(1 Temmuz 1940, Gemerek
/ Sivas - )
Kiraz Hanım ile bakkal Mehmet Demray’ın oğlu. İlk ve ortaa okulu
Sivas’ta tamamladı; Sivas Öğretmen Okulu’nu (1958) ve Gazi Eğitim Enstitüsü
Edebiyat Bölümü’nü (1963) bitirdi. Gercüş, Sivas, Kırıkkale, Zile ve İstanbul’da Türkçe
ve edebiyat öğretmenliği yaptı; 1984 yılında emekli oldu. Ankara Radyosu’nda
oyunları yayınlandı; “Paslı Makas” adlı oyunu büyük ilgi gördü. TYS ve
Edebiyatçılar Derneği üyesi. İstanbul’da yaşıyor; evli, iki çocuk babası.
İlk şiiri 1951 yılında Sivas’ta yayımlanan “Yurt Gazetesi”nde çıktı. Şiirleri ve yazıları Akatalpa, Ardıçkuşu, Aydınlık, Berfin Bahar, Cumhuriyet Kitap,
Folklor, İmece, İnsancıl, Kemalist Ülkü, Öncü, Varlık, Vatan vb. gibi
dergi, gazete ve eklerinde yayımlandı. Çocuk şiirleri ve Anadolu’dan derlediği
masallarla tanındı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Yurduma Atatürk’e Şiirler (1984, Anadolu
Sanat, İst.)
& Sevda Gülleri (1984, Anadolu Sanat, İst.)
& Dallar ve Gökler (1984, Anadolu Sanat, İst.)
& Halk Çiçekleri (1985, Gümüş Mtb., İst.)
& Güneş Atları (1994, Sam, Ank.)
& Sonsuz Yaşamak (Şiirlerinden seçmeler; 1994, Sam, Ank.)
& Kuşları Düşünmek (Çocuk şiirleri; 1996, MEB, Ank.)
& Gülü Kucaklar Bu Ayna (1999, Güldikeni
Yayınları, 80 s.)
& “Güneşin Sofrasında” Söylediğim Şiirler - Toplu Şiirler
(1960-2008)
(Koza Kitap, Ank., 606 s.)
Roman:
& Yaşamak İçin (1964, Dost Yayınları, Ank.)
Diğer Kitapları:
& Günaydın Anadolu (1961, Su, İst.; 2013, Babıali
Kitaplığı, İst., 184 s.)
& Anadolu'dan Masallar (1996, Gündoğan Yayınları, Ank.)
& Odamdaki Konuk
& Hiroşima Çiçeği Sadako
& Annem Bir Çiçek
& Devlet Kuşu
& Elle Ekerim Dille Sökerim - Türk Bilmecelerinden
Seçmeler
& Mavi Kuş (2009)
& Tilkinin Kuyruğu
& Çan Çan Çikolata (2009)
Şiirlerinden
Seçmeler:
İNSANLAR NEYİ UNUTTU
O günler süt tadına
günlerdi,
Sonra birden bir
fırtına koptu
Nasıl bir süven ki
Çılgınlığın
havuzunda
İnsanlar gözlerini
unuttu
Kayaya çarptığında
sözcükler
Döküldü şafaklar
bir bir
Timsah antilobu
uyuttu
Kentlerin sesi
yankılanır mı?
İnsanlar sözlerini
unuttu
Bir yalancı baharda
yalancı cilveler
Şıpsevdi anların
hüzünlü yüzü
Bu hışım bin
yılları kuruttu
Soldu dalında
çiçekler
İnsanlar aşkı
unuttu
Kaldır giz
perdesini
Küllenen dünyaya
bir bak
Sevginin memeleri
soğuldu
Bu açlık ne, ne bu
sefalet?
İnsanlar yüreğini
unuttu
Zaman içinde bir
zamansızlık
Şimdi herkes
uykuda, uyandıramazsın
Çünkü saatler
geceyi vurdu,
Vurgun yemiş
dalgıçlar gibi
İnsanlar
kendilerini unuttu
Akatalpa, Sayı: 136, Nisan 2011
KIRILMA
NOKTASI
İmgelerin, öznemi sarp geçitlerde sınayıp
duruyor
Oysa köprüsüz yollar kesilmiş saçlar gibi
mahzun
Hüzün dağım kalbine bir papatya gibi
vurmuşsa
Aşkın acı eleğinde hangi hasretim elenir?
İnsan, kalbinin tahtında bir kez girer
kendi ırmağına ve
Sabahı geçirir tenine aynalı bir söğüdü
kuşanarak
Ama sen aynamı bir buluta koyup gittin
Bıraktın beni bir serabın yalancı ezgisinde
Nerde sözün, sağrılı atları kişneten
göklere
Sesin nerde, gün çalığı dikenleri salkım
saçak hoplatan
Ve işte bir karabatağın ucunda durdu zaman
Sabır tellerimin nergisi ayışığı gözlerinde
kırıldı
Şimdi elimde kalan şaşkın bir sevdanın
çiçeğidir
Gecemi haramiler aldı, ay battı çoktan
Akatalpa,
Sayı: 170, Şubat 2014
SOMUT
Dağın sesi var
Sabıkalı bir rüzgardan doğuyor
Dar dönemeçlerde kırılgan yıllar
Dirimin ölümle kacaklaşması bir sanrı değil
İşte kışın dizginlerinde yoksul eli
Atlılar kör bir çemberin duldasında
dirençsiz
Bu yüzden sakar uçurumların oluşu,
Oysa her insan kendi güneşinden gelmeli
Dağa vermeli kendi rengini
Sözcüğün ateşi var
Gecenin teninde dalın kırık düşü
Kendi içine dönmüş bir söylenceyi
sayıklıyor,
Yoz kapılarda sönük bir fener
Yanlış bir sezginin korkutan şimşeği
Gör uykunun döşeğinde zaman kuruyor
Bir bilseniz
Aydınlığın tanığıdır çıngısı sözcüğün
Uğuldar uysal ağaçlıkta
Yolun belleği var
Baktım izler bir ömrü söylüyor bana
Sabahlarda büyüyor geçitlerin rüyası
Uzak varışların unutma sakıncası yok
Ancak yanıtsız bir mektubun hüznü
kıyılarda,
Anla ki soluduğum bu serüven
Sıcak bir yüreğin sesidir
Eklenir anılarıma,
Ve yeni bir gün patlar yarına
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder