4 Mayıs 2014 Pazar

MUSTAFA KÖNEÇOĞLU


 

(1973, Erenköy, Terme /Samsun - )

Şair, yazar, eğitimci. Erenköy İlkokulu’nu ve Terme İmam-Hatip Lisesi’ni bitirdi (1992). 1996’da Dicle Üni. Eğitim Fak. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Lisans tezinin başlığı: “Sezai Karakoç Şiirinde Temalar” (1996, Dicle Üni. Diyarbakır). 1996’da Kahramanmaraş 5 Nisan İlköğretim Okulu’na Türkçe öğretmeni olarak atandı. 1998-2000 yılları arasında Kahramanmaraş İmam-Hatip Lisesi ve Anadolu Öğretmen Lisesi’nde çalıştı. 2000’de memuriyetten istifa etti. Daha sonra Kahramanmaraş’ta bir özel okulda yönetici olarak çalıştı. Kahramanmaraş’ta yaşıyor.
İlk şiir ve denemelerini 1994’te Diyarbakır’da bir grup üniversiteli arkadaşıyla birlikte çıkardıkları Serzeniş adlı dergide yayımladı. Şiir ve yazıları Ay Vakti, Dergâh, Hece, Mahalle Mektebi, Yedi İklim, Yitik Düşler, Yolcu gibi dergilerde yayımlandı.
Ödül: “Söz Hakkı” adlı kitabıyla 2012 Zemçi Çetinkaya Şiir Ödülü’nü aldı.
Yapıtları: Şiir: Söz Hakkı, 2011, Hece, Ank.; Dünya Hatırası, 2016, Şule, İst.

Kaynaklar: Söz Hakkı, 2011, Hece, Ank.

BURUK TESELLİ

Geç gelen trenler rayların en güzel tesellisi
bunu yanına al aklını çelse de bahar
yırtık örtüler gibi önünde toplansa da yaz
bunu al denizi boşaltır gibi bir damla suya
bunu yani sakalımdan ağarttığım bu sözü
kullan yol insanı yorunca sonuna kadar
kavgasız sözlerden hazzetmez olur nisan

Bak bakalım benden bir iz var mı şu kalkan tozda
şu kalkan toz şairlerin kâhinlerin arkada bıraktığı
hayatın mayhoş tadı ve yedeği kalmamış bir dünya
benimse ikizini bulamamış bir mısra gibi taşıdığım
o toz yerinden memnun olmayan güneş kadar yakıcı
nasıl yaşayacağımı anlatıyor bana havasız kalınca

Hayat niçin hatırlamak istemez bizde unuttuğunu
bazı rüyalar sürüklerken tabirini peşinden
bazıları kar altında kalmış yollar gibi aklımda
aklımda yaprak döken manzaradan bir insanlık ağacı
aklımda susunca konuşan dil ve can alıcı cevaplar
yoksa buruk bir kelime değil mi yaşadığımız
her şair kendi diline çevirse de sonunda

Yedi İklim Dergisi

YARIDAN BİR FAZLA

Konuşuyoruz, susacak şeyler ne çok da birikiyor
sussak, bizi temin eden aşklar uyruksuz bir gemi
bir derinlik, kıyıya vurdukça güzelleşen
ey toprağıma ulu sözler bağışlayan kavmim
dil dediğin deryada çırpınan bir sandal mı, nasıl
kanla yıkanan mürekkepler kurumaz
suda bir değnek mi yoksa bunun aslı astarı
adına liman denirse kaygısız beklemenin
niçin abarttık, bir gölgelikti şunun şurası

Şunun şurasında serinliğimi silkeliyor o rüzgâr
ilerdeki boşluktan kendime sapıyorum
zamansız bir kar gibi mevsimleri terlettim
iz bırakınca boynumda yağmur lekeleri
cebimde korku ve şiir, bir pusula bir bomba
elbet bir bedeli vardı denize nazır ölmenin

Birden hatırladım kazaya kalmış anları
uygun adım yürümedim ki uygun adam olayım
yaşamak hep aynı harfi yutkunmakmış meğer
bense kendime ne büyük ka(la)balık yapmışım
oysa bana başına ödül konmuş şiirler gerek
ve dünyayı kışkırtan birkaç kelime

Şairler ipin ucunu kaçırır ben de kaçırdım işte
geldim, büyük anlatılar bitti, devir küçükler devri
her şey biraz large, bir az sanal, skandal, ağır aksak
her şeyi baştan aldım dilimde bir çıkmaz oldu türkiye
bir kördüğüm, dilimin altındaki üşümenin çincesi
düşerken yakaladığım cümleye takıldı aklım
silahım dalgınlıktır benim, ilham ne gezer
bir şiir bile fazla gelir acılar gürleşince
kör göze çakma rüya galiba bu ben
kuşdili zaman ister bana biraz zaman ver.

"Söz Hakkı" adlı kitabından

YAŞAMAK RİSKİ

Böyle yüksekten atılınca beton etkisi yapıyor şiir
anlıyorsun artık şairi katiline gülümseten nedeni
ey evren manzaralı dünyada yaşamak, ey hayat
yaşama sevinci değil bizimki, yaşamak çok riskli

Bakıyorum kendini hep aynı teknikle geçiyorsun
kendi etrafında kavisli bir dönüş bir bilek hareketi
asarlarsa şairleri diz(e)lerinden asarlar biliyorsun
çünkü kargalara yem edilmek devri çoktan geçti

Şimdi sana birkaç numara daha büyük bir hayat
yani tavsiye etmek istiyorum, ölünce de giyersin
ister yeni bir yer edin kendine ister yeni giysiler
yetenek yetmez, şehri etsen de şiiri fethedemezsin

Bir sürü kuram, bir sürü istatistik, bir sürü diyalektik
sahi hangi kuş beğenilmedi diye ötüşünü değiştirir
bir sürü ayak oyunu, köşe kapmaca, bir dizi fantastik
hiçbir şey olmamış gibi yapanlar, rekor kıranlar değil

bu şarkıyı kendine pahalıya mal olanlar çok iyi bilir

Hece, Sayı 180

*10 Aralık 2019 tarihinde güncellendi.


Hiç yorum yok: