27 Haziran 2017 Salı

ALİ BAKİ


(1897, Harız (şimdiki adı Gümüştepe) köyü, Merzifon / Amasya - 1956)


      Ali Baki’nin çocukluğu köyde geçti. İlk eğitimi babası ve sürekli gidip geldiği Hacı Bektaş Dergahından aldı. Devrin önemli aşıklarından olan babası Sıdkı Baba’nın da etkisiyle yaklaşık 17 yaşlarında şiir yazmaya başladı. Ali Baki’nin daha ilk gençliğinden itibaren içlerinde Yanbolulu Ali Türabi Baba da olmak üzere birçok başka aşık/şairin eserlerini kaleme alıp divanını tutarak kendini geliştirdi.
       Askerliğini Amasya’da yaptı. Askerlikte terzilik ve marangozluk öğrendi. Askerlik dönüşü Harız’da terziliği ve marangozluğu sürdürdü. Ayrıca köyünde fahri imamlık, cemlerde ise zakirlik yaptı. Harız’da öldü ve oradaki bir tepede toprağa verildi.
       Oğlu Muhsin Gül’ün bir kitap çalışması tasarladığı Ali Baki’ye ilişkin araştırmaları Adil Özder, Hayrettin İvgin ve Ali Cem Akbulut gerçekleştirdi.
Kaynaklar:
Şiirlerinden Seçmeler:

GÜZEL

Sevdana düşeli bin parelendim
Kurudu çeşmimin yaşları güzel
Gamzen oku değdi çok yaralandım
Sızılar bağrımın başları güzel

Aşkınla eseri meyhane oldum
Yandım ateşine pervane oldum
Al tımarhanene divane oldum
Görünce o hilal kaşları güzel

Ali Baki derdim gelmez beyana
Hasretinle bağrım döndü biryana
Yeter kar eyledi gayri bu cana
Adunun attığı taşları güzel

KEREM EYLE

Tamire muhtacım şahım efendim
Düzelt kamburumu yon kerem eyle
Aşkın kapısın aç çözüver bendim
Olmasın yüreğim hun kerem eyle

Herkesi dahil-i irfan edersin
Sevdiğine lütfun ihsan edersin
Niçün benden böyle nihan edersin
Bana da yönünü dön kerem eyle

Firkatın narına eyleme ihrak
Beni de kapında gel eyle çırak
Bu Ali Baki’nin haline bir bak

Hasretle geçmiyor gün kerem eyle

Hiç yorum yok: