(1850,
Zor (şimdiki adı Esenyaka) köyü, Yusufeli / Artvin – 1928, Saraycık köyü,
Merzifon / Amasya)
Asıl adı
Mustafa’dır. Köyündeki Aziz Efendinin yanında hem ilk medrese eğitimini gördü.Küçük
yaşlarda bağlama çalmayı öğrendi. Bir süre Aşık Keşfi’ye (1843-1910) çıraklık
yaptı ve bu dönem içinde aşıklığa ve geleneğe ilişkin bilgisini pekiştirdi, zamanla
usta bir aşık olarak yörede tanınmaya başladı.
Sümmani
(1860-1915), Berzi, ustası Keşfi, Mahiri (1850-1914), Cesimi gibi döneminin
birçok usta aşığıyla karşılaştı.
1. Dünya Savaşı
(1914-1918) öncesi 15 yıl kadar köyünde muhtarlık yaptı, bu döneme ilişkin
yaşadıklarını bazı şiirlerine yansıttı. “Muhtarlık Destanı”, “Çobanlık Destanı”
bunlardan bazılarıdır.
1914 yılında Merzifon’un
Saraycık köyüne göçtü ve yaşamının sonuna dek orada kaldı, başta oğlu Aşık
Zuhuri (1887-1949) olmak üzere birçok aşığın yetişmesine katkıda bulundu.
Aşık İzni
Merzifon'un Saraycık köyünde öldü ve orada toprağa verildi.
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
GÖZLERİN
Ela gözlerine kurban olduğum
Beni yaktı yar sürmeli gözlerin
İşimden gücümden abdal eyledin
Ömrüm yıktı yar sürmeli gözlerin
Yar güller açılmış hüsnün bağında
Bir murat almadım yar kucağında
Öpülmenin koçulmanın çağında
Geçer vakti yar sürmeli gözlerin
İzni’yim çekerim dert ile kahrı
Yar doldursa verse içerim zehri
Nice yüz bin İstanbul gibi şehri
Değer tahtı yar sürmeli gözlerin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder