(2 Şubat 1950,
Karaağaçlı Köyü, Tonya / Trabzon- )
1971 yılında Fatih Eğitim Enstitüsü’nün Türkçe Bölümü’nü bitirdi. Türkiye’nin
çeşitli bölgelerinde Türkçe- Edebiyat Öğretmenliği yaptı. 1976–1978 döneminde
TÖB-DER Genel Yönetim Kuruluna seçildi. 12 Eylül 1980 sonrasında TÖB-DER davası
nedeniyle 64 arkadaşıyla birlikte yargılandı. TCK’nin 141/1. maddesine muhalefetten
8 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Trabzon-Mamak-Çanakkale cezaevlerinde 4
yıl 3 ay kadar tutuklu kaldıktan sonra, 1985 yılı başında tahliye edildi.
12.04.1991 tarihinde yürürlüğe giren 3713 sayılı Terörle Mücadele
Yasasıyla 141. madde TCK’den çıkarılınca, hakkındaki mahkûmiyet hükmü ortadan
kalkması sonucu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 31.12.1991 tarihli kararnamesiyle
Çankaya-Dikmen Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Edebiyat öğretmenliğine atandı.
Eğitim emekçileri hareketinin sendikal hak ve özgürlükler mücadelesine
EĞİTİM-SEN içinde devam etti.
Meslek yaşamı süresince, şiir-sanat, edebiyat, emek hareketi; yurt ve
dünya sorunları üzerine, yerel ve ulusal düzeyde yayın yapan çeşitli gazete ve
dergilerde şiirleri, yazıları yayımlandı. 1968 yılında mezun olduğu Trabzon
Lisesi’ne 11.09.2001 tarihinde Edebiyat öğretmeni olarak atandı, 15. 09. 2002
tarihinde aynı okuldan emekli oldu.
Şair, belirli aralıklarla, yerel ve ulusal düzeydeki birtakım yayın organlarında
“eğitim-kültür-sanat, felsefe; inceleme-eleştiri” içerikli yazılar ve şiirler
yazmaya, bazı yerel televizyonlarda kültür-sanat programlarına katılmaya devam
ediyor.
Şiirlerinde ince bir duyarlık, çarpıcı bir lirizm, büyülü bir ahenk,
fırtınalı bir sevgi, yumuşak bir erotizm, ateşli bir özlem, güçlü bir umut ve
toplumcu bir bakış dikkat çekmektedir.
Şiirleri ve yazıları Tonyahaber vb. gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
&
Umudun Fısıltısı (1988)
&
Özlemin Çağrısı (1994)
Araştırma Kitapları:
&
Demokratik Öğretmen
Hareketi (1989)
&
Öğretmen Hakları ve
Sendikal Birlik (1991)
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
ACILAR
UMUDA
sıcacık duygular içinde
demlenir taze şarkılar
yolları ayrılsa da sevdaların
sen yine uğraşacaksın
toplamaya
düşüp kalkan yolcuları
ortasında karanlıkların
öfkeli bir ırmak şimdi
arıyor karanlıkta
kendini çoğaltan gücü
varsın bitimsiz soğukları
toplasın da gelsin gece
yeni baharlar yaratır
güzelim doğa
acılar umuda yürür
sevgiler mutluluğa
FIRTINA
ÇOCUKLARI
burası yağmur ve deniz ülkesi
özgürlük ve barışın sesi
mavi ile yeşilin nikahı burada kıyıldı
burada yazıldı hamsi ile mısırın aşkı
fındık ile çay bu toprakta öpüştü
şimdi
özgürlük şimşekleri
tekmeler karnını karanlığın
inletir yeri göğü yıldırımlar
değişim sancısıyla kıvranırken doğa
aralar bacaklarını bulutlar
salar suyunu aşağılara
o zaman biz
ıslanırız ezgisinde kemençenin
yıkanırız bakışlarında hamsi gözlü
güzellerin
savrulurken yeşil saçları sisli kıyıların
yaşarız günahların gizli aşkların
biz fırtına çocuklarıyız
ömrümüz sularda
yağmurlarda geçer
en çılgın aşıklarıyız doğanın
deniz türküleri
horon havası
hamsinin hoplaması
yansıtır bizi
ormanların yeşil gülüşünden geçer sevgimiz
deniz mavisinde yıkanır umutlarımız
bütün renkleri en hızlı biz yaşarız
mutluluğun resmini en güzel biz yaparız
çünkü biz
sevda türküleri yakan
karanlıktan aydınlığa akan
fırtına çocuklarıyız
HÜZNÜN
ISLAK GÜLÜŞÜ
Dağların sis dolu yüreğinden
Kristal yağmurlar damlıyor şimdi
Anılarımızın sararmış yapraklarına…
Hüznün ıslak gülüşünde,
Mevsim suskun bir yalnızlık.
Mavi bir özlem arıyor şimdi,
Kardan beyaz düşleri…
Kavganın kalbinde tutuşurken isyan,
Şiirlerden köprüler kurduk,
Anılarımızın uçurumlarına…
Anılarda ses verdi proletarya:
“Sömürüye ve zulme karşı
Hıncımız volkan…
Fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar,
Her şey, emeğin olacak! ”
Böylece, uzattık ellerimizi
Devrimin yiğit çocuklarına…
Ufkumuzun sınır hatlarında,
İsyan ateşi yanıyor şimdi.
Yüreklerimiz yağmur yarışı,
Sevgi, sessiz bir gemi;
Anılar, ıslak bakışların gizemi…
Bitimsiz acılar denizinden,
Martıların beyaz çığlığı yükselir şimdi
Yitik anılarda kaldı coşku ve saf neşe…
Gözlerimizde bulutların yangını,
İhtilal neferleri, sevgimize yazıldı…
Devrimin çocukları,
Milyonların kalbinde birleşerek,
Koşuyorlar güneşe…
20.07.2011
Trabzon
IRMAK
ÖPÜŞLÜ
sevgilim
bu gece üzünçlü bir uykudadır gözlerin
üzünç var desem
fındık bahçelerine yağmurlar yağacak
dağlardan kentlere inecek umutsuzluk
dar sokaklara
geniş bulvarlara inecek bu fırtına
oylum oylum girecek geceme tutsak kentler
kanayacak yüreğim
üzünç yok desem
kuş olup gözlerime konacak
mavi bir martı gibi gözlerin
ağaçlar korkusuz bir ıslık olacak
işte bunun için sevgilim
gözlerinde üzünç yok
rüzgârın çığlığı var
kapıldık bir aşk çağlayanına sımsıcak
özlemlerin tünelinden akıyoruz
sen, karanlıktan ve sözcüklerden koparak
ışıldıyorsun karşımda bembeyaz, ıpıslak
ince bir sızıyla söylenen türküler gibi
uzak, çok uzak bir ufuk çizgisidir ömrümüz
bulanık sel suları gibi
tüm tenimizde ırmak öpüşlü izler
sevgilim
bu gece, ırmak öpüşlü sulara benziyoruz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder