27 Haziran 2017 Salı

MUSTAFA DİŞLİ


(19 Nisan 1926, Urfa – 1 Kasım 1985, Urfa)
 

        Şair, yazar. Şanlıurfa’nın Kalaboynu Mahallesi’nde doğdu. Turan İlkokulu’nu bitirdikten sonra Adana Öğretmen Okulu’na ve daha sonra Urfa Lisesi’ne devam etti. Sanata ilgisi ortaokul yıllarında başladı. Urfa'da öğretmen olarak görev yapan Şair-Yazar Halide Nusret Zorlutuna ve Edebiyatçı Mehmet Naci Ecer gibi hocaların rahle-i tedrisatından geçti. İyi bir hatip ve sinema-tiyatro oyuncusudur. Urfa'nın sorunlarını Urfa ağzı ilme yazdığı şiirleriyle dile getirmiştir. Otuzdan fazla filmde de rol alan Dişli'nin yazdığı oyunlar sahnelendi. Hatipliği ve hazır cevaplılığı ile ünlendi ve her platformda Urfa'yı savundu. Urfa'ya lise açılmasında, Fırat nehrinin Harran'a akıtılmasında yazdığı şiirler ve yaptığı konuşmalar her Urfalı'nın hafızasında yer almıştır. Şiirlerini "Dumanlı Dağlar" adıyla kitaplaştırmıştır. 1985'de Urfa'da vefat etti. Esas mesleği terzilikti. Ayrıca Urfa’da ilk olarak temizleyici dükkanı açtı. Uzun yıllar Terziler Derneği başkanlığı yaptı. İki dönem Belediye Meclis üyeliği yaptı. Evli, dört çocuk babasıydı.
       “Yurdum İçin Kore’ye Gidiyorum”, “Asfalt Yolda Şaşırmışam”, “11 Nisan Urfa’nın Kurtuluşu” Mustafa Dişli’nin yazdığı, Urfa ve Urfa dışında oynadığı tiyatro oyunlarıdır.
       Aynı zamanda sinema oyuncusuydu. Hüseyin Peyda ile “Mezarımı Taştan Oyun”, “Bu Nasıl Aşk”, Eşref Kolçak ile “Erkek Ali”, Yılmaz Güney ile “Hudutların Kanunu”, Nevin Aypar’la “Söyleyin Anama Ağlamasın”, Muhterem Nur ile “Bu Nasıl Aşk”, İbrahim Tatlıses ile “Kara Yazmalım” ve “Günah” filmlerinde oynamıştır. 
       Mustafa Dişli'nin hayatı ve eserleri Abuzer Akbıyık tarafından hazırlanan "Şanlıurfa Sevdalısı Mustafa Dişli" adlı kitapta toplanmıştır. Kitap 2009 yılında Sembol Yayınları tarafından yayınlanmıştır.
Kaynaklar:
Şiirlerinden Seçmeler:

AĞLAMAYIN LEY…

Bu gece eve sepeti boş getirdim
Kazanamadım, kazanı kaynatamadım.
Yatın ley, yatın loo…

Komşuda kıymalı ekmek kohi
Acıdır kohlamayın leyy,
Kohlamayın loo…

Tepsi tepsi kadayıf geçti
Üzlemeli pilav, süpha geçiy kapıdan
Acıdır bakmayın ley
Bakmayın loo…

Bu gece size
Aş yerine nenni çalacağam,
Ekmek yerine beşik sallayacağam,
Siz yatın ben ağlayacağam
Ağlamayın ley,
Sızlamayın loo…

ANEY

 1

Ben siye bu mektubu Aksaray’ da yazıyam,
Ne “Delice” ötüşü ne “Yusubu tutan” ın sesi var
Ne kazan kebabı ne şıllık kokusu var
Dolaştım adım adım aşhanaları
Lokantaları
Karnım doymadı leyy
Sen şimdi kara bahtım gibi
Kara sac üzerinde bazlamaç yapisan
Hem yapısan hem aktarisan ley
Buram buram karacadağın pirinci gibi
Ter dökisen
Doldur şişeye o damlalarını
Esans gibi kokliyim, leyy...
Dün gece gene seni rüyamda gördüm
Keşkeşli ayzeynen eyvanda gezisen
Babam kırk düğme yeleğini soymuş
Üzü kesik annebi ayakkabısını çıkarmış
Sen onu yellisen...

Kız aney çok zor bu şehirde yaşamak
Ama siye söz veriyem
Okuyacağam adam olacağam
Seni tandırlıhtan
Tezek dumanından
Kızgın güneş altından kurtaracağam, leyy
O çiğ köfte yoğuran elleriden öperem.

KIZ  ANEY

2

Bu mektubu siye şimdi, Beyoğlu’ndan  yaziyam
Deste deste derdim var Aney
Seni çok öksemişem
Gedemeç kenarında küleğin içindeki
Su mu  ayran mıydı, Aney
Şimdi cünge çekilmişsen
Teşi eliyde biye kazaklık yünk mi eğrisen
Yoksa çırık mı çevirirsen
Bütün bunlardan seni kurtaracağam leyy
Okuyup gelecağam
Dergah dergah yazılar
Sütun sütun minaralar  yanına
Sıra sırra saf saf
Fabrika bacaları koyduracağım
Yeminliyem  Aney
Siye hayırlı  evlat olacağam
Boranı kiftesi yuvarlıyan elleriden öperem.

KIZ ANEY

3

Bu mektubu da, tarihinin büyük şehrinde
Sokakları geniş  geniş Ankara’ da
Gökdelenlerin gölgesinde yazıyam
Topdağı’ nın Dedeyin Serinci’nin gölgesinde arıyam Aney...
Son sınıftayam siye faydalı olamasam namerdem
Bir sabah güneşle beraber
O ak şaçlarıyı iri dişli darakla darıyken
Bir fabrika dumanı görecahsan...
Babam sevincinde yiğit göğsüne vuracak
Bacım Heco zılgıt çalacak
Ve Urfam cennet bahçalarına dönecah
Fırat’ la Harran’ ı barıştıracağım.

Aney, eğ kulağı, bi söz söyliyacağam
Gelir gelemez evlenacağam
Arına – namusuna
Teline duvağına
O kınalı ayağına
Kurban olduğum
Urfalı iste, leyy

Burda evlenemem Aney
Yuvamı kurduktan sonra
Derdimi derdikten sonra
Ben siye kul köle olacağam, Aney
Seni Allah’ tan sonra seviyem Aney!...

KIZ ANEY

4

Okudum Aney
Adam oldum
Artık dertlerden kurtulacahsan
Artık siye bakan var
Oğlıy öğretmen oldu.
Get Dergah’ a  kurban kes
Gamı kederi
Karakoyun’a akıt
Oğlıy öğretmen oldı
Hastahaney doktorsuz
Sokaklarıy yolsuz
Mektepleri hocasız
Fabrikalarıy bacasız kalmayacak
Gül eğlen leyyy...
Oğlı bakan oldu.
Yumurtalı köfte yoğuran elleriyden öperem, leyy...

KIZ ANEY

5

Bu beşinci mektup      
            Ancak bu kadar.
Sebep olan, kebap ola...
İşleri yarım bıraktım
Yapamadım.
Yedik yumruğu
Hıyanetin cezası
Bende onlarla çektim
Ne ektim
Neler biçtim ?
Beni affet anam,
Aney...

25 Temmuz  1970

SOĞUDUM

Ölü eti yiyenlerden soğudum
Sana “Soğuk” diyenlerden soğudum
Hak’tan gayrısına kul olmak için

Bel kırıp baş egenlerden soğudum

Hiç yorum yok: