29 Kasım 2010 Pazartesi

Ah'lar Dizisi-6/ AH ŞİİROĞLUM BENİM, SEN KÜÇÜKKEN GÜNEŞ İSKENDERUN DENİZİNE SU İÇMEYE İNERDİ! / HÜSEYİN ALEMDAR





Ah'lar Dizisi-6/ AH ŞİİROĞLUM BENİM, SEN KÜÇÜKKEN GÜNEŞ İSKENDERUN DENİZİNE SU İÇMEYE İNERDİ!

"Aşk, uzun karalardan sonra denizi görmek midir biraz
âşık olmak, yüreğin yeni bir burca girmesi midir?"

(Fikret Demirağ)

Şairin ilk dizeyi tanrıya, sonraki iki dizeyi ise anne ve babaya borçlu olduğunu düşünürüm. Ölünceye kadar çocuk ve çırak kalmasında ise hep anne vardır. İskenderun Lisesi Okul Aile Birliği'nin düzenlediği Şiir ve Türkü Dinletisi için 25-27 Kasım tarihleri arasında İskenderun'da bulunduğum sırada sevgili şairim Mehmet Hameş'in çocukluğuna dair anlattığı bir hikâye beni bu imgeye çıkardı. Hassa doğumlu Hameş, "çocuk aklı" annesine doğan güneşin çabucak kaybolmasından ötürü şu soruyu sorar: "Anne güneş n'oldu?", o da Amanos dağlarını göstererek "güneş şu dağları aşarak, bu dağın arkasındaki İskenderun'a denizden su içmeye gitti" der; Bunu duyduğumda Renê Char'ın bendeki bir dizesiyle kendi çocukluğuma ve anneme gittim "güneşi gördüm, alçaktan uçuyordu"--Araklı'da Karadere'nin aktığı bir vadinin eteklerinde bir köyde doğmuştum ve güneş sabahtan bir dağın tepesine doğup alçala alçala dereye inip, su içer gibi karşı dağın eteğine yükselerek kaybolup giderdi. Şunu anladım ki, çoğu okur-yazar olmasa da bizden önce şair olan annelerimiz. Öyle ki, Mehmet Hameş'e şiiri bu büyüyle anlatan annesi sekiz çocuğundan üçünü de şair yapmış. Ailede ilk şiir kitabı olan büyük ağabey; sonra bir Hüseyin Ferhad çıkmış ki diller ve dinler üstü bir şair, keza Mehmet Hameş de öyle. Hazır anneden söz etmişken, etkinliğimizin müzisyen konukları Nevzat Karakış ve Nedret Ural'dan da söz edelim. Sevgili Karakış'ın albümünün adı Bizâr'dı ve bu güzel albümü annesine ithafen yorumlamıştı. Çokça istek alan "Yalancısın" ile bazen bu albümün dışına çıksa da daha çok annesi gibi sessiz, bitkin ve yorgun durdu biraz; ama türküleri söyledikçe tüm İskenderun'u coşturdu. Nedret Ural bağlamasıyla Karakış'a destek vermekle kalmadı, albümü "Şavşat Türküleri"nden seçtiği örneklerle ve seçmeleriyle şiirin türküsüz yapamayacağını kanıtladı. Etkinliğin şair konukları Hüseyin Peker, Hüseyin Alemdar, Mehmet Hameş ve Yılmaz Arslan'dı. 25 Kasım günü başlayan bu etkinliğe, futbol tutkunu bendeniz ve Yılmaz Arslan'ın heyecanı ile okul aile birliği başkanı Süheyla Kelahmet Biner ve Hameş de heyecanı eklenince başlama vuruşu doğal olarak futbolla yapıldı. 5 Temmuz Stadı'nda gerçekleşen Yeni İskenderunspor-Keçiören Sportif maçı şairlerin de yüksek tempodaki desteğiyle 4-0 Yeni İskenderunsporun galibiyetiyle sonuçlandı. Kulüp Müdürü Levent H. Yılmaz'ın şair ve müzisyen konuklara mavi-turuncu renklerde forma hediye etmesi futbolun şiire şeref tribünü jestiydi. Bu yıl ilki gerçekleşen İskenderun Lisesi Şiir-Türkü Etkinliği'nin en güzel yanı hiç kuşkusuz katılımcı şair-müzisyen dostların üç günlük süre zarfında öğretmenlerle kurdukları ileriye dönük sıcak-samimi sohbetlerdi. Geziler sırasında Adana'dan Samandağ'a, Hatay'dan Harbiye'ye tüm doğasal ve tarihsel güzellikler doya doya yaşandı. Veda vakti geldiğinde ise, bu kez Adana Havaalanı için okul minibüsümüz yola koyulup Adana Seyhan Nehri kıyısından süzülüp geçiyordu ki, bendeniz şöyle dedim içimden: "Yılmaz Güney, tahminen şurdan girmiş olabilir Seyhan'a ve çıktığında bostandan kopardığı salatayı donuna sürüp ağzına götürerek iştahla ısırdığında, o sıralar Adana Şehir Tiyatrosu'nda aktör olan Nihat Ziyalan'a böyle bir saflıkla yakalanmış olmalı; büyük arkadaşlıklar zaten saflıkla başlar"--Sevgili Nihat Abim, Adana'dan geçerken sanma ki sana dokunmadım; İskenderun'da kazandığım Cengiz Biner, Ali Kuruca, Ergün Saydam, Mehmet Apiş ve Süheyla K. Biner'in dostlukları da elbette yanımdaydı şiir ve sinema tadında. Onlara ve kendime şunu söz verdim: Sizler için her zaman gelmeye hazırım ama, İskenderun'a tekrar gelişim Yeni İskenderunspor'un Bank Asya'ya çıkmasıyla ve konukseverliğin şiir gibi yapılacağını gösteren iki öğrencimiz Işılay ve Yasemin'in üniversiteyi kazanmalarıyla olacaktır. 1982 yılında 46 günlük askerliğim sırasında, bir parça tanıma fırsatı bulduğum İskenderun'u bu kez tümüyle tanıma ve yaşama fırsatı buldum; hoşça kal şiir, müzik, futbol ve dostluk şehrim.

HÜSEYİN ALEMDAR

Hiç yorum yok: