30 Eylül 2007 Pazar

HAYRİ K. YETİK





(1 Ocak 1954, Siverek / Şanlıurfa - )


       Şair ve yazar. Asıl adı Hayri Yetik’tir. Hayri K. Yetik, Ahmed Behlül, Hayri Kako, Hayri Kako Yetik, Hayri Kako Y. imzalarını da kullandı. Annesi Asiye Hanım, babası Mehmet Yetik. İlk ve ortaöğrenimini doğduğu şehirde tamamladı (1971). Diyarbakır Eğitim Fakültesi’ni (1977) bitirerek sırasıyla Malatya, Antalya, Manisa ve İzmir’de Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yaparak emekliye ayrıldı. Öğretmenliği sürecinde sürgünler gördü, pek çok soruşturma geçirdi. Yurtdışı görevlendirmesi için yapılan sınavlara disiplin cezası nedeniyle sokulmadı. Aktivist olarak İzmir Barış Girişimi ve İzmir Sanatçılar Platformu’nun çağrıcıları arasında yer aldı. Edebiyatçılar Derneği Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi ve İzmir temsilcisi, Türkiye Yazarlar Sendikası ve PEN Yazarlar Derneği üyesidir. İzmir’de yaşıyor.
       İlk yazısı Siverek’in Sesi’nde (23 Ocak 1973), ilk şiiri “Ağu Akşamlarda Demlenme”, Sanat Edebiyat 81’de (Sayı: 19, Aralık 1982) yayımlandı. Şiirleri, öyküleri ve yazıları Akköy, Akropol, Berfin Bahar, Birgün, Broy, Cumhuriyet Kitap, Çinikitap, Damar, Deliler Teknesi, Demokrasi, Demokratik Modernite, Deng, E, Edebiyat Eleştiri, Edebiyatta Üç Nokta, Eğitim İş, Eski, Esmer, Eşik Cini, Evrensel, Gösteri, Gündem, İle, İnsancıl, Karşı, Kaşgar, Kavram Karmaşa, Kıyı Dili, Kum, Kurgu Kültür, Kurşun Kalem, Lacivert, Mesele, Mor Taka, Öğretmen Dünyası, Öteki-siz, Papirüs, Pitoresk, Radikal, Siverek’in Sesi, Temmuz, Ünlem, Varlık, Yankı, Yaratım, Yasakmeyve, Yazıt, Yom Sanat vb. gibi dergi, gazete ve eklerinde yayımlandı.
     Dil ve edebiyat konulu araştırma, inceleme, eleştiri, öykü, deneme ve şiirleri değişik derleme kitaplarda yer aldı. Necati Cumali Roman Ödülü ve Kurşunkalem Dergisi Öykü Ödülü Seçici Kurul Üyeliği yaptı. Edebiyatçılar Derneği Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi, İzmir Temsilcisi olarak İzmir Öykü Günleri ve İzmir Şiir Festivali’nin gerçekleştirilmesine, “Ayrım Şiir” ve “Agora” dergilerinde kurucu ve yazı kurulu üyesi olarak katkıda bulundu. Pen Yazarlar Derneği Türkiye Merkezi İzmir Temsilcisi olarak Uluslararası İzmir Şiir Buluşması’nın hayata geçirilmesinde ve Cumalı Seferis Gökyüzü Derneği’nin kurulmasında öncü görev aldı. Çeşitli kurumlarda yaratıcı yazarlık dersleri verdi. “İle Kültür, Sanat, Edebiyat” dergisine (Sayı: 1, Kasım-Aralık 2005) Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü olarak katkıda bulundu. İlya Yayınevi tarafından yayınlanan İle Şiir Dizisi’nin Editörlüğü’nü yaptı.
       Cumhuriyet, Radikal, Zaman, Birgün, Milliyet gibi gazetelerde ve pekçok dergide kitapları hakkında yazılar yayınlandı.
       Ödülleri: SES 2001 Behçet Aysan Şiir Ödülü’nü aldı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Mezopotamya Günlüğü (1989, Med Yayınları)
& Amytis Kederi (2000, Agora Yayıncılık)
& Dördüncü Hâl  (2003, Ercan Kitabevi Yayınları, İzmir, 70 s.)
& Aşk Bir Hayal (2007, İlya Yayınevi, İle Şiir Dizisi: 1, İzmir, 103 s.)
& Serhoş (Sâkinâme) (2011, İlya Yayınevi, İzmir)
       Deneme, Eleştiri, İnceleme Kitapları:
& Edebiyatta Çalıntı (2005, İnkilâp Kitabevi, İst., 424 s.)
& Ahmed Arif’in Asi ve Mahzun Şiiri (2001, Si Yayınları; 2007, İlya Yayınevi, İzmir)
& Şiir Kitapları ve Hayat-2008 (Fergun Özelli’yle ortak derleme; 2008, İlya Yayınevi, İzmir)
& Romanın Aranışı Arayışın Romanı (2011, Kanguru Yayınları, Ank., 160 s.)
& Romantik Ortadoğu: Metinlerarası Bir Deneme (2014, Ayrıntı Yayınları, İst., 640 s.)
& Arkaik Ortadoğu: Güncellenen Metinlerin Kurgusökümü (2015, Ayrıntı Yayınları, İst., 462 s.)

Hakkında Yazılan Yazılar:

1 Aşk Bir Hayal / Mehmet Atilla / İle, Sayı: 12, Eylül-Ekim 2007, s: 87-88

Şükrü Kırkağaç

Sincan İstasyonu

SİNCAN İSTASYONU

Derginin Künyesi:
İmtiyaz Sahibi ve Yazıişleri Müdürü: Abdülkadir Budak
Yayın Yönetmeni: Abdülkadir Budak
Yayın Koordinatörleri: Ramazan Teknikel, Mehmet Kara
Hukuk Danışmanı: Av. Emel Budak
Fotoğraf Danışmanı: Mahmut Turgut
Yayın Yeri: Ankara
Yayın Periyodu: Aylık
Sayı: 1, Eylül 2007
Sayfa Sayısı: 16
Ederi: 3 YTL
Sincan İstasyonu Dergisi Yazılı Kâğıt Ajansı Yayını olarak yayınlanmaktadır.
Dergiyi Yıllık Abone bedeli olarak 36 YTL’nin 5468561 posta çeki hesabına veya Akbank Sincan Şb. 0139-0090289 hesap numarasına yatırılması suretiyle abone olunması ya da şiirin soluk aldığı kitapçılarda rastlantı sonucu edinebilirsiniz. Benden sadece duyurması.

İlk sayıda, Abdülkadir Budak “Boşluğa Müdahale” adlı yazısıyla derginin amacını, çıkış nedenlerini açıklıyor. Dergide, ayrıca son sayfada yer alan ‘Niçin “Sincan İstasyonu?” ‘ adıyla bir yazı daha yer alıyor.

‘Niçin “Sincan İstasyonu?”

Dergi adındaki istasyon sözcüğünün şiirsel geleceği kesin de, “Niçin Sincan?” diye sorulabilir. Öteki ülkeleri bir yana koyalım, ülkemizde de, bir kasabada çıktığı halde Türk edebiyatını kucaklayabilmiş, ses getirebilmiş, hak ettiği yeri alabilmiş dergiler olmuştur. Bunlardan en ünlüsü, Nedret Gürcan’ın Dinar’da çıkardığı Şairler Yaprağı’dır. Bugün de Avanos’ta, Söke’de çıkan dergiler vardır. Bir köyde, Akköy’de bile. Gelişen teknoloji, taşrayı merkeze daha da yaklaştırmıştır artık. Bu iş eskisinden daha kolay hâle gelebilmiştir. Kaldı ki Sincan, Ankara’nın nüfusu 500.000’e yaklaşmış olan merkez ilçelerinden biridir; onlarca ilden büyüktür yani. Kızılay’a 27 Km.lik mesafede oluşu edebiyata da o kadar uzak olacağı anlamına gelmez değil mi?
Daha özel olana gelirsek… Bu derginin yayın yönetmeni olan Abdülkadir Budak, 1959 yılında, yedi yaşındayken, ailesiyle birlikte Sivas’tan kalkıp gelmiş, buraya yerleşmiş, ilk, orta ve liseyi burada bitirmiştir. Çocukluğu, ilk gençliği lale bahçelerinin ortasdındaki beyaz badanalı evlerde geçmiş, görevi gereği Kayseri, Malatya yılları girmiş araya ve yeniden Sincan’a dönmüştür. Dönünce ne görmüştür, daha doğru bir soruyla, “ne görememiştir?” Lale bahçelerinin yerini beton yığınları aldığından olsa gerektir ki, Lale Festivali rafa kaldırılmış, buradayken aşık olduğu kızlar kocaya varmış, çoluk çocyğa karışmış, arkadaşlarından kimi ölmüş, kimi başka şehirlere taşınmıştır. Kardeşleri buradadır da, annesi, babası, ablası buranın mezarlığında yatıyordur artık. Bu kırgınlıklar Budak’a, “Sincan’da Bir Sokağın Balkondan Görünüşü” gibi, “Sincan’da Şair Olmak” ve “Sincan’da Ölmek” gibi şiirler, yazılar yazdırmıştır.
O mâlum nedenlerle, ülke gündemine bomba gibi düşen Sincan’ın bu kadar olumsuzluğu hak etmediğine inanmak gerek. Öyle ya. Bu yörenin kültürel zenginlikleri, insan güzellikleri nerededir? Bu koyu sis perdesi aralanmadan, bunun için çaba verilmeden güzel yanları nasıl çıkarılacaktır ortaya? Mum bu kez ışığın dibine de verecek, Sincan İstasyonu ülke genelinde bir edebiyat dergisi olmakla birlikte, burada yaşayan yeteneklere de umut olacaktır. Kardeşçe, barış içinde yaşamanın bu kültürü, bu terbiyeyi edinmenin yollarından ya da kollarından biridir edebiyat. Gittikçe güzelleşen çarşıların, parkların yanına hayalleri de koymalıyız, incelikleri de.
Bu da bizim payımıza düşmüş olsun.’
Dergiden imzasıyla

Derginin ilk sayısında yer alan ürünler:

Şiir:

< Şeytan Diye Bir Melek / Hüseyin Ferhad
< Pentimento / A. Adnan Azar
< Şair Cinsiyeti / Emel Güz
< Başka / Selim Temo

Yazı:

< Şiirin Art Alanındaki İtici Güç: Gelenek ve Şairin Bundan Yararlanışı Üstüne / Ali Ekber Ataş
< “Şiir ve Kimlik” Üstüne / Sina Akyol
< Saflığın Şiirini Özledim / Ülkü Tamer
< Şiirin Okuru / Sabit Kemal Bayıldıran
< Özdemir İnce’den Yeni Şiirler / Ramazan Teknikel
< Oysa Sen Bu Şehre Her Şeye Yeniden Başlamak İçin Gelmiştin! / Aşkın Güngör
< Öykü Benim Sevgilim / Zehra Ünüvar

Dergide, ayrıca ‘Her Sayıda Bir Öykü’ bölümünde Faruk Duman’ın “Tüneğini Yanında Gezdiren Kuşun Öyküsü” adlı bir öyküsü, ‘Akif Kurtuluş’a Sorduk:’ adlı bölüm ve Mehmet Kara’nın hazırladığı ‘Bir Şairi Hatırlamak’ bölümünde “Ziya Osman Saba” yer alıyor.
Dergide, bunların dışında, ‘Tanışmalar’, ‘Paragraflar’, ‘Değiniler’ ve ‘Gözkalem’ adlı bölümler yer alıyor.

Sincan İstasyonu’ nun orada sizi / şiiri / şairleri / okurları beklediğini unutmayın. Siz istasyona gidemiyorsanız, hep trenin size gelmesini mi bekleyeceksiniz?
Sincan İstasyonu dergisine şiirle, öyküyle, yazıyla dolu nice yolculuklar diliyorum. Lütfen vagonları boş bırakmayalım!...

30 Eylül 2007 / Antalya

Şükrü Kırkağaç

23 Eylül 2007 Pazar

Sonsuzluk ve Bir Gün

SONSUZLUK VE BİR GÜN

Derginin Künyesi:
Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Bilal Kolbüken
Genel Yayın Yönetmeni: Mehmet Can Doğan
Görsel Danışma: Mehmet S. Fidancı
Yayın Periyodu: İki aylık
Yayın Yeri: Ankara
Yayın Türü: Yaygın Süreli
Sayı: 1 . Mart-Nisan 2005
Sayfa Sayısı: 48
Ederi: 4,5 Ytl.

Derginin üçüncü sayfasındaki giriş yazısı şöyle;
“Şiirin; söz olduğunu, sözün de dilin içinden anlaşıldığını fark edemeyen, unutan metinler yayımlamayacağız.
Dilin bir toplumun vicdanı olduğunu düşündüğümüz ve şiirin bu vicdanı taşıdığına inandığımız vicdanı iptal eden küresel söylemlerle kurulmuş metinler yayımlamayacağız.
Tarihselliği göz ardı eden, şiir birikimimizin gerisinde kalan ve zevkimizi düşüren metinler yayımlamayacağız.
Geleneği, dilin doğrudan taşıdığına inandığımız için gelenek zırhı giydirilen metinler yayımlamayacağız.
Bütünlüğü önemsediğimiz, metnin sağlamlığının metnin ahlâkı olduğunu düşündüğümüz için ahlâksız metinler yayımlamayacağız.
İmgeyi, dil ve noktalama işaretleri fetişizminde arayan metinler yayımlamayacağız.
Ustalık ve söylemle gölgelenen, duyuşu tekniğe feda eden metinler yayımlamayacağız.
Özellikle gençlerden gelen ve ustalığın yanlış yorumuyla biçimlenen metinler yayımlamayacağız.
Şiir bilgisi terbiyesinden uzak, cehaleti üslupmuş gibi sunan büyüklenmeci metinler yayımlamayacağız.
Basit dil oyunlarına yaslanan, slogan yahut aforizma olan metinler yayımlamayacağız.
Her edebî metni, tazeleyici bir hamle olarak gördüğümüz için, gözümüze sokulmaya çalışılan deneysel metinler yayımlamayacağız.
Açıktan şair olmuşların, her yerde görünerek var olmaya çalışanların, elindeki dergiyi okumadan ürün gönderen heveslilerin metinler yayımlamayacağız.

Kitle iletişim organlarının şair diye dayattığı manken zihinli ve görünümlü karton isimlerin metinler yayımlamayacağız.
Başka dillerden çevrilen, Türkçe olsa da çeviriymiş gibi duran metinler yayımlamayacağız.
Şiir yayımlayacağız.”

Derginin içindekiler:

Şiirler:

< Ayna ve Şiir / Mehmet Taner
< Ömür Şiiri / Sina Akyol
< Müşkül Şiiri / Sina Akyol
< “Gurbet Kuşları” / Haydar Ergülen
< Tek Başına / Enis Batır
< Leb-i Derya / Aydın Afacan
< Lagün / Aydın Afacan
< Dantela / Mehmet S. Fidancı
< Oya / Mehmet S. Fidancı
< Ören Bayan / Mehmet S. Fidancı
< Tığ / Mehmet S. Fidancı
< Adı Sebep / Cengizhan Orakçı
< Nakkaş / Cengizhan Orakçı
< Şemsiye Altında / Ömer Erdem
< Yalnız Gelmiş / Ömer Erdem
< Min / Mehmet Can Doğan
< Bozgundan Dönen Kuşlar Altında / Erdoğan Kul
< Zikir / Erdoğan Kul

Yazılar:

< İçimizde Çalışan Bıçaklar: Ahmet Hamdi Tanpınar / Mehmet Can Doğan
< Merhaba Şiir Merhaba / Ahmet İnam
< Seke Seke Ben Geldim / M. Kayahan Özgül
< Şiirin İçresi, Taşrası ve Antolojisi / Mustafa Kurt
< Şiirle Mezarını Kazan: Yetik Ozan
< Ahmet Oktay ve Edebiyat Söylemi Üzerine / Şerif Aktaş
< Ahmet Oktay’ın “Mâdenci Lâmbası” Üstüne Bir Yorum / Ahmet İnam

Dergide ayrıca “Bellek”, “Geçen Ayın Şiiri” ve “Teber” adlı bölümler yer almaktadır. “Bellek” adlı bölümde ‘Ahmet Oktay Şairler Yaprağı’nda’, “Geçen Ayın Şiiri” adlı bölümde ise Yücel Kayıran’ın ‘Modernliğe / Cumhuriyete Olan İnancın Çöküşü’ adlı yazısı yer alıyor.

Sonsuzluk ve Bir Gün İki Aylık Şiir Dergisi’nin bende ilk iki sayısı bulunuyor.

Behçet Necatigil Şiir Ödülü

BEHÇET NECATİGİL ŞİİR ÖDÜLÜ

Behçet Necatigil Şiir Ödülü, şairin anısına ailesi tarafından verilen ödül 1993 yılına kadar ölüm yıldönümü olan 13 Aralık’ta verilmiş, 1994 yılından bu yana doğum yıldönümü olan 16 Nisan’da verilmeye başlanmıştır.
Ödülün amacı, Necatigil ailesi tarafından şu şekilde açıklanıyor: “Şiir, Behçet Necatigil’in yaşamında çok büyük bir yer tutuyordu, belki de onun için en önemli olguydu. Necatigil Şiir Ödülünün oluşturulmasındaki ana düşünce, onun şiire verdiği önemi, ölümünden sonra da, onun adına sürdürmek isteği oldu. Ayrıca Behçet Necatigil’in adı, ardında bıraktığı yapıtların yanı sıra bu ödülle yaşatılmak istendi.”

Behçet Necatigil Şiir Ödülünü Kazanan Şairler ve Yapıtları:

1980 – İlhan Berk, İstanbul Kitabı adlı kitabıyla
1981 – Ahmet Erhan, Alacakaranlıktaki Ülke adlı kitabıyla
1982 – Turgut Uyar, Kayayı Delen İncir adlı kitabıyla
1983 – Refik Durbaş, Nereye Uçar Gökyüzü adlı kitabıyla
1984 – Oktay Rifat, Dilsiz ve Çıplak adlı kitabıyla
1985 – Tuğrul Tanyol, Ağustos Dehlizleri adlı kitabıyla
1986 - Cevat Çapan, Dön Güvercin Dön adlı kitabıyla
1987 – Ahmet Oktay, Yol Üstündeki Semender adlı kitabıyla
1988 – Cemal Süreya, Güz Bitiği ve Sıcak Nal adlı kitaplarıyla
1989 – Ödül verilmedi.
1990 – Sefa Kaplan, İnsan Bir Yalnızlıktır adlı kitabıyla
1991 – Turgay Kantürk, İlk Gibi Son adlı kitabıyla
1992 – Vural Bahadır Bayrıl, Melek Geçti adlı kitabıyla
1994 – Salah Birsel, Varduman adlı kitabıyla
1995 – Osman Hakan A., Gül Odası adlı kitabıyla
1996 – Metin Cengiz, Şarkılar Kitabı adlı kitabıyla
1997 – Haydar Ergülen, Kırk Şiir ve Bir… adlı kitabıyla
1998 – Ödül verilmedi.
1999 – Turgay Fişekçi, Sevgi Bağları adlı kitabıyla
2000 – Sina Akyol, İkindi Kitabı adlı kitabıyla
2001 – Hakan Savlı, Go Dersleri adlı kitabıyla
2002 - Süreyya Berfe, Nâbiga adlı kitabıyla
2003 – Ali Hikmet, Şeytan Uçurtması adlı kitabıyla
2004 – Seyhan Erözçelik, Kitaplar – Toplu Şiirler ( 1980-2003) adlı kitabıyla
2005 – Akif Kurtuluş, Herkes Gitmiş ve Betül Tarıman, Yol İnsanları adlı kitapla­rıyla
2006 – Mehmet Taner, Çevre Çitin Üzerinde adlı kitabıyla
2007 – Hüseyin Peker, Tek Vuruş adlı kitabıyla
2008 - Enis Batur, Neyin Nesisin Sen adlı kitabıyla

ABDÜLKADİR BUDAK




(23 Nisan 1952, Hafik / Sivas - )

Memur Ayşe Hanım ile tamirci Halil Budak’ın oğlu. 1959'da babasının sağlık durumu bozulunca ailece Ankara’ya yerleşildi. İlkokula Ankara'da başladı. Sincan Lisesi'ni bitirdi. Yüksek öğrenim yapamadan hayata atılmak durumunda kaldı, devlet memuru oldu. Uzun süre çalıştığı devlet memurluğundan 1994'te kendi isteğiyle emekliye ayrılarak Ankara'ya yerleşti. Emekli olduktan sonra Türk Hava Kurumu’nda sözleşmeli olarak çalıştı. Edebiyatçılar Derneği, Dil Derneği ve PEN Yazarlar Derneği üyesi. Ankara’da yaşıyor; evli, şair Emel Güz ve şair Orhan Göksel’in babası.
Görevi gereği Kayseri'de bulunduğu sıralarda şair arkadaşlarıyla birlikte Ozanca (1976, 7 sayı) ve Hakimiyet Sanat (1976-1980, 49 sayı) dergilerini çıkardı. Ankara'ya yerleştikten sonra Türkân Yeşilyurt ile Şiir Odası'nı (2000, 12 sayı) çıkardı. 2007'de Yazı İşleri Müdürlüğü’nü ve Genel Yayın Yönetmenliği’ni yaptığı Sincan İstasyonu adlı dergiyi çıkarmaya başladı (Sayı: 1, Eylül 2007). Yazılı Kâğıt Yayınları’nı kurdu.
İlk şiiri “Kırık Dallar” Mayıs 1970 tarihli Defne dergisinde çıktı. Şiirleri, şiire ilişkin yazıları ve söyleşileri; Adam Sanat, Akatalpa, Aydınlık, Ayraç, Bahçe, BirGün, Broy, Cumhuriyet, Cumhuriyet Kitap, Defne, Defter, Deliler Teknesi, Düşler, E, E Şiir 2000, Edebiyat Nöbeti, Edebiyat ve Eleştiri, Edebiyatta Üç Nokta, Gösteri, Günlük Haber, Hakimiyet Sanat, Hayâl, İnsan, İz’im, İzlek, Kaçak Yayın, Kalem İzleri, Keşke, Kitap-lık, Kum, Kül, Lacivert, Milliyet Sanat, Mühür, Ozanca, Paspatur, Pencere, Promete, Rail Life, Saçak, Sadece Şiir, Sanat Olayı, Sincan İstasyonu, Sombahar, Şiir Odası, Şiiri Özlüyorum, Türk Dili, Varlık, Virgül, Yasakmeyve, Yaşasın Edebiyat, Yazko Edebiyat, Yeni Biçem, Yusufçuk vb. dergi, gazete ve eklerinde yayımlandı. 
“Bir Gül Çocuk” adlı kitabı “muzır neşriyat” yasası gerekçe gösterilerek İstanbul’da toplatıldı. Bazı şiirleri İngilizce ve Fransızcaya çevrildi. Varlık dergisinde şiir üzerine yazıları “Bende Kalan Dizeler” başlığı altında yayınlandı.
1970 Kuşağı şairleri arasında, geleneksel şiirin imgelerini başarıyla yeniden dile getiren bir şair olarak değerlendirildi. Ötekine bakar gibi “kendine bakmanın şiiri”ni yazdığı ileri sürülen Budak için “şaşırtıcı buluşları, dengeli ironisi ve humoruyla yeni kuşak içinde özgün bir yeri olan bir şair” denildi (Ataol Behramoğlu).
"Şiirsel ve entelektüel birikimle aydınlatılmış, hüznün ve umudun erinçte yoğrulduğu şiirler yazıyor. Hüzünlü bir huzuru yığıyor denebilir. Uzak çağrışım, dolaylı anlatım, imgeleme yaslanan bir şiir anlayışına uzak duruyor Budak. Onun şiirinde nesnelerin kendilerini doğrudan göstererek dolaysız bir anlatıma başvurdukları açıkça belli olur. Adnan Özer, Abdülkadir Budak için şöyle yazar: “Şair Abdülkadir Budak, Anadolu güzellik ve aşk düşüncesinin 20. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkmış temsilcilerinden birisidir; bir büyük aşkınlık geleneğinin günümüzdeki sürdürücülerindendir.” Bununla birlikte geleneği içselleştirmiş, şiirlerinde dönem dönem sesin ve müziğin yettiği gözlemlenmiştir."  (Fuat Çiftçi)
Ödül: 1982'de Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü'nde mansiyon; “Bir Gül Çocuk” adlı kitabıyla 1982 TDK Şiir Ödülü’nü; “Kuşların Alfabesi” adlı dosyasıyla 1988 Sıtkı Dost Çocuk Edebiyatı Ödülü’nü; “İmzası Gül” adlı kitabıyla 1994 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü ve 1994 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nü; “Aşk Beni Geçer” adlı kitabıyla 1998 Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü, “Mesafe” adlı dosyasıyla 2008 Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü; “Okyanus Görmüş Gemi” adlı kitabıyla 2013 Ahmet Necdet Şiir Ödülü’nü kazandı.
Hakkında Hazırlanan Özel Sayı ve Dosyalar: Yasakmeyve, S. 52, Eylül-Ekim 2011, 6- 23, Şair ve Okuru – Abdülkadir Budak /Emel Güz; Kurşun Kalem, S. 41, Temmuz-Ağustos-Eylül 2016, Abdülkadir Budak Ahşap Anahtar ve Ev Zamanı.
Hakkında Yazılan Kitaplar: *Abdülkadir Budak Şiiri - Irmağın Bakışları, (haz. Ümit Yıldırım), Ank.: Yazılı Kâğıt, 2022
Yapıtları: Şiir: *Geçti İkyaz Denemesi, Kayseri: kendi yayını, 1978 *Şimdi Yaz, Kayseri: Hakimiyet Sanat, 1980 *Gömleğim Leyla Desenli, Kayseri: Aday Kitaplar, 1981 *Sevdanın Son Kerem’i, Kayseri: Aday Kitaplar, 1985 *İmzası Gül, İst.: Armoni, 1993 *Yanlış Anka Destanı, İst.: Era, 1994 *Aşk Beni Geçer, İst.: Era, 1997 *Seçme Şiirler, Ant.: Akdeniz, 1998 *Endişeli Fesleğen, Ank.: Öteki, 1999 *Ahşap Anahtar, İst.: Can, 2000 *Ev Zamanı, İst.: Can, 2002 *Sana Bakmak, İst.: Can, 2004 * İşaretler, Seçme şiirler, İst.: Toroslu Kitaplığı, 2006 *Dalgın Rüzgâr–Toplu Şiirler (1978-2006), İst.: YKY, 2007 *Mesafe, İst.: YKY, 2011 *Okyanus Görmüş Gemi, Ank.: Yazılı Kâğıt, 2013 *Kapalı Bir Açılım, Ank.: Yazılı Kâğıt, 2015 *Dalgın Rüzgâr-Toplu Şiirler 1 (1978-2004), (Geçti İkyaz Denemesi, Şimdi Yaz, Gömleğim Leyla Desenli, Sevdanın Son Kerem’i, İmzası Gül, Yanlış Anka Destanı, Aşk Beni Geçer, Endişeli Fesleğen, Ahşap Anahtar, Ev Zamanı, Sana Bakmak kitaplarının toplu basımı), Ank.: Yazılı Kâğıt, 2020 *İştahlı Makas-Toplu Şiirler 2 (2011-2020), (Mesafe, Okyanus Görmüş Gemi, Kapalı Bir Açılım kitapları ile kitaplarına girmemiş şiirlerden seçmeler), Ank.: Yazılı Kâğıt, 2020.
Deneme, İnceleme, Eleştiri: *Ayna Sandım Şiiri, Ank.: İlkyaz Kitaplığı, 1997 *Ya Şiir Olmasaydı (Kişisel Şiir Tarihi 1970-2008), İst.: YKY, 2010; gen. yb. Ank.: Yazılı Kâğıt, 2018 *Şiirin Rayları - Sincan İstasyonu Başyazıları, Ank.: Yazılı Kâğıt, 2012; gen. 2. bas. Ank.: Yazılı Kâğıt, 2020.
Çocuk Kitapları: *Bir Gül Çocuk, Çocuk şiirleri; İst.: Can, 1981 *Kuşların Alfabesi, Çocuk şiirleri; İst.: Era, 1997 *Uykusu Gelen Çiçek, İzmir: Tudem, 2010 *Babamın Sevdikleri, (üç çocuk şiiri kitabından seçmeler), İst.: Uçan At, 2017
Söyleşi: *Aşkla Yapılmıştır Benim Şiirlerim, (der. Emel Güz), Ank.: Yazılı Kâğıt, 2019
Kaynaklar: TBEA, c. I, 2001, 198/2010, 245 s.; Kurdakul, Sözlük, 171; Necatigil, İsimler, 97-98;  Behramoğlu, Antoloji, 1997, 945-947, 1075; Behramoğlu, Antoloji, 2001, c. 2, 469-472, 683; Bezirci-Özer, Antoloji, c. V, 244-250; Celâl, Antoloji, 385-387; Cengiz, Eleştirel, 364-366; Çetin, Antoloji, c. 3, 251-255; Çiftçi, Tezkire, 11; Doğan, Antoloji, c. 3, 84-89; Odabaşı, Antoloji 2000, 225-228/2003, 240-243; Özkan-Durbaş, Antoloji, c. 4, 1008-1009; Şevket Yücel, Türkiye Yazıları, Mart 1978; Ramis Dara, Yusufçuk, Kasım 1980; Sabit Kemal Bayıldıran, Yazko Edebiyat, Ağustos 1982; Emel Güz, “Abdülkadir Budak Şiirimizin Ahşap Anahtarı”, Onlar Şair Değildiler!”, 2012, Yazılı Kâğıt, Ank., 58-70; Yusuf Alper, "Psikodinamik Açıdan Abdülkadir Budak Şiiri", Ansan Bülten, S. 2, Temmuz-Ağustos-Eylül 2015, 4-8; Hayati Baki, “Ne Oldu da Tutuştu Bilinçaltı Ormanı?”, Kurşun Kalem, S. 41, Temmuz-Ağustos-Eylül 2016, 29-32; Nezihe Altuğ, “Abdülkadir Budak’a Üç Kitaptan Bakmak”, Kurşun Kalem, S. 41, Temmuz-Ağustos-Eylül 2016, 33-35; Yaşar Kara, “Ev Zamanı, Ünlem-Virgül ve Nokta Evler”, Kurşun Kalem, S. 41, Temmuz-Ağustos-Eylül 2016, 36-43; Erkan Karakiraz, “Abdülkadir Budak Şiir Evreninin Gizli Başyapıtı: Ahşap Anahtar”, Kurşun Kalem, S. 41, Temmuz-Ağustos-Eylül 2016, 44-45; Mine Ömer, “Abdülkadir Budak Şiirinde Ev, Anahtar ve Ahşap Üçgeni Üzerine Kurulu Hayatlar”, Kurşun Kalem, S. 41, Temmuz-Ağustos-Eylül 2016, 46; Aşkla Yazılmıştır Benim Şiirlerim, (der. Emel Güz), Ank.: Yazılı Kâğıt, 2019; Can Yayınları web sitesi, erişim tarihi: 18 Mart 2022; YKY web sitesi, erişim tarihi: 18 Mart 2022; Hüseyin Peker, "Abdülkadir Budak Şiiri-Irmağın Bakışları" Cumhuriyet Kitap, S. 1691, 14 Temmuz 2022, 6.


*14 Temmuz 2022 tarihinde güncellendi.





SEVDANIN SON KEREM’İ

Yanlış düşler içinde dalgın dalgın yürüyen
Başını çarpıp kanatan ara-sıra gerçeğe
İkide bir karıştıran ağaçta
Bir dal mı olduğunu yoksa yaprak mı
Yoksamaya çalışan alaycı bir ormanı
Sensin toz kumaşlı giysiyi seven
İnce bir uğultunun küçük kardeşi
Sevdanın son Kerem'ine benzeyen

Seni bir yerlerden ısırıyor gözleri
Antika eşya gibisin aşkın sergi salonunda
Görkemli gösterilerin yapay oyuncuları
Tükrük üretmeye alışkın ağızlarca
Bilgiç laflar ediyorlar karşında
Konuşsun susmayı beceremeyen
Sen dinle üstünü kül örtmüş ateş
Sevdanın son Kerem'ine benzeyen

Eskimiş öykülerde kimlik arıyor değilim
Yazıyorum acıyla, yanlış yorumluyorlar
Yaralı hayvan gibi soluyup, iç çekerek
Pazarlığa giriştiğini söylüyorum aşkların
Geçmişi özlediğimi sanıp aldanıyorlar
Anımsat onlara n'olur gömleğimin deseni
Yazdığımın aynası, ikiz kardeşim benim
Göster yaz sıcağında üşüyen yüreğimi

Üstüme yorgan getir, koklamaya bir çiçek
Otur şöyle yanıma duygularıma benzeyen
Yenik düşmüş gibiyim aşkın tartışmasında
Yeniden onar beni ve beni haklı çıkar
Taşlanmayı göze alan antika
Süte su katanları kargışlama işini
Unutursam anımsat, dalgın bir adamım ben
Ey yüksek yapıların alçakgönüllü temeli
Sevdanın son Kerem'ine benzeyen

”Sevdanın Son Kerem'i” adlı kitabından


GİZLİ CAM PARÇALARI

Şehrin ortasındaki kır çiçekleri
Usulca çekildiler geldikleri yerlere
Kapatsak da olur artık camlarımızı
Balkonumuza serçeler beklemesek de
Şehrin ortasındaki kır çiçekleri
Çekildiler diyorum Metin Abi örneği
Ah hepimiz oluyoruz giderek
İntiharların çünkü biçimleri değişti
Büyük kalabalıklardaki yalnızlık intihardır
Görkemli caddelerin açılması uçuruma
Yapma çiçekler götürmek sevdiğimize
Yazmamak intihardır duyumsayıp da
Kesen bıçak değildir insanın bileğini
Yüreğimin kıyısındaki "gizli cam parçaları
"İntihardır bu çağda ağlamayı bilmemek (*)
Nilgün Marmara'yı sevmek, Beşir Fuat'ı
Ecza dükkanının önünde Metin Abi olsaydı!

(*) İntihar eden Şair Metin Akbaş’ın bir dizesi

“İmzası Gül” adlı kitabından


BURADAN BİR ŞİİR ÇIKAR

Kürekler çekiyorsa acemi kayıkçıyı
Taşı annesi sanıp sarılıyorsa yosun
Şehirli desen peşine düşmüşse köylü kilim
Bir kapı ötekine buyrun efendim diyorsa
Bir pencere ötekine açılıyorsa örneğin

Burdan bir şiir çıkar ve ben onu yazarım
Irmağın altından geçiyorsa bir köprü
Aşk ağacın gövdesini sallıyor
Yaprak ondan fazla ürperiyorsa
Çivi zannediyorsa çarmıh İsa’yı
Çıraktan el alıyorsa bir usta

Rujun belirlediği bir kadın dudağından
Şu sözler çıkıyorsa yapma çiçekler çağında
“Gözlerim rimelliydi ağlayamadım”
Bir yenilgi daha almış olur gül
Ve ben bunun şiirini yazarım

Kuş sınıfında yer almış olmalarından
Bir şiir çıkabilir serçe ile kartalın
Koca dünya bir hamalı taşımaz
Koca dünya sırtındadır hamalın

Şiir deneylerle değil acemilikle yazılır
Otelin yolcuda dinlediği vakitler
Ateş üşüyorken dergiden kitaplardan
Nice Abdülkadir Budak’lar geçer


“Adam Sanat, Eylül 1997”

SEÇİM SONUÇLARI

Ahırlar içinden kır kokulu bir atlı
Adı gül olanını çiçeklerin içinden
Edebi sanatlardan şiiri seçiyorum
Sesim seçiyorum kör kuyulardan
Ressamlardan arasından Nuri İyem’i
Neyden hıçkırıklar ağaçtan orman

Ağrı adlı bir dağı ağrıyan yerlerime
Kadın adlarını içinden beş harfli olanını
En mahzun duruşumu fotoğraflar içinden
Kanatsız kuş resmiyle süslenmiş mektubumu
Postacıların greve gittiği günden

Kayığını kaldırma bağlamış biri
Yerine geçiyorum şu sıra Ankara’da
Dev konseri kaçırmış bir kemanın
Hüznüyle dönüyorum uzun provalara

Raylara bağımlı trenler hep
Kaybolmuş çocuklardan bir cumartesi
Annemi seçiyorum annemlerin içinden
Babalar içinden en genç öleni

“Yaşasın Edebiyat, Sayı: 6, Nisan 1998”

İŞARETLER

İşaretler bırakarak yürümeyi yeğledim
Acıydı pişmanlıklardı yenilgilerdi
Bağlanmaktı kopmaktı yeniden bağlanmalar
Kayık olmalardı ve su almalar
Yazmaktı kitaptı yerde yağmur bulutları
Az geride yanık kavak daha geride orman
Ortalarda bir yerde kalbimin kırıkları

İşaretlerden biri asfalt delen çiçekti
Bir başkası iyilikti tanımadığım birine
Ne bileyim öpücüktü terli alna uzanan
Bir baba güveni anne şefkati
Cırcırböceği olmak geceye ses vermek için
Gecenin gözleri ateşböceği

Naylonu reddetmekti işaretlerden biri
Karanlık kuyu ağzında ayın yansısı
Tüfek enkazları bir de, Hüseyin bilir
Kırmızı çiçekler açan bir balta sapı

İşaretler bırakarak yürümeyi yeğledim
Tuhaf işaretler anlamsız işaretler
Uçuruma köprü bunlardan biri
Soracaksınız bilirim: -Neresi anlamsız bunun?
Ben toplarım o köprüden geçerken düşenleri

Bakmalar gömerek gözlerin çukuruna
İşaretler bırakarak geldim buraya
Sağır kulaklar bıraktım
Top sesleri arasına

Taşradan şehre gelmek önemli işaretti
Ve burada kendimi daha bir kaybedişim

Devrilmiş grev çadırı patlamış iki davul
Çalınmış emekler diğer işaretlerdi
Sebebi ben değildim bundan emindim ama
Yine de saatimin tersine işleyişi

Çoğu insan gibi ne az ne fazla
Ahşap çıkıp metal geldim buraya

*23 Nisan 2020 tarihinde güncellendi.




HÜSEYİN ALEMDAR




(1 Mart 1962 , Araklı / Trabzon - )


       Ayşe Hanım ile film yapımcısı Mehmet Alemdar’ın oğlu. Şair Serap Aslı Araklı'nın babası. İlk ve ortaöğrenimini Araklı’da (Araklı Lisesi) tamamladı (1980). Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Bölümü’ndeki öğrenimini yarıda bıraktı. Babasıyla birlikte sinema sektöründe senaryo yazarı, yönetmen yardımcısı, kast sorumlusu ve yapım koordinatörü olarak çalıştı (1983-1992). Aralıklarla ofis yönetiminden editörlüğe, yayıncılıktan reklamcılığa, hayvancılıktan seracılığa çeşitli işlerde çalıştı. Varlık ve Tasarım dergilerinde düzeltmenlik yaptı. 2004 yılından bu yana, bir reklam ajansında düzeltmen olarak çalışıyor. İstanbul ve Gebze’de yaşıyor, evli, en büyük kızı şair Serap Aslı Araklı olmak üzere üç kız babası.
       Şair ve sinemacı Orhon Murat  Arıburnu anısına 1990 yılından bu yana şiir, sinema ve fotoğraf  dallarında 15 yıl düzenlenen Arıburnu Ödülleri’nin kuruculuğunu ve yöneticiliğini üstlendi. 1995 yılında Hera Şiir Kitaplığı’nı kurdu ve editörlüğünü yürüttü. Ellinin üzerinde kitap yayımladı. TYS, Edebiyatçılar Derneği ve Sinema Eserleri Sahipleri Meslek Birliği (SESAM) üyesi.
       Cemal Süreya Kültür Derneği’nde kuruculuk, Cemal Süreya Şiir Ödülü’nde ödül sekreterliği yaptı.
       Araklı Lisesi’nde okurken “Esmerim” adıyla iki defter dolusu ölçülü-uyaklı şiir yazdı. Daha sonra Murat Tuncel’in yönettiği “Gebze Uyanış” gazetesinde şiirleri yayınlanmaya başladı. İlk şiiri ‘Rıhtım’ 1982 yılında Kasımpaşa Subay Orduevi’nde askerlik görevini sürdürür­ken Oluşum dergisinde çıktı. İlk dönem şiirleri Hürriyet Gösteri, Yaba ve Kemal Özer’in yönettiği dönemde Varlık dergisinde “Her Sayı Bir Ozan” başlığı altında yayınlandı. İlk senaryosu ise başrolünü Müslüm Gürses’in oynadığı “Yıkıla Yıkıla” adlı bir Yeşilçam filmidir (1986). Şiirleri, yazıları ve söyleşileri  1982 yılından bu yana Absent, Ada, Adam Sa­nat, Akatalpa, Amanos Edebiyat, Aydınlık, Aydınlık Kitap, Bahçivan, Bireylikler, Birgün, Broy, Caz Kedisi, Cumhuriyet Kitap, Çağdaş Türk Dili, Çıkın, Deliler Teknesi, Deve, Dize, Dönemeç, Edebiyat Ortamı, Esmer, Fora, Göçebe, Hayâl, Hayvan, Hece, Hürriyet Gösteri, Kasaba Sanat, Keşke, Kuşak Edebiyat, Mavi Yeşil, Mesken, Milliyet Sanat, Mor Taka, Mühür, Oluşum, Öküz, Öteki-siz, Parantez, Poetik’us, Poyraz, Radikal Kitap, Sincan İstasyonu, Şairin Atölyesi, Şehir, Şiir Odası, Şiir Ülkesi, Şiir-lik, Şiiri Özlüyorum, Uç, Ünlem, Varlık, Yaba, Yasakmeyve, Yaşasın Edebiyat, Yazko Edebiyat, Yedi İklim, Yeni Biçem, Yeni Düşün, Zarf vb. gibi dergi, fanzin, gazete ve eklerinde yayımlandı. Uç, Öküz ve Hayvan gibi dergilerde yayımlanan sinema ve vefa şiirleriyle dikkat çekti. 2005-2007 yılları arasında ise Esmer dergisinde düzenli olarak doğu, vakit ve ölüm üzerine şiirler yazdı. 
      Şiirlerinde aşk, ayrılık, hüzün, ölüm ve yalnızlık gibi temaları coşkulu bir dille işledi. Son şiirlerinde Yeşilçam filmlerinin ve hayatında önemli bir yer tutan artistlerin dünya­sını  hüzünlü ve incelikli bir anlatımla yazmaya çalıştı.
      Ödülleri: “Toplanmış Sevgi Ölüleri” adlı şiir kitabıyla 1985 Akademi Kitabevi Şiir Başarı  Ödülü’nü, “Cemal Süreya İçin On Beş Prelüd” adlı dosyasıyla 1990 Yunus Nadi Ödülleri kapsamında bir kez verilen Cemal Süreya Jüri Özel Ödülü’nü, "Vakitler İncelikler" adlı dosyasıyla 2007 Attila İlhan Şiir Ödülü'nü kazandı.
      Yapıtları:
      Şiir kitapları:
& Toplanmış Sevgi Ölüleri  (1986, Broy Yayınları, İst., 62 s.)
& Gecede Gülümseme (1987, Cem Yayınevi, İst.)
& Aşk ve Prelüdler (1993, Broy Yayınları, İst., 80 s.)
& Ten Kitabı (1998, Hera Şiir Kitaplığı, İst., 88 s.)
& Hüzün Kitabı (1999, Hera Şiir Kitaplığı, İst., 80 s.)
& Sinema Kitabı (1999, Hera Şiir Kitaplığı, İst., 80 s.) 
& Vakitler İncelikler (2007, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İst., 96 s.)
& Şifalı Taşlar Kitabı (2014, Noktürn Yayınları, İst., 72 s.)
       Monografi Kitapları:
& Kalpzaman Yeşilçam (2010, Heyamola Yayınları, İst., 150 s.)
       Katkıda Bulunduğu Kitaplar:
& Biyografya 8: Türkan Şoray (“Türkan Şoray İçin Yedi Güzelleme” adlı şiiriyle; 2009, Bağlam Yayıncılık, İst., 200 s.)
& Karadeniz Kitabı - Yağmur Ülkesinde Çocuk Olmak (Yayına Hazırlayan: Şeref Bilsel; 2015, Yitik Ülke Yayınları, İst.)
      Kaynaklar:
A  Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi , 2. Cilt, 2001, YKY, İst., Cilt I, s. 70
A  Mehmet H. Doğan, Yüzyılın Türk Şiiri ( 1900- 2000 ) 3. Cilt, 2001, YKY, İst., III. Cilt, s. 341-345
A  Şükran Kurdakul, Şairler ve Yazarlar Sözlüğü, 6.Baskı, 1999, İnkılap Kitabevi, İst., s. 57
A  Behçet Necatigil, Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, 19. Baskı, 2000, Varlık Yayınları, İst.,s. 36
A  Yılmaz Odabaşı, 1975- 2000 Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi, 2000, Scala Yayıncı­lık, İst. ,s. 515-517
A  Metin Celal, Türk Edebiyatından Aşk Şiirleri Antolojisi, 2001, Alfa Yayınları, İst.,s. 190-191, s. 401
A  Abdullah Özkan- Refik Durbaş, Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi, 5 Cilt, Bo­yut Dosya Yayınları, İst., 5. Cilt, s: 1200-1201
A  Mehmet Çetin, Tanzimattan  Günümüze Türk Şiiri Antolojisi, Cilt 4, Gözden geçirilmiş ve genişletilmiş 3. baskı: 2002, Akçağ Yayınları, Ank., s. 211-214
       

TEN SUİTİ

Gecenin şehlâ sessizliğinde
göğsünün masum taçyapraklarını öpüyorum
ağzımın kâğıt diliyle
kâğıt dudağıyla ağzımın-
sahi, bir sözün kızteni duruluğunda
uyuyorsun saf kelebeksi kollarınla
etinin serin tülden uykusunu
sen, âh, ömrümün tenhâ ankâsı
Göğsümü uyuyan hercai erguvanım
ağzının üşümüş denizlerini öpüyorum
ağzımın beyaz diliyle
beyaz dudağıyla ağzımın-
sahi, bir imgenin kızkuşu akşamında
uyuyorsun saf ipeksi kollarınla
etimin suskun tülden uykusunu
sen, âh, ömrümün tenhâ ankâsı

Tenhâ şair tenimde
göğsüme damlamış
ılık tenini uyuyorum hâlâ

"Ten Kitabı" adlı kitabından 




Haydar Ergülen



HAYDAR ERGÜLEN
(14 Ekim 1956, Eskişehir - )




Mehmet Can, Umur Erkan, Erkan Güçlü, Lina Salamandre, Hafız imzalarını da kullandı. Ev kadını Nazlıgül Hanım ile Kaportacı Hasan Ergülen’in oğlu. Eskişehir’de Kurtuluş İlkokulu’nu, 19 Mayıs Ortaokulu’nu bitirdi. Ortaokulda üç yıl boyunca en yakın arkadaşı Şahin’le “Ekin” adını verdikleri haftalık duvar gazetesini çıkardı. Liseyi Ankara’da Aydınlıkevler Lisesi’nde okudu. 1976 yılında ;ODTÜ Sosyoloji Bölümü’ne girdi. Üç yıl öğrenci temsilciliği yaptı. Özcan Karabulut, Metin Celal, Gökhan Cengizhan, İlkiz Kucur, Ahmet İçduygu, Hürol Taşdelen gibi arkadaşlarla ODTÜ-ÖTK Edebiyat Kulubü’nde görev aldı. “Kaçak” adlı tek sayılık bir dergi çıkardılar. 1982’de ODTÜ Sosyoloji Bölümü’nü bitirdikten sonra Anadolu Üniversitesi İletişim Sanatları Bölümü’nde asistanlık yaptı. Reklam ve Halkla İlişkiler yüksek lisans proğramını yarıda bırakıp, İstanbul’da Ajans Ada’da reklam yazarı olarak çalış­maya başladı (1983). Kısa bir süre çeşitli dergi ve ansiklopedilerde çeviriler ve metin yazarlığı yaptı. Adnan Özer ve Tuğrul Tanyol’la üç sayı yayımlanan “Üç Çiçek” dergisinin yayımına katıldı (1983). 1985-1986 yılları arasında Kıbrıs’ta yedeksubay olarak askerliğini yaptı. 1987 yılında Vural Bahadır Bayrıl, Osman Hakan Arslan, Orhan Alkaya, Ali Günvar ve Seyhan Erözçelik’in hazırladıkları “Şiir Atı” dergisinin yayın kuruluna girdi. 1996 yılında evlendi. 2005 yılında reklam yazarlığını bırakarak SSK’dan emekli oldu. Boğaziçi Üniversitesi’nde şiir, AdSchool Reklamcılık Okulu Yüksek lisans programında yaratıcı yazı dersleri verdi. 2006 yılında Eskişehir’de yayıma başlayan “Yazılıkaya” aylık şiir dergisinin ve Ocak 2007’de ilk sayısı çıkan, üç aylık hapisane ve edebiyat dergisi “Mahsusmahal”in yayın kurulu üyeliğini yapıyor.
İlk yazısını 1971 yılında Yeni Ortam gazetesinde “Mehmet Can” takma adıyla yayımladı. Şiirden önce 1971-1972-1973 yıllarında “Erkan Güçlü“ takma adıyla Eskişehir’de yayımlanan “Deneme“ ve Ankara’da yayımlanan  “Gelişme“ dergilerinde hikayeler yayımladı. İlk şiiri olan “Fahrünnisa “*adlı gazelini 1973 yılında yine “Gelişme“dergisinde “Umur Erkan“ takma adıyla yayımladı. İlk şiirlerini 1978 yılında Felsefe Dergisi’nde ya­yımladı. 1978 yılından bu yana şiirleri, öyküleri, yazıları ve söyleşileri Ada, Adam Sanat, Akatalpa, Birgün, Budala, Cumhuriyet, Cumhuriyet Kitap, Defter, Deneme, Derkenar, Dize, Düşler, E, Edebiyat ve Eleştiri, Eliz Edebiyat, Eski’z, Eskişehir Sanat, Esmer, Eşik Cini, Express, Felsefe Dergisi, Gelişme, Gösteri, Güneş, Habertürk, Hâr, Hayal, Hece, Heves, İle, İmge Öyküler, İnsan Şiir Defteri, Karaf, Kitap Postası, Kitap-lık, Kum, Kurşun Kalem, Küçük Pazartesi, Lacivert, Le Poéte Travaille, Ludingirra, Merdivenşiir, Mesele, Milliyet Sanat, Mühür, Nar, No, NTV-MSNBC, ODTÜ’lüler Bülteni, Öküz, Öteki-siz, Öykü’99 (E dergisi eki), Picus, Poetika, Radikal, Radi­kal Kitap, Raillife, Remzi Kitap, Roman Kahramanları, Rüzgâr, Sanat Olayı, Sombahar, Somut, Son Duvar, Son Kişot, Sonsuzluk ve Bir Gün, Star, Şair Çıkmazı, Şiir Atı, Şiirsaati, Şiir-lik, Şiiri Özlüyorum, Tan, Temrin, Türk Dili, Uç, Uçurum Kitabı, Üç Çiçek, Üç Nokta, Ünlem, Varlık, Virgül, Yarın, Yasak, Yasakmeyve, Yaşam İçin Şiir, Yaşasın Edebiyat, Yazılıkaya, Yazko Edebiyat, Yeni Biçem, Yeniyazı, Yom Sanat, Yusufçuk, Zaman vb. gibi dergi, gazete ve eklerinde yayınlandı.
Haftalık “Express” gazetesinde “Düzyazı: 100 Yazı” adıyla 100 deneme yayımladı. Çeşitli şiir ve edebiyat dergilerinde, Cumhuriyet Kitap ekinde şairler, şiirler, dizeler ve kitaplar hakkında çok sayıda yazı yazdı. “Şiirlik”te 1,5 yılı aşkın bir süre her ay “ itina ile şiir oku”du. 1998 – 27 Haziran 2007 yılları arasında Radikal Gazetesi’nde, Birgün gazetesinde…… Star gazetesinde yazdı. 12 Eylül 2001 tarihinden bu yana Cumhuriyet gazetesinde   sürekli olarak yazı yazıyor.
İngilizce’den bir kısmı dergilerde de yayımlanan şiir çevirileri yaptı. Şiirleri İngilizce, almanca, Fransızca, Hollandaca, Korece, Farsça dillerine çevrildi.
       “40 Şiir ve Bir...” adlı şiir kitabının 1998 Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödülü’nü alması nedeniyle 7-8 Kasım 1998 tarihinde Antalya Kültür Merkezi’nde “40 Şiir ve Bir... Odağında Haydar Ergülen Şiiri” başlıklı sempozyum düzenlendi. Sempozyum bildirileri daha sonra aynı başlıkla kitaplaştırıldı.
      Ödülleri: 1981 yılında “Unutulmuş Bir Yaz İçin” şiiriyle Gösteri Dergisi Şiir Yarışması İkincilik Ödülü’nü; “Eskiden Terzi” adlı şiir kitabıyla 1996 Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü; “40 Şiir ve Bir” adlı şiir kitabıyla 1997 Behçet Necatigil Şiir Ödülü ve 1998 Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödülü ile Orhon Murat Arıburnu  Ödülleri kapsamında bir defaya mahsus verilen Cahit Külebi Jüri Özel Ödülü’nü; 2005 Dionisos Şiir Ödülü’nü, “Keder Gibi Ödünç” adlı kitabıyla 2006 Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü, “Üzgün Kediler Gazeli” adlı kitabıyla Metin Altıok Şiir Ödülü’nü ka­zandı.
      Yapıtları:
      Şiir kitapları:
& Karşılığını Bulamamış Sorular (1982, Yeni Türkü Yayınları, İst., 64 s.)
& Sokak Prensesi  (1990, Korsan Yayınları, İst., 54 s.)
& Sırat Şiirleri  (1991, Remzi Kitabevi, İst., 72 s.)
& Eskiden Terzi (1995, Şiir Atı Yayıncılık, İst., 80s.)
& Kabareden Emekli Bir “ Kızkardeş ”   (Lina Salamandre adıyla; 1995, Oğlak Yayın­ları, İst., 92 s.)
& 40 Şiir ve Bir…  (1997, Varlık Yayınları, İst.)
& Seçme Şiirler (1998, İnsan Yayınları, Antalya)
& Hafıza (Hafız mahlasıyla; 1999, Yön Yayıncılık, İst., 106 s.)
& Karton Valiz  (1999, No: 27 Yayıncılık, İst., 78 s.)
& Ölüm Bir Skandal  (1999, Adam Yayınları, İst., 120 s.)
& Nar / Toplu Şiirler I (2000, Adam Yayınları, İst., 240 s.; Karşılığını Bulamamış So­rular, Sırat Şiirleri, Sokak Prensesi, Eskiden Terzi, 40 Şiir ve Bir adlı şiir kitapla­rını kapsıyor.)
& Hafız ile Semender / Toplu Şiirler II (2002, Adam Yayınları, İst., 272 s.; Kabare­den Emekli Bir “ Kızkardeş ”, (Lina Salamandre), Hafıza (Hafız) ve Karton Valiz adlı şiir kitaplarını kapsıyor.)
& Zarf (2004, Dünya Yayıncılık, İst., Posta Kutusu Dergisi eki; Genişletilmiş ikinci basım: 2010, Kırmızı Kedi Yayınevi, İst., 120 s.)
& Keder Gibi Ödünç (2005, Yasakmeyve Yayınları, İst., 94 s.)
& Yağmur Cemi (Seçme Şiirler; 2005, Toroslu Kitaplığı, Kendi Seçtikleri: 9, İst., 107 s. )
& Üzgün Kediler Gazeli (2007, Merkez Kitapçılık, İst.)
& Aşk Şiirleri Antolojisi (2011, Kırmızı Kedi Yayınevi, İst., 220 s.)




Deneme Kitapları:
& Haziran, Tekrar (Açık Mektup; 2000, Can Yayınları, İst., 222 s.)
& Üvey Sokak (Açık Mektup; 2005, Gri Yayınları, İst., 333 s.)
& 100 Yazı Düz Yazı (2006, Merkez Kitapçılık, İst., 548 s.)
& Eski Yazı (2008, Turkuvaz Kitapçılık, İst., 260 s.)
& Trenler de Ahşaptır (2011, Kırmızı Kedi Yayınevi, İst., 241 s.)
& Sonradan Görme (2012, Ferfir Yayıncılık, İst., 159 s.)
& Şiir Gibi Yalnız (2012, Mühür Kitaplığı, İst.)
& Derdini Anlatamayanlar İçin Ansiklopedi: Paradoks Diyalektika (2012, Kırmız Kedi Yayınevi, İst., 264 s.)
       Yayına Hazırladığı Kitaplar:
& Şimdi O Güzel Bahçede… / Mehmet H. Doğan Kitabı (Orhan Tekelioğlu ile; 2010, Kırmızı Yayınları, İst., 424 s.)
& Cümleten İyi Yolculuklar (Kitaba yazılarıyla katkıda bulunan yazarlar; Sıddık Akbayır, Sina Akyol, Nalan Barbarosoğlu, Habib Bektaş, Ahmet Buke, Metin Cengiz, Jaklin Çelik, Ali Çolak, Refik Durbaş, Şukru Erbaş, Haydar Ergulen, Cezmi Ersöz, Adil İzci, Özcan Karabulut, Gonca Özmen, Ahmet Telli, Bâki Ayhan T., Kemal Varol, Murat Yalçın ve Özcan Yurdalan; 2012, Kırmızı Kedi Yayınevi, Yolculuklar ve Kentler Dizisi: 1, İst., 280 s.)
       Çocuk Kitapları:
& Nar Alfabesi (2012, Kırmızı Kedi Yayınevi, İst., 116 s.; Resimler: Serap Deliorman)
       Hakkında Yazılan Kitaplar:
& Şiir Adımlı Bir Yolcu Haydar Ergülen / Sıddık Akbayır (2010, Ferfir Yayınları, İst., 425 s.)
& Psikodinamik Açıdan Haydar Ergülen ve Şiiri (Ateşli Bir Hastalık) / Yusuf Alper (2010, Özgür Yayınları, İst., 96 s.)
      Kaynaklar :
A  Altın Portakal Kültür ve Sanat Vakfı & Akdeniz Sanatevi / Haydar Ergülen 40 Şiir ve Bir / Andaç / Hazırlayanlar: Hüseyin Cahit Kesre – Emine Kesre /1998-Nisan 1998, Antalya, 24 s.                 
A  Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi Cilt I / 2001, YKY, İst., s: 323
A  Tanzimat’tan Günümüze Türk Şiiri Antolojisi Cilt: 3 / Hazırlayan: Mehmet Çetin / 2002, Akçağ Yayınları, Ank., s: 446-449
A  ‘Haydar Ergülen Özel Bölümü’ / Sombahar / Sayı: 32, Kasım-Aralık 1995
A  Yom Sanat İki Aylık Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi / Dosya: Haydar Ergülen / Mart-Nisan 2003, Sayı: 11, s: 70-108
A  ’40 Şiir ve Bir...’ Odağında Haydar Ergülen Şiiri / 1998 Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödülü Sempozyum Bildirileri / Altın Portakal Kültür ve Sanat Vakfı / Yayına hazırla­yanlar: Ahmet Tüzün-H. Cahit Kerse / 1999, Antalya, 192 s.   


KARŞILIĞINI BULAMAMIŞ SORULAR İÇİN

serin rüzgârlar taşır
bir dostumun yüzünü yakan mevsim
incelmiş bir hayatın kederiyle
sessizce durur anıların yamacında
renginden su alan resim

odalara sığmazdık odalar dar
içinde gizli bir ses ölürken
dönenip durdu heves
dağlar dağlar

saatleri biz sustururduk
korkusuyla kendi sesimizin
yok ederdik kardeşliğini
gündüzle gecenin

karardı baktıkça gözler
balkon derinliğindeki dağlara
heves yollara düştü
tedirginlik korkulara

yüzün gecikmiş bir mektupta
anlaşılır dürüst ve ıslak
yitirilmiş bir anıyla çıkageldi
güneyin ılık sokaklarından

-her ses bir renge yakışır
su kendi bildiğince akar
hiçbir şeye benzemez içimizdeki uçurum
ne kadar acemi harcı olsa da
ölümle karşılanmalı bazı sorular.

Karşılığını Bulamamış Sorular” adlı kitabından


GÖVDELERİN GECESİ

sana tanık bulunur şehre salınmış gövde
kaldır artık şu göğsünden lekesizliği
soyunup başımız önde şehri çıkalım!

dünya beni acıtacak kadar büyükmüş, demek için
küçük yalnızlığını dünyaya bağışlayan!
bakışlara kalplere kurulmuş aynalarda
herkes öyle yalnız ki yalnızlığı bilen yok
ve insanın insana uzun cehenneminde
kendi yüzüne bakacak kadar güzel değil hiç kimse

yüzüne benzettiği maskelerden ağlayan kadın,
inceyken kara kalemlerin ezdiği bir resim gibi
kitaba düşünce kelimenin şerrinden
sevişmekten yorulunca aşktan korkuyor
hayatı başka hayatların çıplak gövdesi

gövdelerin gecesi:benzerinin yüzünde ölümü öpen
ve soyunan yalnızlık korkusuyla benzerlerine
yok çünkü, cezasını bir cezaya ekleyen gezgin
ayna tutup boynundaki ipi kıran yok
yataklar ter kokan cesetlerin buluşma yeri
gölgelerin çiftleştiği şehirde
ben kendimi sevseydim cinayetler işlerdim

ey, yüzüne bakmadan aynalar tasarlayan, sen de
rüzgârın buruşturup atılan bir kâğıt gibi
parçalanmış bir kuş gibi alnıma konmadan önce
şehir tüylerini yolup beyaz karnını paylaşmadan,
sen, aşkına olmayan şehirler aramadan
ve kanatların küllerle ağırlaşmadan

şehrin dışına çık ve tanış benimle!

“Sırat Şiirleri” adlı kitabından


BENİ AŞKA TERKETTİĞİN İÇİN SEVİYORUM SENİ


bir sır- çocuksun, yalnızca aşk açık sende
ne sen kalıyorsun ne o, aşktan başka
biri yok, gel, aşk istediği için varsın
ne onu kurtarıyorsun ne kendini, aşktan başka
biri yok, git, aşk istediği için yoksun

ayrılıktan değil, taşıdığı saflıktan konuşursun;
ayrılık sana dönmektir, yeniden bana
ruhumuz öpüşür ya, başkasındayken ağzımız
gövde gözaltındadır, oysa ruhumuz sereserpe
seni senden beni benden bağışlar birbirimize

bir sır- çocuksun, aşkla açıyorsun kullandığın herşeyi
burda değilsin, çoktun çekilmişsin ve seninle
gitmiş senin olan, her zamankinden çoksun bu evde
çünkü aşk hepimizden çalışkandır, ben duruyorum
vefa aşk listesindeki ceza nöbetine

bu karanlıkta daha iyi görüyorum seni
aynı tünelden geçiyorsun gelişte ve gidişte
kavuşmaya, ayrılığa aynı yolu kullanıyorsun
beni büyüten aşktan söz ediyorum, yolculuğa övgü
zaman yok ki aşktan başka, uykusuzluğa övgü

bir sır- çocuksun, baştan çıkarır gibi açığa çıkardın beni
ayrılık mı; beni aşka terkettiğin için seviyorum seni!

“Eskiden Terzi” adlı kitabından

KUZGUNCUK OTELİ

evimi bir sokakla aldattım, üstümde
ay var bu gümüş semtinde bir sokağın
üçüncü katıyım, deniz bana bakıyor,
ben artık yalnızca denize karşıyım

üstüme gelme ay hanım, Kuzguncuk otelinde
iyilik katına çık, senin konukların ağır,
ben bir anıyı ağırlamakla geçen hayatlardanım

ruhumun bir otelde ilk kalışı bu
aynı, oda, aynı yatak, aynı aynada
birbirimizi ilk görüşümüz, başka veda yok,
üstümdeki yabancıyla uyumalıyım

ruh semtinden kayık açma ay
hanım! sana hazır değilim, senden yanayım
kim taşınsa çıkamıyorum içimdeki evden

Kuzguncuk otelinde iyiliğin katı çok
yıldızlar gibi çık çık bitmiyor ay hanım,
sen bu çocuğu bir yerden hatırlıyorsun
ben bu çocuğu bir yerden unutmalıyım

“Eskiden Terzi” adlı kitabından


ESKİDEN TERZİ

beni eskit, bir terzi çıkar
fazlalıklarımdan, prova yokmuş
meğer! acıyan ve acıtan ten var
oldukça gövde dikiş tutmuyor

eskiden terziydim, dar vakitte
dükkanım vardı, ilk gömleğim
tez uçtuydu tenimden, o hevesi
artık gönlüm çekmiyor

teninden bir yağmur biç bana da
aramızın açıldığı yerden, o makas
hatırayı paslı bıraktı! düğmenin
yeraltında ten yokmuş tenhadan başka

şimdi heves bol geliyor

“Eskiden Terzi” adlı kitabından


KAĞIT

Kağıttan ayrılıyorum, burda terkediyor beni
yurdum, burdan ötesi zarfını ağırlaştırıyor
son defa yerine çok yazılmış bir mektubun,
kestim dallarını çünkü arkadaşlarımın eski
sözlerimin yetişemeyeceği bu kayık nasılsa
taşır beni, nasılsa benden önce de varılmış
o sahili bulurum, varsın karşıma çıksın
peşinde olduğum şehir, benim de suçum bu
olsun, kağıttan daha ağır olamaz ya,
ev ödevi gibi oturduğum şehirlerdeki
yokluğum: şehrin mektubu gelme bana
elveda Gözdemi bir cümle daha terkediyor
- o cümleyi çocukluğum için kurmuştum-
çocuk ki kaybolmuş bir şiirin nakaratıdır
onu terkediyorum, beklemediğim bir mektubu
terkeden ve terkederken beni ıssız
adası arkadaşlığın, bu gövdeye taşınacak
eski bir ruh arıyorum, bu kağıttan kaygıyı
susturacak ağır bir söz arıyorum, çoğu bana
sayılsın, boş kalsın kağıtta bir yerim varsa

Boşluğuna kıyacağım ne kaldığı kağıttan başka?

“40 Şiir ve Bir” adlı kitabından

MAVİ

üstünde yağmurdan başka hiçbir şey yoktu
anlam olmak için yeterince çıplaktın
şiirin nasıl bir şey olması gerektiğini
hatırlatıyordu gözlerin, sana böyle inandım:
ben inanmak için şiir yazıyorum, gözlerin
cihangir'i hatırlatıyordu, hayal içinde fakir
üsküdar'dan o rüyaya baktım: maviydin
bir özletip bir geri çekiyordun denizlerini!
usul usul inandım güzelliğin hatırına yağan
yağmurun üstümüzde hakkı vardır, inandım
uzak bir mavi kızın gözlerindeki bulut
burada içimize yağacaktır, inandım, mavi
bir yağmurluğun da olsa şiirden ıslanırdın!
gövdene de böyle inandım, duruydu, şiirin
nasıl bir şey olması gerektiğini hatırlatıyordu:
öyle çıplaktın ki içinde şiirden başka
hiçbir şey yoktu, gövden neyi hatırlatıyorsa
ona inanıyorum, beni hatırlamasa da, biliyorum
bazı uzaklıkların hiç mektup beklemediğini...

bazı şiirler de bekleyemiyor yağmurun dinmesini!

“40 Şiir ve Bir” adlı kitabından


EYLÜL

Kadın gider ve bunun şiir olduğu söylenir
kadın gider ve bir şair doğar bundan
(Ben hangi kadından şair olduğumu bilirim)
"Yazın bittiği her yerde söylenir"se
kadının gittiği de her yerde söylenir
kadın gittiği her yerde şiir diye söylenir:
Kadının gittiği yazın bittiğidir, her yerde
yaz biter kadın giderse, bunun sonu şiirdir,
yazın sonu şiirdir, şiirdir aşkın sonu...
Şehir her semtiyle yazın peşine düşse
yaz uzar bundan ve aşklar da nasiplenir,
yazın peşinde şehir, kadının peşinde şiir
eylülün semtine kadar böyle gidilir
bir gecede gittimdi hazirandan eylüle
eylül yazdan terkedilmişti, şiirse haziranda
kadın tarafından terkedildi o söylenceye:
Bütün oğullar anneyi bir şiire terkeder!
O kadın beni terkederse şair olurum
oğul olduğum kadın sakın beni terketme,
şiirdir söylenir, yazdır biter, kadındır gider

Bütün kadınlar şiiri bir kadına terkeder!

“40 Şiir ve Bir” adlı kitabından