10 Kasım 2016 Perşembe

ABDURRAHİM KARAKOÇ


(7 Nisan 1932, Celâ köyü -şimdiki adıyla Ekinözü ilçesi- Elbistan / Kahramanmaraş   - 7 Haziran 2012, Ankara)


       İlkokulu köyünde okudu ve dört yılda bitirdi. Daha sonra okula gitmedi fakat çok kitap okuyarak kendini yetiştirdi.
      1984 yılında sanat hayatını sürdürmek ve çocuklarım okutmak için Ankara'ya taşındı. Yazılarında ülke ve dünya gündemine ait sosyal, kültürel, sanatsal ve siyasî konularla ilgili düşüncelerini eleştirel bir üslupla kaleme aldı. Abdurrahim Karakoç'un edebiyatla ilgisi daha ilkokul yıllarında dedesinin ve babasının şiirlerim okuyup dinlemekle başladı. O, babasından Köroğlu destanım, Kerem ile Aslı hikâyesini; Yunus'un, Karacaoğlan'ın, Dadaloğlu'nun ve Seyrani'nin şiirlerini dinleyerek, ezberleyerek yetişti. Karakoç'un yayınlanan ilk şiiri bir taşlama olup bu şiir 1950 yılında Elbistan Kaymakamlığının çıkardığı "Engizek" dergisinde yayınlandı.
       Şiirleriyle çağdaşı olan şairleri etkilemiş olan Karakoç'un 100'ün üzerinde bestelenmiş şiiri vardır. Bunlardan Musa Eroğlu tarafından bestelenen "Mihriban", "Unutursun Mihriban'ım", "Omuzumda Sevda Yükü", Bayram Bilge Tokel tarafından bestelenen "Dağ ile Sohbet", Ekrem Çelebi tarafından bestelenen "Sultanım" adlı şiirler Türk Halk müziğimize taze bir kan kazandırmıştır.
       Abdurrahim Karakoç'un şiir türündeki ilk eseri Hasan'a Mektuplar adıyla 1965 yılında yayınlandı. Nesir türündeki düşünce, sohbet, mektup ve röportaj türündeki yazılan da Düşünce Yazılan (1990) ve Çobandan Mektuplar (1997) adlı kitaplarında toplandı.
       Şiirleri, öyküleri, yazıları ve söyleşileri vb. gibi dergi, fanzin, gazete ve eklerinde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Hasan'a Mektuplar (1965)
& El Kulakta (1969)
& Vur Emri (1973)
& Kan Yazısı (1978)
& Suları Islatamadım (1983)
& Dosta Doğru (1984)
& Beşinci Mevsim (1985)
& Gökçekimi (1991)
& Akıl Karaya Vurdu (1994)
& Yasaklı Rüyalar (2000)
& Gerdanlık 1 (2000)
& Parmak İzi (2002)
& Gerdanlık II (2002)
& Gerdanlık III (2005)
& Bütün Şiirleri 1 - Vur Emri (2015, Kadim Yayınları, İst., 292 s.)
& Bütün Şiirleri 2 - Kan Yazısı (2015, Kadim Yayınları, İst.)
& Bütün Şiirleri 3 - Suları Islatamadım (2015, Kadim Yayınları, İst., 124 s.)
& Bütün Şiirleri 4 - Dosta Doğru (2015, Kadim Yayınları, İst., 112 s.)
& Bütün Şiirleri 5 - Beşinci Mevsim (2015, Kadim Yayınları, İst., 144 s.)
& Bütün Şiirleri 6 - Gökçekimi (2015, Kadim Yayınları, İst., 144 s.)
& Bütün Şiirleri 7 - Akıl Karaya Vurdu (2015, Kadim Yayınları, İst., 112 s.)
& Bütün Şiirleri 8 - Yasaklı Rüyalar (2015, Kadim Yayınları, İst., 200 s.)
& Bütün Şiirleri 9 - Gerdanlık 1 (2015, Kadim Yayınları, İst., 196 s.)
& Bütün Şiirleri 10 - Gerdanlık 2 (2015, Kadim Yayınları, İst., 152 s.)
& Bütün Şiirleri 11 - Parmak İzi (2015, Kadim Yayınları, İst., 112 s.)
& Bütün Şiirleri 12 - Gerdanlık 3 (2015, Kadim Yayınları, İst., 148 s.)
Kaynaklar:
A   
Hakkında Yazılan Yazılar:
1  
Hakkında Yazılan Yazılardan Alıntılar:
/   
Yazarla Yapılan Söyleşiler:
J   
Şiir Hakkındaki Düşünceleri:
ü   
Şiirlerinden Seçmeler:

AŞK HİKAYESİ

Başımdan bir kova sevda döküldü
Islanmadım, üşümedim, yandım oy!
İplik iplik damarlarım söküldü
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!

Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
Anladım ki kendi gönlüm dar bana.
Alev dolu bardakları yâr bana
Sunuverdi içtim içtim kandım oy!

Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım,
Ne zamana, ne kendime alıştım.
Kırk senede yedi hasret bölüştüm
Yedi dünya bana düştü sandım oy!?

GERDANLIK 1

Başımdan bir kova sevda döküldü
Islanmadım, üşümedim, yandım oy!
İplik iplik damarlarım söküldü
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!

Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
Anladım ki kendi gönlüm dar bana.
Alev dolu bardakları yâr bana
Sunuverdi içtim içtim kandım oy!

Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım,
Ne zamana, ne kendime alıştım.
Kırk senede yedi hasret bölüştüm
Yedi dünya bana düştü sandım oy!

GERDANLIK 2

Başımdan bir kova sevda döküldü
Islanmadım, üşümedim, yandım oy!
İplik iplik damarlarım söküldü
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!

Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
Anladım ki kendi gönlüm dar bana.
Alev dolu bardakları yâr bana
Sunuverdi içtim içtim kandım oy!

Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım,
Ne zamana, ne kendime alıştım.
Kırk senede yedi hasret bölüştüm
Yedi dünya bana düştü sandım oy!

MÜZELİK ŞİİR

Putların gölgesinde dans eder akbabalar
Söz sokakta dolaşır, öz zindanda çabalar
Atılan ucuz tafra selamlar, merhabalar.
En temiz topraklara gül eksem mantar biter.
Yollar sırat köprüsü, durmak düşmekten beter.

Kaybettim mesafeyi, zamandan uzaklaştım,
Sevgi diye sarıldım, isyanla kucaklaştım.
Ne kendimden kurtuldum, ne kendime yaklaştım.
Toprağın üstü mezar, zevke dalmış ölüler.
Can sıkmaya yetiyor canlı kalmış ölüler.

Fuhuş yuvası sanki en görkemli binalar,
Çamur evlat doğurur taş yürekli analar.
Resmen hâk tevzi eder hakkı boğan canavar.
Koşanlar, yarışanlar... Dehşet ötesi dehşet,

Akıl karaya vurdu, gırtlağı geçti vahşet.

Hiç yorum yok: