(1850,
İphan (şimdiki adı İnanlı) köyü, Yusufeli / Artvin - 1914)
Asıl adı Osman’dır.
16 yaşına dek medrese eğitimi gördü. Birçok aşığın tersine çocukluk yıllarında
şiir ve türküye oldukça yabancı biriydi. Özellikle bir eğlence sırasında hiçbir
türkü söyleyemediğinden dolayı iki kez arkadaşlarına ziyafet vermek zorunda
kaldığı anlatıları bulunmaktadır.
Söz konusu böylesi
bir olaydan sonra üzüntüyle köyodasında uyuyakaldı. Ertesi gün bir türlü
uyanmayan Mahiri’nin öldüğüne karar verildi ve kefen bezi almak için komşu köy
olan Erkinis’e (şimdiki adı Demirkent) biri yollandı. Burada Aşık Muhibbi’yle
(1823-1868) karşılaşan kişi, olayı ve isteğini anlattı. Bunun üzerine Muhibbi,
İphan’a gelerek Mahiri’nin başucunda bir deyiş söyledi. Bu deyişten sonra
uyanan Mahiri ise buna karşılık olarak ve rüyasında gördüğü Şirvanlı Mirza
Hanın kızı Mahitaban’dan söz etti. Daha sonra yaklaşık 2 yıl Muhibbi’ye
çıraklık yapan Mahiri, daha sonra İran’a giderek sevdiğini aramaya koyuldu. Bu
süre içinde Erzurum’da Erbabi, Kars’ta Kemali, Tebriz’de Filvari gibi dönemin
birçok ünlü aşığıyla karşılaştı.
6 yıl süren bu
arayış sonunda sevdiğini bulan ve onunla geri dönen Mahiri ve Mahitaban’ı yolda
yakalayan Mirza Hanın askerleri, Mahitaban’ı alarak geri götürdüler. Dönüşte
Oltu’nun Othak (şimdiki adı Cevizli) köyünde sevgilisine benzettiği Münevver
adlı kızla evlendi.
Zaman zaman bazı
yerleri dolaşmasının dışında ölümüne dek Othak’ta kalan Aşık Mahiri,
şiirlerinde genellikle sevda ve dini konuları işledi.
İphanlı Mahiri
Othak'ta öldü ve orada toprağa verildi.
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
AHÇİK
Sen benim evladım ben sana kurban
Başkasına göster seyranın ahçik
Fermanlı Eflatun değilem Lokman
Ara emsalinden dermanın ahçik
Mutlak leke konar şeref ü şanan
Güzellik hatm olmuş o şirin canan
Ara hasmın girsin senin meydanan
Aleni okunsun fermanın ahçik
Misline güzelsin ezel ezeli
Dilberler şahısın şahlar hubanı
Hazret-i İsa’ya bağışla beni
Mahir olsun senin kurbanın ahçik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder