21 Eylül 2008 Pazar
İMGE ÖYKÜLER
Derginin Künyesi:
Genel Yayın Yönetmeni: Özcan Karabulut
Yayın Danışmanı: Semih Gümüş
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Zerrin Keskin
Dil Danışmanı: Sevgi Özel
Yayın Türü: Yaygın süreli
Yayın Yeri: Ankara
Yayın Periyodu: İki aylık
1. Sayı: Şubat-Mart 2005
Sayfa Sayısı: 184 s.
Fiyatı: 5 YTL
Derginin sunuş yazısı, “İmge Öyküler; Öykü Dostlarıyla Birlikte, Öykü Edebiyatımızın Gereksinimlerine Katkıda Bulunmak İçin…” başlığıyla Özcan Karabulut tarafından kaleme alınmış.
Derginin sunuş yazısı
“Doksanlı yılların ikinci yarısından günümüze öykü dergilerinin yayımlanmasıyla birlikte varolan öykü potansiyeli harekete geçmiş, kimi yazarlarımızın deyişiyle öyküde bir “patlama” yaşanmış, öykü edebiyatı ortamı canlanmıştır.
“Niçin iki, üç, daha fazla öykü dergisi olmasın?” sorusuyla Nisan 1996’da ilk sayısı yayımlanan Düşler Öyküler dergisi, çıkışını izleyen yıllarda öykü günlerini başlatmış, öykü günleri Ankara’dan başlayarak geniş bir coğrafyada yaygınlaşmıştır.
Sekiz yıldır kesintisiz olarak sürdürülen Ankara Öykü Günleri, Kasım 2003’te Mexico City’de yapılan 69. Uluslararası P.E.N. Dünya Kongresi’nde onaylanan Dünya Öykü Günü’nü doğurmuştur. Dünyaya açılan bir pencere olarak www.worldshortstoryday.org sitesini doğuran ise, 14 Şubat 2002’de Ankara’da yapılan “Öykü Forum”la hayat bulan Dünya Öykü Günü projesi olmuştur.
1995 yılında Adam Öykü’nün, izleyen yıllarda öteki öykü dergilerinin yayımlanması öykü dergiciliğini hareketlendirmiş, yayınevlerinin daha çok öykü kitabı yayımlamaya başlamalarıyla birlikte öykü edebiyatı ortamı canlanmıştır. Doksanlı yılların ikinci yarısında dokuz sayı çıkabilen Düşler Öyküler dergisinin öykü edebiyatı ortamına kendince yaptığı katkı; birbirini doğuran projeleriyle, gitgide kurumsallaşan etkinlikleriyle, bir yazınsal tür olarak öyküyü, yerelden ulusala, ulusaldan uluslar arası alana taşıması, olabildiğince geniş bir biçimde edebiyat kamuoyunun gündemine getirmesidir, bizce.
Burada dikkat çekilmesi gereken önemli nokta, son dönemde, farklı kuşaklardan öykücülerin buluşma sıklığının pek çok öykücüyü eylemli kıldığı gerçeğidir. Öykü ve öykücülüğümüz adına en büyük kazançlarımızdan biri de öykücülerimizin bu eylemliliğidir, hiç kuşkusuz. Nitekim, öykü edebiyatı ortamının canlanmasına da katkıda bulunan bu eylemlilik (öykücü arkadaşlarımızla buluşmalarımız, öykünün, öykücülüğümüzün, öykü dergilerinin sorunlarını tartışmamız, bir etkileşim ortamında düşünce üretmemiz), bizi, yeni ama farklı bir öykü dergisi projesine taşımıştır.
Yeni öykü dergisi, Ankara Öykü Günleri’nin sekizincisinin ardından yola koyuluyor.
Peki, yeni öykü dergisi yola koyulurken, düşler “aynı” düşler, öyküler “aynı” öyküler miydi? Yeni öykü dergisi olarak “aynı” düşlerle, “aynı” öykülerle yola koyulabilir miydik?
Arkadaşlarla yaptığımız toplantılarda, derginin biçimini, içeriğini belirlemek üzere çeşitli sorular sorduk, sorularımıza yanıtlar aradık, sorularımızı çok değerli edebiyatçı dostlarımızla da paylaştık.
Günümüz öykücülüğünün, geçmişteki öyküler kadar gelecekteki öykülerle de buluşmaya, kuşaklar arasında olduğu kadar edebiyatla hayat arasında da köprü kurulmasına, nicel artışın yanında nitel katkıya, öykücünün konuşmasına, eleştirinin canlanmasına, tartışmalarda düzeyin yükselmesine gereksinmediği söylenebilir miydi?
Öykünün çok yönlü okunmaya… Öykücünün değer verilmeye, farklı yönleriyle keşfedilmeye… Öykü edebiyatının demokratikleşmeye… Türkçe öykünün, dünya öykücülüğündeki yerinin belirginleşmesine de gereksinmediği söylenebilir miydi?
Günüyle, günleriyle, dergileriyle öykü edebiyatımızın deneyimine ve birikimine dayanan İmge Öyküler, bir yıl süren tartışmaların ardından, yeni kurumsal kimliğiyle, yeni kadrosuyla, yeni biçimiyle, yeni içeriğiyle, sorularına kendince bir karşılık bulmak, öykü edebiyatımızın gereksinmelerine katkıda bulunmak, öykü izlerinde adımlarını belirginleştirmek için yola koyuluyor.
İmge Öyküler, 14 Şubat Öykü Günü bildirisinde dile getirdiğimiz gibi, insanın öyküsüyle var olacağına, öyküsüyle geleceğe uzanacağına, geçmişini öyküsüyle saklayabileceğine inanıyor.
İmge Öyküler yola koyulurken, öykü dostlarının yanında olduğuna inanıyor. “
Derginin ilk sayısına; öyküleriyle Erhan Bener, Necati Tosuner, Mustafa Balel, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Sevgi Özel, Hasan Özkılıç, Onur Caymaz, anlatı, günce, kitap tanıtım yazısı ve eleştirileriyle Haydar Ergülen, Füsun Akatlı, Semih Gümüş, M. Sadık Aslankara, Feyza Hepçilingirler, Erdal Öz, Cemil Kavukçu, Çetin Öner, Işık Kansu, Cihan Demirci, Birsen Karaca, Sezer Ateş Ayvaz, Atilla Şenkon, Adnan Özer, Aysu Erden ve Deniz Spatar katkıda bulunuyor. Dergide; ayrıca Semih Gümüş ile yapılan bir söyleşi, Müge İplikçi’nin Adalet Ağaoğlu ile yaptığı sohbet ve Jaklin Çelik’in Sedat Yurtdaş, Kadir Konuksever, Mehmet Polat, Lal Laleş, Muharrem Erbey, Azad Ziya Eren ve Şeyhmus Diken’le gerçekleştirdiği forum yer alıyor.
Derginin ilk sayısında; “1980’den Günümüze Türkçe Yazılmış Beğenilen 10 Öykü” başlıklı bir soruşturmaya verilen yanıtlar ile soruşturma sonuçları veriliyor. Bu soruşturma sonucunda en çok beğenilen 10 öykü şöyle sıralanmış;
1. Geyikler, Annem ve Almanya, Nursel Duruel,
2. Naj, Hakan Şenocak,
3. Gece, Bir Otel Odasında. Özcan Karabulut,
4. Tahta Kuşlar, Aslı Erdoğan,
5. Suzan Defter, Ayfer Tunç,
6. İçeriye Bakan Kim, Mehmet Günsür,
7. Kâğıttan Kaplanlar Masalı, Murathan Mungan,
8. Bir Uçurtma Gibi, Erdal Öz,
9. Ormanın İçlerine Doğru, Cemil Kavukçu,
10. Aziz Bey Hadisesi, Ayfer Tunç.
Derginin ilk sayısında; Birsen Karaca ve Nermin Acar’ın çevirileriyle Mihail Mihayloviç Prişvin ve Donatien Alphonse François Marqis de Sade’ın iki öyküsü yer alıyor.
Şubat 2005’te yayın hayatına başlayan İmge Öyküler dergisi, Nisan-Mayıs 2006 tarihli 7. sayısıyla yayın hayatını tamamladı ve edebiyat tarihindeki yerini aldı.
EŞİK CİNİ

Derginin Adı: EŞİK CİNİ İki Aylık Öykü Kültürü Dergisi
İmtiyaz Sahibi: Ali Enver Ercan,
Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Nalan Barbarosoğlu,
Yayın Müdürü: Bülent Usta,
Görsel Tasarım: Nazlı Ongan,
Kurumsal İletişim: Gülce Başer,
Yayın Sekreteri: Melike Aydın,
Çalışma Ekibi: Ergun Kocabıyık, Handan İnci, İbrahim Yıldırım, Murat Batmankaya, Müge İplikçi, Jaklin Çelik, Nalan Barbarosoğlu, Saadet Özen, Yekta Kopan.
Basım Yeri: İstanbul,
Yayımcı Kuruluş: Komşu Yayınevi,
Yayın Periyodu: İki aylık,
Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın,
1. Sayının Basım Tarihi: Ocak-Şubat 2006
1. Sayının Baskı Adedi: 2500
Sayfa Sayısı: 160
Fiyatı: 5 YTL.
Eşik Cini dergisi, adını Hulki Aktunç’un “Bir Çağ Yangını” adlı romanının giriş metninden alıyor.
Derginin kapak tasarımı, her sayıda başka renk fon olacak biçimde, birbirinden farklı çoklu cin motifinden oluşmaktadır.
EŞİK CİNİ 1. SAYI
Nalan Barbarosoğlu tarafından kaleme alınan derginin sunuş yazısı;
“Bunları kimseye
anlatmamalıydın.
Ey eşik cini! Senin ve
Birçoğumuzun sonu geldi.
Ve elbet gelecekti.
Ama bundan daha görkemli
Bir başlangıç olabilir mi?
Bak, duyanlar uykusuz-duraksız
Kalıyor. Yine de
Kendi şenliklerine gidiyorlar.” *
Kültürel ve felsefi kavramların kabuk değiştirdiği, içeriklerin yenilendiği bir zamanın içinden geçiyoruz. Kendini ve ortamını tanımakta, tanımlamakta zorlanan bir insanlığın parçasıyız. Düşünce dünyamız karışık, duygu dünyamız karşıtların gelgitiyle örülü… Evrensel barışa ve dünya kaynaklarının paylaşımında adalete – dünyanın tüm zamanlarında olduğu gibi- yine gereksinim duyuyoruz… Kaygılı ve tedirginiz… Varlığımız ve varoluşumuz –çoğu zaman adını koyamadığımız- bir tehdit altında… Sanki dünya bizim dışımızda akıyor, sanki dünya bizi içine almıyor, bizi görmüyor, ya da görse bile kayıtsız kalıyor… Geleceğe ilişkin –ortak paydada buluşabilecek- hayallerimizi yitirmiş gibiyiz… Oysa, biliyoruz ki, gelecek tasarımını yitirenlerin ortak kaderi, geçmiş tasarımını da yitirmek, yitirmese de köksüzleşmektir; beslenememek, serpilip gelişememektir. Belki de bu köksüzlükten –bazen farkında olarak, bazen de olmayarak—kendi tarihinden, kendi coprafyasından sürgün edilmiş ruhlar gibi dolaşıyoruz bedenlerimizin içinde. Gündelik hayat sregiderken tuhaf, belirsizliklerle bezeli, kolay kolay adlandıramadığımız bir ruh durumuyla soluk alıp veriyoruz, sanki çıkış yolunu bulamadığımız bir döngünün içinde yuvarlanıp gidiyoruz. Sonsuzdan gelip sonsuza akan zamanın içinde bir “tık” sesi kadar kısa ömrümüzde geçmişi ve geleceğiyle bütünleşebileceğimiz bir dünya tasarımı arıyoruz…
Bu tasarım nerede?.. Tabii ki, yine içimizde; yaşarken ve yazarken enerjisi ve dinamikleriyle oluşan çok boyutlu hayatın içinde… Milyonlarca yılla ifade edilen zaman algımızda, dünyanın ve insanın tarihinde… Bu tarihi yapan varlığımızla ve varoluşumuzla oluşturduğumuz yaşam hikâyelerinde… Bu hikâyelerimizin içinde… Dilimizde… Soluk alıp verdiğimiz atmosferde… Hayallerimizde… Hayal kırıklıklarımızda… Gördüğümüz rüyalarda… Korkularımızda… Arzularımıda… Öfkelerimizde… Dileklerimizde… Türkülerimizde… Söylencelerimizde… Boyuneğişimizde… Başkaldırmamızda… Duruşumuzda… Attığımız adımların edasında… Bakışımızda… Dumanı tüten çayın, buğusu yayılan ekmeğin kokusunu içimize çekişimizde… Gün doğumlarında ve batımlarında güneşin renklerini merakla bekleyişimizde… Rüzgârın tenimize değdiği anda duyumsadıklarımızda… Yağmurun sesini dinleyişimizde… Yağan karı izleyişimizde… Hüzünlerimizde… Coşkularımızda.. Aşklarımızda… Gözyaşlarımızda ve kahkahalarımızda… Bir çocuğa bakarken içimizde uyanan umutta..
Binyıllardır sürüp gelen bir hakâyenin zamanımızdaki taşıyıcısıyız… Diller değişiyır, coğrafyalar değişiyor, çağlar değişiyor, söylenceler değişiyor, algılar değişiyor, kavramlar değişiyor… Hikâye değişmiyor… Daha doğrusu, hikâyeyi hikâye yapan “öznitelik” değişmiyor. İnsan ve hayat! Bütün değişkenlikleriyle, çok parçalı evreniyle insan, kendi hikâyesini örüyor, dünyanın ve insanlığın hikâyesine eklemleniyor, kendisine bir kader olan dünyanın kaderini yine insan yazıyor… Bir başkasının hayatına değerek, eklemlenerek, girerek; bir başkasının hayatından çıkarak, kovularak, sürgün edilerek…
Eşik Cini, insana ve hayata dair yazılmış, yazılan ve yazılacak öykülere açılan kapının eşiğinde bir dergi olarak çıkıyor… Öykü dünyasını evi bellemiş, eşiğini yurt edinmiş bir “cin” diye de görebiliriz onu… Neden olmasın?... İnsan eli değen her şey gibi dergiler de kendi hikâyelerini yazar… Yazarları ve okurlarıyla.
Merhaba.
* Hulki Aktunç, Bir Çağ Yangını, Eylül 1981, Derinlik Yayınları, İstanbul, Romanın girişinden…
Esik Cini’nin ilk sayısında öyküleriyle Latife Tekin, Hulki Aktunç, Nabizâde Nâzım, Müge İplikçi, Ayfer Tunç, Jale Sancak, Zekeriya Tamer, Gassan Kanafani, Behçet Çelik, Vural Sözer, Nilüfer Altınel, Sait Faik Abasıyanık, Bekir Sıtkı Kunt, Seyit Göktepe, Ahmet Büke, Refik Algan, Özgür Soylu, Nergis Gün Uzun; yazılarıyla Ergun Kocabıyık, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Selim İleri, Handan İnci, İbrahim Yıldırım, Saadet Özen, Murat Gülsoy, Murat Yalçın, Necip Tosun, Ömer Lekesiz, Yekta Kopan; çizgileriyle Levent Gönenç, Memo Tekin, Hicabi Demirci yer alıyor.
Ergun Kocabıyık, “eşik ve cinleri” yazısında kültür tarihinde uzun soluklu bir yolculuğa çıkarak, derginin adına da bir açılım getiriyor..
Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun “eşik ve eşikli öyküler” başlığını taşıyan yazısı, yazmanın ve okumanın alt katmanlarına işaret ediyor.
Handan İnci ve İbrahim Yıldırım’ın yazılarıyla Nabizâde Nâzım’ın öykücülüğüne bakarken ve kimi ezberlerimizi bozarken, Türkçe harflerle ilk kez yayımlanan bir Nabizâde Nâzım öyküsü de okuruyla buluşuyor: “Sohbet-i Şübbâne”.
Ekim 1966’da Papirüs dergisinde yayımlanan, Bilge Karasu, Rauf Mutluay, Adnan Özyalçıner, Mehmet Seyda, Cemal Süreya, Haldun Taner ve Turgut Uyar’ın “Hikâye Üstüne” başlığını taşıyan tartışması, aradan kırk yıl geçmesine rağmen bugün konuşuluyormuşcasına güncel bir içerik taşıyor.
Suriye öyküsüne bakan Saadet Özen’in yazısına Zekeriya Tamer ve Gassan Kânafâni’nin öyküleri eşlik ediyor.
Handan İnci’nin “İstanbul’un Eşiğinde Edebiyat: Haydarpaşa Garı” başlıklı denemesi, okuru edebiyatımızın içinde Haydarpaşa olan ürünlerini okumaya çağırıyor.
Selim İleri’nin Selçuk Baran’ı, Murat Yalçın’ın Bilge Karasu’yu, Murat Gülsoy’un Oğuz Atay’ı, Necip Tosun’un Halid Ziya Uşaklıgil’i, Ömer Lekesiz’in Sevgi Soylu Kalyoncu’nun Gelincikler Geceye Düşer adlı kitabını anlatan yazıları, okuma açılarının yönlerine dikkat çeken, zenginleştiren bir renk sunuyor. Yekta Kopan’ın hazırladığı “eşiklopedik sözlük” öykü tarihimizde zevkli olduğu kadar, farklı bir gezinti.
Eşik Cini dergisi, 15 sayı süren yayın macerasından sonra yayn hayatına son verdi. Öyküye ivme kazandıran dergilerin birer birer yayımını sonlandırmalarının sebepleri ayrı bir yazı da irdelenmesi gerektiği inancındayım.
14 Eylül 2008 Pazar
OYA UYSAL
TAHİR ABACI
ABACI, TAHİR / (20 Mayıs 1951, İstanbul [nüfus kaydına göre Malatya] -)
Şair,
yazar, araştırmacı. Tam adı Mehmet Tahir Abacı’dır. Mehmet Tahir, M. Tahir
Abacı, Sakıp Coşkun ve Taner Coşkun imzalarını da kullandı. Öğretmen Halide Hanım ile avukat Mehmet Hayrettin Abacı’nın oğlu. Babası bir dönem
Malatya Barosu’nun başkanlığını üstlendi. Avukatlık mesleğinin yanı sıra Türkiye İşçi Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde aktif
bir rol oynadı. Bilimsel ve kültürel konulardaki birikimiyle Malatya
sorunları ve çözümleri için çok
sayıda yerel gazete ve dergi çıkardı. Malatya’ya üniversite kurulması için yoğun faaliyetlerde bulundu, İnönü Üniversitesi kuruluktan sonra da burada bir
süre
öğretim görevlisi olarak görev yaptı Annesi
Halide Abacı ise gençlik yıllarında Malatya yerel dergi ve gazetelerinde
şiirler; 2000’li yıllarda da üç roman yayımlamış kültürlü bir eğitimcidir. Çocukluk ve
ilk gençlik dönemi, Malatya’nın Tecde Mahallesi’nde geçti
Ortaöğrenimini Malatya’da Fırat Koleji’nde tamamladı.
Yüksek öğrenimine 1969'da AÜ Hukuk Fakültesi’nde başladı. 1971'de İÜ Hukuk
Fakültesi’ne geçti. 1978'de Gazetecilik Enstitüsü’nü, 1979'da İÜ Hukuk
Fakültesi’ni bitirdi. İÜ İktisat Fak. Siyaset
Bilimi Bölümü’nde yaptığı yüksek lisans tezi “Türk Şiirinde Siyasallaşma”
başlığını taşıyordu. 1981-97 arasında avukatlık yaptı. TYS ve PEN Yazarlar
Derneği üyesi. İstanbul’da yaşıyor, evli.
İlk ürünleri Turan Emeksiz Lisesi’nin dergisi Yeni Adım’da
ve Lütfi Kaleli tarafından Malatya’da çıkarılan Sebat gazetesinde ve Papirüs
dergisinin 34. sayısında (Nisan 1969) ‘Güze Doğru’ adlı şiiri yayımlandı. Sebat
gazetesinde 1967’den 1970’e kadar aralıklı olarak sanat özel sayıları
hazırladı. 1968-69 arasında Malatya’da 10 sayı yayımlanan Çağ dergisini
çıkardı. Aynı yıllarda Malatya’da yayınlanmakta olan Oluş, Küme, Birlik gibi
gazete ve dergilerde de yazdı. Aylık kültür ve sanat dergisi Yarına Doğru
(1973-76, 18 sayı) dergisinin sahipliğini ve sorumlu yönetmenliğini üstlendi. 1998-2001 arasında Radikal gazetesinin Pazar eki olan Radikal İki’de
haftalık, 2001'den başlayarak Milliyet Sanat dergisinde aylık yazılar
yazdı. Adam Sanat (2004-) ve Yasakmeyve dergisinde “Şiir
Kitapları Sözlüğü” başlığı altında; Yasakmeyve dergisinde
“Şairler Kahvehanesi” başlığı altında; Cumhuriyet Kitap ekinde (14 Şubat 2019, S. 1513-2020) “Kitaplı Kahvehane” başlığı altında yazdı.
1969'dan
beri şiirleri, öyküleri, yazıları ve söyleşileri;
Adam Öykü, Adam Sanat, Agora, Akatalpa, Birikim, Cumhuriyet, Cumhuriyet
Kitap, Çağ, Defter, Dost, E, Edebiyat Cephesi, Edebiyat ve Eleştiri, Edebiyatta
Üç Nokta, Eleştiri, Forum, Gezi, Güldiken, Hürriyet Gösteri, Kaçak Yayın, Kuram, Küçücük, Ludingirra, Milliyet Sanat, Notos, Papirüs, Radikal,
Radikal İki, Sanat Olayı, Somut, Sonsuzluk ve Bir Gün, Soyut, Sözcükler,
Türkiye Yazıları, Umut, Varlık, Virgül, Yarına Doğru, Yasakmeyve, Yaşantı,
Yaşasın Edebiyat, Yazın Dergisi, Yazko Edebiyat, Yemek ve Kültür, Yeni Adımlar,
Yeni Biçem, Yeni Dergi, Yeni Güney, Yom Sanat gibi dergi, gazete ve eklerinde yayımlandı. Türk müziği ile ilgili çok sayıda yazısı
da bulunan Tahir Abacı, Kalan Müzik’in arşiv serisinde yayımlanan Erzincanlı
Hafız Şerif ve Enver Demirbağ albümlerini de yayıma hazırladı.
Hakkında Hazırlanan Kitap: *Edebiyatta
Yarım Yüzyıl-Tahir Abacı Kitabı, Haz. Şerif Mehmet Uğurlu, İst.: İkaros, 2019, 192 s.
Hakkında Hazırlanan Özel Sayı, Dosya ve Bölümler: Kavram Karmaşa, S. 29, Mart-Nisan-Mayıs 2003; Yasakmeyve,
S. 39, Temmuz-Ağustos 2009; Yasakmeyve, S. 74, Mayıs-Haziran 2015.
Hakkında Hazırlanan Tezler: Zeynep Akyel,
"Romancı ve Hikâyeci Kimliğiyle Tahir Abacı", YLT, Dan.: Doç. Dr. Kamuran
Eronat, Dicle Üni. SBE Türk Dili ve Edebiyatı ABD, Diyarbakır: 2020, 214 s.
Yapıtları: Şiir: *Odaları Utandıran
Dağlar, İst.: Yar, 1976 *Basit Şeyler, İst.: Sergen, 1980 *Sıcak Hayat, İst.: Kandil, 1994 *Sevdavî, İst.: Varlık, İst.: 2002 *Zamanın Yüreğindeki Gece, Seçme
şiirler, İst.: İkaros, 2005 *Hüznengiz, İst.: Komşu, 2007 *Ruh Gibi, İst.: İkaros, 2014 *Güz Divanı, İst.: İkaros, 2018 / Öykü: *Gelin Ömrümüz, İst.: Sergen,
1976 *Gül Harmanı, İst.: İkaros, 2016 / Roman: *Ağır Akan Su, İst.: E, 1990
*Aynada Bir Yüz, İst.: Pencere, 1995 *İkinci Adım, İst.: Telos, 1999 *Adı Senfoni Kalsın, 2005 *Türk Şiirinin
Bir Türlü Yükselemeyen Yıldızı - Ozan Genç, İst.: İkaros, 2016 *Kanıt ve Vicdan, İst.: İkaros, 2016 *Bir Gün Yeniden, İst.: İkaros, 2018 *Yedinci Ev, İst.: İkaros,
2020 *O Sevdalar Ezeldendi, İst.: Sözcükler, 2023 /
Deneme, İnceleme, Eleştiri: *Bir Zamanlar Anadolu’da, İst.: İletişim, 1999 *Harput/Elazığ Türküleri, İst.: Pan, 2000; gen. ekli 2. bas. İst.: İkaros, 2013 *Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar’da
Müzik, İst.: Pan, 2000; gen. ekli 2. bas. İst.: İkaros, 2013 *Gramofonlu Kahvehane, Memleketin Şarkısı
Türküsü Üzerine Yazılar, İst.: İkaros, 2013 *Gerçekçilik Açısından Ahmet Hamdi
Tanpınar, İst.: İkaros, 2015 *Edebiyat ve Öteki Alanlar, İst.: İkaros, 2015 *Şiir: Üretici Etkinlik, İst.: İkaros, 2016 *Şairler Kahvehanesi, İst.: İkaros, 2018 *Kültür, Sanat ve Toplumsal Dönüşümler,
İst.: Sözcükler, 2022 *Şair Savunması, İst.: Sözcükler, 2025 / Çocuk Kitabı: *Nasrettin Hoca,
Çocuk Şiirleri; İst.: Oda, 1980 / Antoloji: *Türk Müziğinde
Bestelenmiş Şiirler, Yasakmeyve Dergisi eki; İst.: Komşu, 2008; gen. ekli 2. bas. İst.: İkaros, 2013 / Derleme: *Yaşantı /1 Yazılar ve
Şiirler, (Erol Çankaya ile); İst.: Yaşantı Sanat, 1982 / Katkıda Bulunduğu Kitaplar: *Yiğit İken
Ölenlere /12 Mart Öyküleri Antolojisi, (yay. haz. Hürriyet Yaşar); İst.: Can, 2008.
Kaynaklar: TBEA c. I, 2001, s. 2/2010, s. 2; Necatigil, İsimler, s. 9; Kurdakul, Sözlük, s. 7; Odabaşı, Antoloji, 2000, s. 201/2003,
s. 216; Zühal Tekkanat, Papirüs Şiirleri Antolojisi, 1. bas. 2002, s. 1-4; Veysel
Gültaş, Hukukçu Şairler Antolojisi, Toplumsal Dönüşüm;
tahirabaci.blogspot.com.tr/; Muzaffer
Hacıhasanoğlu, "Kitaplardan Sonra Basit Gibi Görünenler", Varlık, S.
880, Ocak 1981; Ahmet Telli, "Basit Şeyler", Edebiyat'81, S. 9, Şubat
1982; Mehmet Turna, Ağır Akan Su", Kubbedağı, S. 1, Mart 1991; Sevin
Okyay, "Basit Şeyler - Sıcak Hayat", Radikal, 1 Aralık 1998; A. Ömer
Türkeş, "İkinci Adım", pandora.com.tr, 1999; Fethi Naci, "İkinci
Adım", Cumhuriyet Kitap, 3 Haziran 1999; Vecdi Erbay, "Müzik,
Edebiyat, İnsan", Yeni Gündem, 1 Ekim 2000; Ercan Çelik, “Harput/Elazığ
Türküleri”, Virgül, S. 40, Nisan 2001, s. 60-61; Figen Özdemir, Sevdavî'den
Geçen Zaman", Varlık, S. 1144, Ocak 2003; Altay Ömer Erdoğan, "'Ensiz
Zamanlar'da Kulaçlar", Kavram Karmaşa, S. 29, Mart-Nisan-Mayıs 2003; Halim
Şafak, "Arzu ile Kamber ve Ekonomi-Politik Arasındaki Şiir", Kavram
Karmaşa, S. 29, Mart-Nisan-Mayıs 2003; Hilmi Haşal, "Edebiyatın İçinden
Bakmak ve Tahir Abacı'nın Denemeleri", Kavram Karmaşa, S. 29,
Mart-Nisan-Mayıs 2003; İbrahim Berksoy, "Bir Zamanlar Anadolu'da - Harput
/ Elazığ Türküleri", Kavram Karmaşa, S. 29, Mart-Nisan-Mayıs 2003; A. Ömer
Türkeş, Adı Senfoni Kalsın", Varlık, S. 1161, Haziran 2004; Figen Özdemir,
"Adı Senfoni Kalsın", Adam Sanat, S. 228, Ocak 2005; Oğuz Özdem,
""Basit Şeyler'den Sevdavî'ye Abacı Şiirine Değiniler",
Yasakmeyve, S. 14, Mayıs-Haziran 2005; Betül Tarıman, Beklemenin Durağında
Suskun Bir Tren ya da Hüznengiz", Varlık, S. 1201, Ekim 2007; Betül
Tarıman, "Tahir Abacı Şiirinde Hüzün ya da Issız Ovada Ağır Bir
Senfoni", Sonra Edebiyat, S. 4, Kasım-:Aralık 2007; Orhan Kahyaoğlu,
"Kendi Yolunun Yolcusu (Hüznengiz), Radikal Kitap, Kasım 2007; Gültekin
Emre, "Hüznengiz", Akatalpa, S. 96, Aralık 2007; Altay Öktem,
"Kendi Yarımadasını Oluşturan Şair: Tahir Abacı", Yasakmeyve, S. 39,
Temmuz-Ağustos 2009; Ebubekir Eroğlu, "Tahir Abacı'nın Yazısı
Üzerine", Yasakmeyve, S. 45, Temmuz-Ağustos 2010; Yaşar Güneş, "Tahir
Abacı'nın Şiiri: Açıkta Kalmanın Basıncı", Akatalpa, S. 131, Kasım 2010;
Cenk Gündoğdu, "Edebiyat Müziğe Bakarken", Hece, S. 197, Mayıs 2013;
Onur Karabiber, "'Gramofonlu Kahvehane'ler Zamanı", Aydınlık Kitap,
18 Ekim 2013; Halim Şafak, "Gramofonlu Kahvehane", Varlık, S. 1285,
Ekim 2014; Özgün E. Bulut, "Hayatla Yoldaş Dizeler (Ruh Gibi), Taraf
Kitap, Ocak 2015; Şeref Bilsel, "Ruh Gibi", Varlık, S. 1291, Nisan
2015; Betül Tarıman, "Tahir Abacı Şiirinde Doğaya, Hayata, Toplumsala Olan
Yönelimler", Yasakmeyve, S. 74, Mayıs-Haziran 2015; Şerif Mehmet Uğurlu,
"Söze Dökülen Metronom Vuruşları (Tahir Abacı Şiirine Genel Bakış)",
Yasakmeyve, S. 74, Mayıs-Haziran 2015; Altay Ömer Erdoğan, "Şehirde Şair
Yok mu? (Ruh Gibi)", Akatalpa, S. 188, Ağustos 2015; Gültekin Emre,
"Genç Ozan'ın Gerçek Dünyası", Cumhuriyet Kitap, 13 Ekim 2016; Kaan
Turhan, "Ozan Genç'ten Edebiyatın Karanlık Yüzü", Tahir Abacı Kitabı,
s. 163-166; Şerif Mehmet Uğurlu, "Bir Döneme Tutulan Mercek", Birgün
Kitap, 9 Ekim 2018; Şerif Mehmet Uğurlu, "Tahir Abacı'dan Bir Döneme
Tutulan Mercek: Bir Gün Yeniden Romanı Üzerine", Varlık, S. 1336, Ocak 2019; Metin Dikeç, İklim Aynasında Bir
Divan", Tahir Abacı Kitabı, s. 184-187; Ahmet İlhan, "Sosyalist
Hareketin' Romanı", Cumhuriyet Kitap, 4 Nisan 2019, s. 36; İletişim
Yayınları web sitesi, erişim tarihi: 26 Şubat 2022.