22 Ocak 2017 Pazar

XODLU NOKSANİ


(1922, Yukarı Hod (şimdiki adı Yukarı Maden) köyü, Artvin - 1964)

       Asıl adı İbrahim Muratoğlu'dur. Aşık edebiyatıyla içiçe olan ağabeylerinin de bilgilerini aktarmalarıyla aşıklık geleneğini küçük yaşlarda öğrendi.
       Önceleri aşıklık geleneğinde şiir ve türküleri ezberleyip kaydeden Aşık Noksani, yaklaşık 18 yaşlarından itibaren şiir yazmaya başladı. İlk şiirlerinde kendi adını, 1940'ların ikinci yarısından sonra Noksani mahlasını kullanmaya başladı.
       İlkokul öğrenimi olmasına karşın babası ve ağabeyinden Arapça ve kısmen Farsça öğrendi. Şiirlerinde zaman zaman Sümmani ve Şenlik gibi Farsça etkiler görülmesine karşın ağırlıkla yalın Türkçeyi kullandı.
       Şiirlerinde genellikle aşk ve doğa konularını işledi. Ancak taşlama ve övgü konulu şiirleri de bulmaktadır.
       Öldüğünde geride, kendi şiirleri dışında Sivaslı Aşık Talibi'den Hodlu Şamili'ye dek birçok aşığın türkü ve şiirlerinden oluşan yüzlerce sayfayı bulan elyazması ve daktilo edilmiş notlar bıraktı.
       Hodlu Noksani'ye ilişkin bir araştırma Bekir Karadeniz tarafından "Hodlu Noksani Yaşamı ve Şiirleri" (2000) adıyla yayımlandı.
Kaynaklar:

Şiirlerinden Seçmeler:

BENİM İÇİN

Nedendir de zalim felek nedendir
Yağan yağmur ile kar benim için
Artıyor günbegün dert ile keder
Niye bir kez gülmez yar benim için

Eller gül gönderir daim dostuna
Kahpe felek düşmüş benim kastıma
Gözün dikmiş mezarımın üstüne
Geniş dünya şimdi dar benim için

Görünmez dağların başı dumandır
Kaldım gurbet elde halim yamandır
Yatarım burada hayli zamandır
Derdi çekmek olur ar benim için

Dahi mihnet çekti erlerin eri
Nuş etti şerbeti dünyanın varı
Geçen günler geçti dönmezler geri
Bilmem daha neler var benim için

Bilmem bir günümü hayli zamandır
Yağar boran tipi karlı dumandır
Noksan bu dünyada halın yamandır
Belli ki yaşamak zor benim için

İSTANBUL

Gönlüm hasret kaldı köşke seyrana
Bakarım uzaktan yaslı İstanbul
Bilmem nasip midir bir daha gezmek
Ağlarım gözümde tuzlu İstanbul

Görünür uzaktan baksan camiler
Dizilmiş sıraya evler haneler
Gezer sokaklarda çiftler sunalar
Övmeye münasip süslü İstanbul

Her dakika vardır mevcut vesayet
Otobüs taksi tramvay transit
İstasyonu iskelesi müsait
Yoktur bir emsali özlü İstanbul

Gezerken olmalı cepte bol paran
Parasız gidene gezmesi haram
Zevki eğlencesi her saat her an
Seyirli neşeli sazlı İstanbul

Gelir vesayetler Garp ile Şarktan
Gezmekten doyulmaz sinema parktan
Çokları kahrolur hasta yatmaktan
Elemli kederli gizli İstanbul

Belli olmaz gecesiyle gündüzü
Farkedilmez sonbaharı yaz kışı
Denizleri tepeleri var düzü
Yokuşlu engelli düzlü İstanbul

Her yandan üstündür süslü Beyoğlu
Ne hoş görünüyor bak Cağaloğlu
Çok fazla gezemem yüreğim dağlı
Şanı üç beş değil yüzlü İstanbul

Haydarpaşa Eminönü Üsküdar
Gezmeyenler bu dünyadan küs gider
Görenlerde elem kalmaz yas gider
Kahırlı mihnetli nazlı İstanbul

Gözün açıp bu aleme baksana
Gezmek lazım Eminönü Taksim'i
Fazla yazıp kederlenme Noksani
Bedeldir dünyaya bizli İstanbul


Hiç yorum yok: