20 Ocak 2008 Pazar

Hüseyin Alemdar'a Mektup

Sevgili Hüseyin Alemdar,

Selam;

"odamdayım başka nerde olabilirim ki sahi!"

Odamdayım. "Vakitler"den vakit seçmekteyim kendime. Ev Vakti'mi, Aşk Vakti'mi, Ay Vakti'mi, Ayrılık Vakti'mi, Ayna Vakti'mi, Yalnızlık Vakti'mi, Anne Vakti'mi, Baba Vakti'mi, Oda Vakti'mi, Kedi Vakti'mi, Vefâ Vakti'mi... Vakitlerden vakit seçmekte zorlandım. Yolculuk vakti… Uyku vakti… Sessizlik vakti… Issızlık vakti… Oyun vakti… Tren vakti… Hüzün vakti… Oğul vakti… Hasret vakti… Çay vakti… Mola vakti… Uçurtma vakti… İncelik vakti…Okuma vakti… Suskunluk vakti… Mektup vakti… Kanama vakti… Rüya vakti… Uçurum vakti… Ben Şiir Vakti'ndeyim kusuruma bakmazsan. Aylardan nisan, haziran ya da eylül…

Gösterdiğiniz incelik için söyleyecek söz, yazacak kelime/cümle bulamıyorum, bulmakta zorlanıyorum.

"yıllar var ki yarım dizeleriz birbirimizde, bizi ne tamamlar ki?"

Kitabınızı/kitabını/kitabımı elime aldığımdan bu yana çok değişik duygular içindeyim. Kifayetsiz her şey, zaman, mekan, an, şiir... Kifayetsiz kelimeler, cümleler, dizeler... Kifayetsiz...

"kendim de gider miyim bilmiyorum, gitmek şiirdir ama!"

Teşekkürler, Hüseyin Alemdar. Teşekkürler, "Vakitler İncelikler". Teşekkürler, şiir. İyi ki varsın/varsınız!...

Aramızdan şiir ayrılmasın. Şiir sızmasın aramızdan.
Şiirle... Dostlukla... Sevgiyle... Görüşmek ümidiyle...

Şükrü Kırkağaç

NOTOS ÖYKÜ


Notos Öykü İki Aylık Edebiyat Dergisi


Genel Yayın Yönetmeni: Semih Gümüş
Yayın Koordinatörü: Aslı Dülgeroğlu
Editör: Sine Ergün
Katkıda Bulunanlar: Şavkar Altınel, Heyzen Ateş, Ömer Ayhan, İnan Çetin, Turgut Çeviker, Faruk Duman, Defne Gürsoy, Uğur Hüküm, Çiğdem Öztürk, Nida Nevra Savcılıoğlu, Derviş Şentekin, Faruk Ulay
Kapak ve Logo: Mehmet Ulusel
Yayıncı: Notos Kitap Yayınevi
Sahibi ve Yazıişleri Sorumlusu: Semih Gümüş
Yayın Yeri: İstanbul
Yayın Periyodu: İki aylık
Sayfa Sayısı: 148 sayfa
Baskı Adeti:
Sayı: 1, Aralık 2006-Ocak 2007

Derginin ikinci sayfasında “Öykünün dergisi geri döndü…” başlığıyla Semih Gümüş’ün bir yazısı yer alıyor. Yazıyı olduğu gibi aktarıyorum:

Öykünün degisi geri döndü…

“Hem geçmişin tadını, hem yaşadığımız ânın anlamını taşır öykü. Hayatımızın ayrıntılarını tamamlar.
Endişelerimizi, insanın varoluşunu anlatır.
Öykünün hayatımızda tuttuğu yer içimize gitgide daha çok işliyor. Belki yeni zamanların kültürü içinde edebiyatın değerlerinde aşınmalar oldu, yazarlar kimlik yitiminin eşiğine uğradı, tutumlar değişti, arkadaşlıklar bozuldu, eleştiri anlamsızlaştı.
Bu yolun nereye çıkacağını merak etmeyenler edebiyatı ya boş zaman uğraşı olarak görüyor ya da bugünü yaşamaktan ötesini görmek istemiyor. Adam Öykü öykünün dünyasını ayakta, umutları canlı tutabiliyordu. On yılın hemen sonunda aramızdan ayrıldığı zaman bıraktığı boşluk doldurulmaya çalışıldı elbette. İmge Öyküler ve sonra gelenlerle araya sığdırdıklarımız da az değildi. Ne şaşırtıcı ki, yaşadığımız düş kırıklıkları da bugünlerin habercisiymiş.
Öte yandan, Adam Öykü’nün kapanmasından sonra gelen ayrılığın bu denli kısa süreceğini de düşünmemiştim. Neyse ki yolcularını toplayarak gelen demir vagonları dumanlarını savurarak çeken lokomotifin istasyona girişini coşkuyla karşılayan bir topluluk var. Edebiyatın ne işe yaradığını sorgulamaktan vazgeçmeyenlerin sayıları gitgide artacak belli ki. Bir delta yarattığımızda verimli bir coğrafyamız da olacak.
Demek ki bundan sonra daha çok özen göstermeliyiz. Sorumluluğumuz bu kez her zamankinden daha ciddi. Edebiyatın soluk alıp verdiği atmosferin oksijenini körükleyen dergiler niçin bu denli az, bozulmuş ya da etkisiz? Dergiler olmadan edebiyat, hayat nasıl kurulacak?
NotosÖykü şimdi yeniden başladığımız çıkış noktasından sonra attığımız ikinci büyük adım. Edebiyat dergiciliğnin küçücük bir adada bile ne denli güzel yapılabileceğini örneklemek istiyor. Gecenin ucunda parlayan bir yıldız olsun. Ama bir Anka da değil. Elinizi uzattığınızda tutulabilecek kadar yakın.
Bu kez geleneksel anlayışların dışına çıkıp hayatın canlı, sıcak yüzüne dönük durmak istiyor. Gerekirse ateştoplarını da alabilir eline. Nerede kaynayan bir hayat var, NotosÖykü’nün antenleri oraya dönmeli. Öykünün içinde nitelikten en küçük ödün vermeden, dışına açılan pencereleri hiç kapamadan. Okurlarıyla iç içe.
Geri döneceğini haber verdiği günden beri NotosÖykü’nün daha önce pek az derginin görebileceği genişlikteki bir ilgi, gerilim de yarattığını söyleyebilir miyiz? Böyle olması, hayallerimizin sınırlarını genişletiyor. Sanki NotosÖykü’nün yapmak isteyip de yapamayacağı hiçbir şey olamazmış gibi.
Önceden de dergilerimiz hep nasıl çok az derginin üstesinden gelebildiği genişlikte çevrelere açılmayı başarmış, eski yeni, yaşlı genç sayısız yazarı çatısı altında toplamış, kendini ve inananlarını kandırmamışsa , NotosÖykü daha çoğunu yapabilir. Buna inanmadan yola çıkılır mı?
Bu bizim hayatımızsa ve oradan yıpranmadan kalmak için bütün kurumlardan ve iktidar odaklarından bağımsız, dik durulabileceğini gösteren bir dergi olabileceğini göstermekse amacımız, önce kendimize inanmakla başlar her şey. NotosÖykü edebiyatı sivilleştirmenin araçlarından biri olmaya da gönüllü.
Sonunda geri döndü.

Semih Gümüş
Notos Öykü dergisinin ilk sayısının içindekiler:

Öyküler:

Ayrılma / John Updike (Çeviri: Deniz Hakyemez)
İlk Gece / Natsume Soseki (Çeviri: Hakan Ergül)
Raşomon / Akutagawa Ryunosuke (Çeviri: Zehra Yurdsever)
Benim acım acıların beyidir / Nezihe Meriç
Samsun Sigarası, Tütün Balyaları, Tamaron / Murathan Mungan
Bir Sonraki Hareket / Fatih Özgüven
Hiçbiryer Barı / Kadri Öztopçu
Kısa Ömürlü Açalyalar / Müge İplikçi
Curcuna Havaları-Çorba / Murat Yalçın
Kuşları Beklemek!.. / Leyla Ruhan Okyay
Dua / Behçet Çelik
Orman Kustu / Güldal Okuducu
Bağçe / Faruk Duman
Berber Dükkânı / Yaqob Tilermeni ( Çeviri: Kawa Nemir)
Aynalar / Yavuz Ekinci
Karayazı / Murat Özyaşar
Arka Sokak Efsaneleri-İki Bıçak / İnan Çetin

Yazılar:

Yazarın Bakış Açısı / John Updike
Yaşamımdaki İlkler / Tomris Uyar
Hikâyeciliğimin Hikâyesi / Şavkar Altınel
Kötülük Tanrısı / Sema Kaygusuz
Öykü Sesle Buluşuyor / Aslı Tohumcu

Söyleşiler:

Yetmişinci Yaşında Ferit Adgü / Semih Gümüş
Edebiyatın Merkezine Yolculuk Doğan Hızlan / Nida Nevra Savcılıoplu

Derginin birinci sayısında, ayrıca Aganta, İki Ayın İlk Beşi, 10 Soruda 2006’da Yayıncılık, Günün Konusu, Kitaplık, Turgut Çeviker tarafından hazırlanan “Eskiden,Haberler”

Kırknar

KIRKNAR

Kırknar İki Aylık Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi

Derginin Künyesi:
Sayı: 1 Ocak-Şubat 2007
İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: İbrahim Özbay
Genel Yayın Yönetmeni: Hüseyin Akın
Yayın Koordinatörü: Ayhan Demir
Yayın Sorumlusu: Osman Toprak
Editörler: Kâmil Yeşil – Furkan Çalışkan
Yayın Türü: Yerel süreli
Yayın Yeri: İstanbul
Ederi: 4 YTL

Sunuş Yazısı:

“Merhaba


Yıl bir, sayı bir…
Yeni bir edebiyat dergisiyle birlikteyiz.
Bir edebiyat dergisi için yeni olmak her zaman taze kan taşıma umudunu birlikte getirdiğindendir ki heyecan vericidir. Bu adımı, süregelen bir yeninin devamı da sayabilirsiniz. Hayata hangi tarafından dikkat kesilmişsek edebiyata da o yönüyle bakıyoruz.
Gövdemize denk bir gölge taşıdığımızı ve sözümüzün özümüze uyumunu en iyi Kırknar anlatabilirdi.
Yapay ortamlara karşın yazmanın müşterek bir eylem olduğunu Kırknar’la anlatmayı denedik.
Yaş ortalamasına baktığımızda dergimizin oldukça genç bir kadroya sahip olduğu görülecektir.
Duruşumuzdaki netlik kadar niteliği de göz ardı etmeden vasatın üstünde ürünlere yer vermek hedefimiz. Bugün neredeyse dergilerden bağımsız bir edebiyat düşünmek imkansız. Modern edebiyatımız büyük ölçüde hareket kabiliyetini bu dergilerden almakta. İki ayda bir çıkacak olan Kırknar’ın en yakın hedefi aylık periyotlarla okurla buluşmaktır. Böylelikle yazarlarımızın iç gündemlerini daha yakından takip etmemiz mümkün olacaktır.
Edebiyatı sadece şiir ya da hikâyeden ibaret görmüyoruz; daha bütüncül bir yaklaşımla deneme, inceleme ve eleştiriye yer verdiğimiz gibi yeni çıkan kitap ve dergilerin tanıtım ve tahlillerine de her sayı “Kırknar Kitap” bölümünde yer vermeyi sürdüreceğiz. Nedense kitap tanıtım ve eleştiri yazılarını edebiyatla doğrudan ilişkilendirmemeye dair yanlış bir anlayış var. Bu tarz yazıları edebiyatın bir cüzü kabul ettiğimiz içindir ki aynı dergi içerisinde bir bölümde yer verdik.
12 şairin en son yazdıkları şiirleriyle yer aldıkları bu sayımızda ayrıca usta hikâyeci Mustafa Kutlu’nun son çıkan hikâye kitabı “Menekşeli Mektup”u okumaya çalıştık. Abdullah Harmancı, Ayhan Demir, Yusuf Genç ve Kamil Yeşil Mustafa Kutlu hikâyesini değişik zaviyelerden ele aldılar. Geçtiğimiz günlerde Ayhan Demir arkadaşımız Balkan coğrafyasını gezip dolaştı. Varna, Kosova, Üsküp, Kalkandelen, Aytos’un fiziki ve kültürel coğrafyasına dair aldığı notları ve izlenimlerini bizimle paylaştı. Kamil Yeşil, Seyfullah Aslan, Aynur Kulak ve Mehmet Talha Paşaoğlu bu sayının öykücüleri.
Neyin, nasıl ve kiminle olduğu sorularının cevabı biraz da yukarıdaki isimlerle ve marifet adına ortaya koydukları ürünlerde saklıdır.
Yeni bir sayıda buluşmak dileğiyle…
İyi okumalar…”

İlk Sayının İçindekiler:
Şiir:

Orta Saha / İbrahim Tenekeci
İkiz Yengeç / Mustafa Akar
Dört Ağaç / Alper Gencer
Hamdolsun Teşrifatçı Değilim / Hüseyin Akın
Uzun Dilek / İsmail Kılıçarslan
37 / Furkan Çalışkan
Kahraman / Ünsal Ünlü
Eve Geç Kalma Korkusu / Ahmet Edip Başaran
Koşar Adım Hüzün / Mehmet Şah Erincik
Vagon / Mustafa Oral
Hekim / Sebahattin Karatepe
Hayata Sen / Adem Özbay

Hikâye:

Bel Yorgunluğu / Kâmil Yeşil
Bir Tomar Anahtar / Aynur Kulak
Üç İki Bir… / Mehmet Talha Paşaoğlu

Deneme, İnceleme, Eleştiri ve Kitap Tanıtım Yazıları:

Kültür ve Bilim / Berat Demirci
İki Mehmet / Hüseyin Akın
Şiirde Mutlak / Alper Gencer
Osmanlı’dan Bugüne Fısıldanan Selâm… Balkanlar / Ayhan Demir
Okumak Ama Nasıl / Osman Toprak
Kitap Geri mi Çekiliyor? / Yusuf Tosun
Menekşeli Çekmece / Abdullah Harmancı
Kurmaca Dünya, Gerçeklik ve Mustafa Kutlu’nun Bir Hikâyesi / Kâmil Yeşil
“Bir Yerlerden Gül Kokusu Geliyor” / Yusuf Genç
Mustafa Kutlu’dan Menekşeli Mektup / Ayhan Demir
Şiir ve Hikâyenin Seyir Defteri: Dergâh Güldesteleri / Hüseyin Akın
Balık ve Tango / Suavi Kemal Yazgıç
İsmini Anarsam Serinliyorum / Osman Toprak
Hüseyin Akın’ın Özülkesine Doğru Bir Deneme / Furkan Çalışkan
Cem Yavuz’un Şiir Seyr’i / Hüseyin Karaca
Şiir Bağlamında Var Olma Savaşının Manifestosu: Çenebazlık / Yusuf Genç

Söyleşi:

Sibel Eraslan: Hayat Benim İçin Yazmak ve Savunmak…

Not: Sunuş yazısında bu sayının öykücüleri olarak sayılan Seyfullah Aslan’ın hikâyesine derginin sayfaları arasında rastlayamadım.

Şükrü Kırkağaç

Sözcükler

SÖZCÜKLER

Derginin Künyesi:
Sahibi ve Yazıişleri Sorumlusu: A.Turgay Fişekçi
Kapak ve Sayfa Tasarımı: Hakkı Mısırlıoğlu
Yayın Yeri: İstanbul
Yayın Periyodu: İki Aylık
Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın
Sayı: 1, Mayıs-Haziran 2006
Sayfa Sayısı: 144
Ederi: 6 YTL

Derginin üçüncü sayfasında “Neden Çıkıyoruz?” başlıklı çıkış amacını açıklayan bir giriş yazısı yer alıyor.

“Neden Çıkıyoruz?

Edebiyatın insani bir değer olduğunun bilincindeki belki de son kuşağız.
Bizden sonrakiler, giderek bir tüketim metaına dönüşen edebiyatın temsilcileri olacak, edebiyat değil, tüketim ürünü üretecekler.
Edebiyatın insan ve toplum için yaşamsal bir gereklilik olduğuna inanıyoruz.
Edebiyatın, sorgulama, eleştirme, uzlaşmama, yetinmezlik gibi temel değerlerinin de savunusunu amaçlıyoruz.
Sözcükler beğeni ve değer ölçülerimizi göstermek için göstermek için çıkıyor. Yaşanan kaos ortamının oluşturduğu değerler aşımına karşı edebiyatın değerlerini öne çıkarmak, yüceltmek istiyoruz.
Bu yüzden edebiyat ürünüyle okur arasına giren resim, fotoğraf, renk gibi görsel ögeler dergimizde gerekmedikçe yer almayacak. Saf, som bir edebiyatın soluklanma alanı olacağız.
Bugünün dünyasında böylesi bir girişim “çocuksu” bulunabilir. Biraz da bu duygumuza yandaşlar bulabilmek için, bir “ilk”e soyunduk ve dünyanın önde gelen yazarlarına başvurarak girişimimize destek olmaları için, “Edebiyat Ne İşe Yarar?” sorusunu yanıtlamalarını istedik. İlk yanıt Alain de Botton’dan geldi. Yazısının aslı ve çevirisi bu sayımızda.
Celal Üster’in Mario Vargas Llosa’dan çevirdiği yazı da bu konuyla örtüşen kapsamlı bir yaklaşım.
Sözcükler daha çıkış aşamasında yazarlarımızca heyecanla karşılandı. Bu heyecanın dergimizin sayfalarına da yansıdığını ve gerçek edebiyat okurlarınca da paylaşılacağını umuyoruz.
Sözcükler, yazarlarından güç alan bir dergi. Arkasında yazarları ve okurlarımdan başka destekleyeni yok.
Edebiyat sorulmamış sorular sorar, o soruların yanıtları ardında koşarken doyumsuz tatlar ve güzellikler yaratır. İnsan kişiliğinin ve doğasının bağımsızlık duygusunu yüceltir.
Edebiyatın temel değerlerine duyduğumuz bağlılık, Sözcükler’in yayımlanmasının temel nedeni. Adımız da bu nedenle edebiyatın ana gereci olan “sözcük”ten geliyor.
Sonrası?
Sonrasını birlikte göreceğiz.”

Derginin ilk sayısında yer alan ürünler ve yazarları:

Şiir:

< Park / Gülten Akın
< Bir İlkyaz Düşü / Cevat Çapan
< Yüzler ve Anılar / Refik Durbaş
< Tensemeler II – / Erdal Alova
< İç İçe / Oğuzhan Akay
< Kedi / Şavkar Altınel
< Apollo Yılları / Roni Margulies
< Seni Beklerim / Turgay Fişekçi
< Yatakta / Mehmet Yaşın
< Kavis / Mehmet Yaşın
< Fresk / Ferruh Tunç
< Bağış / Ferruh Tunç
< Annem İncecikti / Selahattin Yolgiden

Öykü:


< Bir Doğu Yolculuğundan / Ferit Edgü
< Şah Mahmet / Adnan Binyazar
< Baba Hasan / Cemil Kavukçu
< Standart Yenge / Feride Çiçekoğlu
< Zerre / Faruk Duman

Deneme, Eleştiri, Anı:

< Edebiyat Ne İşe Yarar? / Alain de Botton
< Neden Edebiyat? / Mario Vargas Llosa
< Aşırı Övgü ve Eleştiri / Semih Gümüş
< Sözcüklerle Yansıtılan / Emin Özdemir
< Tarih “Tekerrür” de Eder/ Demir Özkü
< Nermi Uygur Kitaplığı / Uğur Kökden
< Ev / Nihat Ziyalan
< Dön Güvercin Dön / Kemal Atakay
< Rüya Tabirleri / Mehmet Serdar
< Tarihte Bir Gün / Alişan Çapan
< Hilmi Yavuz’a Yanıt / Selim Somçağ

Derginin ilk sayısında, ayrıca Tahsin Yücel’in “Gökdelen” adlı romanından bir bölümde yer alıyor.

13 Ocak 2008 Pazar

Şiir Odası

ŞİİR ODASI

Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü: Av. Fahrettin Kayhan
Genel Yayın Yönetmeni: Abdülkadir Budak
Yapım Koordinatörü: Türkan Yeşilyurt
Yayın Yeri: Ankara
Sayı: 1 - Ocak 2000
Fiyatı: 500.000 Tl.
Sayfa Sayısı: 16

Derginin çıkış nedeni 16. sayfadaki “Daralma Değil Yoğunlaşma” başlıklı yazıyla açık­lanıyor.

Daralma Değil Yoğunlaşma

“Niçin çıkıyoruz” gibi alışılagelen bir soru sorup, bunu yanıtlamaya çalışmak, getiremeyeceğimiz sözler verip mahcup olmak yerine, bu işi birbirini izleyecek olan sayılara bırakıp, tutumumuzun buradan çıkarılmasını okurlardan beklemek daha doğru olurdu. İddialı olmak iyidir de, boyundan büyük konuşmaktan da sakınılmalıdır. Bir boşluğu doldurabilmek umuduyla çıkıp, yeni bir boşluk oluşturmak mümkündür çünkü. Bu olasılığı da göz önüne aldığımız içindir ki, vaatlerde bulunmak yerine dileklerimizi aktarabiliriz ancal.
Popüler olana eğilimli, eğilimli de ne demek,tutsak olma durumuna gelinen bir şiir ortamında, ün ile unu (Necatigil) ayrıştırmak, sahte ile asılı yüzleştirebilmek, taşları yerine oturtabilmek, kimi ölçütler dahilinde şairden çok şiirden taraf olmak, bunu hayata geçirebilmek için neler yapılabilir? Şairin, magazin dergilerinde konu mankeni gibi boy gösterdiği, kendi şiirini gönüllü olarak geriye çektiği bir süreçte, şiiri kendi alanına çekebilmek, bununla da yetinmeyip eleştiri süzgecinden geçirebilmek için çaba verip, bunda da başarılı olabilecek miyiz? Bunu yaparken de temel temel ölçütlere tutunarak, şairle şiiri bir, estetikle etik olanı bir görüp, hayattaki duruşla metindeki duruş arasında paralellik kurup bir de buradan bakabilir miyiz şiire ve şaire? Yazan ile yazılanın örtüşmese bile çelişmemesi gerekir diyebilir miyiz? Bu tutumumuz, tavrımız, seçimdeki özenimiz, dogmatik olanlara değil, şiir bahçesindeki gül ile lâlenin ayrımına, farklılığına götürebilir mi bizi? “Şiir Odası” böyle bir anlamı da yüklensin, pratikle doğrulasın isteriz elbette. Daralmayı değil, yoğunlaşmayı dileğimizin bilinmesini de.
“Estetik çıkarsamalara, poetik ilgilere” yazı düzleminde ağırlık vererek, şiir düşüncesinin disipline edilmesine, yazılan şiirin temellendirilmesine katkıda bulunmak için çıktığımız ortadadır. Bize ilk şiirlerini yollayan genç şair adaylarından, şiirleriyle birlikte düzyazı göndermelerini istememiz de bu konuda umutlu olduğumuzu gösterir.
Şiirimiz açık olsun!

Şiir Odası

Derginin ilk sayısında yazılarıyla yer alan yazar/şairler ve yazıları şöyle sıralanabilir;
Şiirin Şairdeki ve Okurdaki Yeri / Abdülkadir Budak,
Gizlilik ve Şairler / Eray Canberk,
Feodal Bir Duygunun Şiiri / Veysel Çolak,
Günümüzde Kitap ;Okumanın Durumu ve Şiir / Metin Cengiz,
Eleştiri… Neden? / Muhsin Şener,
?=! ( Bu Dünyada Sorular Ünlemlerden Ağır Değildir Bayanlar Baylar ) / Mahmut Temizyürek,
Şiir ve Anlam / Nemci Göçmen,
Şiir 2000 / Hüseyin Atabaş,
Zavallı Şiir / Cihan Oğuz,
Şairin Kimliği / Hayati Bakî

Derginin ilk sayısında yer alan şiir ve şairleri ise şöyle sıralanabilir;
Kadın Metraj / Emel Güz,
Bahçe / Sina Akyol,
Tutkular / Türkân Yeşilyurt,
Ben Başkasının Defteri Olsaydım… / Haydar Ergülen

Şiirde çeviri şiir olarak Kanşaubiy Miziev ve Ahmet Necdet’in çevirisiyle Lermontov’un “Düşünce” ve “Yelken” adlı şiirleri ile Ahmet Erhan’la Türkân Yeşilyurt ve Emel Güz tarafından yapılmış bir söyleşi ile, “Kuram”, “Şiir”, Ödül”, “Yıllık” ve “”Etkinlik” başlıklı haberlerin yer aldığı bir sayfa yer alıyor.

Ocak 2000’de yayın hayatına başlayan dergi Aralık 2000’de 12. sayısıyla yayınına son verdi. Derginin 8-9. sayısı olan Ağustos-Eylül 2000 sayısı birlikte yayınlandı.
Derginin 2. sayısında 9 yazı, 6 şiir, 1 çeviri şiirle birlikte Türkân Yeşilyurt ve Emel Güz tarafından Ali Püsküllüoğlu ile yapılmış bir söyleşi;
Derginin 3. sayısında 8 yazı, 12 şiirle birlikte Türkân Yeşilyurt ve Emel Güz tarafından Akif Kurtuluş ile yapılmış bir söyleşi
Derginin 4. sayısında 10 yazı, 8 şiirle birlikte Türkân Yeşilyurt ve Emel Güz tarafından Ahmet Telli ile yapılmış bir söyleşi;
Derginin 5. sayısında 10 yazı, 7 şiir, 2 çeviri şiirle birlikte Türkân Yeşilyurt ve Emel Güz tarafından Yücel Kayıran ile yapılmış bir söyleşi;
Derginin 6. sayısında 11 yazı, 6 şiir;
Derginin 7. sayısında 9 yazı, 6 şiirle birlikte Türkân Yeşilyurt ve Emel Güz tarafından Hüseyin Atabaş ile yapılan bir söyleşi;
Derginin 8-9 sayısında 8 yazı, 6 şiirle birlikte Türkân Yeşilyurt ve Emel Güz tarafından Ali Cengizkan ile yapılmış bir söyleşi;
Derginin 10. sayısında 7 yazı, 3 şiirle birlikte Türkân Yeşilyurt ve Emel Güz tarafından Tuncer Uçarol ile yapılmış bir söyleşinin yanında, Veysel Çolak, Turgay Fişekçi, Mecit Ünal, Ahmet Yıldız, Özgen Seçkin, Mustafa Köz ve Enver Ercan tarafından yanıtlanmış bir soruşturma;
Derginin 11. sayısında 12 yazı, 9 şiirle birlikte Türkân Yeşilyurt ve Emel Güz tarafından Hayati Baki ile yapılmış bir söyleşi;
Derginin 12. sayısında 9 yazı, 7 şiir 1 çeviri şiirle birlikte Türkân Yeşilyurt, Derya Çolpan, İbrahim Baştuığ ve Gökhan Cengizhan tarafından gerçekleştirilmiş “Son Dönem ,Türk Şiiri Üzerine Eleştirel Söyleşi” ile; “Son İstasyon” adı verilmiş bir ekte 2000 yılında diğer dergilerde yayınlanmış şiirlerden seçilmiş 10 şiir.

Dergide yazı ve şiirleriyle Abdülkadir Budak, Eray Canberk, Veysel Çolak, Emel Güz, Sina ;Akyol, Metin Cengiz, Muhsin Şener, Türkân Yeşilyurt, Mahmut Temizyürek, Nemci Göçmen, Hüseyin Atabaş, Cihan Oğuz, Hayati Baki, Haydar Ergülen, Sabit Kemal Bayıdıran, Mustafa Şerif Onaran, Nilay Özer, Can Bahadır Yüce, Tuncer Uçarol, Sait Maden, Şükrü Erbaş, İbrahim Baştuğ, Akif Kurtuluş, Mehmet Taner, Osman Namdar, Zafer Ekin Karabay, Serap Erdoğan, Ali Serdar, Yusuf Alper, İsmail Doruk, Gültekin Emre, Yücel Kayıran, Ataol Behramoğlu, Aytekin Karaçoban, Funda Aytüre, Gökhan Cengizhan, Ahmet Uysal, Remzi İnanç, Betül Tarıman, Fahrettin Kayhan, Azer Yaran, Şükran Kozalı, Sevecen Tunç, Hüseyin Peker, Aytuğ Uslutekin, Hüseyin Ferhad, Eser Gürson, Fikret Demirağ, Nizamettin Uğur, Murat Batmankaya, Osman Olmuş, Nuri Demirci, Hüseyin Alemdar, Turgay Kantürk, Ahmet Erhan, Mehmet H. Doğan, Ahmet Telli Arkadaş Z. Özger, Metin Altıok, Osman Serhat Erkekli, İzzet Yasar, Erol Çankaya, Behçet Aysan, Ali Cengizkan, Serdar Aydın, Güven Turan, Fergun Özelli, Fatma Nur isimlerine rastlıyoruz.

Teşekkür: Derginin tüm sayılarını eksiksiz olarak bana ulaştıran Abdülkadir Budak’a bir kez daha teşekkür ediyorum.

Şükrü Kırkağaç

1 Ocak 2008 Salı

Şükran Aydın

ŞÜKRAN AYDIN
(1973, İstanbul - )

1993 yılından bu yana finans piyasasında çalışıyor. İnternette atıkların geri kazanılması ve insani yardım amacının da yer aldığı “geri kazanım e-çaba grubunu” kurdu (http://www.gerikazanim.org/). Organizasyonu daha iyi yönetebilmek ve sivil toplum kuruluşlarını tanımak için sivil toplum kuruluşu yönetici geliştirme programına katıldı. Toprak ve bitki dünyasına hayranlığını amatör bahçıvanlık kursu ile bilgiye dönüştürmeye çalıştı. Deniz altı merakını dalgıçlık eğitimi alarak giderdi. “Eğitimcinin eğitimi programında” yer alarak eğitim vermeye odaklandı. ICF/Coaches Training Institute’nün Co-Active Coaching temel programına katıldı. “Yaşam koçu” olarak hizmet vermeye devam ediyor.
1986 yılından bu yana şiirleri dergilerde yayınlanıyor. İlk kısa öykü denemesini, katıldığı yaratıcı yazarlık ve deneysel düşünme atölyesinde “Laf” başlığı ile kaleme aldı. Şiirleri, öyküleri ve yazıları çeşitli dergilerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
Mürekkep Acısı
(2006, Artshop Yayıncılık, İst., 63 s.)

İletişim Bilgisi: sukranaydin@nehissettinseo.org

Mürekkep Acısı

ölümün kitabında kaç sayfadır yaşam
değdikçe sevdanın elleri neden eskir yapraklar
çekingen zaman en büyük çile
gümüş damlalar en kutsal sessiz iz
içinden içime akar

huzur renginde sıcak topraklar
portakal renginde birkaç gün
o kısa o küçük o noktalı harflere nasıl sığar
rüzgâra emanet sevda ekini

hiç sevmemişler hiç sevilmeyecekler
neden ciltçi dükkânında çalışır
daha mürekkep acısı yutmamışlar

sözüm sesimi kesme
kitaplar beyhude yazar

Şükran Aydın
“Mürekkep Acısı” adlı kitabından

Uzun Siyah

ey uzun siyah kirpikli kırmızı gözlü ölüm!
bahçemizi nerden bildi sevgilim?
bildi de geçti bizi ölüm

içimizde ulu çınarların tohumunu taşımadık
sulu gözlü ölüm de olmasa
hiç yeşermezdik

kırılma sevgilim sevemediğine
sevginin adıdır ölüm
ölmezse tohumlar, çınarlar nasıl büyür?

Susmuş gezegenler
Duyuyor musun?
yıldızlar yıldızlar düşüyor
kanayan sular alıp başını nereye gidiyor?

Şükran Aydın
“Mürekkep Acısı” adlı kitabından