(1962, Devrekani / Kastamonu-
)
Asıl adı Hacer Alioğlu'dur. İlköğrenimini Devrekani'de, ortaöğrenimini
Kastamonu'da tamamladı. Şiirle küçük yaşlarda ilgilenmeye başladı. Yaklaşık 14
yaşlarında yazmaya yöneldi.
Ozan Yakuti, önceleri yöresinden bildiği Orhan Şaik Gökyay (1902-1994),
Yorgansız Hakkı (1895-1964), İhsan Ozanoğlu (1907-1981) gibi şairleri, daha
sonra ise Bolulu Dertli (1772-1845), Bayburtlu Emrah (1775-1860), Narmanlı
Sümmani (1860-1915), Çıldırlı Şenlik (1850-1913), Veysel (1894-1973) gibi başka
yörelerin aşıklarını inceleyerek kendini geliştirdi ve bilgisini pekiştirdi.
Ancak sonraki yıllarda daha çok Aşık Reyhani'yi (1932-2006) kendine rehber
olarak kabul etti.
Mahlasını kızının önerisi üzere alana Ozan Yakuti, Türkiye'nin birçok yerinde
çeşitli etkinliklere katıldı, birçoğunun ise doğrudan düzenlenmesinde bulundu.
Ayrıca bir dönem şiir konulu bir radyo programı hazırlayıp sundu. Şiirleri
değişik araştırma, dergi ve gazetelerde yayınlandı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Sıla Gülleri (2009)
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
SÖYLESİN
Sevdiğime haber verin tez elden
Şu halime türkü yaksın söylesin
Kokusun verdiği al beyaz gülden
Sazın tellerine taksın söylesin
Bağrımda yanıyor sevda çırası
Sustukça derine sarar yarası
Daha gelmedi mi sözün sırası
Diyeceği neyse çıksın söylesin
Yakuti bu sevda böyle bitmesin
Gözler birbirine hasret gitmesin
Gece uyumasın uyku tutmasın
Gündüzün yollara baksın söylesin
YARIDA
KALDI
Bir yel esip geçti bilmem nereden
Elleri elimde yarıda kaldı
Çekip gitti haber gelmez o yar dan
Sözlerim dilimde yarıda kaldı
Bilmem bu feleğin nedir havası
Müebbete mahkum eder davası
Son umudum var dı gönül duası
O da bu halimde yarıda kaldı
Yakuti ne yanda hayat durağı
Yıllardır bitmedi gamı merağı
Yorgunum tutmuyor dizimin bağı
Gitmiyor yolumda yarıda kaldı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder