30 Ağustos 2017 Çarşamba

İLKNUR AKTULAN


(1992 - )


       Şişli Anadolu Lisesi ve İstanbul Universitesi'nde Psychology okudu
       Şiirleri ve çevirileri Akatalpa, Libido vb. gibi dergilerde yayımlandı.

Şiirlerinden Seçmeler:

MÜHİM

Moda'nın oğlu bir türlü askerden dönememiş çingenesi
Güllerin altında kara sıcak busesi ve ne kadar saçmalık varsa
Hatırlatırsa yitirdiklerimi
Bir çakmak ya da hani kuş tüyü yastıklarım
Yine ne kadar saçmalık varsa

Oğlumu askere göndermiş gibi bitkinim bu akşam
Oğlan hayırsız olur, kızım olmalı zaten benim
Kıvırcık saçlarında dört bir yanın denizi, tadımlık
Ya da Balat'ın görmüş geçirmiş çingenelerinin gül bozması
elleri
Ellerinin altında kara, kapkara veletleri
Görmüş kadar olsam seni
Galata'nın etekleri ya da bir müphem Kadıköy

Dinime küfretmiş gibi hırçın dilim bu akşam
Bu akşam susmalıyız zaten
Gözlerimizde esir bülbüller şakımalı
Oğlumun tezkeresi gelmeli tam da şu saat
Dumanına boğulmalı bir mahalle başımdaki yangının
Ortaköy'ün parası iki cıgaraya yetmeyen çingenesi
Falımda kızımı görmeli üç vakte kadar
Hanımefendi Feride ya da Beyoğlu fahişesi

Tükürdüğümün güllerini koparıversek kokmasalar artık
Söküversek yaldızlarını oturup ebemkuşağının
Bir matemi sahiplenmiş gibi içliyim ya bu akşam
Adını soruyorlar oğlumun
Kim diyeyim
Kim desem ölüm susar?

Akatalpa, Sayı: 145, Ocak 2012

VELEV Kİ

Öyle bir şehirdeyiz yine
Hafifmeşrep kadınlarıyla kahve köşelerinde
Bir adam çiçek suluyor, yağmurun işi yok
Buyur ediyorsun avuçlarına yağmur sonralarını
Payımıza düştüğü kadar ıslanıyoruz
Akşamüstü bozgunları, hepyekler bir de ben
Aklımın ortasına kadar ıslanıyoruz

Öyle bir şehirdeyiz aslı astarı yok
Kapı önlerine kadar çıplak çöp tenekelerine
Bakma muhabbetine doyulmuyor sokak lambalarının
Düpedüz alışığız yine de
Tomurcuklanmış kaldırımların tümsekleri düşüyoruz
Parmaklarının ucuna kadar kan tırnaklarına
Yerimi yadırgıyorum üstümde en paslı gökyüzü

Tam bu saatlerde en güzel bahçesindeyiz şehrin
Adına leke sürülmüş tüm çiçekleri göğsüme takıyorum
Tanrıdan bir gün daha diler gibi
Soysuzluğumuz gibi
Ellerinin arasında dört nala doğruluyorum
Kuşlar kahraman sonra bir de balıkçı tekneleri
Yüzünün ortasına kadar onları görüyorum

Basmakalıp köprülerden sarkıyoruz giderayak
İtfaiyeler, sarhoş naraları, boşvermişlikler yok
Evladiyelik bir iki sakalsız baş bulsam
Bağrıma bastırıyorum öyle ya
Seviyorsam seni boylu boyunca
Şehrin ışıkları yanıyor evvela ardından telefon kulübeleri
Kuytularda boyuna çocuklara rastlıyorum


Akatalpa, Sayı: 147, Mart 2012

Hiç yorum yok: