(12 Ağustos 1875 – 23 Aralık 1931, İstanbul)
Eyüp Rüştiyesi ve Deniz Lisesi'ni bitirdi (1893), deniz subayı oldu, staj
için Girit'e (1894), Kiel kanalının açılış töreninde bulunmak üzere Almanya'ya
(1895) gönderildi, dönüşte İstanbul'da Tarabya'da elçilik gemilerinin irtibat subaylığına
atandı. 1908 yılından sonra subaylıktan ayrıldı, hayatını yazarlıkla kazanmaya
başladı. Cumhuriyet devrinde kadın dergileri çıkardı, ticaretli uğraştı. İlk
yazılarını Halit Ziya Uşaklıgil'in İzmir'de çıkardığı Hizmet gazetesinde yayımladı.
Daha sonra İstanbul'daki Mektep dergisinde yazılarını Rauf Vicdanî takma adı
ile yayımladı. 1896'da Servet-i Fünûn topluluğuna katıldı. Hikâye ve roman yazarı
olarak asıl üne bu topluluk içinde ulaştı. Servet-i Fünûn topluluğunun 1901'de
dağılmasıyla 1908 yılına kadar hiçbir yazı yayımlamadı. Bu tarihten sonra yazı
hayatının ikinci dönemi başladı. Roman, hikâye, tiyatro, tenkit, gazetecilik
gibi çeşitli alanlarda çalışmalarda bulundu.
Mehmet Rauf, tıpkı Halit Ziya gibi edebî kültürünü yerli
romancılarımızdan ve onların eserlerinden almıştır. Fransızca ve İngilizce
öğrendikten sonra batılı yazarları tanımıştır. Roman ve hikâyelerinin temasını
kişisel tutkular ve romantik aşklar oluşturmuştur. Zengin ailelerin her tür
olanaklarıyla yetişmiş, kışları konaklarda, yazları Boğaziçi ve Adalarda oturan
insanların romantik duygularını işlemiştir. Bu romantikliğin kimi eserlerinde
realizme yöneldiği görülür. En başarılı romanı "Eylül" ilk psikolojik
roman örneğidir. Romantik bir aşkı işleyen bu eserde kahramanların psikolojik
durumları en ince ayrıntısına kadar başarılı bir şekilde verilmiştir.
Tahlillerde ayrıntıya girebilmek için olayları basit, kahramanların
sayısını az tutmuştur. Tahlillerin uzunluğuna rağmen sıkıcı olmaması yazarın
başarısına dayanır. Gerek karakterlerin ve gerekse olayların tahlil ve
tasvirlerinde gözlem ön plânda gelmekle beraber yazarın buna uymadığı bazen
gerçeklerden uzaklaşmasıyla görülür. Dili, Halit Ziya'ya göre daha sadedir.
Fakat üslûbu oldukça düzensizdir. Bu yüzden eserlerinde basit cümle
yanlışlıklarına bile rastlanabilir. Mehmet Rauf sanatlı anlatımdan kaçındığı
için üslûbunun Halit Ziya'nınkine oranla daha akıcı olduğu görülür. Yazarın bu
özelliklerini hikâyelerinde de aynen görmemiz mümkündür.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Siyah Inciler (Mensur şiir; 1901; Yayına Hazırlayan: Rahim Tarim; 1998, YKY, İst., 315 s.)
Öykü
Kitapları:
& Âşıkane (1908)
& Son Emel (1913)
& Bir Aşkın Tarihi (1914)
& Hanımlar Arasında (1914)
& Menekşe (1915)
& Mazide Bir Günah (1920)
& İlk Temas, İlk Zevk (1922)
& Aşk Kadını (1923)
& Kadın İsterse (1923)
& Eski Aşk Hikâyeleri (1927).
Romanları:
& Eylül (1901)
& Ferda-yı Garam (1913)
& Genç Kız Kalbi (1914)
& Karanfil ve Yasemin (1924)
& Böğürtlen (1926)
& Define (1927)
& Son Yıldız (1927)
& Kan Damlası (1928)
& Halâs (1929)
& Yara (1935)
Oyunları:
& Pençe (1909)
& Cidal (1911)
& Diken (1917)
& Sansar (1920)
& Evlat Acısı (1923)
& Pembe Köşk (1924)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder