6 Şubat 2011 Pazar

SENDEN KALAN SÖZ YANGINI / ÖZER TURAN



SENDEN KALAN SÖZ YANGINI

tıka basa yıldız dolduruyorum bu kadavraya
karşı kıyıda tef çalıyor çingeneler
hayat acılarla sınıyor bizi firuzem
bir gülle sallasam gölgelerine
gecenin kokusundan çatlıyor narlar
ellerimde çığlıkları şizofren lavaboların
acılarla besliyorum yorgun gölgemi
topuklarına dolanırken keman sesleri
salınırken papatyalar zamana
nefesinden öpmeli seni

çetelemi tutuyor taşralı acemiler
acı benim miladım sayılır firuzem
cerenim benim en güzel yanım
en derin anlamım hayat karşısında
kanayan yaram karım ve yarın
tıka basa yıldız dolduruyorum ben bu kadavraya
ölürsem bir gün hasretinden ölürüm
beni bir yamaca dimdik gömün derim
vasiyetim sayılır sabahın beyaz kuşları
kendi yarasına saplanmış dikenlerim
neleri doldurmadım ki ben bu paçavra ömre

tıka basa yıldız dolduruyorum bu kadavraya
hasretlik çekmeyenler nereden bilsinler ayrılığı
ne çok sevmiştim ülkemi
papatyalardaki toprak kokusunu
bütün kadınlar anneydi
bütün kadınlar uzun bir nehir
ah ömrüm yorgun ömrüm
beyaz bir buluta yüklenen ömrüm
çocuklar şamatayla geçiyor caddelerden
keman çığlıklarına yaslıyorum alnımı bileklerim titriyor
sen ne güzeldin ey güzel aşk
sürgün ve mavi türkülerde

neleri doldurmadım ki ben bu kadavraya
dilimde karanfil fısıltısı fesleğen kokusu
bir tenden bir dağı koparmışlar ölü soyguncuları
cerenim benim en güzel yanım sevgi yumağım
yangınıma benzin dökenler utanmalıdır en çok
çirkef bir hayatın sünepe kedileri
tenimde divitin tadı közlenmiş acı
senden kalan söz yangını

Kıyı Dergisi,  Eylül-Ekim 2010, Sayı: 216
Özer TURAN

Hiç yorum yok: