Böcekçiler
Çarşısı
Bir koyakta dinlenen su gibi ya da kentin
kılcal damarlarında tepinen hallerimiz gibi Böcekçiler Çarşısı.
Olduğumuz yerle olmak istediğimiz yer aynı
mı? İşte o kalın çizgiyi titiz işçiliği ve kendine has sözcük kurgusuyla yazmış
Ümit Şener Ta. İçimizdeki susku da yüzümüzdeki akşam da güneşe dair dizelerde.
Zamanın karanlık sırrından aydınlığı
kazımak ve insanlara armağan etmek için, iyi bir okuma nedeni Böcekçiler
Çarşısı.
ÇANTA
bilemem ne çıkar bir gün bu çantadan?
uzun uzun bakarken içine daldığım zamanlar
oldu
canımı acıttığın zamanlar
bırakamadığım zamanlar
dönüp dönüp tekrar aynı yolda karşılaşan
iki seyyah gibiydik çoğu zaman
sorma bilmiyorum
benim değil
burada ne işi var onu da bilmiyorum
sıcak çikolata kokuyor yol
geceleri mola verdiğimiz otobüslerde
gizlice dumanını çekerdim içtiğin sigaranın
kamyoncu çorbası sorardık bir de gittikleri
güzergâhı
bir defa öksürürsem çık
iki defa öksürürsem çıkma.
saklandığımız her köşe eskidi
kalmadı artık sobelenecek davam
gel bunu burnuna koyalım
bunu da gözüne
bu da ayakların olsun
bir de aşkı yaratalım
küfrü
sen beni sakın sorma…
“Böcekçiler
Çarşısı” adlı kitabından
Ümit
Şener TA
*Şiir,
şairinin izniyle yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder