(1955, Yukarı Maden
(Hod) Köyü, Artvin - )
İlkokulu köyünde okudu. Ortaokula bir
yıl Ardanuç'ta devam etti. Daha sonra Artvin Merkezde tamamladı. 1972 yılında
Artvin Öğretmen Okulu'na girdim. O yıllardaki siyasi gerginlikten dolayı Balıkesir
Savaştepe Öğretmen Okulu'na naklimi yaptırdı. 1975 yılında mezun oldu.
1975 ile 1983 yılları arasında Rize'nin
çeşitli köy ve kasabalarında öğretmenlik yaptı. 1983 yılında İstanbul'a tayin
oldu. 1989 yılına kadar İstanbul’da görevine devam etti. 1988 yılında Anadolu
Üniversitesi Eğitim Ön Lisans Bölümü’nü bitirdi. O yıllarda meslekten istifa
ederek 2008 yılına kadar ticaretle uğraştı. 2008 yılından sonra tekrar
öğretmenlik mesleğine Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni olarak geri döndü. Halen
İstanbul Ataşehir'de mesleğine devam ediyor. Evli ve bir çocuk babası.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Dostlar Sofrası (Seyfettin Kaya, Şemsettin Kaya, Dursun
Kurt ve Şaban Özbek ile birlikte 2012)
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
AYRILIK
Gününü karartır saçın ağartır
Kızgın alev ile yakar ayrılık
İlkbaharda çiçeklerin karartır
Gündüzü geceye takar ayrılık
Gözünde fer kalmaz dizinde takat
Kül eder savurur yersin bir tokat
Gül benzin buruşur asılır surat
Acımaz belini büker ayrılık
Yoksulluk yiğidi eder perişan
Yere düşer aslan ile güreşen
Çok bulunur işlerine karışan
Düşlerine fesat eker ayrılık
Neylersin baharı neylersin yazı
Kirpiğin yorulur kapatmaz gözü
Nihayet giyersin dikişsiz bezi
Üzerine çimen diker ayrılık
Ölüm elbet ayrılığı getirir
Yoksulluk gününden günü götürür
Çok düşünme yataklara yatırır
Yücel'in kalbine çöker ayrılık
GÜLÜM
Herkes der sevgilim ince bellidir
Servi boyun bana haz olur gülüm
Kimisi der canım dudu dillidir
Bütün bunlar sana az olur gülüm
Gündüz hayal olur gece düş olur
Ela göz üstünde kalem kaş olur
Saymakla tükenmez inci diş olur
Korkarım söylesem söz olur gülüm
Kimim kurban olur yarin yoluna
Kimi serin verir tatlı diline
Kar beyaz bileğin saçın teline
Dokunsam kışlarım yaz olur gülüm
Yücel gülün dalı yaprağı olsa
Açıp kollarını kapına gelse
Ölüm yok edilse yaşam hep sürse
Diyemem aleme göz olur gülüm
YAYLALAR
Alacalı elbiseyi giyince
Size kollarını açar yaylalar
Arılar kovandan vızvız uçunca
Türlü kokuları saçar yaylalar
Kar altında sakladığı böcekler
İlkbaharda çiçekleri kucaklar
Ağustosta fark edilmez sıcaklar
Hazzından kendinden geçer yaylalar
Temiz havasından soğuk suyundan
Asırlardır vazgeçmiyor huyundan
Yücel tatsa kaymağından yağından
Şimdi ıssız kalmış naçar yaylalar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder