8 Haziran 2016 Çarşamba

ERKAN KARA


(5 Şubat 1964, Fener / İstanbul - )


       1986 yılından bu yana sınai ve tıbbi gazlar üzerine özel bir şirketin satış bölümünde çalışıyor. İstanbul’da yaşıyor.
       2003 yılından bu yana şiirleri ve yazıları Akatalpa, Bireylikler, Denizsuyukasesi, Edebiyat Ortamı, Eliz Edebiyat, Hayal,  Kuzey Yıldızı, Mor Taka, Mühür, Patika, Şiiri Özlüyorum, Yedi İklim, Zalifre Yazıları vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Hüzzam Peyke (2006, Yom Yayınları, 64 s.)
& Nar Meseli (2008, Artshop Yayıncılık, İst., 56 s.)
& Zaman Kesikleri (2011, Mühür Kitaplığı, İst., 80 s.)
& Bir Aşkın Şiiri (2016, Noktürn Yayınları, İst., 64 s.)

Şiirlerinden Seçmeler:

BİR AŞKIN ŞİİRİ

yokluk sonsuzluğun sırrıydı; korkular,
her ne pahasına edinilen yerin korunması
içindi; âh, unutuldu mu sevgili ve ölüm,
açtığın her kapı hep bir evin dışı, bunun
hayata geçiş işaretleri bedendeki görünme
isteğinde saklıydı artık, köpeğini susturamadığın
vakitler çocuğunu dışarıya çıkarabilmek
için aradığın marifet gülde.

bunun için sen
her şeyden önce bir bahçe bul kendine çünkü,
gülü olmayanın sevgilisi de olmazmış derler;
ey bahçenin cilalanması için gizlenen şuur,
kim kanun koyucusu bahçenin, hakikatı yansıtan
sırlı ayna kim? o’nu bilmekti senin vakarın:
şimdi havlayan sesleri içinde köpeklerin,
gülsüz gidilemeyeceğiydi sevgiliye.

“Bir Aşkın Şiiri” adlı kitabından, s. 28-29

DEMİRİ  TAVLAMAK

ben’i direk çıkartma güne
öncesinde ve gün içinde
de, hoşluk ver kalbinle

hayat kırar, iyileştirirsin kırığı
hayat yine kırar, imtihan
insandan önce ben’le

kalbine inanmalı ben
günün sonunda “insan”
ben’in aldığı doğru telkinde

huzurun insandaki teşekkülü:
duada: kalbin ben’le bir’liği:
amin, kainatın bir dilinde.

Yedi İklim, Sayı: 284, Kasım 2013

SÖZÜN USTASI

su gibi hayattı kelimeler de; bir vücut
bulmadan, harfleri önce ruha dökmek
bu iyiye ve güzele büyümesiydi insanın.

küçük küçük, tıpkı su damlaları gibi,
büyük nedenlere sebep olan o kelimeler
nasıl da birikendi bir cümleye içimizde.

âh, iyi dilin değerini kötü dilin bedelini
bilmenin adıydı yaşam; ve susmak burda,
arınması, içte suyun dinlendirilmesiydi.

şimdi kuyularda, sarı sabırla o saklı suyu
arayıp bulanlar, işte onlar, varlığın
gerçek sahibini bilen: sözün ustalarıydı.

Akatalpa, Sayı: 195, Mart 2016



Hiç yorum yok: