Karakalem dergisinin yayın kurulunda yer aldı.
Şiirleri Akatalpa, Kurgan vb.
gibi dergilerde yayımlandı.
Şiirlerinden
Seçmeler:
BEN DEYİNCE SEN YANİ
SEVİ BİR HİTAP SORUNU
Bir hitap sorunudur
sevi
Üniformanın
elimdeki altı ayı uğruna
Otoyola çıkmaya
burnundan başlayanların gecesinde
Fırınlanmış
akıllardan süzülenlerle oynaşırken
Hıncım saydam bir
yorgan olup dolanıyor çıplağına.
Kafamda etçil
karıncalar dans ediyor
Her sınırda vücut
ısısını ölçüyorlar
Sınıyorlar her
kaçamak bakışı nazik bir eldivenle
Bu tarafı öteki
yapıyorlar yetmiyoruz kendimize
Bir hitap sorunudur
sevi
Bilginin en ağır
suç olduğu şu günlerde
Zaman, kaldırımda
uzanan bir kadavranın
Üstüne örtünen
gazete sayfasında
Yarısı çözülmüş
çengel bulmaca.
Bir hitap sorunudur
sevi
Bekleyişle beslenen
habis bir ur gibi
Serkeş bir şair
değiştirebilir her şeyi
Olmaz deme olur
nasıl ki savaş biter bir sözle
Aldandıkça
sığınılır şişelerin gerçekliğine
Kil yüzün bir
intihar müsveddesi gibi uzuyor ellerimde
Bir hitap sorunudur
sevi
Eziliyor ruhum bu
markalı haplar anaforunda
Her beşerin bir
boyun eğişi varmış boyun eğdim
Gördüğüm seslerin
duyduğum renklerin serabında
Ben döşümü aç
kurtlara
Uyarılmışlığımı
umursamayan gözyaşına bıraktım
Beni sade
üniformanın kopan altı ayı karşılar
Birden aklına düşen
annenin kucağımda
“bir hap daha” uzatır gölgeni kollarıma
Senin histerik
gülüşün her sızının dinamosu
Kanla kardeş olunan
bir çağın ensest tiyatrosu
Senin histerik
gülüşün bana eklenecek biliyorum
“bir hap daha”
gölgeni gerçek belletecek
Ben deyince sen
yani sevi bir hitap sorunu
Ne kadar eksik,
buyurgan, hayli kurumlu
“bu hap son olsun,
üşüyorum, sen de üşüyor musun?”
“ruhum bol,
üşüyorum, ölmüyor musun?”
Akatalpa, Sayı: 125, Mayıs 2010
MELANET
Arttıkça balçığa
bulanıyor şehir-
İn aralarına toz
melekler savruluyor
Daha fazla eşitlik
için
Öpüşürken gözünü
kapatmayan kadınların
Eşitlik kemiği
eriyor ağzımızda.
Herkes kendi
ormanında yangın heveslisi
Siren sesleri sisli
bir güne uzatıyor geceyi
Boğazını gıdıklayan
bir Keşke kadar pişman
Duyuyorum, başka
döşeklerdeki inlemeleri
Reçetemde kesin bir
susku yasası
Zayıflayan bedenler
değil ruhlar da cabası
Uçsuz bir
uykusuzluk düşü sarmış ya şehri
Ters konmuş
ayakkabıları koklayan bir sokak köpeği gibi
Kokumuzu bırakıp
çoğalacağımız bir sınır çiziyoruz
Orada bir ses
çağırsın diye raya dayanan kulaklar
Trenin gelişini
duymadılar
Kılıç
Terazi
Bir zincir olmuş
birbiriyle endişeli
Özlenecek bir yankı
arıyoruz sessizliğimize.
Bak ısındı toprak,
tepemize inecek yeni bir ev
Verdiğini alacak
burnundan soluyan evren
Her şey
başlangıçtaki söz’e dönecek
Hadi bir kadeh daha
içelim daha vakit erken
Akatalpa, Sayı: 113, Mayıs 2009