19 Kasım 2016 Cumartesi

MUHAMMED MÜCAHİT YILMAZ



       Şiirleri, Akatalpa, Dergâh, Fayrap, İtibar vb. gibi dergilerde yayımlandı.
Yapıtları:
Şiir Kitapları:
& Bir Sabahı Uyandırmak (2015, İzdiham Yayınları, İst., 64 s.)

Şiirlerinden Seçmeler:

BULANIK

ardında şarkılar tökezliyor, farkındasın
bilinçsiz bir aydınlık kaplıyor geceni.

herkesin sevdiği birinden nefret eder gibi
küçülüyor gözbebeklerin
dünya, harita kalıyor içinde
yırtık ve ufak; gözlerin gibi
döküntüde.

uğrunda susacağın bir harf yok
bu kötü!
kimse sorgulamıyor dilindeki elbiseyi
sessizlikler de mi çiftleşir
bilmiyor hiç kimse

nasıl susuyorsa gece
o simsiyah sonsuzluk
nasıl içine atıyorsa benleri, bedenleri
öyle terk etmeli gül
dikenini.

Akatalpa, Sayı: 127, Temmuz 2010

CHOPİN’E BAKAN YILDIZLAR

Çiğnedim, bakmaya kıyamadığınız o incecik çiçeği
Çiçek demekle kalmaz, bir sümbüle kıydım ben
Kanatları ak aktı, zaten bildiğim tek çiçek
Tek dünya ile birlikte içimin gözeneklerine aktı
Bıraktı beni yetim, kavalyesiz bu dansta
Garip gibi, mesnetsiz, ifadesiz yalnızlıkta

Doğurdu notaları şaşkınlıkla içinden
Bir çocuk çıktı ayna gibi, ruhumuza üfürdü
Tafrasız taşkınlıklar tuttu tiradımızdan
Noktürnlerin nüansını nemf ederek nihavent
Bıçağında böcek bağrını
bileyledi baladını
Yüzüne yumruk yağar
yundu yumru yapını
Ağladı aynalı atlet,
ağlar annesine amade
Çocuğun çarşafları curcuna
notalarını şaşkınlıkla
Doğurdu içinden, dinledi Chopin
Kendi aynasına birden
Kapıldı Chopin

Açın sesini, açın sesini
Dünyanın sesini açın
Gökyüzünün
Yıldızların.

Akatalpa, Sayı: 125, Mayıs 2010

ŞEHİR ANATOMİSİ

herkes zalimdir kendi gözüne karşı
gözünden kir akar şehrin içinde herkesin
herkes hep dua eder ve hiç inanmaz
kimse sormaz herkes ölüyor ama nereye
kimse kimsenin derdini bilmez ama masalarda
herkes herkese meze

akıl kumkuması herkes, nazik gülüş sofraları
toplu katliamlarda gözü kapalı bir huşu
toplu yaşamlarda hiss-i kabl-el vuku
ruhu paradayken camilerde oturmakta
bankanın maaş kuyruğunda ayakta
herkes herkesin en sevgili aşkıdır
herkes herkesin kazıklı voyvoda’sı

şehirde sana sırayla öğretirler:
herkesin sözü paçavrasıdır herkesin.
gücü baş tacı edip tapmalı tapınmalı
sorun değil bir özürle
üstü örtülür, bombalanmalı.
devlet sıcak bir yorgandır
sarılıp da uyumalı-
inanmak herkesi yaratan Allah’a değil,
şehrin cici tanrılarına olmalı.

ekran ölüleri kefene ihtiyaç duymaz, salon ölüleri
herkes zalimdir kendi kalbine karşı.

ŞEHİR KAPISI

Şehrin kapısında adını bırakan insanlar
Kabul edildi yalnızca şehre, çünkü ben
İnsanı bırak hadi sen de, çiçek bile öldüremedim
Şah tacı uzak tutar sandım karanlıkları
Rüyalarıma girer sandım bir gece babaannem
Elimden tutar ve beni de dâhil eder
Dahletmeden önce dünya, ellerimi tutmalı
Babaannem, kıpırdamalı hayallerin içinden
Cennetin efsunkâr kalbinden

Şehrin kapısında kalbini bırakan insanlar
Kabul edildi yalnızca şehre, çünkü ben
Kalbini durdurmayı bırak küçük çocukların
Üzerlerini örttüm kalbimle, bir gece…

Akatalpa, Sayı: 134, Şubat 2011



Hiç yorum yok: