(1
Ağustos 1920, Devrek / Zonguldak - 19
Ocak 2012, Aydın)
Babası İhsan Hayri Bey, annesi Sadiye Hanım’dır. Amasra İlkokulu ve
Bartın Ortaokulunu bitirdi. Kastamonu Lisesi’ni yatılı olarak okuduktan (1940) sonra
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde yüksek öğrenimini
sürdürdü. Edebiyat Fakültesi ve Yüksek Öğretmen Okulu’nu bitirerek felsefe
öğretmeni oldu (1947). 1962 yılında “Paris Bibliotheque Nationale”de eski kitap
bakım ve onarımı konusunda eğitim aldı. Felsefe öğretmeni, kütüphaneci, müzeci,
kültür hizmeti yöneticisi olarak Kültür Bakanlığı Müşavirliği’nden emekliye
ayrıldığı 1980 yılına kadar sırasıyla şu görevlerde bulundu; Vefa Lisesi
Felsefe Öğretmeni (1947), Kastamonu Lisesi Felsefe Öğretmeni (1948-1949),
Kahramanmaraş Lisesi Felsefe Öğretmeni (1949-1951), İzmir Kız Lisesi Felsefe Öğretmeni
(1951), İzmir Arkeoloji Müzesi’nde görevli (1951), İzmir Atatürk Kitaplığı’nda
görevli (1951-1956), Ankara İl Halk Kütüphanesi Müdürü (1956-1960), İstanbul
Süleymaniye Kütüphanesi Müdürü (1960-1964), Ayasofya Müzesi Kütüphanesi Müdürü
(1964-1965), İstanbul Ragıp Paşa Kütüphanesi Müdürü (1965-1966), İstanbul Atıf
Efendi Kütüphanesi Müdürü (1966-1977), İstanbul İl Kültür Müdürü (1977-1978),
Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü (1978-1980), Kültür Bakanlığı Müşaviri (1980).
Emeklilik sonrası, Sadberk Hanım Müzesi Müdürlüğü (1980- 1985), Vepa
Sanat Galerisi Yöneticiliği (1985-1987), Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Serpuş
Müzesi Müdürlüğü (1987-1989), Beyoğlu Belediyesi Kültür Sanat Danışmanlığı
(1989-1990) ve Cemal Reşit Rey Konser Salonu Yöneticiliği (1990-1995) görevlerinde
bulundu. 1971 yılında İstanbul Valiliğinden, 1979 yılında Kültür Bakanlığından
takdirnameler aldı. Evli, üç çocuk babasıydı. Türk Dil Kurumu, Edebiyatçılar
Derneği, Kütüphaneciler Birliğ üyesiydi.
19 Ocak 2012 günü Aydın Atatürk Devlet Hastanesinde hayata veda etti.
Cenazesi, 22 Ocak 2012 günü Didim Merkez Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından
Didim Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Şiir yazmaya Kastamonu Lisesi’nde öğrenciyken başladı. İlk şiiri 1939
yılında Kastamonu’da çıkan Görüşler dergisinde yayımlandı. Şiirleri Cumartesi, Değirmen, Dost, Fikirler, Hareket, Kovan, Sanat ve Edebiyat, Skylife, Türk
Dili, Varlık, Yaratış, Yeditepe, Yenilik vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Akçakuşlar (2002, Anadolu Sanat Yayınları, İst. )
İnceleme
Kitapları:
& The Topkapı Saray / Museum Architecture: the Harem and
other buildings (Kemal
Çığ ve Cengiz Köseoğlu ile; Çeviren: J. M. Rogers, 1988, Londra)
& Müzeler İçin Düş Bilançosu Tutkular ve Nesneler (Aykut Hamzagil,
Nezih Başgelen, Nezih Eldem, Önder Küçükerman, Raffi Portakal, Şevket Pamuk,
Uğur Derman’la; 1993)
Antoloji Kitapları:
& Yeni Şiirimiz (1960, Varlık Yayınları, İst.)
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
İLK
ÇAĞA
Mermer köpüklü kumsallara doğarsın yeniden;
Defneli rüzgârlarda kurur tuzlu saçların.
Tanrılar tanrısı sütunlar içinde uzayan
gölgen,
Dokunulmaz gibi sonsuz baharı sevdaların.
Mutluluklar boz bulanık akışında zamanın,
Umut kesilir kara yelkenler üstünden,
Sunak taşlarına adağı ben olurum büyük
duanın
Dağlar dereler kana bulanır senin yüzünden.
Kıyıdan uzaklaştıkça sınırsız büyüyen
deniz,
Sevmeler, sevişmeler ülkesinin pişmanlığı
Helena;
Yayılmasın Pandora’nın kutusunda saklanan
giz,
Ölümsüzlerle savaştım nice yıllar uğruna.
Türk
Dili, Sayı: 164, Mayıs 1965
TÜKENDİĞİMİZ
YERDE ÇOĞALMAK
Doğarken tüketir ömrümüzü böyle durmadan
Başkaldırmak aklın, direnmek duyguların
işi;
Benim de bir dileğim var elbet,
Güneşin çıkmasını beklemiyelim şimdi!
Uçsuz bucaksız sayılanır kendince başlayan,
Birbirini çağrışır düşünceler aralıksız;
Onulmaz acılara doğru güzelleşir insan,
Bereket versin gene de sıcak ellerimiz.
En güzel kötülüğü içimizden içimize uzayan,
Yapayalnız ve karanlık bu savaşta
Görüyorum boşuna değil her sabah yeniden,
Kimse kimseyi kurtaramaz yaşayan.
Daha da büyür gezegenler arasında zaman,
Işık hızından korkusu özgürlüğün boşlukta,
Değişir ölçekleri alıştığımız ne varsa,
Ağlarız coşkunluklar içinde güldüğümüz
zaman.
Bugün onlar gidiyor, yarın sıra sizde, öbür
gün
Dolup dolup boşalan olukları sevincin,
Yoksa biz daha önce mi varız
yaşadığımızdan,
Öyleyse kimin rüyasıdır bu izlediğimiz?...
Anlaşılmaz gerçeği tükendiğimiz yerde
uyanan,
Elimizde değil mi, gücümüz yetmez mi
başkasına,
İlkbahar yaz, sonbahar kış ve yeniden
Bir şey var dölümüzde bize karşı
çoğalan!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder