12 Temmuz 2015 Pazar

BERDAR DOĞAN’DAN ŞİİRLER

ALBİNO

topla kelimeleri albino savaşa gidiyoruz
yüzleştiğimiz karanlık değil günbatımı
bak seninle ben kaldık adımız yok artık
bir de yolumuzu tütsüleyen bu kör çisenti
topla kelimeleri albino yakındır karanlık

yaraların teninde değil ruhunda açılacak
yenilen de kazanacak bilmek için bu savaş unutma
ışığa düşen kara lekeler gecedir susma sesini
kendinle aranda bir bıçak sevişmeyi unutma
bilmek vakti dolmadan konamazsın düşersin ancak

sen ki kargılanmış ruhunu kibirsiz taşıyan
isimsiz şehirsiz ve şaşarak kendine yürüyen
su nereden akarsa orasıdır yatağı albino
sen topla kelimeleri korkuyu başkasına bırak
hangi acının susmasıdır bu unutkan isyan

ben bir kere sevmiştim genç bir vakitti aşka
ateşi tamamlıyordu bende atmayan nabız
baktım ellerime ellerinde gülü bıçaklayan korkunun kokusu
yok bir vakitti dilim oldu kuyumu kazan her kelime
ne kadar azdı kapladığım yer ne kadar fazlaydım oysa

topla kelimeleri albino ölelim ölmek varken
ölmek varken diyorum ölmemek sonsuz ceza, felek-i atlas
kim aşka eğreti cana eğreti kim bir-den korkan
ben sana endam aynası sen bana habbas
ıkladıkça şükür ıslah eden yalnız insan

havadan az önce sudan ilkbahardan az
önce bana düştü cemre çok bir kentin son günleri
korktum ellerimden ellerinde gül’ün kendisi
kafamı taşlara vurdum boşalsın bildiklerim
olmadı ne alâ taş aldı içindeki yerini aklımın

topla kelimeleri albino karanlığa yürüyoruz
imlasız ve devrik ardımızda büyüyen aydınlık
bak gelincikler kurudu bak yeryüzü kanıyor
albino tut ellerimi kalbimi kan tutuyor

seninle ben kaldık adımız hiç artık
bir-den bir-e yol olacak sabredene bataklık


Berdar Doğan

AVAZ
kefenim senin elinden olsun dedim ey çulha
çividi bulut yakışır dedi sana

bana aşktan bahsetme ayrılıkları iyi bilirim
nasibi olmayan aşkî sözler her yolculukta
kimin açtığı bilinmeden girilen her kapı
her durakta beyhude caka
ben zaten aşkların hep ayrılık kısmına denk gelirim
gelen gider
kal derim bir daha gider
kimse kalmaz mola yerinde
kimse kalmaz kimsem olmaya

suyum senin pınarından olsun dedim ey çavlan
yanaklarına yakışır dedi her damlam

yüz kere daldım suya
yüz birinci gece soğudu dünya
yani dünya
hiç uğruna sus olduğum o büyük tenha
bilmezdim suyun hatrı suya telaş
hangi kör kuyu hangi has bahçeye sırdaş bilmezdim
çünkü aşk vardı daha ne olsundu
bir de kalbim
en fena aşklara en fena sebep

ağıtım senin dilinden olsun dedim ey dengbej
ölüme adaklı ömrüne yakışır söz yok dedi bende

baktım suyun üstü gök baktım mavi
boğuldum mavisinde boğuldum ikisinin de
yokluğun cabasıymış yaşamak
yaşamak yokluğun yalın hali
beni her aşk bir anafor yaratırken unuttular bu şehirde
bu şehirde alıştım kendimi mutsuz etmeye
hikmetinden sual olunurken oradaydım cevvaldi zaman
zaman yargısızdı kendi infazını unutacak
ve bildiklerini susacak kadar

                                                                       ağustos 2012
                                                                          ayvalık
Berdar Doğan

DÜN ÇİÇEĞİ
üzüldüğüm yere bir daha bahar gelmez sanırdım
sanırdım ki uzaklık en yakın hâl olur
kirpiklerini özlerim mesela
ses tonunu
munis kaçışlarını
değil mi ki uzak uzak gamzelenir sevgili
yazdıkça çoğalan bir şiir kitaplara sığmayan

gelirdin ve ben bilirdim
öksüz kalacak dokunduğun her şey
her şey biraz sen olacak giderken

aşk denince illa
arkasından bakmak düşmeliydi payıma
uzayan yol
incinen nefes
solan dün çiçekleri
aşk denince benim
yalnız nakaratını bildiğim şarkılar gelirdi aklıma

gelirdin
ayrılığa değer bir aşk olsun dilerdim
dilerdim ki üzüldüğüm yere bir daha bahar gelmesin


                                                                                         ağustos 2012
                                                                                      ayvalık- istanbul

Berdar Doğan

* Şiirler Berdar Doğan'ın izniyle yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok: