12 Şubat 2016 Cuma

RABİA DEVECİ


(1958, Gürün / Sivas - )


    İlk ve ortaokulu doğduğu yerde, liseyi parasız yatılı olarak Ankara’da okudu. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldu. Sivas'ta ve Ankara'da felsefe öğretmenliği yaptı. Emekli oldu. Halen Ankara’da yaşıyor.
       Şiirleri; Afrodisyas Sanat, Akatalpa, Ayna İnsan, Berfin Bahar, Çağdaş Yaşam, Ekin Sanat, Evrensel Kültür, İnsancıl, Kıyı, Kum, Papirüs, Tay, Yeni Turunç vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& İki Gözüm (1998, Öteki)
& Bir Ömür Gezmesi  (2016, Kurgu Kültür Merkezi Yayınları, Ank., 112 s.)

Şiirlerinden Seçmeler:

      KELEBEK İSTİLÂSI

kanatları kınlarında katlı duruyor
kelebekler cezalı


iki kurumuş gözedir gözlerin bakışını kaldıramaz
dalından düştün yaprağından da- duydum
bir kelebeğin iç çekişiydi sesin
insan ormanında kayıp
kendi gölgesinden öte sığınağı kalmamış


üç güne sığdırıldı ömrümüz fazlası yasak
dağlara sürüldük ahlara ya da
çarpa çarpa camlara kan izi kanat izi
son duamız da özgürlük
siyah beyaz bakmaktan göremediğiniz


ellerinizi çırpın hemen kazandık sayın
kim yakalayabilmiş ki sesimizi nerde hem
kelebek istilâsına uğrayacaksınız
hükmü hükümsüz kılacağız
çok sürmez bekleyin

Ekinsanat dergisi, Sayı: 59, Ağustos 2010
“Bir Ömür Gezmesi”  adlı kitabından

MERYEM VE MERKEZ’İ

içim ihanetten kalma kendime kilitliyim müsaade buyurunuz

münazaralar kızı Meryem ve erk düşmanı kısm-i kıyıseverler

ağızlarımız haklılığa ayarlı itiraz yok cinnetiniz var çok şükür

siz de insansınız merkez-çek kuvvetine nasıl dayancaktınız

meryem ayıp oluyor ama babanız severdiniz hakikat orda
duruyor. polis ise n’olur velayet davası değil bu kamudaki
kaydınızdır. babalar mı oğlun oldurmaz sade oğul babasız
nasıl? kızım sen nerende büyüttündü bu retoriği sol erkek
gibiliğin? erksizleşmeli meryem kimse kimsenin ötesi değil
nerde olursan ol ilaçlarnı ihmal etme ihanetin tutabilir…

ki fail-i meçhuldür meşhur sende bende ne gezer

erk dediğin işe yarar kaş göz yarar kimde ise her

ben kendimdeyim meryem kıyılarım süpüryorum

linciniz muhteşemdi vakt’erende kulnuza yeniden

devlet ki insana benzer biraz salt benzetmez onu- kendine
nasıl sığdırcaksın bunca ezileni burası dünya koş Meryem

-aloo merkez!…

Akatalpa, Sayı: 180, Aralık 2014
“Bir Ömür Gezmesi”  adlı kitabından

NİHAYET

fadime'ye

yad yoktu bana öteki yok insan var
acısın alır da ondan olurdum biraz
...
ücra köylerin öğretmeniydim ahalinin en tenhası
devlet uğradı yılda bir ne öğrettin
keder konuşurdu çocuk gözleriniz ciğerim kopar
soru havalanır cevap yere düşerdi bilinmezlere
dil bilmezdiniz dilmeeezz diliniz bilmezdim
korkularım sicilim ahlarım eyvahlarım ey
neden siz konuşmazdınız benim yerime neden

o derslerden bir alfabe saklıyorum size çocuklar
hâlâ duruyor bende dersinizi hiç unutmadım hiç

ıssızlık dağlıydı dağlıyor dünyanız pek korkunç
yenisini kuruyor kuruluyordum kendime
size hayali bana gerçekti düşlediklerimden
bi garip olmasaydım gömülmeseydim içime
haberiniz neydi köy uzak ben bu ucundaydım

ben bensizdim kimsesizdim ötekiydim iyice
başlayamıyordum hiçbir şeye yeniden
kutsal ailem komşudan gördü de öldüğümü
size gömüldüm nihayet –sonlanınca ömrüm-
uyumunuzu bozmadım di mi sayın normaller

mezarlık deyip geçmeyin eşitlendik burada bakın
dünya geçiciydi çoğunuz kopyayla geçiyor ‘sopası
yoktu allah’ın torpili de yok’ ötede n’apacaksınız!?

haziran 2015

“Bir Ömür Gezmesi”  adlı kitabından

Hiç yorum yok: