11 Ocak 2017 Çarşamba

KENAN AĞIRMAN


(1972, Aha (şimdiki adı Beyler) Köyü, Narman / Erzurum - )


       İlköğrenimini köyünde, ortaöğrenimini Narman’da tamamladı. Edirne’nin Keşan ilçesinde yaşıyor; evli.
       Aşıklık geleneği ve şiirle küçük yaşlarda ilgilenmeye başladı. Ancak doğrudan şiire yönelmesi lise yıllarında okuduğu Narmanlı Sümmani’nin (1860-1915) şiirlerinden etkilenmesiyle oldu.
       Askere gittikten sonra orduda kalmaya karar verdi. Türkiye’nin değişik yerlerinde görev yaparken karşılaştığı, ilginç bulduğu konuları şiirlerine yansıttı.
Kaynaklar:

Şiirlerinden Seçmeler:

GARİBAN

Çalıştı didindi yüzü gülmedi
Çile tohumunu ekti gariban
Aç kaldı süründü ama ölmedi
Dermansız dertleri çekti gariban

Köz oldu yüreği kavruldu özü
Feryat figan etse kar etmez sözü
Ağladı sızladı kör oldu gözü
Kanlı yaşı gözden döktü gariban

Hekimler baksa da derdi bilinmez
Alnına yazılan yazı silinmez
Yoksulun aşına lokma dilinmez
Boynunu feleğe büktü gariban

Kenan’ım gariplik fena mı fena
Hiç kimse olmaz ki garipten yana
Sonunda tak etti o tatlı cana
Ahiri zamanda çöktü gariban

UTANSIN

Bir efkar ki yüreğimi kapladı
Beni bu efkara atan utansın
Şu ayrılık hançerini sapladı
Gönlüme söz edip çatan utansın

Diyarı gurbette gülmüyor yüzüm
Uzaktan sılayı seyreyler gözüm
Ne kadar yazsam da yetmiyor sözüm
Beni bu ellerde tutan utansın

Zalim gurbet tuttu yurt da salmadı
Sazım küstü bana teller çalmadı
Ahiri zamanda tadım kalmadı
Tatlı aşa zehir katan utansın

Zalime engeldim yol oldum şimdi
Kapıda bekleyen kul oldum şimdi
Değer biçilmezdim pul oldum şimdi

Beş kuruş paraya satan utansın

Hiç yorum yok: