(1897,
Harız (şimdiki adı Gümüştepe) köyü, Merzifon / Amasya - 1956)
Ali Baki’nin çocukluğu köyde geçti. İlk eğitimi babası ve sürekli gidip
geldiği Hacı Bektaş Dergahından aldı. Devrin önemli aşıklarından olan babası
Sıdkı Baba’nın da etkisiyle yaklaşık 17 yaşlarında şiir yazmaya başladı. Ali
Baki’nin daha ilk gençliğinden itibaren içlerinde Yanbolulu Ali Türabi Baba da
olmak üzere birçok başka aşık/şairin eserlerini kaleme alıp divanını tutarak
kendini geliştirdi.
Askerliğini Amasya’da yaptı. Askerlikte terzilik ve marangozluk öğrendi.
Askerlik dönüşü Harız’da terziliği ve marangozluğu sürdürdü. Ayrıca köyünde
fahri imamlık, cemlerde ise zakirlik yaptı. Harız’da öldü ve oradaki bir tepede
toprağa verildi.
Oğlu Muhsin Gül’ün bir kitap çalışması tasarladığı Ali Baki’ye ilişkin
araştırmaları Adil Özder, Hayrettin İvgin ve Ali Cem Akbulut gerçekleştirdi.
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
GÜZEL
Sevdana düşeli bin parelendim
Kurudu çeşmimin yaşları güzel
Gamzen oku değdi çok yaralandım
Sızılar bağrımın başları güzel
Aşkınla eseri meyhane oldum
Yandım ateşine pervane oldum
Al tımarhanene divane oldum
Görünce o hilal kaşları güzel
Ali Baki derdim gelmez beyana
Hasretinle bağrım döndü biryana
Yeter kar eyledi gayri bu cana
Adunun attığı taşları güzel
KEREM
EYLE
Tamire muhtacım şahım efendim
Düzelt kamburumu yon kerem eyle
Aşkın kapısın aç çözüver bendim
Olmasın yüreğim hun kerem eyle
Herkesi dahil-i irfan edersin
Sevdiğine lütfun ihsan edersin
Niçün benden böyle nihan edersin
Bana da yönünü dön kerem eyle
Firkatın narına eyleme ihrak
Beni de kapında gel eyle çırak
Bu Ali Baki’nin haline bir bak
Hasretle geçmiyor gün kerem eyle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder