Banu
Özyürek, Bir Günü Bitirme Sanatı (2015,
Raskol’un Baltası: 016, Öykü: 007, İst., 112 s.)
“Bir
peruğun bu kadar büyütülebileceği kimin aklına gelir. Başlamıştı ve bitmiyordu
şimdi. Bir keresinde merdivenlerden de böyle yuvarlanmıştım. Yine kendi dışıma
çıkmıştım. Var olduğumu biliyor ama bu varlığa katiyen söz geçiremiyordum. Sahanlığa
gelene kadar ne yaptıysam fayda etmemişti. Ne tuhaf, insan tüm o hareketi
müthiş bir durağanlık içinde yaşıyor ve düşünmeye bile fırsat buluyor. Ben de yuvarlanırken
diyordum ki, bunu neden durduramıyorum…
Kadınlığa
dair her şeyden nefret etmeye başlamış bir genç kızın önce heyecanlı, sonra
umutsuz, sonra zorunlu bekleyişi. Bir soyunma kabininde geçen utanç dolu anlar.
Ruhu ve bedeniyle yaşadığı tuhaf deneyimleri bir benzeriyle paylaşmak için
gazete ilanı veren bir kadın. Sutyeninden çorabına her şeyi ince ince hesap
ederek, sürekli konuşarak, kendini yanıtlayarak, âşık olduğu adama hazırlanan
bir başkası. Anlamları kaybetmiş biri günü nasıl bitirir? Bir insana yalan
söylediğinizde ne hisseder? Onu aldattığınızda nereye bakar, neyi görür? Banu
Özyürek, duygu prizlerindeki elektrik kaçağından korkmayan bir yazar. Bir Günü
Bitirme Sanatı, gerilimi humorla, hüznü safyüreklilikle, alınganlığı neşeyle
karşılayan öyküleriyle Raskol’un Baltası’nda.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder