mesela
****laşan dünyayı
****laşan eleştiriyle yıkamak için
inan bize vallahi

bizim ne farkımız var
herkesin var domalanlar kadar
bir bildiği
haydi parti başlasın dj miki aç sesi
tüm deliler zebaniler yarılsın ortadan

duty free war clup special fetish nigt
evereybody people everybody are you free?

kan istiyoruz
kan kan kan
kapital dünya şoven dalga
değişen tek şey
isimler bu vahşet kitabında!

yaşasın fethiş clup gold shot dişediş kanakan
yeniden dandanakan baldıran bandıran
hadi o zaman vuruşkan vuruşkan damardan
görelim o sözcüklerdeki hedonizmi damlatan
haydi millet everybody
celladın laneti! celladın laneti!
bir daha: celladın laneti celladın laneti
celladın laneti yaşasın yüce Amerikan demokrasisi!

GÖZE KOLAY

her şey kolay
bunların hepsi
karikatürleri
koleksiyonları
kararsızlıkları
şimdi kaçıncı sayfadayız?

her şey kolay
izler
soğuk hava
ilkbahar
geliştiren hatalar
insancıl bir deyim
geçmiyorsa
oralarda
göze kolay
her şey kolay
sadece göze kolay

İLLEGAL SALDIRI

Emek Yüce Zeyrek'e

ey travma koleksiyoneri gotik feministler
fulbright burslu yönetici piliçler
leşlerinize yazdığınız şiirler ülserimi azdırır
esas sorun her konuşmanın rasyonalitesinden önce
konuşan tarafların rasyonaliteleri olmasıdır

ey rüyalarında erkek kırbaçlayan elezerler
Norveçli balıkçılara kadar düşenler
aşklarınız ayılınca biten Alice rüyalarıdır
farklılık ne söylenildiğini anlamak ile
varlığını kabul etmek arasındadır

ey egolarını yüksek lisans sıralarında bileyenler
Marylin Manson dinleyerek on altı bira içenler
yüksek not için etek giymeniz kanımı kaynatır
ve rasyonalite her konuşmada yenilendiğinde
anlaşmayı olanaksızlaştırır

ey desteklenmiş hediye verilmiş sevgiyle büyütülmüşler
güç kullanan insandan söz veren insana geçenler
voleyboldan tenis ve eskrime terfi edenler

devam edin bildiğiniz gibi sevişin
sizi uzaklara götürecek zaman kalmadı
kanser aids şizofreni parkinson ülser kalp krizi
bayraklarını etimize çakmaya niyetliler

yine de hayat kitsch bir Amerikalı
kasabalı bir Alman evini bize açtıkça yaşanır

ey x kuşağı
yolunuzdaki her hüzünlüden nefret edin

Mavi Melek, Sayı: 33

SEXOMANİAC

I
Makyaj aynandaki görüntün
Bir mızrak içime gömdüğün bebeğim!
Kibrinin ritmine bayılıyorum
Beni köleleştiriyor
Ben senin köpeğinim

Mükemmel ötesi bir kıskanç olmak zorunda değildin
Başarıyorsun ama başarıyorsun
Bu gece de vuruldum sana
Badem rengi Eric Marcus makyajına

Şimdi karnımın nasıl beton gibi
Nasıl boğum boğum kas olduğunu görmeni istiyorum
Vücudumdaki arzuyu, enerjiyi hissetmeni seviyorum

Düşünsene
Bir plaket haline getirip ödül yapmayacaklar seni
Kürsüye çıkartıp alkışlamayacaklar
Sadece benim üzerimde alkışlanabilirsin!

Tamam koloninim
Sömür, sömür beni sevgilim
Egzersizinim, projenim
Bal bademli vücut losyonunum senin
Ziyaret ettiğim dünyadan nefret ediyorsun
Ve cezalandırıyorsun beni
Senin o Allahın belası gerçeklerin tarafından
Tecavüze uğruyorum

Lütfen artık yapma, dinle beni
Nedenlerini sevmiyorum
Bağırsaklarından araba yarışı parkuru yaparak ödüllendiremem seni
Kalbim uyuşuk ve şişmiş öfkeni güvenli tutmaya çabalamaktan
Atamıyorum içimden bu önceden kestiremediğim lanet olası porsuk sadakati

Hermofrodit zebanilerden farksızım şu an bu ışıl oval odaya
Savrulan bir panter, Armani gömleğimden akan Kenzo
Sende ter, uyuşuyoruz durmadan birbirimize

II
Makyaj aynandaki görüntün
Bir mızrak içime gömdüğün bebeğim!
Her şey benim görünmez kraliçem olduğun zamanlarda başladı
Boynunu öperken yalarken donuk gözlerini
Nasıl biçimli bronzlaşmış olduğumu görebiliyordun
Odanın aydınlığına şükür ediyordum ben
Ve sen beni acımasızca öldürmekten vazgeçmiyordun.

Çünkü seni Eros'un namlı mızraklarıyla beceriveriyordum!

Mavi Melek, Sayı: 36

ULUSLARARASI KAOS

Aydanur’a…

Ben uluslararası kaos kuramcısıyım
Ve aynı zamanda saygın bir sapığım
Marksist diyalektikle her zaman kapıştım
Her yerde kapışırım

Duvarlara boşalan sprey tüplerinden
Bitmek bilmeden fışkırırım:
Anarchy! Anarchy
No school no job no money!

Biliyorum sevgilim
Aslen karanlık adam imajına sığınan
Bir bebek ninnisiyim sana göre
Ara sıra Türkiye şartlarına uyup
Mastürbasyoncu monotonların arasına da katılırım

Yumuşakça seslenirler
Yeni ölen bir çocuk gibi fısıldarlar
Yüksek sesle tıslarlar
Ben bir mantar bulutunda saklanan
Gümüş ve parlak kamışları tutarım o an
Eğer sen bahsettiğin kadar gururlu kalmış olsaydın
Dün gece beni deniz kıyısında taşlayan kalabalığın
Arasında bulunmazdın

Ben yine devam edeceğim yazmağa merak etme
Oğullarını domaltıp ***** babalar gibi bağıracağım
Çünkü anarşizmin ilkelerine göre
Birey kurtulmadıkça
Yığınların kurtulması olanaksızdır
Türk babaları da anarşisttir
Oğullarına bakıp onları
Topluma kazandırmayı sevmezler

Hem proletarya diktatörlüğünü reddettiğim için
Gerçek bir devrimci olmadığımı söyleyemezsin
Zaten kırsaldan anca metot mastürbasyoncusu
Faşistlerin çıktığına sen de tanıklık edeceksin
Yirmi ila otuz arası Marksist’tirler
Otuz ila kırk sosyal demokrat
Kırk ila elli tam faşo
Hatta yapılan araştırmalara göre
Hemen hepsinde kuğu fetişi görülür kuğu
Görmeye versinler bir zavallı kuğu!

Ama Doğru
İsa’sı Musa’sı yılanı deliğinden çıkartan
Namlı asası bile kurtaramaz beni bu saatten sonra
Haklısın zaten ben LCD ekranlı mezarımdan yükseliyorum
Fotoğraflarım çektiğim porno filmler hepsi birden
Yirmi dört saat slayt gösterisi var mezarımda
Daha kabir azabı başlamadı anlayacağın

Beyaz bir suikastçının başarıya ulaşmasını
Siyah ve **** birinin ABD başkanı olmasını bekliyorum
Ne için olacak ölmek için üstelik
Senin de beynini et döveceğiyle dağıtmamı istemiyorum
Güzel ***ünü kesmemi istemiyorsan şimdi siktir git!’

Ve sakın unutma yumuşakça seslenirler
Yeni ölen bir çocuk gibi fısıldarlar
Yüksek sesle tıslarlar
Ben bir mantar bulutunda saklanan
Gümüş ve parlak kamışları tutarım o an

Eğer sen bahsettiğin kadar gururlu kalmış olsaydın
Dün gece beni deniz kıyısında taşlayan kalabalığın
Arasında bulunmazdın

Bir gecede benim şarkımı beğensen
Sana yılanın öpücüğünü kondurdum
Yine de haini iyi oynadın...

Pekala tamam kabul ediyorum
Bazen mantık perendelerim
Yalanlarımın tanıtlanmasına yol açıyor
Ama eğer Hegel diyalektik yöntemin babasıysa
Ben de anasıyım sünnetinde yaş pasta aldığımın
Dengem kayboluyor anlayacağın
Sikim ve ***üm aynı anda kalkıyor!

İnsanların varlığını belirleyen
Onların bilinçleri değil tabi sana göre
Değil mi bilinçlerini belirleyen
Topluma attırdıkları mis ve taze atmıklar
Her eve lazım, hoş geldin MAAARX!

Unutmadan
Seni beklediğim yeri biliyorsun
Bir elimde Ludwig Andreas Feuerbach
Diğerinde export Malrboro Lights
Muhteşem huzuru hissediyorum
Tabi ki MC domalt’s!

Ç.Ç Temmuz 2008
Main Towers, Acıbadem-Kozyatağı


Hiç yorum yok: