(19 Nisan 1926,
Urfa – 1 Kasım 1985, Urfa)
Şair, yazar. Şanlıurfa’nın Kalaboynu Mahallesi’nde doğdu. Turan İlkokulu’nu
bitirdikten sonra Adana Öğretmen Okulu’na ve daha sonra Urfa Lisesi’ne devam
etti. Sanata ilgisi ortaokul yıllarında başladı. Urfa'da öğretmen olarak görev
yapan Şair-Yazar Halide Nusret Zorlutuna ve Edebiyatçı Mehmet Naci Ecer gibi
hocaların rahle-i tedrisatından geçti. İyi bir hatip ve sinema-tiyatro
oyuncusudur. Urfa'nın sorunlarını Urfa ağzı ilme yazdığı şiirleriyle dile
getirmiştir. Otuzdan fazla filmde de rol alan Dişli'nin yazdığı oyunlar
sahnelendi. Hatipliği ve hazır cevaplılığı ile ünlendi ve her platformda
Urfa'yı savundu. Urfa'ya lise açılmasında, Fırat nehrinin Harran'a akıtılmasında
yazdığı şiirler ve yaptığı konuşmalar her Urfalı'nın hafızasında yer almıştır.
Şiirlerini "Dumanlı Dağlar" adıyla kitaplaştırmıştır. 1985'de Urfa'da
vefat etti. Esas mesleği terzilikti. Ayrıca Urfa’da ilk olarak temizleyici
dükkanı açtı. Uzun yıllar Terziler Derneği başkanlığı yaptı. İki dönem Belediye
Meclis üyeliği yaptı. Evli, dört çocuk babasıydı.
“Yurdum İçin Kore’ye Gidiyorum”, “Asfalt Yolda Şaşırmışam”, “11 Nisan Urfa’nın
Kurtuluşu” Mustafa Dişli’nin yazdığı, Urfa ve Urfa dışında oynadığı tiyatro
oyunlarıdır.
Aynı zamanda sinema oyuncusuydu.
Hüseyin Peyda ile “Mezarımı Taştan Oyun”, “Bu Nasıl Aşk”, Eşref Kolçak ile
“Erkek Ali”, Yılmaz Güney ile “Hudutların Kanunu”, Nevin Aypar’la “Söyleyin
Anama Ağlamasın”, Muhterem Nur ile “Bu Nasıl Aşk”, İbrahim Tatlıses ile “Kara
Yazmalım” ve “Günah” filmlerinde oynamıştır.
Mustafa Dişli'nin hayatı ve eserleri Abuzer Akbıyık tarafından
hazırlanan "Şanlıurfa Sevdalısı Mustafa Dişli" adlı kitapta
toplanmıştır. Kitap 2009 yılında Sembol Yayınları tarafından yayınlanmıştır.
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
AĞLAMAYIN
LEY…
Bu gece eve sepeti boş getirdim
Kazanamadım, kazanı kaynatamadım.
Yatın ley, yatın loo…
Komşuda kıymalı ekmek kohi
Acıdır kohlamayın leyy,
Kohlamayın loo…
Tepsi tepsi kadayıf geçti
Üzlemeli pilav, süpha geçiy kapıdan
Acıdır bakmayın ley
Bakmayın loo…
Bu gece size
Aş yerine nenni çalacağam,
Ekmek yerine beşik sallayacağam,
Siz yatın ben ağlayacağam
Ağlamayın ley,
Sızlamayın loo…
ANEY
1
Ben siye bu mektubu Aksaray’ da yazıyam,
Ne “Delice” ötüşü ne “Yusubu tutan” ın sesi
var
Ne kazan kebabı ne şıllık kokusu var
Dolaştım adım adım aşhanaları
Lokantaları
Karnım doymadı leyy
Sen şimdi kara bahtım gibi
Kara sac üzerinde bazlamaç yapisan
Hem yapısan hem aktarisan ley
Buram buram karacadağın pirinci gibi
Ter dökisen
Doldur şişeye o damlalarını
Esans gibi kokliyim, leyy...
Dün gece gene seni rüyamda gördüm
Keşkeşli ayzeynen eyvanda gezisen
Babam kırk düğme yeleğini soymuş
Üzü kesik annebi ayakkabısını çıkarmış
Sen onu yellisen...
Kız aney çok zor bu şehirde yaşamak
Ama siye söz veriyem
Okuyacağam adam olacağam
Seni tandırlıhtan
Tezek dumanından
Kızgın güneş altından kurtaracağam, leyy
O çiğ köfte yoğuran elleriden öperem.
KIZ ANEY
2
Bu mektubu siye şimdi, Beyoğlu’ndan yaziyam
Deste deste derdim var Aney
Seni çok öksemişem
Gedemeç kenarında küleğin içindeki
Su mu
ayran mıydı, Aney
Şimdi cünge çekilmişsen
Teşi eliyde biye kazaklık yünk mi eğrisen
Yoksa çırık mı çevirirsen
Bütün bunlardan seni kurtaracağam leyy
Okuyup gelecağam
Dergah dergah yazılar
Sütun sütun minaralar yanına
Sıra sırra saf saf
Fabrika bacaları koyduracağım
Yeminliyem
Aney
Siye hayırlı evlat olacağam
Boranı kiftesi yuvarlıyan elleriden öperem.
KIZ
ANEY
3
Bu mektubu da, tarihinin büyük şehrinde
Sokakları geniş geniş Ankara’ da
Gökdelenlerin gölgesinde yazıyam
Topdağı’ nın Dedeyin Serinci’nin gölgesinde
arıyam Aney...
Son sınıftayam siye faydalı olamasam
namerdem
Bir sabah güneşle beraber
O ak şaçlarıyı iri dişli darakla darıyken
Bir fabrika dumanı görecahsan...
Babam sevincinde yiğit göğsüne vuracak
Bacım Heco zılgıt çalacak
Ve Urfam cennet bahçalarına dönecah
Fırat’ la Harran’ ı barıştıracağım.
Aney, eğ kulağı, bi söz söyliyacağam
Gelir gelemez evlenacağam
Arına – namusuna
Teline duvağına
O kınalı ayağına
Kurban olduğum
Urfalı iste, leyy
Burda evlenemem Aney
Yuvamı kurduktan sonra
Derdimi derdikten sonra
Ben siye kul köle olacağam, Aney
Seni Allah’ tan sonra seviyem Aney!...
KIZ
ANEY
4
Okudum Aney
Adam oldum
Artık dertlerden kurtulacahsan
Artık siye bakan var
Oğlıy öğretmen oldu.
Get Dergah’ a kurban kes
Gamı kederi
Karakoyun’a akıt
Oğlıy öğretmen oldı
Hastahaney doktorsuz
Sokaklarıy yolsuz
Mektepleri hocasız
Fabrikalarıy bacasız kalmayacak
Gül eğlen leyyy...
Oğlı bakan oldu.
Yumurtalı köfte yoğuran elleriyden öperem,
leyy...
KIZ
ANEY
5
Bu beşinci mektup
Ancak bu kadar.
Sebep olan, kebap ola...
İşleri yarım bıraktım
Yapamadım.
Yedik yumruğu
Hıyanetin cezası
Bende onlarla çektim
Ne ektim
Neler biçtim ?
Beni affet anam,
Aney...
25 Temmuz
1970
SOĞUDUM
Ölü eti yiyenlerden soğudum
Sana “Soğuk” diyenlerden soğudum
Hak’tan gayrısına kul olmak için
Bel kırıp baş egenlerden soğudum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder