29 Kasım 2010 Pazartesi

Ah'lar Dizisi-5 / AH CEMAL ABİM, PAPİ DERSEM PAPALİNA ANLA, PAPİRÜS DERSEM ÇIK! / HÜSEYİN ALEMDAR





Ah'lar Dizisi-5 / AH CEMAL ABİM, PAPİ DERSEM PAPALİNA ANLA, PAPİRÜS DERSEM ÇIK!

"Jandarma daima nesirde kalacaktır
Eşkıyalar silâhlarını çapraz astıkça türkülerine
Ve bu dağlar böyle eşkıya güzelliği taşıdıkça"

(Cemal Süreya)


Ah güzel Cemal Abim benim, hani hep derdin ya "Bir dergidir benim yaşamım, bu yüzden ben ölmem batarım." 33 şehir, 29 ev değiştirip 4 kez de evlenen biri elbette batmaya meyillidir. Sen ki benim imgeabimdin, göçebe yanımdın, Kars adımdın, Mardin kanamamdın, Paris bir uç kırılmamdın! Sahi, yazımın başlığıyla söylersem sana "Papi" demek istedim, papi "papalina"yı çağrıştırsın istedim. Pekâlâ papalina ile de rakı içilir be Cemal Abi! Ağustos 1960'ta 4 sayı çıkarıp sonra batırdığın, Haziran 1966'da tekrar çıkarıp 47 sayı sonra yine batırdığın, 1980-81 arası ancak iki sayı çıkarabildiğin Papirüs'ten söz edersem beni duyar, Bilecik'ten İstanbul'a dek içine bastırdığın Kürt yanınla ve oğlun Memo ve kızlara rozet diye gösterdiğin Fenerbahçe yakanla beni duyarsın, ki duydun biliyorum! Biliyor musun, şiirimizin beş afacanı Özgür Özmeral, Mustafa Ergin Kılıç, Erol Özyiğit, Beşir Sevim ve Didem Gülçin Erdem'in girişimleri ve heyecanlarıyla Papirüs Kasım-Aralık olarak yeniden çıktı be Cemal Abi! Dilerim ki, bu bir dergi ömrü (kırk kırlangıç ömrü misali) öyle ya, bu kez daha uzun ömürlü olur umarım. Ah, şimdiden heyecan yaptın biliyorum, bizler senden aşkı, hayatı ve tüm heyecanları ödünç aldık. Bugün hâlâ şiire aşk ve hayat diye tutunuyorsak bil ki bu bile senin eserin. Ellisine merdiven dayamış, hatta ellisini devirmiş bizlerde heyecan arama diyecektim ama şiir ve hayat hep baskın çıkıyor bizi anla! Edebiyat seçkisi özelliği taşıyacak olan Papirüs-1'i senin izninle özetleyeyim öyleyse: Bir yerden sonra "sıkıcı" olan Ekrem Kahraman yazısının derginin başyazısı yapılmasına itirazla başlamak istemezdim ama başladım. Bu yazıdan sonra sıralanan 25 şairin birbirinden güzel şiirleri neyse ki Papirüs'ü dergi kılıyor. Cemal Abi sever diye "sevdiğim şiiri ve dizeleri" yazımın sonuna ekleyeceğim 1000. gün niyetine. (Melek) Özlem Sezer'in öyküsü öykü olduğu kadar şiir de; sinematografik yaklaşımla tretman ayrıca. Hakan Cem, Aslı Solakoğlu, Abdullah Ataşçı, Ethem Baran hep öykü kalacaklar. Yetkin Dikinciler ve Öner Yağcı'nın kaleme aldığı Nâzım Hikmet mektuplarını sen de seveceksin Cemal Abi. Şiire dair yazılar ise İhsan Tevfik, Zeki Karaaslan, Mustafa Ergin Kılıç (bu çocuk hem şair hem ölümüne çocuk), Ahmet Günbaş ve Beşir Sevim imzalı... Ah güzel Cemal Abim benim, derginin bir de "Cemal Süreya Belgeliği" diye bir bölümü var ki, ölüm artık burada geçmez! Orhan Alkaya'nın sana yazdığı şiirle izin verirsen seni ağlatacağım; Ağrı'yı, Kars'ı ve Dersim'i bilen sen çok ağlamışsındır biliyorum: "Cemal/kırmızı kanatlı bi kızın turna hâli/mahcup seyri çapkın bir edanın/intiharın bilinen en politik önermesi "--Ah, söyle! Orda da çapkın mısın! Papirüs'teki birbirinden güzel şiirler arasından benim şiirim "senaaaaaa!"; âh, sen Seyyidhan Kömürcü'yü tanımadın ama o seni çok iyi tanıyor! Adınızı karıştırıp karıştırıp Cemal Arif-Ahmed Süreya, Ahmed Cemal-Süreya Arif diyor bazen! Doğu ve şiir Allah'tan ve Dağlarca'dan bile büyüktür bazan! İşte o şiir ve dizeler... Kendine iyi bak, şiirabim!

sena

elim ayağım
epeydir kimin kime ne anlattığını bilmiyorum
adında hem ekmek hem gül geçen kimseyi görmedim
tanımıyorum
ben biraz yavaş
günde beş defa hiçbir şey yapmayan biri
ben biraz en üzgün baharatlara gena meyilli
mümkünse haşhaş
yoksa benzeri sözcüklerle de kırabilirim kalbimi
diyelim zencefil
diyelim hatmi

(...)

elim ayağım
artık nereye ne götürdüğümü bilmediğim bu sapakta
sesini burada bırakıp giden şeylere baharat diyen o aktar dedi
tamam olmak küfür
tamam etmek haşa
(...)
(Seyyidhan Kömürcü)

"Bu Anadolu, bu da etekleri yırtık İstanbul" (Veysel Çolak)
"ben nasıl anlatmam kâğıt destelerini/yediğim kurşunlar sakat bıraktı beni" (Hüseyin Peker)
"ölümsüzlük iyi gitmiyor eskiden olduğu gibi" (A. Ertan Mısırlı)
"kırmızı, çok kirletmiş beyazlığı" (Fergun Özelli)
"büyüdükçe, ölen kalbimmiş. anladım. ağladım." (İlhan Kemal)
"Şimdi sanki ölüm yakın da ben korkuyorum." (Emel Güz)
"göz kapaklarını öpüyor/yüzden geriye doğru say diyorum/açtığında/
beni göremeyeceksin" (Türkân Yeşilyurt)
"hiçbir tuğlanın ağlama vaktini ustası gelse bilmez" (Halil İbrahim Özbay)
"oğullarım kızlarıma/kızlarım oğullarıma/iyi baksınlar/aynıdır bir dağın/
ayın ve güneşin altında ağrısı" (Mesut Aşkın)
"eski bir şarap açtım, didik didik ettim kalbimi" (Özlem Tezcan Dertsiz)
"belimin çukuru sorumlu çarşafın kırışığından/
hayatımı beni doğuran taşın gölgesine seriyorum"
"Özgürüm artık cezasını gergefe işleyenlerden/
Bundan sonra gül de yutsam nefesim kül kokar" (Özgür Özmeral)
"!insan surete baktıkça iki kendine indikçe birdir" (Veysi Erdoğan)
"yedimizde yatsı vaktini bilerek/büyüdük çocukluk evlerimizde" (Serkan Türk)
"Artık bizi buradan ancak bir yangın çıkarabilir" (Yusuf Uğur Uğurel)
"Bu dünyadan gideceğimiz gün viski kırmızısı olacak deniz" (Ertan Yılmaz)
"uzayıp kısaldı boynum gün boyu bir pencerede/
sokaklara fırlayıp seni bağırmam için bu bile yeter" (Selami Karabulut)

Artshop, Kasım 2010

HÜSEYİN ALEMDAR

Hiç yorum yok: