15 Ocak 2017 Pazar

MURAT SOYAK


(1971, Niğde - )


       Şair, yazar. İlk, orta ve lise eğitimini Niğde'de yaptı. Marmara Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. DefterK isimli edebiyat-kültür-sanat sitesinin de kurucuları arasında yer aldı. “Gül Aydınlığı” edebiyat dergisini çıkardı. Bir dönem gazetelerde kültür, sanat, edebiyat yazıları yazdı. Edebiyat Öğretmeni.
       Şiirleri, öyküleri, yazıları ve söyleşileri Akpınar, Ardıç, Ay Vakti, Berceste, Beyaz Gemi, Çerağ, Değirmen, Edep, Eğitim, Hayal Bilgisi, İstanbul Bir Nokta, Kardelen, Likâ, Mahalle Mektebi, Türk Dili, Yağmur, Yedi İklim, Yeni Edebiyat Yaprağı, Yitik Düşler vb. gibi dergi, fanzin, gazete ve eklerinde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Irmaklarca (2006, İlkkitap, İst.)
& Direniş Taşı (2012, Roza Yayınları,, 69 s.)
       Öykü Kitapları:
& Acı Ceviz (2011, Nüve Yayınları, Romantikkitap, 118 s.)
       Deneme, İnceleme Kitapları:
& Bahar Sürgünü (2010,  Nüve Yayınları, Romantikkitap)
       Yayına Hazırladığı Kitaplar:
& Kırk Öykü (Öykü Seçkisi) (2012, Roza Yayınevi, İst., 224 s.)

Şiirlerinden Seçmeler:

MÜLTECİ

Bizim de bir zamanlar evimiz vardı
Gün görmüş taşları, ince sıvası
Kuşlar konardı penceremize
İnsan sıcağı sesler yankılanırdı
Bizim de bir zamanlar evimiz vardı
Beyaz badanalı duvarda hatıralar
Birlikte büyüdüğümüz alıç ağacı
Ve yağmur sonrası toprak kokusu
Bizim de bir zamanlar evimiz vardı
Dünya telaşı, el emeği, alın teri
Kendi halimizce yaşamak derdi
Uzağı yakın eyleyen sözlerimiz
Bizim de bir zamanlar evimiz vardı
Bahçemizde açan güller, karanfiller
Kardeşliğin türküsünü söyler gibi
Çocuklar düşe kalka umuda doğru
Bizim de bir zamanlar evimiz vardı
Bir gün gökte kara kara bulutlar
Doğup büyüdüğüm sevgili Halep
Şimdi yıkımlar, acılar yurdu

RAHŞ

görkemli duruşun cenk hatırası
akın akın şahlanan korkusuzluk
dağa, kuşa, ırmağa komşu eyleyen
yola yazgılı, bir muştulu haber

gözlerindeki o kıvılcımı gördüm
karanlığı delip geçen bir hızla
toprağın sesi sende mi yankılanır
çevikliğin söylenir bütün dillerde

gövdendeki denizde ipek dalgalar
zülfikar ile yoldaşlığın bildirilmiş
derin vadilerin uğultusu çizgi çizgi
inişler, çıkışlar ve ufuklar ötesi

alnında şavkıyan yeni gül akı
kavga günü gelip çattığında durulmaz
çiçeklense de badem dalları ey

durulmaz gayrı dört nala bir koşu

Hiç yorum yok: