(1810, Yukarı Xod
(şimdiki adı Yukarı Maden) köyü, Artvin - 1865)
Asıl adı Şamil’dir. Aşık Muhibbi’yle sürekli bir arkadaşlığı oldu. Bu
arkadaşlıkları sürecinde birlikte birçok yolculukları oldu. Bunların en ünlüsü
vapurla İstanbul’a gitmeleri ve orada karşılaştıkları olaylardır.
Köyünde hocalık da yapan Aşık Saidi’nin namaz kıldırırken pencereden
atılan bir kurşunla öldürülmesi üzerine, aynı kıza aşık olduklarından dolayı, ölümünden
Şamili sorumlu tutularak hapsedildi. Daha sonra Şamili’nin dönemin padişahı Abdülmecit’e
(1823-1861), suçsuz yere hapsedildiği gerekçesiyle affedilmesi için yazdığı arzuhaller
amacına ulaştı ve bir süre sonra bırakıldı.
Erzurum’da aşıklar arasında yapılan bir atışmada çok ilgi gören ve
başarılı olan Şamili’nin kahvesine birileri tarafından zehir kondu. Şamili
köyüne dönerken yolda fenalaştı, zehirlendiğini anlayınca son türküsünü
söyledi. Zaten köyüne varamadan da öldü. Mezarı Yusufeli’nin İşxan (şimdiki adı
Dağyolu) köyündedir.
Xodlu Şamili’nin bugüne ulaşabilen koşma,
divan ve destanlarından “Dünyanın” adlı zincirleme şiiri, aşıklık geleneğinde
bu tarzda verilen en uzun eserlerden biridir.
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
EYVAH
EY
Günbegün başımı saldı dumana
Çıkamadım selamete eyvah ey
Bir of çeksem kafir gelir imana
Sunam gelmez merhamete eyvah ey
Feleğin ettiği bana çok oldu
Kem sözleri yüreğime dağ oldu
Gece gündüz işim ağlamak oldu
Gönül düştü bu firkate eyvah ey
Şamil’in cismini nara düşürdü
Aşk ateşi her işimi şaşırdı
Kavuşmadan felek ayrı düşürdü
Vuslat kaldı kıyamete eyvah ey
TELAŞI
VAR
Yığılmış ahbaplar umut verirler
Düşmanın benimle kan telaşı var
Yedi derya nuş eyledi söndürmez
Yanar yüreğimin hun telaşı var
Bu can emanettir durur kafeste
Ömrümüz kesilir her bir nefeste
İlaç kar eylemez vücudum hasta
Bir değil gönlümün bin telaşı var
Elveda yarenler yüklendi göçüm
Bağışla yarabbim çoğaldı suçum
Yığılın mollalar kitaplar açın
Beyçare Şamil’in can telaşı var
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder