29 Mayıs 2017 Pazartesi

ALINACAK VE OKUNACAK KİTAPLAR


Sedat Demir, Küçük Paris Fena Öksürüyor (2016, Dedalus Kitap, İst., 112 s.)    

İçinde, Kraliçe Belkıs ile Süleyman Peygamber meselinin kaybolduğu bir bataklığı saklıyor bu kitap. Her şey bu şifalı bataklıktan çıkıyor. Meksika söylenceleri ve tüm anlatılanlar. Bu anlatıların da hakkı, cemiyette en çok pişen üç yaşlı kadına verilmiş. Ülkemiz tarihi kadar derin, dertli hikâyesi var, üçünün de. Ayrıca her birinin sanatla olan ilgisini, onunla yoğun mücadelesini ve başarısız sınavlarının sonuçlarını okura ulaştırıyor, hikâyeleri. Kitabın bir diğer kahramanı da Samatya sokakları. Sinema, edebiyat ve müzik, bu sokakların arasında bataklığa dönüşmüş bu semtin çağıldayan deresinin içinde yüzüyor.

Okuruna çeşitli imkânlar, dolayısıyla güçlükler sunan Küçük Paris Fena Öksürüyor, sıklıkla anlatıcının da yerini soruşturan bir kurmaca deneyimi. Okuyan için. Tüm bunları yaparken azıcık yazar kastının, okur hazzının ayarlarıyla oynuyor. Hatta bir karakterin adını sorduğunuzda, Harikalar Diyarı'ndan beyaz tavşan ortaya zıplayıp "Ne önemi var ki adların?" diyerek sizi tersleyebiliyor.

Bir ilk kitaba göre yoğun bir içerik, eğlenceli bir üslup ve hızlı bir anlatı.
Dinlemeye hazır mısınız?

(Tanıtım Bülteninden)



Sedat Demir, Umberto Eco ve Yazınsal İletişim – Okur ve Yorum (2016, Dante Yayınları, İst., 344 s.)

Umberto Eco, sadece geçtiğimiz yüzyılın değil, ortalarına doğru yaklaştığımız bu yüzyılın da en önemli düşünürlerinden. Yapıtlarında fazlaca alıntı kullandığı gibi, akademik dünyada hakkında en fazla söz edilen bir araştırmacı. Birçok çağdaş düşünceyle bağı olduğu gibi, sözleri kültür dünyasının oluşturduğu her bağlamın tam merkezinde. İlgili olduğu ve üzerine çalıştığı alan, disiplin, bilim ve yöntemleri burada sıralamaya kalkışmak bile uzunca bir liste hazırlamamıza neden olur. Oldukça etkili, zekice ve derin sürdürdüğü, tamamladığı çalışmaları var Eco'nun. Aynı zamanda kendisine bakanlar için tehlikeli. Entelektüellerin dünyasında takma adı Dedalus. Yani meselelerden bilgece söz eden ve onları kurnazca halleden. Bu bile, onun üzerine çalışmanın ne kadar zorlayıcı olduğunun bir işareti. Sedat Demir, bu güçlükle baş etmeyi göze almış ve Umberto Eco hakkında hazırladığı bu kitapla, aynı eksen hakkında diğer çalışmalar için bir başlangıç oluşturmayı hedeflemiş. Biz de bu çalışmanın "zihin açıcı" ve "doyurucu" olacağı konusunda kendisiyle hemfikiriz. Dikkat ederseniz bu satıra değin Gülün Adı'ndan söz açmış değiliz, çünkü Eco, Gülün Adı'ndan çok daha fazlası ve hepsi içeride.
(Tanıtım Bülteninden)



Hiç yorum yok: