3 Ocak 2020 Cuma

FAHRİ CELÂLETTİN



(20 Mayıs 1895, İstanbul - 3 Haziran 1975, İstanbul)

Öykülerini F. Celâlettin Göktulga ve F. Celâlettin; köşe yazılarını Fahri Celâl ve Fahri Celâlettin Göktulga imzasıyla yayımladı. Asıl adı Mehmet Fahri Celâl. Altı çocuklu Ahmet Celalettin Bey ile Lamia Hanım çiftinin beşinci çocuğu olarak Eminönü İshakpaşa Mahallesi’nde dünyaya geldi. Babası Hariciye memuru olan Fahri Celâl’in annesi Tarsus’ta Pancaroğulları olarak bilinen bir ailedendir. Fahri Celâl, ilköğrenimini Yerebatan’daki Darüledep’te gördü. 1912’de Mercan İdadisi’ni bitirdikten sonra Tıbbiye-i Mülkiye-i Şahane’ye girdi. 1918’de Fuzulî’nin mizacı üzerine hazırladığı “Fuzulî’nin Temperement”i başlıklı doktora teziyle Toptaşı Bimarhanesi’nden Emraz-ı Akliye ve Asabiye (Akıl ve Sinir Hastalıkları) Uzmanı olarak mezun oldu.  Doktora çalışmasını bitiren Fahri Celâl, Birinci Dünya Savaşı yıllarında askerlik için önce Çanakkale’ye, ardından tabip yedek subay olarak İzmir Merkez Hastanesi’ne gitti. Askerlik dönüşü mezun olduğu Toptaşı Bimarhanesi’nde asistan olarak işe başladı. Burada önce akliye ve asabiye mütehassısı (akıl ve sinir hastalıkları uzmanı), ardından klinik şefi oldu. Fahri Celâl, Bakırköy’de üç yıl çalıştıktan sonra Manisa’da açılan Emraz-ı Akliye ve Asabiye (akıl ve sinir hastalıkları) hastanesine tayin edildi.  1935’de İstanbul’a döndüğünde Mazhar Osman’ın eğitim amacıyla Avrupa’ya gönderdiği öğrencileri arasına katıldı. Paris’te bir buçuk yıl marazi ruhiyat (nöropsikiyatri) alanında öğrenim görüp ülkeye döndü, Bakırköy hastanesindeki işine, bu defa nöropsikiyatri uzmanı olarak devam etti. Adı Bakırköy hastanesiyle özdeşleşen Mazhar Osman, 1941’de başhekimlik görevinden ayrıldı. Fahri Celâl, 1945 yılında Mazhar Osman’dan devraldığı koltukta 1960’ta emekli oluncaya dek görev yaptı. 1960’ta yaş haddinden emekliye ayrıldıktan sonra Taksim’de bir muayenehane açtı. 1924’te Fatma Nebile Hanım’la evlendi, bu evliliğinden bir kızı oldu. 1927’de eşinin ölümünden sonra iki evlilik daha yaptı, bu evliliklerinden çocuğu olmadı. Üsküdar Karacaahmet Mezarlığı’nda gömülüdür.
1915’te ilk öyküsü “Salgın”ı yazdı, öyküyü dergilerde yayımlamak yerine ilk kitabına aldı. 26 Eylül 1917 tarihli Servet-i Fünûn dergisinde “Kadın Cehennemi” adıyla yayımlanan öyküsü yayımlanan ilk öyküsüdür. Mütareke yıllarında Şair (1918), Nedim (1919), Ümit (1919-1921), Dördüncü Kitap (1920), Güneş ve Âyine (1923) gibi edebiyat  ve mizah dergilerinde yayımlanan öyküleriyle tanındı. Uzun süre Cumhuriyet (9 Kasım 1952-5 Nisan 1959) ve Yeni İstanbul (23 Ağustos 1959-31 Aralık 1961) gazetelerinde haftalık fıkralar yazdı.
1939’da F. Celaliddin Göktulğa imzasıyla yayımlanan Keloğlan Çanakkale Muharebeleri’nde adlı uzun öyküsü, Çanakkale’deki Keloğlan adıyla 1964 yılında Turgut Demirağ ve Nusret Eraslan yönetmenliğinde filme alındı. Filmde başrolleri Tanju Gürsu, Ajda Pekkan ve Muzaffer Tema paylaşır. Keloğlan etrafında kurgulanan uzun öykü, Fahri Celâl’in edebiyat anlayışında önemli bir yeri olan “yerlilik” kaygısının ürünü olarak değerlendirilebilir.
Öykücülüğümüzde Ömer Seyfettin anlayışının temsilcilerinden biri olarak kabul edilen, öncelikle gözleme önem veren, öykülerinin konularını ve kişilerini yaşamdan alan Fahri Celâl gerçekçi bir sanat anlayışını benimsemiştir. Hekimliğinin verdiği dikkat ve akıl hastanelerindeki mesleki deneyimlerinin de sağladığı kolaylıkla kendi halindeki insanların dünyalarını, saplantılarını ölçülü bir abartma ve ince bir mizahla gün ışığına çıkarmıştır. Cumhuriyet döneminde yazdığı öykülerinde de genellikle o günkü hayatın insanlarını değil, artık birer anı olmuş eski zaman insanlarının yaşamlarını ve olaylarını aktarmayı sürdürmüştür. Bu anlamda Ahmet Rasim ve Hüseyin Rahmi geleneğinin sürdürücüsü sayılabilir. Gerçekçi bir anlayışla öykülerini kaleme
almasının bir sonucu olarak dilde de ister istemez halka yönelmiş, özellikle İstanbul konuşma dilinde büyük bir ustalık göstermiştir.
Yapıtları: Öykü kitapları: Talâk-ı Selâse, 1339/1923, Kütüphâne-i Sûdi, İst.; Kına Gecesi, 1927, Sühûlet Kütüphanesi, İst.; Keloğlan Çanakkale Muharebelerinde, uzun öykü, 1939, Matbuat Umum Müdürlüğü Neşriyatı, İst.; Eldebir Mustafendi, 1943, Ahmet Sait Kitabevi, İst.; Avur Zavur Kahvesi, 1948, Ahmet Sait Kitabevi, İst.; Salgın, seçilmiş öyküler, 1953, Varlık, İst.; Rüzgâr, fıkralar ve öyküler, 1955, Çelikcilt Mtb., İst.; Çanakkale’deki Keloğlan, 1960, Aydın Güler Kitabevi, İst.; Bütün Hikâyeler, Fahri Celâl adıyla, Yay. Haz. Mustafa Baydar, 1973, Cem, İst.; Kedinin Kerameti – Bütün Hikâyeleri (Talâk-ı Selâse, Kına Gecesi, Eldebir Mustafendi, Avur Zavur Kahvesi, Rüzgâr, Çanakkale’deki Keloğlan ve Kitaplaşmamış Hikâyeler), Yay. Haz. Ahmet Cüneyt Issı, 2017, YKY, İst.
Hakkında Yazılan Kitaplar: Dr. Muhtar Tevfikoğlu, Fahri Celâl Göktulga (F. Celâleddin), 1993, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü; A. Cüneyt Issı, Fahri Celâl’in Hikâyeciliği: II. Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Taşan Duyarlılık, 2011, Roza Yayınevi, İst.
Hakkında Hazırlanan Tezler: Muzaffer Balcı, “F. Celâlettin’in Hikâyelerinin Tetkiki”, 1954, İstanbul Üniversitesi, İst.; Sema Çetin, “Fahri Celâl’in Öykücülüğü”, yüksek lisans tezi, 2000, Çukurova Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Adana; Ahmet Cüneyt Issı, “Fahri Celal Göktulga, Hayatı, Sanatı ve Eserleri”, 2002; Bilgen Aydın, “Fahri Celâlettin Göktulga’nın Öykülerinde Anomi ve Geçmişe Kaçış”, yüksek lisans tezi, 2003, Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ank.
Kaynaklar: Yapı Kredi Yayınları internet sitesi, Kedinin Kerameti, 2017, YKY, İst.; Hilmi Yavuz, “Fahri Celâl’in Bütün Hikâyeleri”, Milliyet Sanat, S. 54, 16 Kasım 1973, 14; Konur Ertop, “Eski Bir Zamanın Tanığı: Fahri Celâl”, Hürriyet Gösteri, S. 56, Temmuz 1985, 74-76; Behçet Çelik, “F. Celâlettin’in Öyküleri”, Virgül, S. 10, Temmuz-Ağustos 1998, 68-70; Behçet Çelik, “F. Celâlettin’in Öykülerinde Muammalı An”, Adam Öykü, S. 17, Temmuz-Ağustos 1998,  87-94; Bilgen Aydın, Fahri Celâlettin Göktulga’nın Öykülerinde Anomi ve Geçmişe Kaçış, yüksek lisans tezi, 2003, Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ank.; Nebioğlu, 310; Necatigil, İsimler, 160- 161; “Göktulga, Fahri Celâl”, TDEA, III, 352; Kurdakul, Sözlük, 266; Kudret, II, 249- 253; Önertoy, 218; Özkırımlı, TEA, II, 491; Necatigil, Eserler, 38, 145; İ. Soysal, “Dr. Fahri Celal Göktulga”, Sanat Olayı, S. 20, Ocak 1984, 18; TBEA, c. 1, 1.bas. 2003/3.bas. 2010, 427-428.

Hiç yorum yok: