(4 Ocak 1975, Milas
/ Muğla - )
Dokuz Eylül Üniversitesinde Çalışma
Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri, ardından da Hukuk eğitimini tamamladı.
İzmir’de yaşıyor.
İlk şiiri 2001 yılında Wesvese
dergisinde yayımlandı. Şiirleri, öyküleri, yazıları ve söyleşileri Edebiyatta Üç Nokta, Wesvese, Yazılıkaya vb.
gibi dergi, fanzin, gazete ve eklerinde yayımlandı.
Ödülleri: “Sus Dağı” adlı dosyasıyla Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü kapsamında 2005 “Jüri Özel Ödülü’nü aldı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Sus Dağı (2006, Mayıs Yayınları, İzmir, 78 s.)
Şiirlerinden
Seçmeler:
CUMARTESİ
günün kapıları kırık
dalgalar birikiyor kalbimin ortası birden
karadeniz
kimbilir siz neredesiniz bu gün hangi
cumartesi
biraz kalabalıksınız sanki biraz kapalı
çarşı
ellerim boş yağmurun içinden geçiriyorum
susmaları
kendime huy mu edindim nedir
yalnızken suya kapatıyorum sesimi
gözlerimi kırpıştırıyorum
gökyüzü bakır rengi
anne ezberim bu benim
dölün uykulu hali
daha dündü oysa
sevecen kediler gibi
kokumu kitaplara yaslamıştım
üşümüş yaz dolsun diye odalara
şamdanları kuşlara bıraktım
eski bir acıdan olmasa gerek
yağmura devrilmiş beyaz bisiklet
Üç
Nokta, Sayı: 5, Nisan-Haziran 2006
EVDEN
HAİKULAR YA DA KUTSADIĞIM EVE KÜFRÜMDÜR
ev incir imiş
karnı sarı bir ayet
yarası küfür
dağı görürdün
denizi ve yatırı
resimler çoktu
odalar ıslak
mendilde çürüyen
ak kurtçuklardı
ölülerimdin
ve yaşayanlarımdın
ben ve başkası
ben bulunurdum
çatısı kaburgandan
kırık bir kemik
kederli babam
sebepsiz duvar taşı
devrik bir kandil
kardeşim sandal
ağacından bir tavan
düşlerdi hep
üçüncü bir göz
susan çıplak lambalar
olurdu diğeri
tavan arası
annemin göbeği
hep kalabalık
sen yaralı düş
düşten düşen bebekler
olmayan oda
Wesvese,
Sayı: 3
HER
ŞEY BİRBİRİNİN İÇİNDEN GEÇİYOR
akşam olmuş
taşların renginden belli
suyun esnemesinden
çocukların geri çekilmesinden
göğe kuşlar üşüşüyor
bazı kuşlar
bazı ağaçları göğe ekiyor
akşam kanatlı tohumluk
gece kuşların gür ormanı
batarken sökülen
ağzını dikiyor
güneş
açlarını sürüklüyor peşinde
pazar yeri
bir taş fener yanıp sönüyor
sokağa
kulaksız
kül yerleri ağrıyor
yangının
karışıyor kadınların
çorapları ve aşkları
her
şey birbirinin içinden geçiyor..
Wesvese,
Sayı: 9
SUS
DAĞI
sus dağı
gökte kızgın toynakları bulut
dağ vahşi ve gri bir at imiş
koşarken suya
yelesinden taşıyor
alaca şafak
boşalıyor ufuk
beyhude soruyum kendime
yüzüyorum boşluktan
dökülen zaman ağları
dolanıyor kulaçlarıma
aşk yüzmekmiş dağı tek başına
ölü deniz ülkesinde
yüzümde susuyor dağ
dağın susarken
denize aktığı sestesin
aşk.
SÜMBÜL
FASLI
sesini biriktiriyor kemanın
dut ağacına asılmış
yorgun klarnet
diğeri geceden kalma
dudakları morarmış
sümbülü dinliyor hâlâ
testi arıyor öteki
annesinin mezarı için
koridorları çın çın
eski hastanenin
dipdiri bir kayayı
getirip koyuyorlar avluya
daha dünkü çocuk
olacakmış bize musalla
söz yüzüğünü saklıyor genç kız
bez ayakkabısına
kalenin güvercinlerini kokluyor
toy rüzgâr
çanları çalıp kaçmak istiyorum
çatılar beni saklar
kulak verip sümbüle
yokluyor hatırayı yaşlı kadın
deliniyor dudağı perdelerin
bir çatı boşalıyor aşağılara
ellerime yazılanı unutuyorum
unutuyorum ekmeği ve kanı
göğün kıymığı batıyor dilime
bulutları sayıklıyorum
tulumbaya koşuyor yerli kadınlar
merak onların telaşlı akşamı ya
topallayarak düşüyorum telaşlarına
içlikleri görünüyor bademlerin
gün sıçrayarak giriyor
gecenin kampına
yokbenimhiçbeyazım.
ŞAPKALI
YAĞMUR HARFLERİ
ben hayatta tek seni tuttum
sönmemiş kireci tutar gibi
havzamızdaydı yağmur
o ıslak güllü dilenci
sanki bir vakitler sendim
aklım öyle uykulu
gördüm birden kararınca
göğe ne çok turna durduğunu
şekille konuşulur
ah ki buna inandım
uzandım boyumca toprağa
çözmek için çamurun dilini
yalnızlığımız işte
şapkalı yağmur harfleri
uzağı taşlayan dul
taşların gece üşümesi
sonrası akşamı yakan deliler
ıslak atlar ve defne
kımıltısız kalışım ayışığında
sen koşarken sev beni
saklama başka yağmurlara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder