(21 Eylül 1997, İzmir - )
Asıl adı Abdülhakim Ali Ekber Sayın'dır.
Etnik bir kökeni reddetmesine karşın anne ve baba tarafından Giritli, Arnavut,
Afrikalı ve Türk'tür. İlkokulu ve liseyi İzmir'de bitirdi. İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde eğitim görüyor. İstanbul’da yaşıyor.
Başta Bireylikler dergisi olmak üzere
çeşitli dergilerde yazı ve şiirleri yayınlanıyor.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
&
Satanistler Balık Burcudur (2016, Komşu Yayınları, Yasakmeyve
Şiir Dizisi, İst., 88 s.)
Kaynaklar:
A http://aliekbersayin.blogspot.com.tr/
Şiirlerinden Seçmeler:
İKİNDİLER'DEN KESİT
geri
dön ki şarap tadına varabilelim uzun düşüncelerle asırlar boyu
kalpte
aşkın zaman, nerde darbe yedim yıldızların kucağında kalacak arkam
bir
telaş kalır senden dışarı çıkarken türkü kadar gelen trenler gibi
ya
da su gibi olur belki kurtarmaz beni, yaşamaya çalışmam
odalarda
yalnız kaldın, bana atmıyor kalbimiz, paktı, kirlettiler
ve
taşlar ağır yükmüş büktü boynunu, büküyor yalnızlığımı
düşünceyle
yönetilmez her şey bir kapı altından toprak kokar sıkıca
bilemem
hangi iklimlerin kızıllığına çıkan umutlarla beslenir pınarlarım
kelimeler
firar etse beni yürekten
göklerde
kuşlar kendi kendine paramparça oldu derim
kullanılmış
anılarımla yaşıyorum huzuru ayrıldılar birbirlerinden
çok
hatırladığım gözlerinin içinde
yükselen
dumanlarımdan kıyılarına sesli bir gün hatırlasan
ve
ibrahim neyden vazgeçemedim söyle bana, kır onu
geleceğimde,
neşemde, kederimde, asla kabullenemeyeceğim odalar
yık
o zaman onun kuyularını bile, kimse çekemesin yusufları
yaz
gününde perdelenirken vurmasın başıma yokluk
ZAMAN - B. GECE
bir
çaba sarfederdi gece alnımdaki yolların bitmezliğinde
kolay
geliyor bana düzgün görüşmeler
güvenli
adımlarla girdim aralarına
erişilmesi
zor zanaat acına razı her şey
kapılardan
sürün tarifsiz değeri verilmeden
atıyorsun
rıhtıma varmayan rengini
hiç
bıkmadan adım ötesi renkler başlanır şimdi
deniz
nerdeyse bütün kitapların oltayı atsak ömrümüze yeter
soluklarıyla
içimi yakıyorsa güzelim ay noktasızdır dilbilgisine inat
sensiz
sabahlar saplıyor zıpkını en derinden
yakın
sayar kendini bana artık binlerce yıldız
ipini
koparmış demleyip buharlaştıracağı bir dakikanın
cenaze
gözlerimi sana kocamanlarla anlatabilirim
ki
kolay değil mumu üflemek için duygularla yakındı
takım
elbisenin uzunluğu yürürken ellerim tavrınca edan
belki
olmayacak anlatılamaz ve ayrı deniz mavisinden, deniz tuzlu
yüzdüm
ardından, ağların kapalı kulağımı sesine kaptırsın
göçüp
gitmişti yaş gün kalp kilitleyebiliyorsa şapkanı koy önüne
seni
ilk sarışa durduran kirpiklerinden alev yakan gözyaşında
başlayayım
geldiği haykırmaya cami avlularına açılan kollarıma
umudu
eşeleyen çocukların yüzleri gelir diye sabahları
çiçekler
dolusu ay doğar ve karanlık körfezin esiriyim
karşısında
yenilgin masalların gölgesinde büyüyen geceler durur
izi
yok ama bir kasırga başlangıcı gibi kanlardan paslı kilidi
bir
de aynı rengi var ki sen öğrettin bana odalarda olduğumda
yalnızlığa
sığınıyorum alevlenmeden titrek korlarla şahsım
yine
sustun sen bir özne olarak mösyö gece
o
çorak yerin noktalarındasın fransızca parlayan akşamı unutuyorken
kardinaller
çağlardan çıkıp gelen mahşerin süvarileridir
onlar
gibi seziyorum akşamın yorgun nabzını
“Satanistler Balık Burcudur” adlı kitabından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder