(1938,
Irmaklı Köyü, Darende / Malatya- 2005)
Asıl adı Halil İbrahim Güleç’tir. İlkokulu köyünde okudu.
Halk şiirini ve aşıklık geleneğini babasından öğrendi. Ayrıca köylerine
gelip giden aşıklar aracılığıyla bilgisini pekiştirdi.
Yöredeki bir gazetenin açtığı yarışmada birincilik almasıyla adı
duyuldu. 1973 yılında Konya Aşıklar Bayramına katıldıktan sonra Beyani mahlasını
aldı. Aynı zamanda Türkiye’nin öteki yörelerinden birçok aşıkla dostluk kurdu. Şiirlerinde
doğa, sevda, din gibi çeşitli konuları işledi. Şiirlerinin bir bölümü HAGEM tarafından
“Beyan Ettiklerim” (1990) adıyla
yayımlandı.
Aşık Beyani bir kaza sonucu köyünde öldü ve orada toprağa verildi.
Ödülleri: Değişik zamanlarda
Kültür Bakanlığı, Halk Ozanları Derneği ve TBMM tarafından düzenlenen yarışmalarda
çeşitli ödüller kazandı.
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
ÇEVİRDİ
Yine hava bozuk
akıyor seller
Yağmur yağışını
kara çevirdi
Seherde kırk dilden
öten bülbüller
Birden avazını zara
çevirdi
Ne söylesek
sözlerimiz sert çıkar
Konuştukça dert
içinde dert çıkar
Kuzu alsak post
içinden kurt çıkar
Ayva meyvesini nara
çevirdi
Aşiret bozulmuş
bakımsız yurtlar
Birbiri üstünde
çoğaldı dertler
Fikir savaşında
yenilen fertler
Çekti yumruğunu
zora çevirdi
Mümkün olsa ayla
güneş doğmazdı
Bildiğim aslanı
aslan boğmazdı
Koyup kaçsak
insanlığa sığmazdı
Dostlarımız bizi
dara çevirdi
Arzu ede ede
engeller aştık
Beyani der akıl ile
savaştık
Yüze gülenlerde hep
yüzün düştük
Gönül umudunu yere
çevirdi
EDENDİR
Musalla taşında şu
yatan kişi
İbret kürsüsünde
vaaz edendir
Sonsuzluğa doğru
bunun gidişi
Bizlere yol açıp
bir iz edendir
İyi kötü amelleri
elinde
Sermayesin beze
sarmış belinde
Hareketsiz durur
kıyam halinde
İnsanlık adına
niyaz edendir
Burada bıraktı
bindiği atı
Geriye dönüş yok
kararı katı
Evet bu ömrünün son
saltanatı
Omuzlar üstünde bir
naz edendir
Beyani yok mudur
müşkül danışan
Memnun ki dönmüyor
oraya düşen
Sanma ki dili yok
sükut u lisan
Anlarsın her dilden
hoş söz edendir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder