23 Kasım 2015 Pazartesi

ÖMER BERDİBEK




(2 Ocak 1977, Bingöl - )


       Azerbaycan İnşaat Mühendisleri Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu.
       İlk şiiri Varlık Dergisi'nde yayımlandı. Şiirleri Akatalpa, Berfin Bahar, Bir Nokta, Güney Sanat, Merdiven Şiir, Pitoresk, Şiiri Özlüyorum, Varlık, Yolcu vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Ödülleri: “Ankebut” adlı dosyası Mayıs Yayınları tarafından düzenlenen Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü 2004 Jüri Özel Ödülü’ne değer görüldü.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Ankebut (2005, Mayıs Yayınları, İzmir, 94 s.)
& Zan (2007, Everest Yayınları, İst., 64 s.)

Şiirlerinden Seçmeler:

ANKEBUT

ankebut sûresindeki saklı adamların
sesini duyardım her gece.
yüzümü döktüğüm kuyulardan çektiğimde
her gece yıldızlar üşüşürdü üstüme.

asil bir öyküyü imleyen zühreyle
züleyha’nın kalbindeki adam, her gece
bir yıldız aşırırdı uykularımdan.

eğri demirin paslı masumiyetinde
gözlerimi içime sakladım her gece
yağız atlıların kılıçlarına boynu takılan
tavus kuşunun imanıyla. bunu
cellâtların düşlerine dahi fısıldamadım
yalnız her gece, engerek sesiyle gelen
kâbil’in suçunu fısıldadım kalbime.

her gece ansızın uyanan çirkin yüzüm
harem cariyelerinin mahçup şehvetiyle
ürkek ürkek anlatırdı kendini.
taş aynalara saklarken yüzümü
eyüb’ün cüzamla sınanan elleri
beni bir dağ ceylanına aşklandıran
naçar ürperişlerimle ayırmalısın
mecnunun zavallı kelamlarından. bunu
kalbimin rahvan sesiyle fısıldadım
allaha. kendimi kendimden kovduğumdan beri
su sesinde gül yaralıyorum. ve
şarkıları çağırıyorum ölümlerime
her gece gladyatör direnmelerinden
isa’nın ellerine ve ayaklarına benzeyen
hazin kelimler devşirirken
leyla’nın efsunlu yüzüne çarpan dudaklarımla
beni af edin sokaklara yayılan mayıs işçileri
deli dudaklarını dişleyen kutsal fahişeler
kalbimi mühürleyen esmer akşamlarda.

ey esmer akşamlar akan ve yalan
simli yıldızlarına söyle de gitsinler
yoksa o hilkat garibelerinin lacivert yüzü
şu irinli soluklarımla boğulacak.
hallacın yaralı dili inkâra yaslananda
bendim. öyleyse kindar göğsümü parçala, esrik
gözlerime dokunarak boz bu ılgıt sihri
çöl ikliminden kalan susuzluğumla acıyan
yerlerimi bir hurma dalıyla serinlet ya da
bırak gölgesine yaslandığım yapraklar
saklı yerimdeki esmer akşamlarda
mülteci bir asayla iki yana düşsün.

“Ankebut” adlı kitabından

EVVEL

cüzamlı gözlerimle
baktım hayata
ve bulanık acıların
rahminde duydum
kendime fısıldadığım şarkıları.

sordum evvel nedir ki, kadim
kederlerle ışıldayan kalbime
tenha ölüler saklar. saklandım
soluk nefesimden akan patikaya.

kuru otlara dokunan
haylaz esintilerle
bir daha yürüyebilirim.
kutsanan ruhuma
gülüşler eklenirken
beni bir sedir dalında
unutan alaca ile
nakışlanan ufku
lanetleyen rüzgarlarda
sonsuz bir ölüme ihanet sayıldığımda
evvelce durulsun su.


“Zan” adlı kitabından

Hiç yorum yok: