Aydın Doğumlular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aydın Doğumlular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Nisan 2024 Pazar

TUNCAY GÜNAYDIN

 


(İsafakılar köyü, İncirliova/Aydın - )

 

Kırıkkale Üni. İktisadi ve İdari Bilimler Fak. İşletme Bölümü’nden mezun oldu.

Hikâyeleri, şiirleri ve yazıları; İstanbul Bir Nokta, Mahalle Mektebi, Olağan Hikaye, Post Öykü, Söğüt, Türk Edebiyatı gibi dergilerde yayımlandı.

Yapıtları: Öykü: *Her Şey Mümkün, Türk Edebiyatı Vakfı, 2019 *Perdesi Yırtık Dünya, İst.: Pruva, 2022 *Melekler Ters Çalım Yemez, İst.: Ötüken, 2024

Kaynaklar: Melekler Ters Çalım Yemez, İst.: Ötüken, 2024

*Yayın Tarihi: 7 Mart 2024

Yayına hazırlayan: Şükrü Kırkağaç

11 Temmuz 2020 Cumartesi

NİLÜFER AÇILAN YILDIZ


(6 Mart 1963, Felahiye /Kayseri - )

On yıl öğretmenlik, yedi yıl ticaret yaptı.
Şiir ve yazıları Herfene, Kurgan, Kümbet gibi dergilerde yayımlandı.
Yapıtları: Şiir: *Nokta, Arkaoda, 2006 *Yüreğimin İçinde Yürüyorum, Arkaoda, 2006 *Sıfır Kapıları, İkinci Adam, İst.: 2013 *Katrenin Eteğinde, Noktürn, İst.: 2017 *Aybeniz, Temren, İzmir: 2019 *İlka, Temren, İzmir: 2019 *Komşu Sesler, Klaros, Ank.: 2020.
Roman: İstasyon (2014, İkinci Adam Yayınları, İst.: 2014 *Kuantik Yaşam (2017, Noktürn Yayıncılık, İst.: 2017.
Kaynaklar: Katrenin Eteğinde, Noktürn, İst.: 2017; İlka, Temren, İzmir: 2019.

HALİT PAYZA


(23 Ağustos 1958, Aydın - )

İlk, orta ve lise öğrenimini Aydın'da tamamladı. Maliyedeki görevinden emekli oldu. Aydın'da yaşıyor; evli.
İlk öyküsü İzmir'de çıkan Dönemeç adlı edebiyat dergisinde yayımlandı. Öykü, deneme ve kitap tanıtım yazıları; Afrodisyas Sanat, Akköy, Altzine, Anafilya, Aydınlık, Aydınlık Kitap, Berfin Bahar, Beşparmak, Cumhuriyet Kitap, Çağdaş Türk Dili, Çağdaş Yaşam, Dönemeç, Düşün Yazıları, Düşünbil, Edebiyat Nöbeti, Ege Yakası, Evrensel, Gerçek Edebiyat, Güney, İzmir Edebiyat İşliği Öykü Dergisi, Kar, Kasaba Sanat, Kıyı, Korugan, Kurgu, Kül Öykü, Libido, Mavi Güvercin, Meluşa Öykü, Nif Sanat, Notos Öykü, Patika, Telgrafhane, Tersakan Toros, Tmolos Edebiyat, Üvercinka, Varlık, Yalın Ses, Yaşam Sanat, Yeni Dönem gibi dergilerle Edebiyat Haber, Gerçek Edebiyat, Oggito gibi internet portallarında  yayımlandı.
Ödül: "Arp Çalan Kadın" adlı öyküsüyle 2007 Ümit Kaftancıoğlu Öykü Yarışması’nda ve "Denizde" adlı öyküsüyle Foça Belediyesi’nce düzenlenen ‘2008 yılı Deniz Öyküleri Yarışması’nda “mansiyon”, 'Kod Adı: İsyan" öyküsüyle 2013 AE Bilimkurgu Kısa Öykü Yarışması'nda birincilik ödülü aldı.
Yapıtları: Roman: *İşgal ve İsyan-İzmir'in İşgalinden Milli Mücadeleye, İlkim Ozan, İst.: 2015 *Çerkes Ethem-Puslu Hava, İlkim Ozan, İst.: 2018 *Hiroşima'daki Küçük Çocuk Nagasaki'deki Şişman Adam, Japon, 2019 *Çöl Fedaisi Kuşçubaşı Eşref, Tarihçi Ktb.: İst.: 2019.
Öykü: *Emine'yi Öldürmek, İlkim Ozan, İst.: 2016 *Dostoyevski Ölmeli, Klaros, 2020 *Kemal'in Askerleri, İzan, Ank.: 2020.
Deneme: *Kelebeğin Ömrü ve Ölümü, İlkim Ozan, İst.: 2012 *Bir Tutam Saç Bir Altın Yüzük, Tekin, İst.: 2012 *Bilincin Tuhaf Nesnesi, Klaros, Ank.: 2020 *Shakespeare Var mıydı Yok muydu?, Klaros, Ank.: 2020
Katkıda Bulunduğu Kitaplar: *Acı Dağlar/Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri-2007, “Arp Çalan Kadın" adlı öyküsüyle, Yalın Ses, 2007 *Açlık ve Emperyalizm, "Endüstri Uygarlığı Yalanı" adlı makalesiyle, İlkim Ozan, 2011 *Ülkü Tamer Çukurova Ödülü 2014, “Ülkü Tamer İçin Kısa Yazı Uzun Başlık: Hem Dersini Bilmiyor Hem de Şişman Herkesten" adlı denemesi ile, Çukurova Sanat Girişimi, 2014 *Ölüm Vardiyası -37 Yazardan Soma’nın Öyküsü, “Mor Dilara” öyküsüyle, Tilki, 2014. 
Kaynaklar: Tekin Yayınevi internet sitesi, erişim tarihi: 11 Temmuz 2020.


1 Ekim 2018 Pazartesi

GÜNER DOKUYUCU



(Aydın - )


      Aydın’da yayınlanan “Hürsöz” gazetesinde yazı işleri müdürlüğü yaptı. Aynı gazetede “Güner’in Günceli” adlı köşesinde denemeler yazdı.
      Aydın Yazarlar ve Şairler Derneği ile Kadın Haklarını Koruma Derneği’nde kurucu üye olarak görev aldı. Aydın Gazeteciler cemiyeti üyesidir.
      Ödülleri: Anadolu Basını Özendirme yarışmasında (1992) ikincilik ödülü, Anadolu Basını Özendirme yarışmasında makale dalında (2005) üçüncülük ödülü, Atatürkçü Düşünce Derneği Aydın Şubesi öykü yarışmasında ikincilik ödülü, Aydın Gazeteciler Cemiyeti’nce düzenlenen yarışmalarda röportaj dalında birincilik ve ikincilik ödülü aldı.
Yapıtları:
      Deneme Kitapları:
& Bayramlık Umutlar (2005, Hürsöz Gazetesi Yayınları: 6, Başkar Ofset, Aydın)
Kaynaklar:

Şiirlerinden Seçmeler:

FALCI

      Kocaman bir kalp,
      Ardında bir melek
      Kanatlarını da açmış
      Dahası,
      Elinde kırmızı güller
      Bekleyenim varmış
      Gülümsedim
      Sen çok yaşa falcı
      Çok yaşa e mi
      Yüreğim acırken
      Pespembe düşlerle geldin
      Sen çok yaşa falcı.

       HESABINI SORAR

      mevsimler gelir geçer
      sevdalar da öyle,
      umutlar bazen acıya karışır
      yıllar,
      geçmişin hesabını sorar.
      bir bir.

      SEVMEYİ BİLİR MİYDİ?

      Yüreğinde bir ışık vardı
      Bilirdim ser vermezdi
      Sevmeyi bilir miydi?
      Yoksa
      Görmezden mi gelirdi?
      Ne kara gözlerinin hüznünü,
      Ne yüreğini çözebildim.

SALİH BİLGİN



(1970, Söke / Aydın – 16 Eylül 1994)


İlköğrenimine Seyda Fırat İlkokulu’nda başlayan şair, daha sonra da Sadullah Kuşada İlkokulu’ndan mezun oldu. Sırasıyla Yavuz Selim Lisesi orta kısmını, Işıklar Askeri Lisesi’ni ve Kara Harp Okulu’nu (1992) bitirdi.
Adına, Beşparmak dergisi tarafından her yıl tekrarlanan şiir ödülü konuldu. Bilgin’in şiirleri, 1991 yılından başlayarak anılan dergide yayınlandı. Salih Bilgin’in, Beşparmak dergisinde yayımlanan ilk şiiri, “Mon Vieux” rumuzuyla Ankara’dan gönderdiği “Anaya Mektup” adlı şiiridir (Beşparmak, Sayı: 25, Eylül 1991, s. 20).
      Şairin basılmış eseri yoktur.
Yapıtları:
Kaynaklar:
Şiirlerinden Seçmeler:

ÖLÜME DAİR

      Ölüm kadar güzelsin hani nasıl desem,
            nasıl etsem
      kendi ağına tırmanır gibi örümcek
      yüreğinde göllenmiş sonbahar hüznü/ ömür

      sıradışı bir sevişmenin yamyam gözleri
            gözlerinde
      ve kendi ipini çeker gibi karanlığın içinde
      en yosma küfür
      bir ay batıyor şimdi oysa bütün hızıyla
      kuytu göğsünde bir masal dağın
      ve oysa
      ağıtlar yazacaktım ben isimsiz ölümlere
            / ölüm kadar güzelsin çünkü
      ağıtlar bir ölümün peşisıra yürümüyor
            yalnız
      türküler boy veriyor topraktan
      yaşama dair
      ölüm kadar güzelsin ah ne desem boş
            ne desem yarım
      bir sözcük açılıyor gibi ağır ağır boşluğa
      yürekte öfke
      yürekte sevda
      bu nasıl istanbul’dur acının ve eğlencenin
            bin yıllık ülkesi
      yaprak yaprağa eklenmiş takvim
            / sonbahar
      üsküdar’da bir sonbahar, bir aşk ki umutlu öyle
            / karşıda bir sigara içimi yaz
      acının ve eğlencenin kaç bin yıllık ülkesi
      bu taht kavgası, bu kaftan kafgası
            / açlıktan fildişleri ölür afrika’da
      bizans surlarında falcı kadınlar
      yılgın suya salar bacaklarını
      yosunlar boy verir tırnak diplerinde/ üryan
      denizin dibinde iki aylık bir resim:
      “babamızı bilinmeze uğurladığımız gün”
      bir hançer dövmesi durur teninde yalnızlık
      durur öylece durgun/ soyunuk ve mahzun
      kitabına dalmış saray soytarısı
      iğdiş köleler zenci kapılara gardiyan
      erkekten dönme bir yalnızlık seninkisi
            / bekler tarihi sonsuza
      fatih’in topları küskün uzak bakar geçmişe
      tuzlu gözlerinde bir ay atıyor şimdi
      bütün hızıyla
      istanbul musun nesin bir balığın süzgecinde
            kirli kırmızı
      yeditepesinde gelincikler mi vardı evvel
            şimdi kaktüs çiçeği beton
      eğlence küçük kadınların kapış kapış
            adları
      ve acısı dölyataklarında sarhoş, saç
      örgülerinde çocuk
      ağıtlar düzecektim oysa ben, ölümden
            güzelsin çünkü
      bunun bilincindesin, bunun ayırdındasın
            / bunun herşeyindesin çünkü
      sırf bunun için belki sık sık ölüp ölüp
      sırf bunun için belki yeniden
      doğuruyorsun kendini…

     1 Haziran 1992
    
Beşparmak,  Şiir Özel Sayısı,  Sayı: 62, Ekim 1994, s. 20

3 Ağustos 2018 Cuma

SUAT TUTAK



(7 Eylül 1945, Söke / Aydın - )

      
Şair, gazeteci yazar. Beş çocuklu çiftçi bir ailenin en küçük çocuğudur. Söke Kemalpaşa İlkokulu’nu bitirdi. Söke Ortaokulu’nda okudu ancak, diplomayı Söke Lisesi Ortaokul bölümünden aldı. 1974 – 1978 yılları arasında Söke Akşam Ticaret Lisesi’nde okudu. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nde iki yıl öğrenime devam etti. Ekonomik nedenlerle tahsilini yarıda bıraktı. Söke Belediyesi’nde memurluk yaptı, 1993 yılında emekli oldu.
Yazı hayatına 1960 yılında başladı. Söke TV’de bir süre haber editörlüğü, Yeni Söke gazetesinde haber müdürlüğü yaptı. 1992 yılında Beşparmak dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Bir müddet Sarızeybek dergisinin sahipliğini üstlendi. Abdullah Ziya Kabak ile birlikte Söke Esnafın Sesi gazetesini kurdu ve yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Yurdumun Şairleri Antolojisi‘ni (2004, Cumhuriyet Matbaası, Söke) Söke Şairler ve Yazarlar Derneği adına Oyhan Hasan Bıldırki ile birlikte yayına hazırladı. 2001 yılında kurulan Söke Şairler ve Yazarlar Derneği’nin kurucu üyelerinden olup dernek başkanlığı görevini de yürüttü.  Evli, beş çocuk babasıdır.
Şiirleri, öyküleri ve yazıları Beşparmak ve Sarızeybek dergileri ile Hür Söke, Söke Ekspres, Yeni Söke ve Gerçek gazetelerinde yayınlandı. Oyunlar ve senaryolar yazdı, yağlıboya resim çalışmaları yaptı.    
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Sevgi Bahçesi (1980, Güneş Matbaası, Söke)
& Canımsın Türkiye’m (1998, Şafak Matbaası, Söke)
Kaynaklar:

MUSTAFA KEMAL KOCABIYIKOĞLU



(10 Kasım 1954, Söke / Aydın - )


İlk, orta ve lise öğrenimini Söke’de tamamladı. Babasının çırağı oldu, “kasaplık mesleği”ni seçti. Emekli. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Şiir aşkı ortaokul çağında başladı. Şiirleri başta Sarızeybek dergisi olmak üzere çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlandı. Çeşitli ödüller aldı.
Sevgi Tomurcukları (1998, Özen Ofset Matbaası, Aydın) adlı yayınlanmış bir deneme ve şiir kitabı vardır.
Kaynaklar:

OYHAN HASAN BILDIRKİ



(10 Haziran 1947, Bağarası köyü, Söke / Aydın - )


       Türk yazar, şair, denemeci, araştırmacı. Mehmet Çınarlı, İlhan Geçer, Mustafa Necati Karaer gibi şairlerin kuruculuğunu yaptığı Hisarcılar Akımı‘nın temsilcilerindendir. Edebiyatımızda daha çok hikâyeleriyle tanınır.
     İlköğrenimini doğduğu yerde tamamlayan Bıldırki, Aydın Lisesi’nden mezun oldu. 1971 yılında Bursa Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’nü, 1991 yılında Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Türkçe öğretmeni olarak ilk görevine Kastamonu-Şenpazar İlçesi Kuztekke Ortakulu’nda başladı. Yurdumuzun çeşitli yerlerinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı, Milli Eğitim Şube Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Son olarak Kuşadası Kaya Aldoğan Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği görevindeyken 1997 yılında emekli oldu. Evli ve iki çocuk babasıdır.
     İlk şiirini 1962 yılında Aydın’da Ses gazetesinde yayınladı. 1969 yılından sonra edebiyat dergilerinde eleştiri, araştırma, şiir ve hikâyeleriyle yer aldı. Hisar'da yayınlanan ilk hikâyesinin adı "Şeftali Çiçekleri". Türk Edebiyatı'nda yayınlanan ilk hikâyesi de "Rüyâlar Gerçek Olsa" adlı hikâyesidir. Bazı gazetelerde çeşitli mahlaslar kullanarak köşe yazıları yazdı. Alaaddin Korkmaz ile birlikte, Bursa’da, “Bursa’da Zaman” adlı bir edebiyat dergisi çıkardı. Beşparmak ve Sarızeybek dergilerinin isim babalığını yaptı. Dergâh Yayınları tarafından çıkarılan 8 ciltlik Resimli Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi‘nin yazarları arasına katıldı. Sarızeybek dergisinin genel yayın yönetmenliğini yaptı.
     Şiirleri, öyküleri ve yazıları Adımlar, Akköy, Alkım, Alkış, Antoloji, Balova, Berceste, Beşparmak, Bilge Çocuk, Bursa’da Zaman, Çağrı, Doğuş Edebiyat, Dolunay, Erciyes, Fikir ve Sanatta Hareket, Genç Kardelen, Gülpınar, Herfene, Hisar, İnanç, Kuşadası Halkın Sesi, Kültür Çağlayanı, Medya, Millî Eğitim, Millî Eğitim ve Kültür, Millî Kültür, Ortanca, Öncü Edebiyat, Sarızeybek, Sevgi Yolu, Söke Ekspres, Söke Esnafın Sesi, Söke Öykü Roman, Şafak, Tarla, Tay, Töre, Türk Edebiyatı, Türk Dili, Yenisöke, Yiğit Efem vb. gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı.
       Ödülleri: 1980 yılında “Bir Bıçağın Keskin Ucu” hikâyesiyle Töre dergisi Hikâye dalı üçüncülük ödülünü, 1995 yılında “Kar Üstünde Kan Damlası” hikâyesiyle Türk Edebiyatı dergisi ‘Ömer Seyfettin Hikâye Yarışması seçiciler kurulu özel ödülünü, 1996-1997 ve 1998 yıllarında Aydın Gazeteciler Cemiyeti Hikâye dalı birincilik ödülünü, 2007 yılında Söke’de yılın şairi ödülünü aldı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Liseden Sesler (1964, İzmir)
& Atatürk Aramızda (Seçilmiş Şiirler, 1991, Reform Matbaası, İzmir, 112 s.) 
& Bütün Fidanlar Sımsıcak (1994, Millî Eğitim Basımevi, MEB Öğretmen Yazarlar Dizisi: 112, İst., 56 s.)
& Ceylan Gözlüm (1997, Özen Ofset Matbaası, Aydın, 144 s.)
& Bulutlar Pusuda (2006, Damla Ofset Matbaası, Söke, 144 s.)
& El Değmedik Sevdalara Uyanmak (2007, Kitap Atelyesi Yayınları: 64, Şiir Dizisi: 47, Ank., 172 s.)
& Gökyüzü Yeniden Mavileşir (2008, Kitap Atelyesi Yayınları: 80, Şiir Dizisi: 55, Ank., 164 s.)
Öykü Kitapları:
& Koçaklar (Millî Hikâyeler, 1975, Kutluğ Yayınları, İst., 152 s.)
& Üçüncü Günün Öğlesi (1986, Doğruluk Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti., İzmir, 96 s.)
& Bir Başka Şafak (1988, Millî Eğitim Basımevi, MEB Öğretmen Yazarlar Dizisi: 45, İst., 112 s.)
& Gün Çarığı Sıkınca (1990, Doğruluk Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti., İzmir, 120 s.) 
       Romanları: 
& Dönülmez Yol (1964, Aydın)
& Çanakkale Destan Destan (2008, Alperen Yayınları, Kolalı Matbaası, Aydın, 160 s.)
& Koçaklar 1915 Çanakkale (2012, Ötüken Neşriyat, İst., 183 s.)
      Araştırma Kitapları:
& Dil Çerezleri (1999, Özen Ofset Matbaası, Aydın, 150 s.)
       Antoloji Kitapları:
&  Yurdumun Şairleri Antolojisi (Tülay Sarayköylü ile; 2011)
       Çocuk Kitapları:
& Üç Elmadan Biri Sana (2011, Söke)
Kaynaklar:
A  Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi, Cilt I, 2001, YKY, İst., s. 184
Şiirlerinden Seçmeler:

AKŞAM OLMADAN

Önümde gideceğim yol duruyor,
Sevgi yolu yanında uzanıyor.
Haydi seç seçebilirsen birini;
Kaderim mi ne, beni bırakmıyor?

Biri var beni çağırır durmadan,
Gözlerinde bin bir umut parıldar.
Biliyorum kalbimdeki anahtar;
Sevgi kapılarını tek tek açar.

Gece dolunay kesiliyor görsen,
Güneşle bir duygularım atlanmış?
Kafdağı'na doğru uçuyor bilsen,
Aklım zindanda, gönlüm kanatlanmış!

Zor çağlar geçti, mor çağdayız şimdi,
Sevda nedir bilir olmuş gönlümüz.
Seninle birlikte yoldayız şimdi;
Birer birer açar solmuş gülümüz.

Önümde gideceğim yol duruyor,
Biri var beni çağırır durmadan.
Aklım zindanda, gönlüm kanatlanmış;
"Keşke"siz günlere akşam olmadan!

ÂŞIK KALBİM ÜŞÜYOR 

Kafdağı'nı da gördüm diye övünen Şehzade'm,
O dağları gördün de söyle bana ne oldu?
Kanadına kırağı vurmuş kelebekler gibi;
Ahir ömründe açan soylu çiçeğin de soldu?

Dolunay her gece bize gülümserdi,
Gözlerimize doğan güneş "Merhaba!" derdi.
Seher yıldızı kaderimize el ederdi;
Bize nazar mı değdi, söyle bana ne oldu?

Gözlerime hüzün düştü için için ağlıyor,
Ebedî ışığını yitirmiş âşık kalbim üşüyor.
Geçit vermez kara dağlar yollarımızı kesmiş yine;
Hani Ayvaz'ın Köroğlu'suydun, söyle bana ne oldu?

Sevdiğimi gurbet akşamlarında bıraktım,
Bir saza tel diye gerilsem az gelir bana.
Bütün gemilerimi karşı kıyıda yaktım cayır cayır;
Umuduma Deli Dumrul kesildim de ne oldu?

Seninle senleşirdim, gökkuşağına tutunurdum,
Sensiz yedi renkten hiçbirinde yokum şimdi
Yüce dağlar ardında tutuklanmış umudum
Hani her gecenin bir sabahı vardı, ne oldu?

Şimdi kolum kanadım kırık, ruhum ıslak
Şiir miir yazmak gelmiyor içimden.
Sensiz yollardayım yeniden, kadere bak;
Bize nazar mı değdi, söyle bana ne oldu?

AŞK DESEM AZ GELİR

Gariptir bende bir resmin bile yok
Gülsuyuna batırılmış mektupların da yok
Ama beni sana, seni bana bağlayan bir şey var
Aylar geçtikçe büyüyen, ölümsüzleşen
Sıcaklığı ilk gençlik günlerimize kadar uzanan
Aşk desem az gelir, karasevda belki

Bu şarkılar ne böyle sensiz dinlediğim
Hepsi de hasret ateşiyle boyanmış sanki
Yüreğimi kabartıyor, gözlerimi yaşartıyor
Oysa bak dolunay ve güneş ne kadar parlak
Öyleyse beni sana, seni bana bağlayan ne ki
Aşk desem az gelir, karasevda belki

Günüm günüme benzese de arada sen farkı var
Sensiz günlerimi takvimlerden çıkardım bu yüzden
Bu aramızdaki apaçık ortada sayısız yıldız gibi
İçimizden biri ötekisiz olamaz şimdi
Aylar geçtikçe büyüyen, ölümsüzleşen
Beni sana, seni bana bağlayan bir şey var aramızda
Aşk desem az gelir, karasevda belki

Sen orada, ben burada yalnızlığımızı içimizde yaşadık
Kalbimizde saf sevdamızın resmi
Ağaçta tek tek yaprağa, kayada mermere işlenmiş
Gökyüzünde renk renk açmış, öyle dillenmiş
Öyleyse beni sana, seni bana bağlayan ne ki
Demek aşk şarabı içsek de karasevdaya susadık
Gözlerimizdeki ışıktan, yüreklerimizdeki ateşten belli
Yolumuzun üstünde duran bir şey var şimdi
Seni bana, beni sana bağlayan gönüllü kelepçemiz
Aşk desem az gelir, karasevda belki

AV İZİNDE BİR ŞAHİN 

Şiir bir ebemkuşağı
Mavi, yeşil, sarı, kırmızı
Ansızın hayâl ufkumuzu kuşatır
Şiir henüz doğuma yatmış bir çiçek
Gonca gonca sancılar içinde
Hayata uzanır

Şiir cümle güzellikler aynası
Ürkek bir ceylanın katıksız sevdası
Yeşeren dallardaki umut
Kâh açılır, kâh kapanır
Akşam alacasının sancısını yaşar
Sabahın ilk ışıklarıyla şahlanır
Av izinde bir şahin olur uçar
Sayısız Kafdağları'nı aşar

Şiir parıldar
Sevgilimin gülen yüzünde
Damar damar kanımızda
Menekşenin morunda
Zamana yatırılmış karanfil kurusunda
Sınırsız gökyüzünün en ucunda
El değmedik sevdalara uyanır

Şiir duyup yazamadıklarımız
Kabaran öfkemiz, dirilen sevgimiz
İki dirhem, bir çekirdek
Fiyakamız

Şiir kavgada zehir zıkkım
Yedi ceddimize kurşun
Barışta havai fişeği

Şiir bizim insan yanımız

AYNALARA BAŞKA GÖLGE DÜŞMESİN 

Sensiz geçen bir dakikam bile yok,
Hangi aynaya baksam senden izler var.
Kafdağı?nın ardına düşenler çekip geldiler;
Birer birer açılıverdi aydınlık ufuklar.

Zaten sen, nereye gitsem benimle ordasın,
Odamda, bahçemde, yolda, kırdasın.
Sayısız resimlerin geçişi başlar gözlerimde;
Yüreğimdeki senli zamanlardasın.

Hiçbir aynaya başka gölge düşsün istemem,
Papatya kokulu baharlardayım.
Selam olup döküldüm mısra mısra;
Göçmen kuşlarla birlikte havalardayım.

En karamsar aynalarda bile gülümser gözlerin,
Güneşteki aydınlık mısın, nesin?
Şimdi bütün günlerim daha güzel,
Kalbimdesin!

Gönlümde sevinçler birbiriyle yarışıyor,
Umutlarım avuçlarımda.
Her aynada görüyorum senden izler var,
Gözlerin bakışlarımda.

Mutluyum be gülüm, mutluyum şimdi
Yüreğim ulaşılmaz ufuklarda.
Bütün aynalara başka gölge düşsün istemem,
Yaşıyorum papatya kokulu baharda.

Gördün mü göçmen kuşları birer birer geçtiler,
Sana da mutluluklar dilediler.
Şarkılarında cıvıl cıvıl günaydınlarla,
Selamımı söylediler!

Aynalar, güzel aynalar
Siz de ne bakışlar, ne sırlar var!

BİR GÜN ŞAFAK SÖKECEK

Şimdi yolumuzun üstünde sayısız fırtınalar var
Zamana tutunacak sevdalımı arıyorum
Arzu kesilecek, şahlanan arzularımla yarışacak
Gönlüme taht kuracak sevdalımı arıyorum

Bir gün özlediğimiz şafak sökecek
Melek ve Şehzade, Kafdağı'ndan dönecek
Sevdamız yazılacak çiçek çiçek
Şiirimi şiiriyle karşılayacak sevdalımı arıyorum

Ölümüne sevdalıyım ben sana, ölümüne
Kavalıyla derdini döken çobanım dağlar başında
Gözlerim odaklanmış sevda izi düşmüş gözlerine
Alın yazım, kader çizgim sevdalımı arıyorum

Umutluyum... Umut yüreğimin gül bahçesi
Çılgın bülbül ve çoban şiirlerle yarışıyor
Biriciğim, nur tanem, hayatımın özeti
Göçmen kuşlardaki merhabam sevdalımı arıyorum

Şimdi ikimizin de gözleri ümide boyalı
Sevgi ateşleri damar damar kanımızda
Hasret denizinin suları tükendi tükenecek
Mor dağları aşacak sevdalımı arıyorum

KALBİNDE MAZİMİZ KANATLANIYOR

      Gözlerimi bıraktım güneşe ve dolunaya
      Özledikçe göresin diye
      Şiirlerimi taktım rüzgârın peşine
      Umutsuzluğa düştükçe duyasın diye

      Ben de öyle yapıyorum bir tanem
      Özledikçe gözlerim güneşte ve dolunayda
      Umutsuzluk kuyularında kaldıysam
      Kulaklarım penceremi tıklayan rüzgârda

      Sevdamın hikâyesi sinmiş mor karanfillere
      Yaprak yaprak okuyasın diye
      Alev alev kalbimi açtım turnalara
      Melek ve Şehzade'yi anasın diye

      Ben de öyle yapıyorum hayatım
      Mor karanfilleri gördükçe içim titriyor
      Cıvıl cıvıl kuş sesleri heyecanlandırıyor beni
      Gönlümde sayısız fırtınalar esiyor

      Gözlerini görüyorum ya güneşte, ya dolunayda
      Kalbim ısınıyor
      Kızıl gülün dalında çılgın bülbül öttükçe
      Ruhum kanatlanıyor

      Biliyorum sen de öyle yapıyorsun sevdiğim
      Güneşi gördükçe için ısınıyor
      Gözlerin damladı damlayacak, aklında sevdiğin
      Kalbinde mazimiz kanatlanıyor!

      “Kaderim Kaderine Kelepçelenmiş” adlı kitabından