17 Nisan 2022 Pazar

BABÜR ŞAH

 (14 Şubat 1483, Fergana – 26 Aralık 1530, Agra)

XVI. yy. Çağatay şairi. Günümüzde Özbekistan ve Fergana Vadisi sınırları içerisinde yer alan Andican şehrinde doğdu. Babası, Timur'un üçüncü oğlu Miran Şah'ın torunlarından Fergana valisi Ömer Şeyh Mirza, annesi ise Cengiz Han'in torunlarından Yunus Han'ın kızı Kutluğ Nigâr Hanım'dır. Babasının ölümünden sonra 1494'te 12 yaşında Fergana'da tahta çıktı. Babür, babasının tahtına oturduğu zaman amcası Semerkant Hanı Sultan Ahmet ve dayısı Taşkent Hanı Mehmet, Fergana’ya hücum etmekteydiler. Babür, babasının kumandanları sayesinde bu tehlikeyi atlattı. Babür 1497'de, büyük atası Timur’un başkenti olan Semerkant’ı ele geçirmeyi başardı. Fakat Özbeklerin Hanı Şeybânî’ye yenildi. 1501'de Semerkant'ı tekrar ele geçirdiyse de 1503'te tekrar Özbeklere bıraktı. Timur'un soyundan gelen hükümdarların idaresindeki küçük devletler Özbekler tarafından ortadan kaldırılıp Timurluların önemli şehirleri Semerkant, Buhara, Herat, Özbeklerin eline geçip hanedandan olan prensler mirzaların birer birer hayatını kaybetmesi ile Timurlu hanedanından bölgede bir tek Babür kalmıştır. Timur'un mirasına sahip çıkmaya çalışan Babür de, Özbek Hanı Şeybani Han karşısında sürekli mağlup olmaktaydı. Bâbür Özbekler’le Ser-i Pül’de giriştiği savaşta mağlûp oldu ve Taşkent’teki dayısının yanına sığındı. 1504'te Türk ve Moğollar’la birlikte Hindukuş dağlarını aşarak Kâbil’e indi ve kan dökmeden şehri ele geçirip buraya yerleşti. Bâbür Safevîler’in yardımıyla 1511'de Semerkant ile Buhara’yı ele geçirdi ve Mayıs 1512’ye kadar hâkimiyetini sürdürdü. 1514'te Şah İsmâil Çaldıran’da Yavuz Sultan Selim karşısında yenilince Özbekler tekrar Mâverâünnehir’de güçlendiler ve Bâbürlüler’e karşı tutumlarını sertleştirdiler. Bâbür artık Semerkant’ta tutunamayacağını anladı. Afganistan’da merkezi Kâbil olmak üzere yeni bir devlet kurdu. 1518’de Güney Afganistan seferine çıktı ve Hayber Geçidi’ni aşarak Sind bölgesine indi. Yılın sonunda Kunar ile Sind arasındaki topraklara hâkim oldu. 15 Şubat 1519’da 1500 kişiyle ilk defa Sind nehrini sallarla geçerek Pencap ile Cenap nehri yöresini yağmaladı. Kandehar Kalesi’nin fethederek Hindistan-Afganistan ve İran yolunu kontrol altına aldı. 1526'da  Delhi ve Agra’yı ele geçirdi ve Bâbürlü hânedanını kurdu. Bâbür 1528’de Çanderi’ye saldırarak Raca Medini Rao’yu yendi. Ganj nehrini geçerek topçular sayesinde Lûdîler’e sadık kalan kuvvetleri yendi ve Bâbürlü kuvvetleri 21 Mart 1528’de Leknev’i ele geçirdi.
1529’da Mahmud Şah Afganlılar’ı çevresine toplayarak bölgedeki Bâbürlü nüfuzuna son verdi. Bâbür 6 Mayıs 1529’da Bihâr seferine çıktı ve Mahmud Şah’ı mağlûp ederek doğuya ilerledi. Dönüşte Leknev’i tekrar hâkimiyeti altına aldı.
1530’da hastalanan Bâbür, hastalığının giderek ağırlaşması üzerine bütün emîrleri huzuruna çağırarak oğlu Hümâyun’u hükümdar ilân etti ve onlardan bağlılık yemini aldı. Üç gün sonra 6 Cemâziyelevvel 937’de (26 Aralık 1530) Agra’da vefat etti. Cenazesi Cemne nehri kenarındaki Nûr-Efşân bahçesinde toprağa verildi. Vasiyeti gereğince de altı ay sonra Kâbil’e taşınarak Bâğ-ı Bâbür’de yakınlarının yanına gömüldü. Şah Cihan 1646’da Bâbür için muhteşem bir türbe inşa ettirdi. Bâbür’ün on sekiz çocuğu oldu.
Bâbür, şiirleri ve Bâbürnâme’siyle bugüne kadar gelmiştir. İlk şiir denemelerine on altı yaşında başladı. Bâbür yer yer halk dilinden bir kısım unsurlar almış, atasözleri ve deyimler de kullanmıştır. Bâbür en çok gazel ve dörtlük (rubâî-tuyuğ) tarzını tercih etmiş, kaside ve musammat gibi geniş hacimli nazım şekillerini kullanmaktan uzak durmuştur. Bir şiirini de hece vezniyle bir türkü olarak yazmıştır. Bâbür daha ilk denemelerinden itibaren Farsça şiirler yazmıştır. Bir kısım şiirlerinde, özellikle rubâîlerinde Nevâî tesiri kendini gösterir. 
Yapıtları: *Bâbürnâme (Bâbürnâme’den başka Vekāyi‘, Vâkıanâme, Vâkıât-ı Bâbürî, Vekāyi‘nâme-i Pâdişâhî, Bâbüriyye ve Farsça tercümelerinde Tüzük-i Bâbürî) *Divan, Tahran nüshası (Kütübhâne-i Saltanatî, nr. 671, diğer bir kayda göre 676), Paris nüshası (Bibliothèque Nationale, Supplements Turcs, 1230), Râmpûr Özel Nevvâb Kütüphanesi nüshası, Haydarâbâd Sâlâr Jang Müze Kütüphanesi nüshası, Topkapı Sarayı Kütüphanesi nüshası, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi nüshası, 100. Yıl Atatürk (Belediye) Kütüphanesi nüshası *Aruz Risâlesi *Mübeyyen *Risâle-i Vâlidiyye Tercümesi
Kaynaklar: "Bâbür", Enver Konukçu-Ömer Faruk Akün, TDVİA c. 4, İst.: 1991, 395-400; "Bâbürnâme", Ömer Faruk Akün, TDVİA c. 4, İst.: 1991, 404-408

Hiç yorum yok: