Harun Atak / Tekvin
ve Hiçlik Kitabı ya da Ah
Harun Atak’ın 2012 Yaşar
Nabi Nayır Şiir Ödülü’ne layık görülen ‘‘Tekvin ve Hiçlik Kitabı ya da Ah’’
isimli dosyası, Varlık Yayınları’nca yayımlandı.
Harun Atak, 1990 Çankaya doğumlu. Eskişehir A.Ü. Türk Dili ve
Edebiyatı öğrencisi. Varlık, Kitap-lık, Yasakmeyve, Şiirden, Sincan İstasyonu
dâhil, çeşitli edebiyat dergilerinde ve fanzinlerde şiir, yazı ve söyleşileri
yayımlandı, yayımlanmakta. ‘kan-dil şiir şeysi’ni hazırladı. Spleen Fanzin’i
yayımlıyor... Haziran
2012’de yayın hayatına başlayan Noktürn Yayınları’nın Genel Yayın
Yönetmenliğini üstleniyor. 2009 Cemal
Süreya Şiir Ödülü’ne değer görülen dosyası “Gecel” Komşu Yayınları’nın
Yasakmeyve Dizisinden kitaplaştırıldı(Mayıs, 2010). Ayrıca Gecel’in
yayımlanışının ilk yılı hasebiyle, numaralandırılmış özel baskıyla sunulan
Türk-İtalyan ortak yapımı “Neoclassic Nokturnes For The Gecel” Neostage Şiir
Albümü bulunmakta. 2012 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü’ne layık görülen ‘‘Tekvin
ve Hiçlik Kitabı ya da Ah’’ isimli dosyası, Varlık Yayınları’nca
yayımlandı(Kasım, 2012).
Kendi
deyişiyle: "Ben bitimliliğinin farkında, bununla çoktan barışmış; bir göz,
bir kulak olarak dünyanın imgesel bir resmini çıkarıp izlenimlerini aktardıktan
sonra, bunun içsel doyumuyla göçüp gitmeyi düşleyen bir ölümlüyüm. Varoluşumu
kazmak, yegâne saplantım. Bu esnada gördüğüm, hissettiğim açmazları, dilim
döndüğünce işaret etmeye çalışıyorum. Labirentler kurmak değil şiir bende.
Labirente dalmaya korkmak hiç değil. Çıkış noktasında, alevi kendini ışıtmayan
bir kandil olmaya özeniyorum sadece."
(Tanıtım Bülteninden)
Akordeon ve Yasemin
Ben orda hep çıplaklığın ikindisiyim
Köpüğün terkisinde
Ah’a büyüyen sütüyüm, boynunun
Kokunun buğusuyla açıldığında masal
(Ah: Run ki çölüdür kendinin…)
Ben orda hep sarılırım gecenin öznesine
Esrikliğine ılgımların
Soyunduğunda kasıklarını ekimperi
Akordeona
saçar büyüsünü Parlement
Kadehin tekil yazgısına bölünür şarap…
Akordeon: Yasemine ve ah’a susayan
Kadehin tekil yazgısına bölünür şarap…
Akordeon: Yasemine ve ah’a susayan
yüzüdür,
Meryem’in
Sorpresa! Coincidencia!
Çarpıştığımız bâtın ayna! Ve infilak!
Yasemin: Ki rüyasıdır ah’ın.. Berrak
Ben orda hep külün çıplaklığıyım...
Sorpresa! Coincidencia!
Çarpıştığımız bâtın ayna! Ve infilak!
Yasemin: Ki rüyasıdır ah’ın.. Berrak
Ben orda hep külün çıplaklığıyım...
Ceyl’an
için Romance
Ceylan
Ertem’e
Siz orda
bana hep saydam akşamüstleriydiniz
Sonsuzun
ipeğinde
Sönümsüz
sombaharıydınız çançiçeklerimin
Ayinler,
ikonalar, süt ırmakları
Ben orda
size dökülen söğütlerin ıslığıydım hep
Minör
ıslaklığına
Narçiçeğinin
yüzünde balkıyan ilkyaz tülünün
Teninizin
sim halesinde ürperen mumlar
Yağmurun
koruyken suskunun burçlarında
Sombahar:
Tek çizgiye sahip bir Matisse kadınıdır
Gölün
salıncağı diyedir yakamozların kanatları
Solukluğuyum
dolunay soluğunun, ritmik
Siz orda
bana kıyısıydınız gökyüzünün
Öpüştüğünde
yörüngesi ağların
Sesiniz
silerdi ah’ın siyah hayaletini hep
Ten ki:
Magmadır! Anımsayın..
(Yokuşun
mührünü taşıyor kirpiklerinde)
Yaylılar
ve requiem! Tortu ve kovuk!
Ben orda
size hep bir tutam küfle yıkandım…
Kuyu ve
Cenin—
i.
Suyun
uykusudur, kuyu.
ii.
Bozgunun
konsolları geziniyor oyukta. Çöküntü. Magmanın kovuğunda yankılanan iç ses:
Cenin. Suyun tinine mezamir. (Yoğruldukça, sarıldıkça uğultusuna) Kıpırtı yok—
iii.
Titreyen
mürekkep, billûr saydamlık, kamaşan irisi ücranın. Sisi kuşatan. Noktalanırken
düşüyor katılığına siyahın. Boşluğun irinli gövdesine.. Delindiği yerde
sivrilen: körkalyonağrısı.
iiii.
Ve
burkulan sudan geriye duman kaldı tek. Körlük: Özenle ördüğü. Aynanın sırından
bölündü sessizlik. Zemberek. Akrebin araladığı Araf’ı yokladık. (Sesler;
çarpıyordu orda, kendi tabutuna.) Cehennemin tenine vurduk sonra. Tırnağın
çelimsiz labirentlerinde beş duyu: Kanatarak yırttı kemiği. Çiziğin yarasına
sızladık.
Kitab-ı
Terk
Beni kendime ağrı diye yonttuydular
Tuttum, sıkıntıyı üfledim sırrıma
İrkildi arzuyla soyunan perdeler
Kiri kendime ilah bildim de içtim zehri
Dedim: Bu ziyan ilk çağrısı siyahın
Ah! Ben beni bana hep sustum
Belleğimdeki yangının yankısıdır
Dinmeyen hıçkırıkları zakkumların
Beyaz ışık huzmesini kıran leke ve is
Yığıldıkça karartır tohumun gümüşünü
Dedim: Alın bu sıcak, yassı taşları
Durgun sularında sektirin içinizin
Titreşimler salsın budağın gövdesine
Gözyaşıyla inilen odağına çeperin
Dedim: Sildim adımı Kitab’dan
Ah! Bilin ki kendime terkim artık
*Şiirler, Harun Atak’ın izniyle
yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder