21 Eylül 2008 Pazar

İMGE ÖYKÜLER

İMGE ÖYKÜLER


Derginin Künyesi:
Genel Yayın Yönetmeni: Özcan Karabulut
Yayın Danışmanı: Semih Gümüş
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Zerrin Keskin
Dil Danışmanı: Sevgi Özel
Yayın Türü: Yaygın süreli
Yayın Yeri: Ankara
Yayın Periyodu: İki aylık
1. Sayı: Şubat-Mart 2005
Sayfa Sayısı: 184 s.
Fiyatı: 5 YTL

Derginin sunuş yazısı, “İmge Öyküler; Öykü Dostlarıyla Birlikte, Öykü Edebiyatımızın Gereksinimlerine Katkıda Bulunmak İçin…” başlığıyla Özcan Karabulut tarafından kaleme alınmış.

Derginin sunuş yazısı

“Doksanlı yılların ikinci yarısından günümüze öykü dergilerinin yayımlanmasıyla birlikte varolan öykü potansiyeli harekete geçmiş, kimi yazarlarımızın deyişiyle öyküde bir “patlama” yaşanmış, öykü edebiyatı ortamı canlanmıştır.
“Niçin iki, üç, daha fazla öykü dergisi olmasın?” sorusuyla Nisan 1996’da ilk sayısı yayımlanan Düşler Öyküler dergisi, çıkışını izleyen yıllarda öykü günlerini başlatmış, öykü günleri Ankara’dan başlayarak geniş bir coğrafyada yaygınlaşmıştır.
Sekiz yıldır kesintisiz olarak sürdürülen Ankara Öykü Günleri, Kasım 2003’te Mexico City’de yapılan 69. Uluslararası P.E.N. Dünya Kongresi’nde onaylanan Dünya Öykü Günü’nü doğurmuştur. Dünyaya açılan bir pencere olarak www.worldshortstoryday.org sitesini doğuran ise, 14 Şubat 2002’de Ankara’da yapılan “Öykü Forum”la hayat bulan Dünya Öykü Günü projesi olmuştur.
1995 yılında Adam Öykü’nün, izleyen yıllarda öteki öykü dergilerinin yayımlanması öykü dergiciliğini hareketlendirmiş, yayınevlerinin daha çok öykü kitabı yayımlamaya başlamalarıyla birlikte öykü edebiyatı ortamı canlanmıştır. Doksanlı yılların ikinci yarısında dokuz sayı çıkabilen Düşler Öyküler dergisinin öykü edebiyatı ortamına kendince yaptığı katkı; birbirini doğuran projeleriyle, gitgide kurumsallaşan etkinlikleriyle, bir yazınsal tür olarak öyküyü, yerelden ulusala, ulusaldan uluslar arası alana taşıması, olabildiğince geniş bir biçimde edebiyat kamuoyunun gündemine getirmesidir, bizce.
Burada dikkat çekilmesi gereken önemli nokta, son dönemde, farklı kuşaklardan öykücülerin buluşma sıklığının pek çok öykücüyü eylemli kıldığı gerçeğidir. Öykü ve öykücülüğümüz adına en büyük kazançlarımızdan biri de öykücülerimizin bu eylemliliğidir, hiç kuşkusuz. Nitekim, öykü edebiyatı ortamının canlanmasına da katkıda bulunan bu eylemlilik (öykücü arkadaşlarımızla buluşmalarımız, öykünün, öykücülüğümüzün, öykü dergilerinin sorunlarını tartışmamız, bir etkileşim ortamında düşünce üretmemiz), bizi, yeni ama farklı bir öykü dergisi projesine taşımıştır.
Yeni öykü dergisi, Ankara Öykü Günleri’nin sekizincisinin ardından yola koyuluyor.
Peki, yeni öykü dergisi yola koyulurken, düşler “aynı” düşler, öyküler “aynı” öyküler miydi? Yeni öykü dergisi olarak “aynı” düşlerle, “aynı” öykülerle yola koyulabilir miydik?
Arkadaşlarla yaptığımız toplantılarda, derginin biçimini, içeriğini belirlemek üzere çeşitli sorular sorduk, sorularımıza yanıtlar aradık, sorularımızı çok değerli edebiyatçı dostlarımızla da paylaştık.
Günümüz öykücülüğünün, geçmişteki öyküler kadar gelecekteki öykülerle de buluşmaya, kuşaklar arasında olduğu kadar edebiyatla hayat arasında da köprü kurulmasına, nicel artışın yanında nitel katkıya, öykücünün konuşmasına, eleştirinin canlanmasına, tartışmalarda düzeyin yükselmesine gereksinmediği söylenebilir miydi?
Öykünün çok yönlü okunmaya… Öykücünün değer verilmeye, farklı yönleriyle keşfedilmeye… Öykü edebiyatının demokratikleşmeye… Türkçe öykünün, dünya öykücülüğündeki yerinin belirginleşmesine de gereksinmediği söylenebilir miydi?
Günüyle, günleriyle, dergileriyle öykü edebiyatımızın deneyimine ve birikimine dayanan İmge Öyküler, bir yıl süren tartışmaların ardından, yeni kurumsal kimliğiyle, yeni kadrosuyla, yeni biçimiyle, yeni içeriğiyle, sorularına kendince bir karşılık bulmak, öykü edebiyatımızın gereksinmelerine katkıda bulunmak, öykü izlerinde adımlarını belirginleştirmek için yola koyuluyor.
İmge Öyküler, 14 Şubat Öykü Günü bildirisinde dile getirdiğimiz gibi, insanın öyküsüyle var olacağına, öyküsüyle geleceğe uzanacağına, geçmişini öyküsüyle saklayabileceğine inanıyor.
İmge Öyküler yola koyulurken, öykü dostlarının yanında olduğuna inanıyor. “

Derginin ilk sayısına; öyküleriyle Erhan Bener, Necati Tosuner, Mustafa Balel, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Sevgi Özel, Hasan Özkılıç, Onur Caymaz, anlatı, günce, kitap tanıtım yazısı ve eleştirileriyle Haydar Ergülen, Füsun Akatlı, Semih Gümüş, M. Sadık Aslankara, Feyza Hepçilingirler, Erdal Öz, Cemil Kavukçu, Çetin Öner, Işık Kansu, Cihan Demirci, Birsen Karaca, Sezer Ateş Ayvaz, Atilla Şenkon, Adnan Özer, Aysu Erden ve Deniz Spatar katkıda bulunuyor. Dergide; ayrıca Semih Gümüş ile yapılan bir söyleşi, Müge İplikçi’nin Adalet Ağaoğlu ile yaptığı sohbet ve Jaklin Çelik’in Sedat Yurtdaş, Kadir Konuksever, Mehmet Polat, Lal Laleş, Muharrem Erbey, Azad Ziya Eren ve Şeyhmus Diken’le gerçekleştirdiği forum yer alıyor.
Derginin ilk sayısında; “1980’den Günümüze Türkçe Yazılmış Beğenilen 10 Öykü” başlıklı bir soruşturmaya verilen yanıtlar ile soruşturma sonuçları veriliyor. Bu soruşturma sonucunda en çok beğenilen 10 öykü şöyle sıralanmış;
1. Geyikler, Annem ve Almanya, Nursel Duruel,
2. Naj, Hakan Şenocak,
3. Gece, Bir Otel Odasında. Özcan Karabulut,
4. Tahta Kuşlar, Aslı Erdoğan,
5. Suzan Defter, Ayfer Tunç,
6. İçeriye Bakan Kim, Mehmet Günsür,
7. Kâğıttan Kaplanlar Masalı, Murathan Mungan,
8. Bir Uçurtma Gibi, Erdal Öz,
9. Ormanın İçlerine Doğru, Cemil Kavukçu,
10. Aziz Bey Hadisesi, Ayfer Tunç.
Derginin ilk sayısında; Birsen Karaca ve Nermin Acar’ın çevirileriyle Mihail Mihayloviç Prişvin ve Donatien Alphonse François Marqis de Sade’ın iki öyküsü yer alıyor.

Şubat 2005’te yayın hayatına başlayan İmge Öyküler dergisi, Nisan-Mayıs 2006 tarihli 7. sayısıyla yayın hayatını tamamladı ve edebiyat tarihindeki yerini aldı.

EŞİK CİNİ


EŞİK CİNİ


Derginin Künyesi:
Derginin Adı: EŞİK CİNİ İki Aylık Öykü Kültürü Dergisi
İmtiyaz Sahibi: Ali Enver Ercan,
Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Nalan Barbarosoğlu,
Yayın Müdürü: Bülent Usta,
Görsel Tasarım: Nazlı Ongan,
Kurumsal İletişim: Gülce Başer,
Yayın Sekreteri: Melike Aydın,
Çalışma Ekibi: Ergun Kocabıyık, Handan İnci, İbrahim Yıldırım, Murat Batmankaya, Müge İplikçi, Jaklin Çelik, Nalan Barbarosoğlu, Saadet Özen, Yekta Kopan.
Basım Yeri: İstanbul,
Yayımcı Kuruluş: Komşu Yayınevi,
Yayın Periyodu: İki aylık,
Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın,
1. Sayının Basım Tarihi: Ocak-Şubat 2006
1. Sayının Baskı Adedi: 2500
Sayfa Sayısı: 160
Fiyatı: 5 YTL.

Eşik Cini dergisi, adını Hulki Aktunç’un “Bir Çağ Yangını” adlı romanının giriş metninden alıyor.
Derginin kapak tasarımı, her sayıda başka renk fon olacak biçimde, birbirinden farklı çoklu cin motifinden oluşmaktadır.

EŞİK CİNİ 1. SAYI

Nalan Barbarosoğlu tarafından kaleme alınan derginin sunuş yazısı;

“Bunları kimseye
anlatmamalıydın.
Ey eşik cini! Senin ve
Birçoğumuzun sonu geldi.
Ve elbet gelecekti.
Ama bundan daha görkemli
Bir başlangıç olabilir mi?
Bak, duyanlar uykusuz-duraksız
Kalıyor. Yine de
Kendi şenliklerine gidiyorlar.” *


Kültürel ve felsefi kavramların kabuk değiştirdiği, içeriklerin yenilendiği bir zamanın içinden geçiyoruz. Kendini ve ortamını tanımakta, tanımlamakta zorlanan bir insanlığın parçasıyız. Düşünce dünyamız karışık, duygu dünyamız karşıtların gelgitiyle örülü… Evrensel barışa ve dünya kaynaklarının paylaşımında adalete – dünyanın tüm zamanlarında olduğu gibi- yine gereksinim duyuyoruz… Kaygılı ve tedirginiz… Varlığımız ve varoluşumuz –çoğu zaman adını koyamadığımız- bir tehdit altında… Sanki dünya bizim dışımızda akıyor, sanki dünya bizi içine almıyor, bizi görmüyor, ya da görse bile kayıtsız kalıyor… Geleceğe ilişkin –ortak paydada buluşabilecek- hayallerimizi yitirmiş gibiyiz… Oysa, biliyoruz ki, gelecek tasarımını yitirenlerin ortak kaderi, geçmiş tasarımını da yitirmek, yitirmese de köksüzleşmektir; beslenememek, serpilip gelişememektir. Belki de bu köksüzlükten –bazen farkında olarak, bazen de olmayarak—kendi tarihinden, kendi coprafyasından sürgün edilmiş ruhlar gibi dolaşıyoruz bedenlerimizin içinde. Gündelik hayat sregiderken tuhaf, belirsizliklerle bezeli, kolay kolay adlandıramadığımız bir ruh durumuyla soluk alıp veriyoruz, sanki çıkış yolunu bulamadığımız bir döngünün içinde yuvarlanıp gidiyoruz. Sonsuzdan gelip sonsuza akan zamanın içinde bir “tık” sesi kadar kısa ömrümüzde geçmişi ve geleceğiyle bütünleşebileceğimiz bir dünya tasarımı arıyoruz…
Bu tasarım nerede?.. Tabii ki, yine içimizde; yaşarken ve yazarken enerjisi ve dinamikleriyle oluşan çok boyutlu hayatın içinde… Milyonlarca yılla ifade edilen zaman algımızda, dünyanın ve insanın tarihinde… Bu tarihi yapan varlığımızla ve varoluşumuzla oluşturduğumuz yaşam hikâyelerinde… Bu hikâyelerimizin içinde… Dilimizde… Soluk alıp verdiğimiz atmosferde… Hayallerimizde… Hayal kırıklıklarımızda… Gördüğümüz rüyalarda… Korkularımızda… Arzularımıda… Öfkelerimizde… Dileklerimizde… Türkülerimizde… Söylencelerimizde… Boyuneğişimizde… Başkaldırmamızda… Duruşumuzda… Attığımız adımların edasında… Bakışımızda… Dumanı tüten çayın, buğusu yayılan ekmeğin kokusunu içimize çekişimizde… Gün doğumlarında ve batımlarında güneşin renklerini merakla bekleyişimizde… Rüzgârın tenimize değdiği anda duyumsadıklarımızda… Yağmurun sesini dinleyişimizde… Yağan karı izleyişimizde… Hüzünlerimizde… Coşkularımızda.. Aşklarımızda… Gözyaşlarımızda ve kahkahalarımızda… Bir çocuğa bakarken içimizde uyanan umutta..
Binyıllardır sürüp gelen bir hakâyenin zamanımızdaki taşıyıcısıyız… Diller değişiyır, coğrafyalar değişiyor, çağlar değişiyor, söylenceler değişiyor, algılar değişiyor, kavramlar değişiyor… Hikâye değişmiyor… Daha doğrusu, hikâyeyi hikâye yapan “öznitelik” değişmiyor. İnsan ve hayat! Bütün değişkenlikleriyle, çok parçalı evreniyle insan, kendi hikâyesini örüyor, dünyanın ve insanlığın hikâyesine eklemleniyor, kendisine bir kader olan dünyanın kaderini yine insan yazıyor… Bir başkasının hayatına değerek, eklemlenerek, girerek; bir başkasının hayatından çıkarak, kovularak, sürgün edilerek…
Eşik Cini, insana ve hayata dair yazılmış, yazılan ve yazılacak öykülere açılan kapının eşiğinde bir dergi olarak çıkıyor… Öykü dünyasını evi bellemiş, eşiğini yurt edinmiş bir “cin” diye de görebiliriz onu… Neden olmasın?... İnsan eli değen her şey gibi dergiler de kendi hikâyelerini yazar… Yazarları ve okurlarıyla.
Merhaba.

* Hulki Aktunç, Bir Çağ Yangını, Eylül 1981, Derinlik Yayınları, İstanbul, Romanın girişinden…


Esik Cini’nin ilk sayısında öyküleriyle Latife Tekin, Hulki Aktunç, Nabizâde Nâzım, Müge İplikçi, Ayfer Tunç, Jale Sancak, Zekeriya Tamer, Gassan Kanafani, Behçet Çelik, Vural Sözer, Nilüfer Altınel, Sait Faik Abasıyanık, Bekir Sıtkı Kunt, Seyit Göktepe, Ahmet Büke, Refik Algan, Özgür Soylu, Nergis Gün Uzun; yazılarıyla Ergun Kocabıyık, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Selim İleri, Handan İnci, İbrahim Yıldırım, Saadet Özen, Murat Gülsoy, Murat Yalçın, Necip Tosun, Ömer Lekesiz, Yekta Kopan; çizgileriyle Levent Gönenç, Memo Tekin, Hicabi Demirci yer alıyor.
Ergun Kocabıyık, “eşik ve cinleri” yazısında kültür tarihinde uzun soluklu bir yolculuğa çıkarak, derginin adına da bir açılım getiriyor..
Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun “eşik ve eşikli öyküler” başlığını taşıyan yazısı, yazmanın ve okumanın alt katmanlarına işaret ediyor.
Handan İnci ve İbrahim Yıldırım’ın yazılarıyla Nabizâde Nâzım’ın öykücülüğüne bakarken ve kimi ezberlerimizi bozarken, Türkçe harflerle ilk kez yayımlanan bir Nabizâde Nâzım öyküsü de okuruyla buluşuyor: “Sohbet-i Şübbâne”.
Ekim 1966’da Papirüs dergisinde yayımlanan, Bilge Karasu, Rauf Mutluay, Adnan Özyalçıner, Mehmet Seyda, Cemal Süreya, Haldun Taner ve Turgut Uyar’ın “Hikâye Üstüne” başlığını taşıyan tartışması, aradan kırk yıl geçmesine rağmen bugün konuşuluyormuşcasına güncel bir içerik taşıyor.
Suriye öyküsüne bakan Saadet Özen’in yazısına Zekeriya Tamer ve Gassan Kânafâni’nin öyküleri eşlik ediyor.
Handan İnci’nin “İstanbul’un Eşiğinde Edebiyat: Haydarpaşa Garı” başlıklı denemesi, okuru edebiyatımızın içinde Haydarpaşa olan ürünlerini okumaya çağırıyor.
Selim İleri’nin Selçuk Baran’ı, Murat Yalçın’ın Bilge Karasu’yu, Murat Gülsoy’un Oğuz Atay’ı, Necip Tosun’un Halid Ziya Uşaklıgil’i, Ömer Lekesiz’in Sevgi Soylu Kalyoncu’nun Gelincikler Geceye Düşer adlı kitabını anlatan yazıları, okuma açılarının yönlerine dikkat çeken, zenginleştiren bir renk sunuyor. Yekta Kopan’ın hazırladığı “eşiklopedik sözlük” öykü tarihimizde zevkli olduğu kadar, farklı bir gezinti.

Eşik Cini dergisi, 15 sayı süren yayın macerasından sonra yayn hayatına son verdi. Öyküye ivme kazandıran dergilerin birer birer yayımını sonlandırmalarının sebepleri ayrı bir yazı da irdelenmesi gerektiği inancındayım.

14 Eylül 2008 Pazar

OYA UYSAL





(24 Mayıs 1952, İstanbul - )


       Perihan Hanım ile Denizcilik İşletmeleri memuru Ahmet Cevdet Bey’in kızı. 1971 yılında Mecidiyeköy Lisesi’ni bitirdi. 1972-92 yılları arasında Yapı Kredi Bankası Şişli Şubesi’nde kambiyo şefi olarak görev yaptı. 1992 yılında emekli oldu.
       Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar Derneği, Dil Derneği, Uğur Mumcu Vakfı ve BİLSAK (kurucu) üyesi. İstanbul’da yaşıyor; dul, bir çocuk annesi.
       İlk şiiri 1968 yılında “Genç İstidatlar” dergisinde yayımlandı. 1980’li yılların ikinci yarısında şiire ara veren şair, 1994 yılında yeniden şiire döndü. Şiirleri ve kendisiyle yapılan söyleşiler Ada, Adam Sanat, Akatalpa, Ankara Sanat, Atika Sanat, CazKedisi, Düşler, Eşik, Gösteri, Güney, Hisar, İnsan, Karşı Edebiyat, Kıyı, Kitap-lık, Kurşun Kalem, Milliyet Sanat, Morca, Mühür, Özgür Edebiyat, Papirüs, Sesimiz, Şairin Atölyesi, Türk Dili, Varlık, Yaratı, Yasakmeyve, Yaşam İçin Şiir, Yaşasın Edebiyat, Yazko Edebiyat, Yeni Biçem vb. gibi dergilerde yayımlandı / yayımlanıyor.
       Ödülleri: 1973 yılında “Sesimiz” dergisinin düzenlediği yarışmada ödül aldı.  1974 İstanbul Radyosu 50. Yıl Şiir Yarışması Birincilik Ödülü´nü, “Uçuruma Düşen Nehir” adlı kitabıyla 1997 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü´nü, “Mevsimini Kaybetmiş Rüzgâr” adlı dosyasıyla 1999 Cemal Süreya Şiir Ödülü´nü, “Uzak Olan Sendin” adlı kitabıyla 2013 Necatigil Şiir Ödülü´aldı.
      Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& İkili Düşünceler (1972, Bozak Matbaası, İst.; Genişletilmiş ikinci baskı: 1974)
& Büyük Düşlerin Türküsü (1974, Erenler Matbaası, İst.)
& Savaş Çocukları (1976, Otağ Matbaası, İst.)
& Elim Sende Ayışığı (1994, İnkılâp Kitabevi, İst., 64 s.)
& Yıldız Kokuyordu Gökyüzü (1994, Gerçek Sanat Yayınları, İst.)
& Uçuruma Düşen Nehir (1997, Era Yayıncılık, İst., 48 s.)
& Mevsimini Kaybetmiş Rüzgâr (2001, Can Yayınları, İst., 64 s.; Kitabın son altı şiiri, 1999 Cemal Süreya Şiir Ödülü alan dosyanın dışında kalan şiirlerdir.)
& Günaydın Sevgili Gece (2003, Can Yayınları, İst., 64 s.)
& Kimselerin Akşamı (2008, YKY, İst., 64 s.)
& Uzak Olan Sendin (2012, YKY, İst., 64 s.)
& Siyah Saten Bir Gecelik (2014, Kırmızı Kedi Yayınları, İst., 68 s.)
& Yürüdüm Yanında Yağmurun (2017, Kırmızı Kedi Yayınları, İst., 80 s.)
Kaynaklar:
A  Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi Cilt II (2001, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, İst., s: 871-872
A  Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi Cilt 4 / Abdullah Özkan – Refik Durbaş / 1999, Boyut Dosya Yayınları, İst., s. 1023
       Hakkında Hazırlanan Dosyalar:
1 Yasakmeyve, Sayı: 88, Eylül / Ekim 2017

TAHİR ABACI


(20 Mayıs 1951, İstanbul (nüfus kaydına göre Malatya) -)

Şair, yazar, araştırmacı. Tam adı Mehmet Tahir Abacı’dır. Mehmet Tahir, M. Tahir Abacı, Sakıp Coşkun ve Taner Coşkun imzalarını da kullandı. Öğretmen Halide Hanım ile avukat ve Malatya Barosu eski başkanı Mehmet Hayrettin Abacı’nın oğlu. Annesi Halide Abacı'nın yayınlanmış üç romanı vardır. Ortaöğrenimini Malatya’da Fırat Koleji’nde tamamladı. Yüksek öğrenimine 1969'da AÜ Hukuk Fakültesi’nde başladı. 1971'de İÜ Hukuk Fakültesi’ne geçti. 1978'de Gazetecilik Enstitüsü’nü, 1979'da İÜ Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. İÜ İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde yaptığı yüksek lisans tezi “Türk Şiirinde Siyasallaşma” başlığını taşıyordu. Bir süre bir Vergi Dairesi'nde çalıştı. 1981-1997 yılları arasında kadar avukatlık yaptı. 1997'de Radikal gazetesinde yazmaya başladı. TYS ve PEN Yazarlar Derneği üyesi. İstanbul’da yaşıyor, evli.
İlk ürünleri Turan Emeksiz Lisesi’nin dergisi Yeni Adım’da ve Lütfi Kaleli tarafından Malatya’da çıkarılan Sebat gazetesinde ve Papirüs dergisinin 34. sayısında (Nisan 1969) ‘Güze Doğru’ adlı şiiri yayımlandı. Sebat gazetesinde 1967’den 1970’e kadar aralıklı olarak sanat özel sayıları hazırladı. 1968-1969 yılları arasında Malatya’da 10 sayı yayımlanan Çağ dergisini çıkardı. Aynı yıllarda Malatya’da yayınlanmakta olan Oluş, Küme, Birlik gibi gazete ve dergilerde de yazdı. Aylık kültür ve sanat dergisi Yarına Doğru (1973-76, 18 sayı) dergisinin sahipliğini ve sorumlu yönetmenliğini üstlendi.
1960'tan beri şiirleri, yazıları ve söyleşileri Adam Öykü, Adam Sanat, Agora, Akatalpa, Birikim, Cumhuriyet, Cumhuriyet Kitap, Çağ, Defter, Dost, E, Edebiyat Cephesi, Edebiyat ve Eleştiri, Edebiyatta Üç Nokta, Eleştiri, Gezi, Güldiken, Hürriyet Gösteri, Kaçak Yayın, Kuram, Ludingirra, Milliyet Sanat, Notos, Papirüs, Radikal, Radikal İki, Sanat Olayı, Somut, Sonsuzluk ve Bir Gün, Soyut, Sözcükler, Türkiye Yazıları, Umut,  Varlık, Virgül, Yarına Doğru, Yasakmeyve, Yaşantı, Yaşasın Edebiyat, Yazın Dergisi, Yazko Edebiyat, Yemek ve Kültür, Yeni Adımlar, Yeni Biçem, Yeni Dergi  gibi dergi, gazete ve eklerinde yayımlandı.
1998-2001 yılları arasında Radikal gazetesinin Pazar eki olan Radikal İki’de haftalık, 2001-2010 yılları arasında Milliyet Sanat dergisinde aylık yazılar yazdı. Adam Sanat (2004-) ve Yasakmeyve dergisinde “Şiir Kitapları Sözlüğü” başlığı altında; Yasakmeyve dergisinde “Şairler Kahvehanesi” başlığı altında yazdı. Cumhuriyet Kitap ekinde (14 Şubat 2019, S. 1513)  “Kitaplı Kahvehane” başlığı altında yazmaya başladı.
Türk müziği ile ilgili çok sayıda yazısı da bulunan Tahir Abacı, Kalan Müzik’in arşiv serisinde yayımlanan Erzincanlı Hafız Şerif ve Enver Demirbağ albümlerini de yayıma hazırladı.
Yapıtları: Şiir: *Odaları Utandıran Dağlar, Yar, İst.: 1976 *Basit Şeyler, Sergen, İst.: 1980 *Sıcak Hayat, Kandil, İst.: 1994 *Sevdavî, Varlık, İst.: 2002 *Zamanın Yüreğindeki Gece, Seçme şiirler, İkaros, İst.: 2005 *Hüznengiz, Komşu, İst.: 2007 *Ruh Gibi, İkaros, İst.: 2014 *Güz Divanı, İkaros, İst.: 2018.
Öykü: *Gelin Ömrümüz, Sergen, İst.: 1976 *Gül Harmanı, İkaros, İst.: 2016.
Roman: *Ağır Akan Su, E, İst.: 1990 *Aynada Bir Yüz, Pencere, İst.: 1995 *İkinci Adım, Telos, İst.: 1999 *Adı Senfoni Kalsın, 2005 *Türk Şiirinin Bir Türlü Yükselemeyen Yıldızı - Ozan Genç, İkaros, İst.: 2016 *Kanıt ve Vicdan, İkaros, İst.: 2016 *Bir Gün Yeniden, İkaros, İst.: 2018.
Deneme, İnceleme, Eleştiri: *Bir Zamanlar Anadolu’da, İletişim, İst.: 1999 *Harput/Elazığ Türküleri, Pan, İst.: 2000; gen. ekli 2. bas. İkaros, İst.: 2013 *Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar’da Müzik, Pan, İst.: 2000; gen. ekli 2. bas. İkaros, İst.: 2013 *Gramofonlu Kahvehane, Memleketin Şarkısı Türküsü Üzerine Yazılar, İkaros, İst.: 2013 *Gerçekçilik Açısından Ahmet Hamdi Tanpınar, İkaros, İst.: 2015 *Edebiyat ve Öteki Alanlar, İkaros, İst.: 2015 *Şiir: Üretici Etkinlik, İkaros, İst.: 2016 *Şairler Kahvehanesi, İkaros, İst.: 2018.
Çocuk: *Nasrettin Hoca, Çocuk Şiirleri; Oda, İst.: 1980.
Antoloji: *Türk Müziğinde Bestelenmiş Şiirler, Yasakmeyve Dergisi eki; Komşu, İst.: 2008; gen. ekli 2. bas. İkaros, İst.: 2013.
Derleme: *Yaşantı /1 Yazılar ve Şiirler, Erol Çankaya ile; Yaşantı Sanat, İst.: 1982.
Katkıda Bulunduğu Kitaplar: *Yiğit İken Ölenlere /12 Mart Öyküleri Antolojisi, yay. haz. Hürriyet Yaşar; Can, İst.: 2008.
Hakkında Hazırlanan Kitap: *Edebiyatta Yarım Yüzyıl-Tahir Abacı Kitabı, Haz. Şerif Mehmet Uğurlu, İkaros, İst.: 2019.
Hakkında Hazırlanan Özel Sayı, Dosya ve Bölümler: Kavram Karmaşa, S. 29, Mart-Nisan-Mayıs 2003; Yasakmeyve, S. 39, Temmuz-Ağustos 2009; Yasakmeyve, S. 74, Mayıs-Haziran 2015.
Kaynaklar: TBEA c. 1, 1. bas. 2003, 2/3. bas. 2010, 2; Necatigil, İsimler, 9; Kurdakul, Sözlük, 7; Yılmaz Odabaşı, Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi, 1.bas. 2000, 201 /3.bas. 2003, 216; Zühal Tekkanat, Papirüs Şiirleri Antolojisi, 1. bas. 2002, 1-4; Veysel Gültaş, Hukukçu Şairler Antolojisi, Toplumsal Dönüşüm; Ahmet Telli, Basit Şeyler, Edebiyat'81, S. 9, Şubat 1982/Tahir Abacı Kitabı, 13-18; Fethi Naci, İkinci Adım, Cumhuriyet Kitap, 3 Haziran 1999/Tahir Abacı Kitabı, 27-31; Şair ve Okuru: Tahir Abacı, Özgün E. Bulut, “Şiiri şiir yapan ilke ve değerlerde kalabilmek için tek yol praksis.”, Yasakmeyve, S. 39, Temmuz-Ağustos 2009, 6-15; Altay Öktem, Kendi Yarımadasını Oluşturan Şair: Tahir Abacı, Yasakmeyve, S. 39, Temmuz-Ağustos 2009, 16-18/Tahir Abacı Kitabı, 103-107; Ebubekir Eroğlu, Tahir Abacı'nın Yazısı Üzerine, Yasakmeyve, S. 45, Temmuz-Ağustos 2010, Tahir Abacı Kitabı, 108-111; Yaşar Güneş, Tahir Abacı'nın Şiiri: Açıkta Kalmanın Basıncı, Akatalpa, S. 131, Kasım 2010/Tahir Abacı Kitabı, 112-116; Özgün E. Bulut, Hayatla Yoldaş Dizeler (Ruh Gibi), Taraf Kitap, Ocak 2015/Tahir Abacı Kitabı, 125-126; Şeref Bilsel, Ruh Gibi, Varlık, S. 1291, Nisan 2015/Tahir Abacı Kitabı, 127-130; Şair ve Okurları: Tahir Abacı, söyleşi, Cenk Gündoğdu, Betül Tarıman, Şerif Mehmet Uğurlu, Altay Ömer Erdoğan, Gökhan Arslan, Figen Abacı, Şeyda Alkan, Özcan Erdoğan, Yasakmeyve, S. 74, Mayıs-Haziran 2015, 6-18; Şerif Mehmet Uğurlu, Söze Dökülen Metronom Vuruşları (Tahir Abacı Şiirine Genel Bakış), Yasakmeyve, S. 74, Mayıs-Haziran 2015, 20-28/Tahir Abacı Kitabı, 138-152; Betül Tarıman, Tahir Abacı Şiirinde Doğaya, Hayata, Toplumsala Olan Yönelimler, Yasakmeyve, S. 74, Mayıs-Haziran 2015, 29-32/Tahir Abacı Kitabı, 131-137; Altay Ömer Erdoğan, Şehirde Şair Yok mu? (Ruh Gibi), Akatalpa, S. 188, Ağustos 2015/Tahir Abacı Kitabı, 153-158; http://tahirabaci.blogspot.com.tr/

*Güncelleme: 6 Nisan 2020.