VARNA KOKUYORSUN ŞİMDİ
Sesin
çok yakınımda bunca uzakken sen
Sıra
dağlar, yollar ve sınırlarla çevrili bir aşksın
Anlamıştım
bir yanın Varna, gözlerin İzmir
Aşkın
hep üç adı vardı bende biri sen
Senden
gelirken Varna
Ve
sıcak bir kurşun gibi yüreğimde İzmir
Sana
anlatmak isterim çocukları bir bir
İhanetleri,
yıkıntılarımı, yalnızlığımı
Bahsetmek
isterim, yüreğimden
Hep
kırılgan, umursamaz, dalgın yüreğimden
Ömrümde
yalnız üç şeye biat edişimi haykırmak isterim
Biri
sen, biri Varna ve hep soluğunla ısıttığın İzmir
Mart
göğünden bir yıldızı Eylül’e çevir
Eylül’ü
bilirsin, sonbaharın ilk yaprağına küsmüş
Rengârenk
bir aşkla süslersin yaprakları
Leylak
morundan yollar yaparsın bana upuzun
İnce
bir tül getiririm, örtersin kalbine
Nasıldı
bilirsin, çünkü hasret gözlerin
Geceydi
hep yolculuklarım
İzmir
ve Varna gündüzken düşlerimde
Karanlıktı
kentler
Ve
zifiriydi yollar sisliydi hep
Hasreti
duyuyorum, sesin yankılanıyor kulaklarımda
Sen
uzaksın bana, sınırlar ardında
Yakındı
İzmir ve ulaşılmaz
Bense
üçünüzün ortasında yalnız
Ve
Varna
Ve
Varna
Mersin
ON YEDİYİ YAŞADIM DÜŞLERİMDE
Erdal Eren için...
Kıpkızıl
dalgalarla uyandım
Baktım,
kan kokuyor her yan
Her
yan barbarlık yurdu
Açtım
gözlerimi
Ve
yüreğimi
Koştum
Boğuştum
Büyüdüm
Aydınlığa
süzülerek
-ben
bir çocuğum ey aydınlık
Işığınla
on yediye süzül-
Saçlarım
kapkara
İnsanlık
kapkara
Koştum
Boğuştum
Ve
barbarın ‘dar’ bir ‘ağacına’ savruldum
Vuruldum
kaldım
Ay
annem
On
yedi defa konuşamadan
On
yedi defa göz açmadan
On
yedi defa dövüşmeden
Ve
dövüşüp düşmeden
Ey
insanlık
Uyudum
kaldım
On
yediyle uyuttular beni
Dar
bir kelepçe gibi gözleri
Paslı
bir ülke
“durup
da bakamadılar
Yaslı
gözlerime”
Kentlerde
boğulan güller gibi
Boğuluyorum
şimdi
Bir
nehir sessizliği ülkem
Özlüyor
mu?
Yorulmuş mu?
Tutsak mı gözleri?
On
yediyi yaşadım düşlerimde
Günlerim
on yedide kaldı
Taşra
Yüzümün Coğrafyasıdır
Yakın
bir kentte şimdi yüreğim
Özlüyorum
yüzünü
Yüreğim
sensin
Sarayım
istiyorum seni, öpeyim
Gözlerine
bakayım
Uzağı
göremiyorsun sen artık
Kalbim
uzak bir dünyada
Biliyorsun
bunu
Derinleşiyor
anılar
Deşiliyor
yüreğim
Şimdi
ağlıyorum, duyuyor musun?
Yoruldum
yoruldum
Ve
unutmak gelmiyor içimden hiçbir şeyi
Susuyorum
Yorgunluk,
ah tatlı bir düş gibi
Sana
benziyor
Uzağı
ben de göremiyorum artık
Hükmedemiyorum
kalbime
Kalbini
buluyorum düşlerimin yakınında
Ya
şimdi neredesin
Nerede
yüzün, sesinle hangi semttesin?
Bir
kuytu yalnızlık var odamda
Çık
gel şimdi rüzgâra kapılıp, gel
Saçını
savur, ünlemli bir imge ol gelirken
Bak
bana
İncinmiş
bir dal görüyorsun değil mi?
Kalbime
bakmalısın o karanlıktan, görebilmelisin
Birkaç
damla da gözyaşı var incinmeme dair
Gör,
o senin hatırandır
Artık
yakın kentleri de özlüyorum
Taşra,
yüzümün coğrafyasıdır
Bunu
da biliyorsun
Delirerek
susuyorum
Deliriyorum,
neredesin?
YAĞMURLARIN İZİNDE
Yüzümü
döndüğüm yerdesin
Güle
döndüm
Kalbimi
gördüğüm yerdesin
Küle
döndüm
Ve
yıllarla süpürülmüş
Bir
bulutun peşindeyim
Sözleri
gördüm
Yağmurların
izinde
Dağları
ve yolları sevdim
Sesimi
kente çarparak
Gönlümü
sulara gömdüm
“umut”
dedim sadece
Gülün
ve külün şiirine
* Şiirler, Cihan
Barış Budak’ın izniyle yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder