26 Mart 2015 Perşembe

YUSUF UĞUR UĞUREL



(24 Ocak 1982, İstanbul - )


       İlk, orta ve lise eğitimini sırasıyla Hasan Ali Yücel İlkokulu, Ata Lisesi ve Şişli Terakki Lisesi’nde tamamladı. İki yıl Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Gemi İnşaatı Mühendisliği Bölümü’ne devam ettikten sonra 2002 yılında buradan ayrılarak Galatasaray Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne girdi, öğrenci değişim programıyla bir dönem Paris 1 Panthéon-Sorbonne Üniversitesi’nde okudu. Haziran 2008’de Galatasaray Üniversitesi’nden mezun oldu. 2015 yılında şair Bengü Özsoy ile evlendi. 
       İlk şiiri küçük İskender tarafından Varlık dergisinde “Rimbaud'larla Baş Başa” adlı sayfalarda yayımlandı. Ayrıca Yasakmeyve dergisinin “Şairin Genci” adlı bölümünde Selim İleri ve Haydar Ergülen'in birer takdim yazısıyla beraber üç şiiri yayımlandı. Şiirleri, Bireylikler, Esmer, Gard Şiir, Harfadam, Hayâl, Kaçak Yayın, Karagöz, Mavi Liman, Özgür Edebiyat, Papirüs, Rüzgâr, Varlık, Yasakmeyve, Yazılıkaya, Yeniyazı vb. gibi dergi, fanzin, gazete ve eklerinde yayımlandı.
Ödülleri: “Ontopoetik Yumak” adlı ilk kitap dosyası, 2006 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri'nde dikkate değer görüldü. “Yağmuru Bekleme Odası” adlı dosyasıyla 2007 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü’nü kazandı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Yağmuru Bekleme Odası (2007, Varlık Yayınları, İst., 88 s.)
& Oysa Bu Yapraklar Beni İyileştirmeyecek (2014, Komşu Yayınları: 210, Yasakmeyve Şiir Dizisi: 138, İst., 200 s.)
Şiir Hakkındaki Düşünceleri:

ü  “Bence şiir, birinci tekil şahsın icraatı zaten. Bu anlayış üzerinden eklemek istediğim bir şey var ki bunu da ölümün benim şiirimdeki kurucu konumuna bağlayabilirim belki. Bana göre şiir; ne öğretilebilir, ne de öğrenilebilir bir şeydir. Bir şairden, şiir yazmayı öğrenemezsiniz. Olsa olsa; şairliği sosyal bir statü olarak kullanmayan, sadece bir sıfat olarak taşımayan, bizatihi ruhundan önce bedeni şair olan birinden hayatta kalmayı öğrenebilirsiniz. Hiç kan bağınız olmayan birine tutar baba dersiniz, abi dersiniz, kardeşim dersiniz. Hayatta kalmayı öğrenirsiniz, öğretirsiniz; usulünce can çekişmeyi, kırılmadan aynaya bakmayı, vakitlice ölmeyi; ölü bedeninizi, ölümünüzü, ölülerinizi kâğıda yatırmayı ve daha başka bir sürü dikey şeyi. Bu manada; şiir, kâğıda yatırdığım ölümdür.”

Hiç yorum yok: