HIRPA
bir
şeyler karışırdı birşeylere isabet
kabukla
gövde arasında,
sesle
sessizlik grisi
acıbadem
bakışlı babam
birşeyler
muştu çarparak birşeylere
siyah-beyaz
yaslanırdı düş kapısına babam
iki
gözü iki paragraf arası hümanist seğiren
çift
dikişli, kül büzgülü, düşyorganı galibarda babam.
dalgalı
tez bakardı
sebat
kuşkusunu kuş'landırırdı
uzunlamasına
bir şeylere sökük
demlerken
kadeh avare şişe yan yatalak geceleri
bana
hiç ortaboy , müsaadesiz nazlanmazdı garibim
ya
da alnında bir gülümseyiş kilitlendiğinde ansızın
ne
kadar uyum o kadar devrikti
benim
acıbadem bakışlı babam
birşeyler
bir şeylere mıh
bir
şeylere bir şeyler tahripti
birşeylere
kalıp gibi vurulmuştu babam
nedensiz
denizleri ağlarken gizli
yıtmaçlı
koy'ları galibarda boyamayı severdi o
bir
lirikten iki ağızmakas almayı yanaklarımdan,
gözleri
korkuyla pansumanlı çocukları,
boşluğuna
boşluğuna saltanat kurup
gözenekli
çömelmeyi,közel rivayetleri,
çökez
menzilleri, tuzlu damlalardan
şelale
yapmayı severdi babam..
bir
şeyler
bir
şeyler
birşeylere
yıkık köprüydü babam
bir
şeylere hep titrekti
“Diltozu” adlı
kitabından
Osman Erkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder