(12 Aralık 1948,
Sarayköy / Denizli - )
Yazar, tiyatrocu, belgesel sinemacı. Babası, 1600 sonlarında Konya’dan
Üçkuyu’ya (Bekilli/Çal) iskân edilen Yörük Kelhimmetoğlu oymağından Havva ile
Mehmet oğlu öğretmen Abdullah Hilmi Aslankara (1893 [1309]-15.02.1982), annesi
Denizli eşrafından Odabaşı kızı Şerife ile Hafızhacıosmanoğlu Sadık kızı Cavide
Aslankara (1911 [1327]-29.07.2002). Sarayköy’de başlayan okullu günlerini
Denizli’de üç okulda (Kahramanlar, Namık Kemal, Zafer ilkokulları), lise
öğrenimini Denizli’den sonra İzmir Namık Kemal Lisesi’nde tamamladı. Ankara
Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi.
1964 yılından başlayarak, öğretmeni Murat
Özmen’in özendirmesiyle bir yandan okulda sahne çalışmalarına katıldı öte
yandan erken yaşta oyunlar, radyo oyunları, skeçler kaleme aldı. Çocukluk,
gençlik arkadaşı Volkan Beşek’le, öteki arkadaşlarıyla Denizli’de amatör bir
topluluk kurdu. 1968 yılında Ankara’da Halk Oyuncuları Sahnesi’nde profesyonelliğe
adım attı. Denizli Tiyatrosu’nu kurdu. 1969 yılında 1969’da Vasıf Öngören,
Halil Ergün, Erdoğan Akduman, Mustafa Alabora ile birlikte Ankara Birliği
Sahnesi‘nin ilk kurucuları arasında yer aldı, kısa süre sonra da gruptan koptu.
Sonraları zaman zaman, farklı topluluklarda oyuncu, yönetici, dramaturg olarak
göründü, kimi toplulukların kuruluşunda hazır bulundu. 1969-79 yılları arasında
Ankara, İstanbul kökenli kimi özel tiyatrolarda görevler üstlenirken çocuk
tiyatrosu üzerine de çalıştı. Bu arada oyunlar yazdı. 1982 yılında Volkan
Beşek’le birlikte Denizli Tiyatrosu‘nu kurdu. UNESCO’nun 1985 yılını, dünyada
“gençlik yılı” ilan etmesiyle, giderlerini özel bir tiyatro topluluğu olarak Denizli
Tiyatrosu‘nun karşıladığı, bugün de yerel yönetimce “Uluslararası Amatör
Tiyatrolar Festivali” olarak sürdürülen Türkiye’nin ilk “Amatör Tiyatrolar
Şenliği”ni başlattı. 1986 yılında, ölümünün ellinci yılı anısına Güner Sümer’in
“Bozuk Düzen”i, 1987 yılında doğumunun 75. yılına armağan olarak Rıfat Ilgaz’ın
“Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı”sı için arka arkaya iki yıl ulusal boyutta
Türkiye’nin ilk “Tiyatro Afişleri Yarışması”nı düzenledi, bunu söz konusu
oyunları sergileyerek kutlamaya dönüştürdü.
Sanat Yönetmenliğini yaptığı Denizli Tiyatrosu,
Kültür Bakanlığınca 1989 yılında ”Övgüye Değer Tiyatro” olarak ödüllendirildi.
Ancak bir özel tiyatro topluluğu yöneticisinin kışkırtması sonucu gazeteci
Ahmet Vardar’ın, doğrudan ad vererek Aslankara’ya saldırması üzerine, yazıyı
ihbar kabul eden Kültür Bakanlığı tarafından, “devlet yardımı” alması nedeniyle
soruşturmaya uğrayan “tek” tiyatro da yine Denizli Tiyatrosu oldu. Hazırlanan
düzeltme yazısı için yargıç kararı alındığı halde söz konusu yazı yayımlanamadı
ama topluluk, Türkiye’nin belki de “müfettiş” tarafından aklanan “tek” özel
tiyatrosu oldu.
Yerel yönetimin, salonlarını kapatmasına
karşı iki yıl direndi, ardından 1989 yılında Denizli Tiyatrosu‘nun süreğeni
niteliğindeki uzantısı olarak “düşünmek, denemek, demek” için, de tiyatrosu‘nu
kurdu. Kuruluşunu gerçekleştirdiği “de tiyatrosu” ile etkinliklerini Ankara’ya
taşıdı. Böylece DE-Tİ, Türk tiyatrosunda on yılı aşkın perde açan yüz kadar
özel tiyatro topluluğu içinde yerini aldı. Bu arada yurtiçinde tüm Ege
kentleriyle ilçelerinde turneler yaptı, çağrı üzerine Hollanda’nın kimi kentlerinde
Turan Özdemir’in “Sevgiyi Büyütün
Ellerinizde” adlı çocuk oyununu sergiledi.
Aslankara anılan topluluklarda otuzu aşkın
oyun yönetti ve bu oyunların bir bölümünde rol aldı. Aslankara’nın bugüne dek
rol aldığı, dramaturgluğunu, yönetmen yardımcılığını ya da yönetmenliğini
yaptığı oyunların bir bölümü şöyle: Komisyon (Çetin Altan, 1968), Asiye Nasıl
Kurtulur? (Vasıf Öngören, 1969), Kuvayı
Milliye [Yorgun Savaşçı] (Kemal Tahir, 1972), Kara Düzen (Muzaffer İzgü,
1974), Teneke (Yaşar Kemal, 1975), Yollar
Yolcular (Aslankara, 1983), Duvarların Ötesi (Turgut Özakman, 1985), Bozuk
Düzen (Güner Sümer, 1986), Sevgili Doktor (Anton Çehov-Neil Simon’dan çev:
Sevgi Sanlı, 1986), Sular Aydınlanıyordu (Nezihe Meriç, 1987), Eski Fotoğraflar
(Dinçer Sümer, 1987), Kahvede Şenlik Var (Sabahattin Kudret Aksal, 1988), Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri (Aslankara,
1989), Kırk Yaş Düşleri (Aslankara, 1990), Çürük Elma (Atila Alpöge, 1991),
Cahit Sıtkı Otuz Beş Yaş (İzzet Polat Ararat, 1992) vb.
Profesyonelliğe adım attıktan yirmi beş yıl
sonra 1993 yılında, yine Ankara’da eylemli tiyatroyu bıraktı, ancak alanla bağlarını
hiçbir zaman koparmadı. Eylemli tiyatroyu bıraktığı 1993 yılından başlayarak
yazarlığını daha da yoğunlaştırdı. 1983
yılında başlayan belgesel sinema çalışmalarına 1994 yılından itibaren belgesel
sinema yönetmeni olarak devam etti. Okan Çançin’le 1997 yılından bu yana
gerçekleştirdikleri bağımsız-yoksul belgesellerle alanda adını duyurdu.
Aslankara, 1976 yılında TRT için çalışmaya
başladı. TRT Televizyonları için senaryolar, metinler yazdı, danışmanlıktan
sunuculuğa, oyunculuğa kameranın önünde, arkasında dört yüzü aşkın yapımda
görev aldı. Ayrıca iki yıl boyunca da TRT İstanbul Radyosu’nda kitap tanıtma
programları sundu.
Bugüne dek, belgesel, tanıtım filmi, spot
vb. türünde yüzün üzerinde yapıma yönetmen olarak imza atan Aslankara’nın kimi
öyküleri Selim İleri, Nursel Duruel, Semih Gümüş tarafından seçkilere alındı,
kimi oyunları farklı topluluklarca sergilendi, kimi belgeselleri ise geniş izleyici
kitlesine ulaştı.
Çocuk yaşta yazmaya
başladı. İlk öyküleriyle yazıları 1965 yılında yayımlanmaya başladı. İmzalı ilk
yazısı, Cumhuriyet‘in “Tartışma”
bölümünde (“Dış Basında Türkiye”, 20
Nisan 1965), ilk öyküsü ise Denizli’de yerel Pamukkale gazetesinde (“Beyaz
Atkılı Kadın”, 17-20 Mayıs 1965) yayımlandı. 1965-67 yılları arasında Cumhuriyet’te
çok sayıda yazıyla göründü. 1966-68 arasında, Zeytin Dalı ile Yankı adlı okul
dergilerinin, Ulusça Uyanış adlı yerel derginin kurucuları, yayıncıları arasında
yer aldı. Bu yıllarda üç yerel gazetede (Pamukkale, Son Haber, Denizli) çok
sayıda öykü yayımladı. Denizli’de ve Ankara’da yerel gazetelerde kısa sürelerle
gazetecilik, köşe yazarlığı yaptı. 1967-68 yıllarında “İmece” dergisinde birkaç
yazıyla göründü. 1973-75 yılları arasında “Yansıma” dergisinin sürekli
yazarları arasında yer aldı. 1975 – 1989 yılları arasında dergilerde görünmedi.
Sırasıyla Çağdaş Türk Dili’nde “Yazında
Yaşayanlar Yazınla Yaşayanlar”/ “Denemeleştiri” / “Türlerin Dilleri”, Adam Sanat’ta “Yazıyla Yazınca”, AdamÖykü ile Dünyanın Öyküsü’nde “Unutulmaz Öyküler”, Agora’da “Öykülük”, İmge
Öyküler’de “Öykü Dediğin”, Belgesel
Sinema’da “Belgeleştiri”; Tiyatro
Tiyatro’da “Kentler ve Tiyatroları”, “Sadık Seyirci”; www.yenicizgi.com’da
ise “Karşılamalar” başlıkları altında yazdı. 2003 yılından bu yana Cumhuriyet
Kitap’ta “Kitaplar Adası”, 2005 yılından bu yana da, sürekli göründüğü Tiyatro
Tiyatro’da, “Sadık Seyirci” başlığı altında yazan, derginin yayınına son
vermesi üzerine, www.tiyatrodergisi.com.tr
ile kendi web sitesinde (www.sadikaslankara.com) yazmayı sürdürüyor. 1986 yılında ödüllendirilen oyunlarla
birlikte basılan ortak yayın sayılmazsa, ilk kitabı 1993 yılında yayımlandı.
Farklı üniversitelerde, kentlerde,
topluluklarda atölye çalışmaları yaptı, söyleşilere katıldı. Kimi oyunları
profesyonel ve amatör topluluklarca sergilenen Aslankara’nın, bir bölümü henüz
gün yüzüne çıkmamış yirminin üzerinde oyunu ile “Cumhuriyetimizin 75.Yılında Ormancılığımız”
(2000) adlı bir derlemesiyle zanaat ustalarını anlattığı “Usta Eller” (2008)
başlıklı bir yapıtı daha bulunuyor.
Öyküleri, yazıları ve söyleşileri Adam Öykü, Adam Sanat, Agora, Belgesel Sinema,
Cumhuriyet Kitap, Çağdaş Türk Dili, Dünyanın Öyküsü, Düşe Yazma, Düşler
Öyküler, Evrensel, Hayvan, İmece, İmge Öyküler, Karşı, Kül, Lacivert, Tiyatro Tiyatro,
Yansıma vb. gibi dergi, fanzin, gazete ve eklerinde yayımlandı.
Öykülerinde değişik yıllarda farklı
yönsemeler içine girdi. Başlangıçta Orhan Kemal ile Sabahattin Ali etkilerinin
göründüğü öykülerinde daha sonra 1950 kuşağı öykücülerinin etkileri kendini
sezdirdi, 1970’lerden 80’lere giderken ise Sait Faik’e, Anton Çehov’a yaslanır
oldu.
2004 yılından bu yana İstanbul’da yaşıyor,
yanı sıra farklı zamanlarda Bodrum, Datça, Antalya’da ve İzmir’de yaşamayı
sürdürüyor. Bir kız babası.
Ödülleri:
“Uykusu Sakız” adlı kitabıyla 2002 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü
(Ödülü Zeynep Aliye ile paylaştı), 1986 yılında “Kevser’di” adlı oyun
dosyası Salihli Belediyesi oyun yarışmasında ikincilik ödülü, “Kör Memdali’nin Çınar Ağacı” adlı
roman dosyası da 1990 yılında Ferit Oğuz Bayır Roman Yarışmasında özel ödül, “Ev-Ses” adlı oyun dosyası da Üsküdar
Belediyesi tarafından 1992 yılında “çevre” konusunda düzenlenen oyun
yarışmasında üçüncülük ödülüne değer bulundu.
Yapıtları:
Öykü
Kitapları:
& Uykusu Sakız (2001, Can Yayınları, İst.)
& Cicoz (2008, Can Yayınları, İst., 128 s.)
Romanları:
& Bin Yüz Bir Giz (1993)
& Selgesus’ta Buse (1996, Ümit Yayıncılık, Ank., 244 s.)
& Sığınak (2003, Can Yayınları, İst.)
& Le (2010, Can Yayınları, İst.)
& Ömürdeğer (2014, Can Yayınları, İst.)
& Şano (2017)
Oyunları:
& Toplu Oyunlar 1 / Kevser’di, Ev-Ses, Hayal Ustası (2004, Mitos Boyut
Yayınları, İst.)
& Çat’la Pat (Çocuk oyunu, 2006, Bu Yayınevi)
& Kırk Yaş Düşleri (2009)
Kaynaklar:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder