(21 Mart 1977, Elbistan
/ Kahramanmaraş- )
Arkadaşlarıyla birlikte Yom Sanat ve Düzyazı Defteri dergilerini çıkardı.
Ersun Çıplak’la birlikte Karayazı dergisinin editörlüğünü yaptı. Adana’da yaşıyor.
İlk şiiri; “Arınma” 2001 yılında E dergisinde yayınlandı. Şiirleri,
yazıları, ve söyleşileri Akatalpa, Duvar,
E, Edebiyatta Üç Nokta, Heves, Hürriyet Gösteri, Karagöz, Karayazı, Natama, Sincan
İstasyonu, Varlık, Yasakmeyve, Yazılıkaya, Yom Sanat vb. gibi dergi, gazete
ve eklerinde yayımlandı.
Ödülleri: “Avunma Mevsimi”
adlı dosyası 2005 Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü’ne değer görüldü.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Avunma Mevsimi (2005, Mayıs Yayınları, İzmir, 66 s.)
& Beni Yanlış Bırakın (2017, A5 Yayınları, 64 s.)
İnceleme Kitapları:
& Belki Yarından da Yakın - Mehmet Akif Ersoy'un Hayatı (2016, İskenderiye
Kitap, 160 s.)
& Sisi Dağıtan Umut – Tevfik Fikret’in Hayatı (2018, İskenderiye
Yayınları, 176 s.)
Katkıda Bulunduğu Kitaplar:
& Necmi Zekâ Şiiri / Yavru Aslan'dan Konu Komşu'ya (Sempozyum kitabı)
Hakkında Yazılan Kitaplar:
&
Kaynaklar:
Şiirlerinden
Seçmeler:
ALIŞMAK
bir şey var
dilimin ucu
dilimin karıncalanması
öyle uzak
bir söz besbelli
dilimde yarım
müşkül düşüren belli
oldum olası kendime kapı
çıkıp gitmek
içimde
kalmıştır
daha anlatayım
dilimin döndüğü
her şeyi bir gün
çıplak bulmak ortada
aklım benim
ne yapsın bir gün
kimeyse varıp
kapılara güzel cümleler
bulmak
alışmak kapılara
güzeldir kilitler pas
güzeldir
çok zaman geçip geçip
gitmiştir
insan alışkanlıktır
dilimin altı
Karayazı
Dergisi, Sayı: 2, Haziran-Temmuz 2008
DOĞUM:
SANCIM
taşkın bir asi’ye yataklık etmiştir amik
suçludur
fırat
iki yakasını bir araya
getiren
köprüleri yıkmıştır
(denir ki:
taze gelinlerden aldığı
gülleri
dicle’ye sunabilmek için
terk etmiştir
doğduğu toprakları)
ha/van’da dövülen su
ha bağrımıza saplanan Ağrı
bin dereden su
getirilmiştir
bingöl için
meşe var neşe yoktur
dağlarında
Kamu bilir
hangi çoban hangi sevdayı
gütmüştür
ve ölüm hiçbir zaman
sarıkamış’taki kadar soğuk
göstermemiştir yüzünü
kana kana içtiğimiz
pınarlar da
kana bulanmış neden
kim gelip geçmiştir
yaylalardan
zamandan başka
diyarbekir
bildiği her şeyi
susmuştur...
(kork/mayın diye bağıran
çocuk
bacaksızın tekidir artık)
ah doğum
sancım benim
kış görmüş
alkış görmemiştir
“Avunma
Mevsimi” adlı kitabından
KIMILTI
kenarsız bir uçurum
insan düşendir
olsa da kenar tutmaz
insan:
iki yaka arasında
en güzel boşluk
kuyular boşsa güm güm ötendir
nasıl bir güzleyiz bahçelerden
dalında solmuş kuşlarıyla
insan yazdır
ve yağmuru sevmez
ve rüzgarı
kendi yara kendi sara
insan:
kendi bağını kendi bozandır
sarardık evet
güz açıp kapayıncaya
ey en güzel gülü bahçemizin
ey seni biz bile
nasıl kıyalım koklamaya
değil uçurumlara uzatmak
dünyayı soğuttuğumuzda
uzun kış gecelerini evlerinize soktuğumuzda
sizi üryan
it gibi dalayan rüzgarlara tuttuğumuzda
ateşimizi ocaklarınızdan çekip aldığımızda
onları(bize inananları) ılık bir tülle örttüğümüzde
değil baharları beklemek
ey en güzel gülü bahçemizin
kokmaktan korkma
insan oğludur
değil dikenine katlanmak
Duvar Dergisi, Sayı: 2
YAPA'YANLIŞ
beni yalnız bırak tanrım
gül kurutuyorum kuytularda
kuruyunca kül oluyor biliyorsun
yangına ve küle dilimi çıkartıyorum
dilimi eşek arılarına
dilimi dibime
kılıcımı kın'ıyorum
beni kesmiyor
beni büyümek büyümek
(beni büyüyünce ne olmak)
büyüyünce hiçbir şey olmak istiyorum
bir babam vardı
kıldılar götürdüler
çor çocukluğum
öyle eğri duruyorum
beni yanlış bırak tanrım
sokrana sokrana yaşıyorum biliyorsun
ben ermeden
aklım erdi
gavur oldum
cehennemine odun oldum
tanrım benim
beni bırak
ben oldum
Heves
Dergisi, Cilt. 14
YÖRÜNGE
sabrın demiri erittiği
zamanlardı
o zamanlar ben
lanetlenmiş bir kavmin
takviminde
sığıntı bir bayramdım
ateşten ve baruttan
önceydi
payımıza düşen ömrü
angın ölümlerle sınayan
neydi
neydi o anneler ki
çocuklarını sabahın
bağrına beleyerek
umutlarını bileyerek
sözleri kamaşıncaya kadar
susuyorlardı
gökyüzünün altında
insanlar
kader çizgilerini bozarak
sınırlar çiziyorlardı
tanrılardan ve sanrılardan
ibaretti her şey
gökyüzünün altında
söz ve anlam birbirine
düşüyordu
o zamanlar ben
kitabı kutsanmamış acemi
bir peygamberdim
biliyordum
bütün yollar bir silahın
menziline çıkacaktı
yıkacaktı kumdan
kalelerimizi zaman
önce kadınlar terk etti
bizi
sonra mevsimler
bir yalan bulduk
o/yalandık
o zamanlar
en mahrem yerimizdi aşk
“Avunma
Mevsimi” adlı kitabından
*Şiirler,
Cuma Duymaz'ın izniyle yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder